=KTML_Bold=#Tarık Ziya Ekinci#=KTML_End=
1925 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde doğdu. Türkçe’yi ilkokulda öğrendi. Ortaokulu ve liseyi Diyarbakır’da okudu. 1949’da İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Mecburi hizmetini Siverek, Diyarbakır ve Lice’de tamamladı. İhtisas için bir süre Paris’te kaldı. 1957’de iç hastalıklarda uzman hekim olarak Diyarbakır’a yerleşti.
3 dönem Diyarbakır-Mardin-Siirt illeri Tabip Odası Başkanlığı yaptı. 1958-1980 yılları arasında TTB Merkez Konseyi Kongrelerinde bölge hekimlerini temsil etti. Hekim haklarına ilişkin önerilerde bulundu. Bir dönem TTB Merkez Konseyi Yüksek Disiplin Kurulu Üyeliği yaptı.
Diyarbakır’da aylık bilimsel tıbbi toplantılar, ilk defa onun tarafından düzenlendi. Diyarbakır, Mardin, Siirt illeri Tabip Odası adına Neşter isimli üç aylık bir dergi çıkardı. Aylık toplantılarda sunduğu bilimsel tebliğler, Neşter Dergisi’nde yayınlandı.
1948’de tıp öğrencilerine hitap eden Farmakoloji ve Tedavi Notları kitabı çıktı. Tıbbi yazıları Neşter ve Dirim dergilerinde yayınlandı. Paramedikal yazıları ile TTB Kongreleri’ndeki konuşmaları ve meslek sorunlarına ilişkin önerileri konseyin yayın organı Toplum ve Hekim Dergisi’nde yayınlandı.
Ekinci, mesleki etkinlikler yanında politik yaşamda da aktif biçimde yer aldı. Politik çalışmalarını 1957-1960 arasında CHP’de ve 1960 darbesinden sonra da TİP’te sürdürdü.
Yön Dergisi’nin Sosyalist manifestosunu imzaladı. Doğan Avcıoğlu ve arkadaşlarıyla birlikte SOSYALİST KÜLTÜR DERNEĞİ’nin kurucuları arasında yer aldı. Derneğin Diyarbakır şubesinin başkanlığını üstlendi.
1965 yılında TİP’ten Diyarbakır Milletvekili seçildi. TİP Merkez Yürütme Kurulu Üyeliği, Parti Genel Sekreterliği, TBMM TİP Grup Sözcülüğü ve Grup Başkan Vekilliği yaptı.
1967’de TİP üyelerinin başlattığı ve bir yıl boyunca devam eden Doğu Mitingleri’nin tümüne katıldı ve konuşmalar yaptı.
1970 yılında Diyarbakır DDKO’nun kuruluşunda aktif rol aldı. Silvan, Ergani, Kozluk ve Batman DDKO’larının kurulmasına öncülük etti.
12 Mart 1971 sürecinde Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi’nde Kürtçülük propagandası yaptığı iddiasıyla TCK’nin 142/1.maddesinden üç yıla mahkum oldu. İki yıl tutuklu kaldı.
12 Eylül 1980 döneminde 5 kez tutuklandı. 1982’de kısa bir süre özgür kalınca yurtdışına çıktı. 1989 yılına kadar Paris’te hekimlik yaptı.
30 Haziran 1989 tarihinde Türkiye’ye döndü. Eski mahkumiyetinden kalan kısa süreli cezasını çektikten sonra İstanbul’a yerleşti.
Çeşitli dergi ve gazetelerde pek çok makalesi yayımlanmıştır.
=KTML_Bold=ESERLERİ:=KTML_End=
=KTML_LIST_icon_circle_LISTTYPE=Parlamento konuşmalarından oluşan Doğu Dramı adlı ilk siyasal muhtevalı kitabı 1966’da, Devlet ve Ben adlı ikinci kitabı 1995’te yayımlandı.
1994 yılında kardeşi Av. Yusuf Ekinci cinayetini konu alan Faili Meçhul Bir Cinayet adlı üçüncü kitabı 1995’te çıktı.
