Çîroklar (Hikaye), Kürt kültürünün ve tarihinin günümüze taşınmasında önemli bir yere sahip. Büyük katliamlardan geçirilmiş ve tüm bunlara karşı direnen bir halkın kitaplarda yazmayan tarihi çîroklar ve kilamlarla bugüne taşındı. Kulaktan kulağa, dilden dile yayılan çîroklar, yaşananlara karşı toplumsal hafızanın da diri tutulmasına olanak sağladı.
Yaptığı derlemeler ve hazırladığı videolarla bu geleneği sürdüren isimlerden olan Çîrokbej Ayhan Erkmen, hikayelerin tarih ve kültür için önemini anlattı.
Çîrokbejlere olan borcum
Kürt halkının tarihine dair çarpıtmalara dikkat çeken Erkmen, bununla tarihte yaşanan bir çok olayın unutturulduğunu söyledi. Çîrokların tarihi hatırlatma görevini üstlendiğini belirten Erkmen, Benim hikayelerim kaynağını tarihten alıyor. Ben bir şey üretmiyorum, Kürt toplumunda anlatılan hikayeleri anlatıyorum. İsteğim unutulan geçmişe su vermek tekrardan yeşertmek. Bu benim halkıma, tarihimi, çîrokbejlere olan borcum. Kürt toplumunda hikaye anlatıcılığı azalmış bir durumda Avrupa'da böyle değil, daha popüler. Cezaevinden çıktığımda düşündüm ve bu geleneği sürdürmeyi kendime borç bildim. Her şeyin bir hikayesi var. İsteğim tarihimizde olan bu hikayeleri tekrar derleyip topluma sunmak dedi.
Eskiden hikaye anlatımları
Hikayelerin Kürt tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu belirten Erkmen, hikayelerin geçmişini ve bugününü kıyasladı ve ekledi: ”Eskiden hikaye anlatımları özellikle kış aylarında odalarda sobanın önünde oturur, insanlar etraflarına toplanır, kırk gün kırk gece hikayelerini anlatırlar. Ama maalesef bugün böyle değil. İnsanlar hikayeleri dinlemiyor. İnanıyorum ki hikaye dinlemek insana huzur ve mutluluk veriyor. Özellikle bölgemizin dört bir tarafında yaşanan negatifliğe karşı teselli verecek olan hikayelerdir.”
O geleneği sürdürüyorum
Hikayelerin tek bir formatta olmadığına dikkati çeken Erkmen, çocukluğunda dinlediği hikayeleri aradığını söyledi. Erkmen, Bir gün köyde elektrikler yoktu, biz de bir odada oturmuş sobanın önünde anlatılan hikayeleri ve dengbêjleri dinliyorduk. Sonra eve geldiğimde anlatılan hikayeleri toplayıp anneme, kardeşlerime, anlatıyordum. Şimdi o hikaye anlatıcıları olsaydı ben hikaye anlatıcılığı yapmazdım. Bugün bu geleneği sürdürdüğüm için gururluyum. Onların yolunda olmak ve öğrencisi olmak benim için büyük bir mutluluk ve gurur. Köy köy dolaşıp hikayelerimi anlatıyorum. Dengbêjlere misafir oluyorum. En büyük hayalim bir salonda hikayelerimi anlatırken, dengbêj Mehmet Beyru'nun da sesiyle bana eşlik etmesi. İnanıyorum ki bir gün Kürtler daha iyi bir durumda olduklarında o da olacak. Ben bugün çocukluğumu ve çocukluğumda anlatılan o hikayeleri arıyorum diye konuştu.[1]