$Ağrı Dağı İsyanıyla Başlayıp Zilan Deresi İle Biten Kürt Katliamı$
Zilan Katliamının vahşetini dönemin gazetesi şu şekil vermişti: Ağrı dağı tepelerinde tayyarelerimiz cok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı dağı daimî ve infilak içinde inlemektedir. Zilan deresi ağzına kadar cesed dolmuştur.
Ağrı Dağı İsyanıyla Başlayıp Zilan Deresi İle Biten Kürt Katliamı makalemiz ile bugün kürtlere uygulanan katliamlardan sadece birine değineceğiz. Ağrıdan zilana kadar sıçrayan bir başkaldırma ile başlayıp 15.000 kişinin katledilmesiyle ve bastırılan bir katliamın , tanıklarının verdiği bilgilere ve yorumlara istinaden sizlere objektif bir bilgi sunmaya çalışacağız… Ağrı dağı isyanı nasıl başladı?
-1926 yılında broye hesike telli ağrı dağında isyanı başlattı. 1926 yılında sürgün edilmek istenen ancak buna karşı çıkan telli, jandarmaların silahlı saldırısına maruz kaldı ve bunun üzerine ağrı dağına çıkıp direneceğinin mesajını verdi. Artık ağrı dağı isyanı başlamıştı. isyan büyüyüp çevre yerdeki aşiretlerinde katılmasıyla birlikte artık bağımsızlık adına adımlar atılmaya başlandı. Ağrıda başlayan bi isyan zilan da ses bulacaktı.
$Zilan Ayaklanması ve Katliamı$
– 20 haziran-13 temmuz 1930 tarihleri arasında ağrıda yaşanan isyan Van’ın erciş ilçesinde yankı buldu. Van ile kara köse(ağrı) arasında zilan harekatı başladı. Bu hareket sırasında 13 temmuz adı verilen adı verilen zilan deresi veya komkujiya Geliya zilan katliamı gerçekleşti. Ağrı dağının etekleri yakılıp köylerdeki insanlar öldürüldü , işkenceye, tecavüze maruz kaldı. Ağrı Dağı İsyanıyla Başlayıp Zilan Deresi İle Biten Kürt Katliamı makalemize devam edecek olursak.
Katliamda 15000 insan öldü. Bunların arasında hamile kadından 90 yaşındaki yaşlılarda vardı. Aslen van ercişli olan yaşar kemal, 1950 lerde zilan deresi katliamını öğrenip çok etkilendiğini belirtmiştir. Daha sonra da bu katliama “Deniz küstü” romanında yer veriyor… Ve bu olaylar dönemin yari resmi gazetesi cumhuriyet gazetesinde şu şekilde kaleme alınmıştır : “Ağrı dağı tepelerinde tayyarelerimiz cok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı dağı daimî ve infilak içinde inlemektedir. Zilan deresi ağzına kadar cesed dolmuştur.” şeklinde ifadelere yer verilmiştir.
Zilan katliamı sırasında asker olan Diyarbakır’dan katliam bölgesine sevk edilen birliğin içinde olan Mirza Efendi, tanık olduğu olay Zilan Katliamının dehşetini ne denli büyük oldugunu gösteriyordu. Mirza Efendi; ”Zilan Katliamında ben Diyarbakır’da askerdim. Diyarbakır’dan bölgeye sevk edilen askeri birliklerin içinde ben de vardım. Bölgeye intikal ettiğimizde katliam yeni yapılmıştı. Bizler firar edenler ya da katliamdan kurtulup gizlenenlerin bulunması ile görevliydik. Yakılan Cakırbey köyünde bu amaçla arama tarama yapıyorduk, daha önce katledilen ve yakılan köyün yıkıntıları arasında sağ kalan insan arıyorduk. Aramalar neticesinde iki kişi bulundu. Her ikisini de alıp komutanın yanına getirdiler. Bizler de arama faaliyetini tamamlayıp orada toplandık. Yakalananlardan biri 80’lik ihtiyar bir adamdı. Diğeri ise, halinden doğumunun çok yakın olduğu belli olan hamile bir kadındı”
Başka bir tanık olan ahmet yıldız ise şu açıklamaları yapıyor… Aşê Davuda ceset doluydu, Ağustos sıcağında cesetler şişmiş, kokuyordu. Askerler, genç kız ve kadınların cesetlerine tecavüz ediyorlardı, Aşê Davuda (Davutlar değirmeni), Erciş kız yatılı ilköğretim bölge okulunun bulunduğu yerdir, Van –Erciş yolu üzerinde bulunuyor ya. En büyük toplu katliamlardan bir de orda yapıldı. Ben o zamanlarda. Askerlere erzak taşırdım. Birkaç defa Aşê Davuda’da kamp kurmuş olan askerlere erzak götürdüm, kendi gözlerimle gördüm. Cenazeleri üstü üste kule şeklinde yığmışlardı. Hiç unutmam, askerler cenazelerin arasına girip güzel kadın ve kızların cesetlerine tecavüz ediyorlardı” dedi.
Katliamın Tanıklarının Konuşmasını Haber Yapan Kürt Gazetecilerine Ceza, 2007 yılında DİHA Van muhabirleri Oktay Candemir ve Ercan Öksüz, Zilan deresi katliamı tanıklarından 94 yaşındaki Kakil Erdem’in tanık olduğu olayları konu alan “Zilan Katliamı’nın Tanığı Konuştu” başlıklı bir röportaj yayınladılar. Röportajın ardından iki muhabir hakkında 9 Eylül 2008’de Van 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanan dava neticesinde iki muhabir birer buçuk yıl hapse mahkûm edildiler.
Zilan Katliamından Sonra İsmet İnönü’nün Açıklaması Katliamdan sonra konuşan dönemin Başbakan’ı İsmet İnönü Milliyet Gazetesi’ne verdiği demeçte; “Bu ülkede sadece Türk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur” açıklamasında bulunmuştur. Bu açıklama bile Kürtler’e ne denli zulümler yapıldığının kanıtıdır.. Ağrı Dağı İsyanıyla Başlayıp Zilan Deresi İle Biten Kürt Katliamı makalemizin sonuna gelirken önemli bir bilgiyi de vererek makaleyi sonlandıralım.
Son Olarak; Zilan’da yapılan vahşi katliamlardan kinlerini alamayanlar bu bölgedeki halkı asimilasyona uğratmak için bir siyaset geliştirdi. Katliamdan sonra boşaltılan köylere getirilen mülteci Türkmenler yerleştirilerek buradaki halkın kendi kültür ve dillerini unutmaları hedeflenmiştir. Şuan arada 100lerce yıl geçmesine rağmen Zilan bölgesine gitiğimizde katliamların izlerini görmemiz mümkündür. En basiti oraya giden insanlar Zilan deresinden hala kan kokusunun geldiğini belirtmektedirler.[1]