Vatandaşlık Açısından Kürt Sorunu ve Bir Çözüm Önerisi adlı dördüncü kitabı 1997’de yayımlandı.
Demokrasi, Çokkültürlülük ve Bir Yargısal Serüven adlı beşinci kitabı 1999’da, Avrupa Birliği’nde Azınlıkların Korunması Sorunu Türkiye ve Kürtler adlı altıncı kitabı 2001’de yayımlandı.
2004 yılı Mayıs ayında Sol Siyaset Sorunları Türkiye İşçi Partisi ve Kürt Aydınlanması adlı yedinci kitabı ile Millet Milliyetçilik, Devlet ve Anayasa Sorunları adlı sekizinci kitabı yayımlandı.
Aynı yılın Ekim ayında ise Türkiye’de Demokrasi ve İnsan Hakları Sorunları başlıklı dokuzuncu kitabı ile Türkiye’nin Kürt Siyasetine Eleştirel Yaklaşımlar başlıklı onuncu kitabı yayımlandı.
Peri Yayınları’nın çıkardığı Türkiye’nin Çağdaşlaşması ve Kürtler başlıklı on birinci kitabı da 2006 yılı Kasım ayında yayımlandı.
“Bir Kürt Aydını’nın Lice’den Paris’e Uzanan Yaşam Serüveni” başlıklı İki ciltten oluşan otobiyografik anı-kitabı yayına hazırlanmaktadır.
Türkiye İşçi Partisi ve Kürtler (TÜSTAV), Ekim 2010
Kürt Siyasal Hareketlerinin Sınıfsal Analizi (TÜSTAV), Mart 2011=KTMLLISTEND=
=KTML_Bold=Üye Olduğu Sivil Toplum Kuruluşları=KTML_End=
1 - TTB, İstanbul Tabip Odası
2 - Türk Parlamenterler Derneği, Ankara
3 - Liceliler Vakfı Kurucu Mütevelli Heyeti Üyesi
4 - Tarih Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi
5 - TÜSTAV Mütevelli Heyeti Üyesi
6 - Yusuf Ekinci Vakfı Kurucu Mütevelli Heyeti Üyesi
HAKKINDA YAZILANLAR
Tarık Ziya Ekinci
Hasip Kaplan
Özgür Gündem 18 Şubat 2005
Strasbourg'tan gelen telefon, Tarık Ziya Ekinci'nin doğum gününü soruyordu. Örfi İdareleri, sıkıyönetimleri, zindanları, sürgünleri yaşamış, Doktor, siyasetçi (TİP milletvekili), sosyalist Kürt aydını ve üstelik yazar kimliği olan birinin doğum günü tarihini bir avukatın bulması kolaydı. Savcı iddianamelerinde 18.02.1925 Diyarbakır Lice yazıyordu. Yani 80'nci yaş günüydü, isyan günlerinde doğmuştu.
Solun, sosyal demokratların, sosyalistlerin böylesine dağınık olduğu, kuşaklar arası uçurumların açıldığı, geçmişin çabuk unutulduğu, vefanın, kadir şinaslığın, arkadaşlığın, dostluğun, Metropol yaşamlarda erezyona uğradığı bu günlerde; bir araya gelmeye şiddetle ihtiyacımız var. Nostaljik dahi olsa, geçmiş dönem mücadele yıllarının kuşaktan kuşağa aktarılması,belgeselleştirilmesi, hafızalara kazınması geleceği belirlemede bizlere ışık tutacaktır.
