Asırlar boyunca Ortadoğu’yu ve #Kürdistan#’ı gezen tüm yabancı gözlemciler #Kürd kadınları#nın diğer müslüman topluluklara bağlı kadınlardan farklı olduklarını çok bir şekilde belirtmişlerdir. Bu konuda bir hayli yazılı belge var.
Örneğin 1840 yılında B. Poujoulat Kürd kadınlarını şöyle değerlendiriyor:
“Kürd kadınları gerçek amazonlardır. Onlar atlara kusursuz binlerler, kocaları gibi silahlıdırlar..Kürd kadının boyu zarif ve şıktır. Ama yüzleri güneş tarafından yandıĝından dolayı çekici deĝildir… Kürd kadınları kapanmıyorlar. Elbiseleri ince, giri kumaş bir fistan, göĝüsleri açık, bellerini deri bir kemer ile baĝlıyorlar.. Paralarla süslenmiş uzun siyah saçları omuzlarında dalgalanıyor. Kürd kadınları başlarının arkasına savurdukları çok ince sarı ya da mavi eşarp taşırlar ve yalın ayak gezerler.
Daeş’a karşı savaş ile birlikte genel olarak Kürdler ve özel olarak Kürd kadınları dünya kamuoyunun gündemine oturmaya başladılar. Gazetelerin köşe yazarları “Siz kimsiniz Ey Kahramanlar?” diye sormaya başladılar. Dünyanın bir çok ünlü dergi ve gazetelerine Kürd kadınları manşet olmaya başladılar.
Daeş’a karşı savaş sırasında Kürd kadınlarıyla diğer Müslüman ülkelerinin kadınları arasındaki fark bir daha çok açık ve çıplak bir şekilde ortaya çıktı.
Kürd kadınlarının bu konumu öyle bir günde yada bir kaç yıl içinde yürütülen mücadelenin neticesinden ortaya çıkmış değildir. Var olan reel durumun uzun tarihsel geçmişi vardır. Tüm Müslüman halklar içinde Mesture Kurdistani’nin ilk tarihçi kadın olarak ortaya çıkması tesadüfi değildir. Daha fazla uzaklara gitmeksizin, M.S Hewlerli Helena, Selahaddin Eyyubi’nin yeğeni Deyfe Xatun, Soran Miri Xanzadxan, Caf Kralicesi Adilexan, Mayan Xatun, yine Eyyubilerden Gaziye Xatun, Dunbuli Kürdlerinden Hayranxan, Ayşe Timur, Hepsexan, yine Yahudi Kürd kadınlarından Aşinaz Barzani(1590 1670), Ehli Hak önderlerinden Melekcan ve burada isimlerini sayamayacağım farklı dallarda boy gösteren yüzlerce Kürd kadını bu topraklar üzerinde boy gösterdi. Bugün Kürd siyasal, kültürel, askeri ve sosyal yaşamını çok renkli kılan kadınların kavgasının büyük, çetrefeli, zorlu ve renkli bir tarihsel geçmişi var. Ciddi bir tarihsel miras var.
Bugün burada Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinde önemli bir rol oynayan ve Kürdlerin ulusal kollektif hafızasında hak ettiği yeri alması gereken bir Kürd kadınından, Qedemxêr Feylî üzerine durmak istiyorum.
Qedemxêr Feylî Kimdir?
Qedemxêr Feylî’nin dünyaya geldiği Loristan bölgesinin tarihi binlerce yıl öncesine dayanıyor. Bugün elimizde bulunan tarihsel belgelere göre en azından 800 yıl boyunca Kürd Mirleri tarafından yönetildi. Hesnewi, Xurşidi ve Küçük Loristan Mirleri bunlardan sayabileceğim bir kaç tanesidir. Bu bölge de çok ünlü Kürd kadını yaşadı ve isimleri çağlar boyunca Kürdlerin ulusal hafızasında yer aldı.. Bunlardan Yutab Xuwahir Aryoberzin, Dewlet Xatun, Meryem Bêgîm(Kerimxan Zendi’n annesi), Bibi Meryem Baxtiyari, Melike Sureya İsfendiyar Baxtiyari, Qedemxêr ve daha başka kadınları sayabiliriz.
