Kolektif bir emeğin ürünü olan ve 16 hikayenin yer aldığı Maraşlı Kadınların Hikayeleri kitabı MARDEF Yayınları’ndan çıktı.
Kitabın hazırlanmasında Maraş Demokratik Dernekler Federasyonu (MARDEF) Kadın Meclisi’nin emeği büyük. Maraş Katliamı’nda yaşamını yitiren kadınlara adanan kitap, kadınlar tarafından yazılan 16 hikayeyi içeriyor. Kitapta kadınların kimi kendi yaşam deneyimleri, acı ve mutluluklarını, kimisi ülke özlemini, kimisi kadınlara yönelik baskıları, kimisi Maraş Katliamı’nda yaşatılanları kaleme almış. Kadınlar içerisinde ilk kez yazma deneyimini tadanlar da var.
Kolektif bir çalışmanın ürünü
MARDEF Kadın Meclisi Eş Sözcüsü Fidan Kabayel, Maraş bölgesinde yaşayan kadınların sevinçlerini, acılarını, yaşanmışlıklarını nasıl kitaplaştırabiliriz fikrini tartışırken, konuyu MARDEF TV’de Kadının Rengi programında gündemleştirdik ve kadınlardan hayat hikayelerini yazıp göndermelerini istedik. Beklediğimizden fazla hikaye ulaşınca, 16’sını seçerek yayımlama kararı aldık diyor. MARDEF Kadın Meclisi olarak hem tarihe not düşmek hem de kadınların hikayelerinin topluma mal edilmesi için böylesi bir çalışma yaptık diyen Kabayel, Tarihimizi ve kadının emeğini görünür kılmak istedik. Tabii bunu ne kadar başardık, taktir okuyucunun diye ekliyor.
Günlerin en karasıydı
Fidan Kabayel Ölüm Hayatın Koluna Girerek Yürüyor isimli hikayesinde, Maraş Katliamı’na ilişkin tanıklığını kaleme almış. Aleviler insanlığı, adaleti ve vicdanı öğrenerek büyüyorlardı. Fidan insanları insan olarak sevmesi gerektiğini öğrenerek büyüyordu. O gün hangi gündü hatırlamıyordu. Ama günlerin en karası olduğunu biliyordu. Saldırılar tüm hızıyla devam ediyordu. Evlerine çarpı işareti konulanlar sonradan anladılar bu işaretin ne anlama geldiğini. Haftalar öncesinden bir X işaretiyle belirlenmişti ölüm emirleri…[1]
Ayşe için okul bir cetveldi
Ayşe Fehimli Okul hikayesinde devletin asimilasyon politikalarına dikkat çekiyor. Annesi ve babasıyla evde Türkçe bilmedikleri için ana dili Kürtçeyle gizlice ve kimseler duymasın diye çok yavaşça konuşabiliyordu. Çünkü birileri Kürtçe konuştuğunu duyarsa okula şikayet ediyor, ertesi gün okulda cetvelle her iki eline şiddetle vuruluyordu. Böyle zamanlarda okula gitmek Ayşe için de arkadaşları için de işkence gibiydi. Ayşe o gün öğrendi ki kendileri için okul iyi Türkçe konuşur ve dua okursa 'Aferin', annesinin diliyle konuşurlarsa ‘cetvelle dayaktı.'
Biz olabilmenin güzelliği
Elif Çolak ise Yayla hikayesinde hayvancılık ile geçimini sağlayan ailesinin hikayesini anlatıyor. Yaylalar herkes için özel alanlardır. Ama yaylalar geçimlerini hayvancılık ile kazanan insanlar için daha da anlamlıdır. Tabii çocuklar için de paha biçilemez ve onların hayatını etkileyen çok güzel ortamlardır. Elif Çolak da bu güzellikleri bire bir yaşayan bir kadın olarak çocukluğundaki yayla hayatını anlatıyor. Kimsenin kimseden üstün olmadığını, senlik benlik diye bir şey olmadığını dile getirerek, biz olabilmenin, ortaklaşmanın ne kadar güzel bir duygu olduğunu dile getiriyor.
Kadınlardan 16 hikaye
Maraşlı Kadınların Hikayeleri kitabında kadınlar şu hikayeleriyle yer alıyor:
Hatice Karakoç Anne Olamamak
Filiz Ganidaglı Islak Kirpik
Ayşe Fehimli Okul
Besime Sönmez Kaşanlının Asi Emekçi Kızı
Elif Fıstık Kadınız Ya
Döne Nesanır Aklını Doğduğu Topraklarda Bırakmak
Hatice Sonzamancı İltica
Fidan Kabayel Ölüm Hayatın Koluna Girerek Yürüyor
Fatma Ganidaglı Üç Kız Bir Kapıya Meyrik
Sawe Enhas Küşne Ana ve Kızı
Zeynep Kanat Ayna[1]
Elif Çolak Yayla
Dilek Aç Doğan İstanbul’da Bir Hatıra
Seher Ongan Pardon
Sabriye Kozan Maddenin Ruhunu Anlamak
Cennet İlkan, Okul Zamanı