Tarık Ziya Ekinci'yi telefonla arayıp, hazırlıksız yakalıyorum. 18 Şubat 2005'in 80. yaş günü olduğunu kendisi ile birlikte kutlamak üzere bir buluşma-toplantı-yemekte dostlarını, sevenlerini, mücadele arkadaşlarını bir araya getirmeyi düşündüğümüzü söylüyorum. İlk tepkisi ..biz Kürtler yaş günü kutlamayı bilmeyiz ki.. oluyor. Olsun diyorum, 80. yaşında ilk yaş günü kutlamanı bu vesile ile yapmış oluruz diyorum. Onayını almak kolay olmadı, sonra Taxim Hill Hotel'de 18 Şubat 2005 saat 15.00 için rezervasyonu yaptık. Süre kısa ve organizasyonu hızla yapmak gerekiyordu, Lice Vakfı, Diyarbakır yerel dernekleri temsilcileri, TİP'ten mücadele arkadaşları, aydınlar, dostları yoldaşları, ailesi bizi yalnız bırakmadı. Bir arkadaş davetiye broşür hazırladı, birisi Barkavizyon-DİA çalışmasını, diğerleri dostlara ulaştı ve gelişen iletişimin, olanaklarını devreye koyup, cep telefonu, E-Mail, faks, postaya yüklendik.
Prof. Dr. Server Tanilli, Fevzi Karadeniz Strasbourg'tan bizleri arayıp vesile oldular, biz İstanbul'da çalışmalara başladık. Dr. Naci Kutlay'ı, Av. Canip Yıldırım'ı milletvekili Yusuf Ziya Bahadınlı'yı, Dr. Nihat Sargın'ı, Av. M. Ali Arslan'ı, Atilla Aşut'u, Prof. Dr. Gencay Gürsoy'u, arkadaşlarını arıyorum. Bu çalışma bizi Diyarbakır Talebe Cemiyeti Yurduna öğrencilik yıllarına götürdü, arkadaşlarına ulaştık, ilk buluşmalar, görüşmeler siyasi filizlenme yıllarına gittik. 49'lulardan yaşamını yitirenleri, Lice belediye başkanı Nazmi Balkaş'ı, dava arkadaşlarını, rahmetle andık, sağ olanlara ulaştık. 1963'te başlayan TİP üyeliği, Parti Genel Sekreterliği,1965-1969 Diyarbakır TİP milletvekilliği günlerine döndük. Milletvekili arkadaşları, parti genel başkanları, Doğu mitinglerinin mimarları, parti arkadaşlarına,12 mart döneminde iki yıl kaldığı Diyarbakır Sıkıyönetim cezaevi ile Tabipler Odası günlerine, 1982'de Paris sürgün yıllarına, Kürt aydınlanması çalışmalarına, yazarlığına kadar, yaşanan 80 yılın Cumhuriyetin, sol siyasetin ve Kürtlerin yakın tarihinin canlı tanıklıklarına zenginliklerine bizi götürdü.
Yakın tarihimizin bu zenginliklerini, bizzat yaşayanların konuşmaları ileÊ belgelendirmek, tarihe bir not düşmek gerekiyordu. Umarım bu buluşmalar giderek zenginleşerek akar ve sol nehirde mecrasını bulur. Çünkü eşitlik, adalet ve özgürlük taleplerimizi haykıracak güçlü sesleri özledik.
Tarık Ziya Ekinci Doğu Dramı, Devlet ve Ben, faili meçhul cinayetler, vatandaşlık açısından Kürt sorunu ve bir çözüm önerisi, Demokrasi ve çok kültürlülük sol siyasetin sorunları kitapları ile bir dönemi belgelere taşıdı. Sivil toplum çalışmalarında, panellerde konferanslarda bitmek tükenmek bilmez enerjisi ile genç kuşağa disiplinli çalışmanın, üretmenin, duyarlılığın güzel örneklerini verdi.
Halkımız bağrından çıkmış aydınlarını, hala sürgünde yaşam sürenleri unutmuyor. Birlikte işkencelerden geçtik, koğuşlarda yattık, sıkıyönetimlerde yargılandık, meydanlara çıktık, şiir olduk, türkü olduk. Örfi idarelerin, idam sehpalarının, olağanüstü yargılamaların dosyaları bizlerle dolu. Emekçi halkın haklı mücadelesinde herkesin kendince kadarınca tuzu biberi vardır. Ne demişti Ape Musa: mücadeleyi eksi bilmem kaçlardan sıfıra getirene kadar kolay olmadı.[1]