Qedemxêr Feylî’nin doğum ve ölüm gününü tespit etmek için elimizde hiç bir belge ve yazılı kaynak yok. Ayrıca ziyaret edebileceğimiz bir mezarı dahi yok.
Qedemxêr Feylî tahminlere göre 1889 yılı cıvarında Mir Qendi Qelawendi ve Cewahir’ın çocuğu olarak dünyaya gözlerini açıyor. Babası Direkwend aşiretinin Qelawendi kabilesinin reisi ve aynı zamanda Küçük Loristan’ın Miriydi. Qedemxêr’in kardeşleri meselesinde farklı bilgiler var. Bazı kaynaklar 9 erkek ve iki bacıdan söz ediyor. Diğer kaynaklar ise Qedemxêr’in 7 erkek kardeşinden söz ediyor. Qedemxêr Feylî, çok küçük yaşlarda kardeşleriyle birlikte her türlü silah kullanmayı ve ata binmeyi öğreniyor. Ondan söz eden tüm kaynaklar, “uzun boylu, güzel, silahşör ve dirayetli bir suvari” olarak söz ediyorlar. O çok küçük yaşlarda kardeşleriyle birlikte bir dizi savaşa doğrudan katılıyor. Hani Kürdlerin “Xuşkek û Heft Bra” destanına benzeyen çok yanı varmış. Belki de bir bacı ve 7 erkek kardeş söylemi bu destandan kaynaklanıyor.
Qedemxêr’in 3 erkek kardeşi , Babaxan, Abasxan ve Şahmuradxan Feyli Kürdlerinin kollektif hafızasında silinmez bir iz bırakmışlar. Qedemxêr bu arada amcası oğlu Sefqulixan ile evleniyor ve bu evlilikten Mehemedxan adıyla bir oğlu dünyaya geliyor.
Şah Rıza Pehlewi Kürd Mirliklerini ortadan kaldırmaya karar verdiği zaman ordusunu Küçük Loristan Kürdlerinin üzerine de gönderiyor. Küçük Loristan Kürdleri Fars işgalcilerine karşı direniş kararı alıyorlar.
Fars güçleriyle Kürdler arasında bir dizi çatışma oluyor. Qedemxêr’in de hazır bulunduğu bir çatışmada eşi Sefqulixan, kardeşleri Babaxan ve Abasxan şehid düşüyorlar. Bazı kaynaklar Qedemxêr’in Mehemed Huseyinxan adlı biriyle ikinci evliliğini yaptığını ve Mehemed Huseyinxan’da Fars ordularıyla girdiği bir başka çatışma şehid düştüğünü yazıyorlar.
İran devleti ile Küçük Loristan’ın son Miri ve aynı zaman da Qedemxêr’in büyük kardeşi Şah Muradxan birlikleri arasında bir dizi kanlı çatışmalar oluyor. İran güçleri kadın, erkek, yaşlı ve çocuk demeden katliamlar gerçekleştiriyor ve yerleşim yerlerini yakmaya başlıyor. Kürd güçleri taktik değiştirerek partizan savaşına başlıyor ve İran ordusuna büyük darbeler vuruyor.
Bu arada İran devleti, Kürdlerle başa çıkamayacağını anlayınca 1925 yılında hile ve entrikalara baş vurarak Küçük Loristan Miri, Qedemxer’in abisi Şah Muardxan’ı tuzağa düşürerek öldürüyor.
Abisi Şah Muardxan’ın Şah Rıza tarafından kaleşçe tuzağa düşürülüp katledilmesinden sonra Qedemxêr bir dizi Kürd aşiretini bir çatı altında toplayarak gerila savaşını Loristan dağlarında yaygınlaştırmaya başladı. İran devleti İsfendiyar’ın komutasında büyük bir askeri gücü Qedemxêr’in komutasındaki Kürd güçlerinin üzerine gönderiyor. İki güç arasında yıllara yayılan kanlı çatışmalar oluyor.İran devleti bir yandan Kürdleri terrorize etmek amacıyla Kürd köylerini yakıyor ve diğer yandan aşiret liderlerini para ve koltuk karşılığında yanına çekmeye çalışıyordu. Fakat, Qedemxêr’in bir kadın olarak Şah Rıza’nın ordusuna vurduğu darbeler halk kitleleri tarafından büyük sempatiyle karşılandığından dolayı planlar tutmuyordu.Qedemxêr’in önderliğinde gelişen mücadele İran ordusunu çıkmaza soktuğundan dolayı, Şah Rıza taktik değiştirerek “barış” için Qedemxêr’e bir heyet gönderiyor.
