Nuri Dersimi
Mehmet Nuri Dersimi (mezar taşında Muhammed Nûrî Dêrsimî îbn el-Molla Îbrahîm Colikoxlî, lakabı: Baytar Nuri, 1890; Akpınar, Hozat, Dersim Sancağı - 22 Ağustos 1973, Halep), Koçgiri İsyanı ve Dersim İsyanına adı karışmış Alevi-Kürt (kendi anlatımı ve bazı kaynaklara göre Kurmanc bazı kaynaklara göre ise Zaza kökenli ) olan Kürt milliyetçi ideolog ve veteriner hekim.
Gençliği ve öğrenimi
Hatıratım adlı eserine göre, Colıkzadelerden Mehmet Ali'nin oğlu Mıla İbrahim'in oğlu olarak Ağzunik (Akpınar) köyünde Karabal aşiret reisi Gangozade Mehmet Ağa'nın odasında doğdu. Baba tarafı Mılan kabilesinden, anne tarafı Ağuçan sülalesindendi. 1899'da Sorpiyan köyünde amcası Mıla Hasan tarafından ilk öğretimine başlatıldı. Önce Harput Askerî Rüştiyesi'ne kaydoldu, fakat 1904'te o okulu bırakarak yatılı Harput İdadi Mektebi'ne (lise) başladı. İdadiden mezun olduktan sonra İstanbul'a geçti ve Ekim 1911'de İstanbul Sultanahmet'teki Mülkiye Baytar Mektebi Alisi'ne (Veteriner Okulu) kaydoldu.
İstanbul'da önce Kürt Tabele Hevî Cemiyeti'ne girdi ve 1912'de kurulan Kürdistan Muhiban Cemiyeti'nin umumi kâtipliğini (genel sekreterlik) yaptıktan sonra Kürdistan Teali Cemiyeti'ne katıldı.
1914'te I. Dünya Savaşı'nın başlamasından son sınıf öğrencilerinin askere alınması üzerine okulu bitirmeden Harp Okulu'na gönderilerek iki aylık bir askeri eğitimi aldı. Oradan İstanbul Beykoz'da nakliye tabur Baytar Yüzbaşısı Mustafa Bey'in yanına görevlendirildi ve daha sonra 4. Ordu Baytar Müfettişliği emrinde subay vekili rütbesiyle Erzincan'da veteriner hekim olarak hizmet etti. Askerlik döneminde görev nedeniyle Dersim'e giderek aşiret liderleriyle tanıştı. Askerliğini tamamladıktan sonra 1916'da İstanbul'a dönerek okula devam etti. 22 Eylül 1918'de okuldan mezun olup diplomalı veteriner oldu ve Baytar Nuri olarak anılmaya başladı.
Savaş bittiğinde Kürdistan Teali Cemiyeti hakkında yapılan bir ihbar üzerine Divan-ı Harb'e verildi. Ancak Divan-ı Harp reisi Nemrut Mustafa Paşa (Mustafa Yamulki) Haydi gidiniz oğlum, yolunuz açık olsun, Dersimliler'e ve hassaten Seyid Kasım Ağa'ya selam söyle diyerek suçsuz kararı verdi.
Koçgiri İsyanı
Kangal, Divriği, Zara mıntıka veterinerliği görevini almak için Seyit Abdülkadir tarafından Ziraat Vezaretine tavsiye yazıldı ve Haziran 1919'da Koçgiri aşiretlerinin reislerinden Mustafa Paşazade Haydar ile birlikte İstanbul'dan ayrılarak Karadeniz yoluyla Giresun'a, oradan Sivas'ın Zara kazası Ümraniye (bugünkü İmranlı ilçesi) nahiye merkezine ve oradan Boğazviran (bugünkü İmranlı ilçesi Boğazören) köyüne geçti. Boğazviran'da Mustafapaşazade Haydar, kardeşi Alişan ve Alişan'ın kâtibi Alişer ile görüşerek örgütü kurmaya karar verdiler. 20 Aralık 1920'de faaliyetleri nedeniyle tutukland fakat Hasan Hayri'nin araya girmesiyle serbest bırakıldı.
Koçgiri İsyanına katıldıktan sonra 15 Mayıs 1921'de Dersim'e iltica etti. Sakallı Nurettin komutasındaki Merkez Ordusu tarafından kurulan Divan-ı Harp'te 25 Haziran 1921'de gıyaben mahkûm edildi.
Doğulu milletvekillerinin girişimlerinin sonucu Mustafa Kemal affettiyse de Dersimli Nuri Dersimi ve Koçgirili Alişer'i istisna tuttu.
Ovacık aşiretlerinden Arslan, Binsan, Maksudan, Pergoran, Koçan, Şemikan, Laçinan ve Reşıkan aşiretlerin Seyit Rıza ile ittifak kurmasını sağladı. Seydan ve Sığıhasanan aşiretleri arasındaki düşmanlığını giderme ve Alevi bağlılığını hasıl etme düşünceleriyle Seydan aşiretleri reisi Munzur Ağazade Ali Ağa'nın kızıyla evlendi. Ancak Ali Ağa'yı Seyit Rıza ile ittifaka ikna edemedi.
