Kürdler, devletsiz bir halk olarak sadece Kürdistan toprakları üzerine yaşamıyor. Tarih boyunca farklı nedenlerden dolayı Kürdler hemen hemen tüm Ortadoğu’nun ülkelerine yayıldılar. Kafkasya’ya, Balkanlara, Afganistan, Hindistan’a ve geçen yüzyılın ortalarından itibaren yaygın bir şekilde Avrupa’nın farklı ülkelerine yerleşen Kürdler oldu.
Kürdlerin kendi anavatanlarından ayrılmalarının bir çok sebepleri vardır. Bunlardan bölgede yaşanan savaşlara Kürdlerin gönüllü yada zoraki olarak katılmaları neticesinden gerçekleşti. (Eyyubi Kürd Hanedanlığı) Bazı göçlerde, Kürdistan’ı işgal eden ülkelerin Kürdistan’dan Kürdleri, hakimiyetleri altında bulundurdukları uzak bölgelere zorunlu göçlere tabi tutması sonucu gerçekleşti.(Osmanlı, Safevi ve Sovyetler Birliği)
Geçen yüzyılın ortalarından itibaren ise ekonomik ve siyasi nedenlerden dolayı dünyanın farklı ülkelerine Kürdlerin göçü gerçekleşti. Moğolların Kürdistan’a yönelik saldırıları sırasında Ortadoğu’nun farklı ülkelerine ve Rum diyarına toplu göç etmek zorunda kalan yüzbinlerce Kürd var. Ayrıca Kürdistan’ı işgal eden ülkelerin Kürdistan’ı bilinçli bir şekilde geri bırakarak Kürdleri ekonomik ve güvenlik nedenlerinden dolayı ülkelerini terk etmeye mecbur etmesi neticesinden gerçekleşen göçler var.
Tüm bu göçler ve zorunlu iskanlar neticesinden dünyanın farklı ülkelerinde milyonlarca Kürd asimilasyona uğrayıp eriyip gittiler. Bazı Kürdler asimile olmalarına rağmen “Kurdî” “Goranî”, “ Kîkan”, “Zerkî”, “Farqînî”, “Mêrdînî”, “Sohrewerdî”, “Şarezorî”, “Hamedanî” , “Hakkarî” vb. Lakapları taşıdıklarından dolayı Kürd olarak bilinmekteler. Bir de hiç bir Kürd ibaresini taşımayan milyonlarca Kürd vardı.
Kürdlerin sömürgeci güçlerden kurtulma ve kendi bağımsız devletlerini kurmak için kanlı bir mücadele içinde olduğu bir dönem de, başka halkların deryası içinde yüzbinlerce yıl boyunca asimile edilmiş ve Kürdlüğü bilenen bilimin ve sanatın farklı alanlarında büyük emekleri geçmiş Kürdlere karşı yaklaşımız ne olacak?
İsmail Ali Eyyubi’ye, Cizre’de doğan Kürd asılı İbn El Esiri’ye, Flemenko müziğinin babası, Ziryab’a, yazar ve alim Bedihzeman Hamadani’ye, yazar ve gazeteci Kawakibi’ye, şair ve İslam alimi, Mahruf Resafi’ye, şair, felsefeci ve hukukçu, Cemil Zehawi’ye, şair ve eleştirmen, Abbas Mahmud Aqad’iye, İslam dünyasında reform ve Rönesans’ı savunan din alimi Muhammed Abdo’ya, Arap şairlerin prensi, Ahmed Şewqi’ye, meşhur Mısır gazetecisi Hüseyinin El Heykel’e ve daha yüzlerce Kürd kökenli şahsiyetlere karşı yaklaşımı ne olmalıdır?
Muhammed Kürd Ali’de asimile olmuş Kürdlerden biriydi. Arap ve İslam kültürüne hakim ve bu alanlarda bir çok eser vermişti.
Kürd Ali, Arap asılı Arabist Faris El Çuri ile yakın ilişki içindeydi. Arkadaş olan iki entellektüel haz ve latifeleri aralarında paylaşıyorlardı. Muhammed Kürd Ali bir ara ünlü Arabisti ‘çölden ve Karif köyünden geldiğini’ söyleyerek bir kelime oyunu içine çekti. M. Kürd Ali’nin bu söylemine karşı, El Çuri Muhammed Kürd Ali’yi ‘vahşi Kürd’ diye niteledi. Bu sefer Muhammed Kürd Ali söyleneni ciddi ve düşündürücü olarak alıp 03.11.1926 tarihli bir mektupla Çuri’ye cevap verdi. Bu mektubun Kürdçesi 1970 yılında Bağdat’ta çıkan “Defteri Kurdewari” adlı dergide yayınlandı..M. Kürd Ali mektubunda: “Kürdlere vahşi sıfatını vermene çok memnun oldum. Sen haklısın. Eğer vahşilik, Kürd Selahadin’in İslam dünyasının topraklarından düşmanları uzaklaştırmaksa,Eğer kabalık, Kürd Muhammed Abdu’nun gerçekleştirdiği dinsel reformlar ise;Eğer vahşilik, Kürd Qasim Emin’in islam dünyası içinde kadınların hakları için yaptığı kavga ise;Eğer vahşilik, Kürd Ahmed Şewqi’nin Arap şiirini en üst boyuta taşıması, tüm şairleri ve muharir taslağını yenilgiye uğratmasıysa ;Eğer vahşilik, Kürd Ahmed Teymur’u harekete geçirmesi ise- herkes onun Arap dili üzerindeki otoritesini bilir-Eğer vahşilik, Kürd Abbas Mahmud Aqqad’ı harekete geçirip Arap edebiyatını eski elbiselerinden özgürleştirerek, olağanüstü modern bir edebiyat haline getirmekse; EVET…Kürdler vahşi ilan ediliyor, çünkü Kürdler adaletsizlik karşısında sessiz kalmazlar. Kürdler, zorbalığa karşı sessiz kalmazlar. Allah bize bu vahşiliği daha daha ihsan eylesin!!! Allah senin uyruğunun hepsinede bu vahşiliği bahşetsin!!Ben inanıyorum, eğer insanlar bir gün kendi cürümlerine bir tokat atsalar ve kendilerine hesap sorma kapasitesine ulaşsalar, o gün hiç bir milletin ulaşmadığı mertebeye Kürd milleti ulaşacaktır.” diyordu…[1]