Şah Rıza’nın gönderdiği delegasyon Kürdlere “ halkın yaşam koşullarını iyileştireceklerini, bölgeye yatırım yapacaklarını, isyana katılan herkesi af edeceklerini ve Şah’ın Qedemxêr ile evlenmek istediğini” bildiriyorlar. Ayrıca Fars delegasyonu bir dizi hediyenin yanında bir cuval pirinç de beraberinden götürüyor. Bu arada Kürdleri tehdit etmek amacıyla pirinci yere dokuyorlar ve İran’ın askeri gücünün bu pirinç tanelerinden daha fazla olduğunu söylüyorlar.
Qedemxêr Fars delegasyonunu dinledikten sonra yapılan tüm önerileri red ederek kendilerine “ Tüm hediyelerini alın ve geri götürün. Şah’ınıza söyleyin ben evlenilecek kadın değilim, kendisi kadındır. Tüm pirinç tanelerini toplayın, çuvala koyarak bu 3 aç tavuğumuzla götürün. Bu aç 3 tavuğun sizin tüm pirincinizi nasıl yiyeceklerini göreceksiniz. Şah’ınıza söyleyin Kraliçe Qedemxêr diyor ki: doğru savaşçılarım az, ama büyük ordunuzu yiğeceğim” diyor.
Fars delegasyonu geri döndükten sonra Şah Rıza daha büyük askeri güçleri Qedemxêr’in üzerine gönderiyor. Askeri güçler arasında güç bakımında korkunç bir dengesizlik vardı ve Qedemxêr komutasındaki Kürd güçleri halkı Fars katil sürülerinin saldırılarına karşı koruyamiyordu. Fakat, bu arada Fars askeri güçlerine de büyük zararlar veriyorlardı.
Bu arada Qedemxêr Güney Kürdistan’a Şêx Mehmud Berzencî’ye bir mektup yazarak Farslara karşı askeri güçlerini birleştirmeyi öneriyor. Qedemxêr mektubunda Farsların Kürdlere ev özellikle sivil halka karşı giriştikleri katliamlara, kardeşi Şah Muradxan’ın alçakça katledilişine dikkat çekerek Güney ve Doğu Kürdistan’da işgalcilere karşı askeri güçlerini Şêx Mehmud Berzencî’nin komutasında birleştirmek istediğini söylüyor. Qedemxêr mektubunda ellerinde bulunan silahlar iki yıl savaşı yürütmek için yeterli olduğunu söylüyor. Ayrıca Qedemxêr mektubunda Şêx Mehmud Berzencî ‘ye evlenme teklifi yapıyor.
Şêx Mehmud Berzencî’nin danışmanlarından Ahmed Xoce bir yazısında Qedemxêr’in, Şêx Mehmud’a gönderdiği mektuba değiniyor.
Şêx Mehmud Berzencî’nin danışmanı Ahmed Xoce’nin anlatımlarına göre Qedemxêr, Şêx Mehmud’a yazdığı mektupta işgalcilere karşı askeri güçlerini birleştirmenin yanında evlilik teklifine dair : “Loristan serdarı devrimci Qedemxêr İran askerleri tarafından yakalanmadan önce ölümsüz Şeyh Mehmud’a bir mektup yazarak ‘devrimci bir Kürd kadın liderinden bir devrimci Kürd liderine!! Bu mektubu herhangi bir kadından alamıyorsunuz. Bu mektubu bir Kürd kadından alıyorsunuz. Çünkü Kürdler cesur ve gönülden inanan kadın ve erkekler arasından ayırım yapmamalılar. Ben kadınlığımı bilirim. Erkeklerin peşinden koşan bir kadın da değilim. Tam tersine aradığım erkek o seviye de olmalı ki eşi olayım. Bu erkeğin sen olabileceğini düşünüyorum. Hürmetlerimle cevabını bekliyorum.’ diyor.