Dersim İsyanı
Yurt dışına çıkmak için Elaziz'den İstanbul'a gitti ve Sirkeci'de Elaziz Oteli'nde kaldı. Sirkeci Garı'ndan Rumeli treniyle Edirne'ye gitmek bahanesiyle Yunanistan'a geçmeyi planladı. Ancak Bakırköy geldiğinde tesadüfen görüştüğü Sabri Bey'in Yunanistan - Türkiye arasındaki iç anlaşmasından dolayı yakalanarak Türkiye'ye teslim edileceğini duyunca vazgeçti ve İstanbul'a döndü.
Rumeli yoluyla iltica etmenin olanaksız olduğunu anlayınca Fransız Suriye Mandası'na iltica etmeye karar verdi ve önce Mersin'e oradan da Adana'ya geçti. Adana'dan Elaziz'e (Elazığ) bir telgraf yazarak Mardin'e gideceğini bildirdi ve 11 Eylül 1937'de İstanbul'dan gelip Suriye yoluyla Mardin ve Bağdat'a gidecek olan ekspres trenine bindi. Aynı vagona tesadüfen binen Sultan Hamit'in varislerinin avukatı olan Suriyeli avukat Kâmil Sinno'nun yardımıyla Suriye'ye iltica etti.
Suriye
Kırıkhan (bugün Hatay iline bağlı bir ilçe)'da Haco Ağa'nın yanında Hüseyin Mazlum olarak kalan Nuri Dersimi, Fransız albay Kole (Robert Collet)'nin 'Dersimli Baytar Nuri'nin Türkiye'ye teslim edileceğine dair kararı bilgisini aldı ve Türk askerlerinin Antakya'ya girmesinden üç gün önce, 1 Temmuz 1938'de Halep'e geçmek zorunda kaldı. Halep'te bulunan Dersimli Şemikan aşiretlerinden Gazioğulları'ndan Ali Ağa'nın kızı Feride ile nişanlanan Dersimi, aynı günlerde Hoybûn Cemiyeti'ne üye oldu.
Ürdün
Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın Dersimli Baytar Nuri isminde bir şahsın Türkiye'ye teslimine karar vermiş olduğunu duydu ve Ürdün'de bir baytar doktoruna lüzum görüldüğünü öğrendiği için Eylül 1938'de Ürdün'e geçmeye karar verdi. 14 Ekim 1938'de Amman'da Umum Baytar Reisliği'ne tayin edildi ve 24 Aralık'ta Suriye'den ayrılarak Ürdün'e geçti. 2 Temmuz 1939'da nişanlısı Feride de Halep'ten Amman'a geldi ve 6 Temmuz'da evlendi. 27 Kasım 1939'da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından ayrılarak Suriye vatandaşlığına geçti. Melik Abdullah'ın Türk cariyesinden olan oğlu Emir Nilf'in Türkiye'yi ziyaret ettiğinde İsmet İnönü'nün
Kardeşim, babanıza söyleyin, biz dostuz; fakat yurdumuzdan firari hain Dersimli Baytar Nuri'ye bizden bir miralayın maaşını vererek vazifede istihdam ediyorsunuz ve devletler nezdinde Türkiye aleyhindeki yalan yanlış suçlama ve iftiralarına da açıktan açığa meydan veriyorsunuz.[kaynak belirtilmeli] demesinden sonra 27 Ekim 1940'ta Amman'dan ayrılarak Halep'te Paşa mahallesindeki eşi Feride'nin yanına geldi.[1]
Suriye'ye dönüş
6 Ağustos 1941'de Azez (Arapça: أعزاز A'zāz) kaymakamlığı baytarlığına tayin edildi. Fakat Türkiye'nin Halep Başkonsolosluğu Azez'in Türkiye sınırına yakın olmasından dolayı itiraz etti ve 23 Ağustos 1941'de Hama merkezine nakledildi. 1942 başlarında İdlip (Arapça: إدلب Idlib), Muarra, Cısır Sur, Harım baytarlıklarına, 1946'da Halep merkezine tayin edildi. 10 Şubat 1948'de Cebel Druz (جبل الدروز Jebel ed Drūz; bugünkü Süveydağ (السويداء As-Suwaidāʾ) iline denk gelir) merkezinde görevlendirildi. Fakat, sonra Komünist olarak itham edildi ve 2 Mayıs 1950 tarihli bir kararla görevinden alındı. Cezire Derik mıntıkasında Mustafapaşazade Naif'ten Robarye adlı köyü yeniden inşa ederek Cello Saffan adlı köyü de satın alarak Ahmet Nafiz ile birlikte tarımla meşgul olmaya başladı.
22 Ağustos 1973'te Halep'te öldü ve naaşı Afrin'de (Arapça: عفرين) defnedildi.[1]