Deniz Gezmiş ve Kürt Sorunu Üzerine Yazılar
Demir Küçükaydın
Köxsüz Yayınları
2016
Denizlerin avukatı olarak bilinen Halit Çelenk sanki önceden[1]
planlanmış gibi Onların ölüm yıldönümünden bir gün önce öldü ve
bu yıl biraz da bu nedenle özel bir önem kazandı. Her yerde bu
devlet tarafından genç yaşta öldürülen bu arkadaşlarımızla ilgili
videolar, müzikler, resimler vs. dolu. Ama doğru dürüst bir
inceleme, bir analiz, sistemli bir ders çıkarma çabası neredeyse yok.
Aşağıdaki derlemeyi, bir bakıma bu akıntıya karşı bir duruşun
varlığını gösterme amacıyla yapmak gerektiğini hissettim.
Temel amacım bu duygusal, hamasi anmalara bir karşı duruş
sergilemektir.
Ama sadece politik kültüre ilişkin bir karşı duruşu da
amaçlamıyorum. Denizler, ama özellikle de Deniz Gezmiş, Burjuvazi
(yani liberaller) ve Askeri Bürokratik Oligarşi (yani ulusalcılar)
tarafından sürekli çarpıtılmış bir resimle sunuluyor ve anılıyor.
Özellikle ulusalcılar, Deniz’i bir pop ikonu gibi sunarak, içini
boşaltarak, genç kuşağın ona duyduğu sempatiyi Askeri Bürokratik
Oligarşi’nin yedeğine almaya çalışıyorlar. Liberaller de bu resmin
üzerine atlayıp, devrimci gelenekleri lanetlemek için fırsat
kolluyorlar.
Son yıllarda buna karşı, iyi kötü bir mücadele de başladı. Ama
1990’lı yılların sonlarında ve 2000’li yılların başlarında o sıralar
yeni yeni yayılmaya başlayan İnternet’te bu konuda ilk yazıları biz
yazmaya başlamış bir mücadele başlatmıştık.
Bu derlemedeki yazıların çoğu o dönemde ve özellikle ulusalcılardan
geren saldırılara karşı yazılmış yazılardır.
Ne yazık ki daha başında dikkati çektiğimiz, Genelkurmay’ın Deniz
Gezmiş, Che Guavera, Hikmet Kıvılcımlı gibi insanları içini boşaltıp
ehlileştirerek, gereğinde bir pop ikonu gereğinde bir milliyetçi gibi
göstererek, genç kuşakları örgütlemede çabası büyük ölçüde başarıya
ulaşmış bulunuyor.
Bu yazıları yayınlamamızın bir nedeni de budur.