O dönem Şeyh Mehmud hareketi yenilgi almıştı. Şeyh Mehmud’un kendisi dağa çekilmiş durumdaydı. İlk önce Şeyh Mehmud, Qedemxêr’e cevap vermek istemiyor. Daha sonra düşüncesini değiştiriyor ve kendisine cevap veriyor. Ahmed Xoce’nin anlatımlarına göre mektubu meşhur Kürd şairi Ari yazıyor. Şeyh Mehmud şöyle cevap veriyor: “………..bende şimdi zalimlerin esiriyim. Ne sesim ve de ne de silahımın sesi sana ulaşır. Ben kendim de Kürdistan dağlarında derbederim. Eğer vatanımız bu zalimlerin elinden kurtulsa, uzakta olsa hayat arkadaşın olmak ve elim eline ulaşsa şerefmend olurum. Kürdlerin ister kadın ve isterse erkek kurtuluş için yaşam ve mutluluğa ihtiyacı var.”
Qedemxêr önderliğindeki Kürd güçleri ile Fars orduları arasındaki çatışmalar zamana yayılarak sürüyor. İran ordusu yıllara dayanan Kürd direnişini bastıramıyor. Bu sefer İran Şah’ı din adamlarından oluşan bir heyeti Qedemxêr ile görüşmek için gönderiyor.
Rıza Şah din adamlarından oluşan heyet ile birlikte Qedemxêr’e bir mektup ve bir de Kuran gönderiyor. Şah mektubunda savaşa katılan herkesi şartsız af edeceğini, herkesin serbest bir şekilde evlerine döneceklerini, Loristan’ı yeniden eskisi gibi inşa edeceğine dair söz veriyor. Ayrıca Şah gönderdiği Kuran’ın kapağına da mühürünü basarak söylediklerinin doğruluğuna dair Kuran’ı şahit olarak gösteriyor ve önünde yemin ediyor.
Din adamlarının bu ziyareti ile birlikte gönderilen mektubu ve Kuran’ı gören bir dizi askeri komutan Şah’ın verdiği söze inanmaya başlıyorlar. Ayrıca bu süreçte Farslar bazı aşiret liderlerini para ve imkan sunma karşılığında saflarına çekiyorlar. Qedemxêr’in bir dizi askeri komutanı ve savaşçısı silahlarını bırakarak teslim oluyorlar. Qedemxêr, kendisine bağlı kalan küçük bir grup savaşçıyla direnişi sürdürüyor. Bazı kaynaklar Qedemxêr’in dört bir yandan kuşatılma neticesinden esir düştüğünü yazıyor. Bazı kaynaklarda onun önderliğindeki güçlerin zayıf düşmesinden sonra teslim olduğunu yazıyor.
Fars ordusu Qedemxêr ile birlikte hareketin 17 askeri önderini Tahran’a götürüyor ve bir gün sonra 17 komutanı idam ediyor. Qedemxer’in ölümüne dair farklı versiyonlar var. Bazılarına göre Şah’ın talimatı ile Qedemxer’i bir ata bağlıyorllar, Tahran sokkaklarında yerden sürükleyerek öldürülüyor. Bazılarına göre ise Qedemxer Şah’dan af dilemiyor hapishane işkence sonucu ölüyor.
Qedemxêr üzerine bölgeyi gezen bir çok yabancı gözlemci değerlendirmeler yapmış ve o dönemler onun üzerine yazılan şiirleri aktarmışlardır.(Edmons) Doğu Kürdistan’da bir çok dengbêj ve şair Qedemxêr üzerine şiirler yazmış ve stranlar söylemişlerdir.
Sonuçta olarak Qedemxêr, kardeşi Şah Muradxan’ın Farslar tarafından kaleşçe 1925 yılında öldürülmesinden sonra 4 -5 boyunca direnişi sürdürdü, Kürdler arasında bağımsızlık özgürlük için bir destan kahramanı olarak nam saldı ve Kürdistan şehidleri kervanına katıldı.[1]