22 Nisan günü Kürd basın ve yayın organları tarafından çeşitli etkinliklerle kutlanacaktır. Bu günün “Kürd Gazetecileri Günü” olan ilan edilmesinin nedeni Kürd aydını Mir Mîr Miqdad Mithad Bedirxan tarafından 22 Nisan 1898 günü Kürdlerin ilk gazetesi olan “Kurdistan” gazetesi çıkarmasından kaynaklanıyor.
Kürdistan gazetesi ve Kürd Gazeteciler Gününe dair çok şey yazıldı. Ben bu konu üzerine durmayacağım. Benim üzerine durmak istediğim konu Kürd basınında ilk Kürdçe makaleyi kaleme alan Kürd kadının kim olduğu meselesidir.
Sanıyorum bu konuda bir ilke imza koyan Mustafa Paşa Yamulkî ailesinden gelen kadınlardır.
Bilindiği gibi 1919 yılında “Kürdistan Teali Cemiyeti”ne bağlı “Kürt Kadınları Teali Cemiyeti” kuruldu. O dönem Kürd yazar ve şairlerin övgüler yağdırdığı bu cemiyetin oluşumunda Mustafa Paşa Yamulkî ’nin kızı Encum Yamulkî önemli bir oynadı ve de facto bu cemiyetin başkanıydı. Elimizde bulunan belgelere göre cemiyet adına Şerif Paşa’nın eşi Emine Hanım’a başkanlık için öneri yapılmış. Fakat, Eminexan’ın bu konuda nasıl bir cevap verdiğini bilmiyoruz. Ayrıca o dönem Eminexan yurt dışındadır. O dönem İstanbulda Kürd aydınları tarafından çıkarılan “Jîn” dergisi, Kürt Kadınları Tealî Cemiyetinin verdiği mevlit ve Encum Yamulkî’nin yaptığı konuşmayı “Bir Hitabe” adı altında yayınlıyor. Encum Yamulkî’nin kardeşi Albay Aziz Yamulkî ve Memduh Selim Beyin JİN’de yazdıkları bilgilendirme makalelerinden biliyoruz.
Encum Yamulkî’nin yaşamı hakkında bilgilerimiz çok az. Kemalistlerin iktidarı ele geçirmesinden sonra Mustafa Paşa Yamulkî( Mustafa Paşa hakkında bilgi sahibi olmak isteyen arkadaşlar onun hakkında yazdığım yazı serisine bakabilirler-Aso) Güney Kürdistan’a geçiyor ve Şeyh Mahmud devrimlerine katılıyor. Güney Kürdistan’a döndükten sonra Encumxan Fransa’ya gidiyor, orada tıp eğitimini alıyor ve doktor oluyor. Encumxan üniversite de profesörü olan Lemaire ile evleniyor ve Daniel isminde oğlu oluyor. Encumxan 1970 yılında Paris’te vefat ettikten sonra kendi istemi üzerine Bağdat’ta annesinin yanında toprağa verildi.(Macid Saleh’in, Mustafa Paşa Yamulki, sayfa 193)
Encumxan’nın “Hitabesi”ni okuduğumuz zaman böyle bir kadın hakkında bilgilerimizin bu kadar dar olması kendi tarihimize karşı olan yabancılaşmamızın boyutları açık bir şekilde ortaya çıkıyor. İlk Kürd gazetesi “Kurdistan”ı çıkaran Mîr Miqdad Mithad Bedirxan ne zaman vefat etti? diye sorulsa her yıl “Kürd Gazetecilerin Gününü” 22 Nisan’da kutlayan gazetecilerimiz, halkımız ve bizlerin %99,99’u bilmez. Konuya ilişkin araştırma yapanların bilgileri de çok dar bir çevre tarafından biliniyor.
İlk Kürd gazetesini çıkaran bir insana karşı vefa böyle mi olur?
Geçiyorum!!
GÛZÎDE XANİM VE İLK KÜRDÇE MAKALE
Güzide Xanim, Mustafa Paşa Yamulkî‚nin gelinidir. Yani Albay Aziz Yamulki’nin eşidir. Kemalistlerin iktidarı ele geçirmeleriyle birlikte Yamulki ailesi İstanbul’u terk edip Güney Kürdistan’a yerleşiyor.
Çimen Muhammed Reşid “1914-1938 yılları arasında Kadın ve Kürd Gazeteciliği” adlı çalışmasında gazetelerde ilk Kürdçe makale yazan kadının Gûzîde Xanim olduğunu tespit ediyor. Gûzîde Xanim 22 Nisan 1926 tarihinde değerli Kürd gazeteci ve şairi olan ölümsüz PÎREMÊRD‚in çıkardığı JİYAN gazetesinde “Jin û tapîratî le heyatî Medenîyet da ” ana başlığı altında bir makale yazıyor.
Gûzîde Xanim 1926 yılında Suleymaniye’de faaliyet içinde olan tek kadın ve kızların okuma ve yazma öğrendikleri okulun yöneticisidir. Yani “Medresa Kiçan” dedikleri Kız Okulunun müdürüdür. Aynı zamanda okulda ders veriyor. Bu okul 1925 yılında Kürd aydını Ahmed Bey Tofiq Bey tarafından kuruluyor. Ahmed Bey Tofiq Bey’in eşi Fatima Muheddin Xanım ve Gûzîde Xanim Zehra diye adlandırılan bu okulun ilk öğretmenleridirler. Gûzîde Xanim okulun yöneticisidir. Bu iki bayanda İstanbul’da yaşamış ve orada eğitim görmüşlerdi. Dr. Cabar Qadir,
Fatima Muheddin Xanım’ın anlatımlarına dayanarak verdiği bilgilere göre iki kadın zor şartlar altında var olan okulu ayakta tutmaya çalışıyorlar. Fatima Muheddin Xanım bazı din adamlarının kadınların okuma yazma öğrenmelerine karşı düşmanca tavırları, halk içinde yayılan dedikodulardan dolayı eğer Gûzîde Xanim bana güç vermeseydi ve teşvik etmeseydi okulu kapatmak zorunda kalacaktım diyor. Gûzîde Xanim sürekli olarak Fatima Xanima “bunlara kulak verme işimize devam edelim” diye getirip götürürken Gûzîde Xanim ve Fatima Xanim annelere okuma ve yazmanın kızlarına hiç bir zarar getirmeyeceğine dair bin bir yeminler ediyorlar. Bırakın o dönemler kızların okula gitmesi erkek çocukların dahi okula gitmelerine karşı ciddi ön yargılar vardı. Hatta 50 yada 60’lı yıllarda okulları “şeytani” bilgileri yayan merkezler olarak gören çevreler az değildi. Sonuç olarak binlerce Kürd kadını ZEHRA okulunda okuma yazma öğreniyor. Hatta o dönem bu okulun kızlarının bir tiyatro çalışması da oluyor. Gûzîde Xanim 3 yıl boyunca Zehra Okulunun yöneticisi olarak görev yapıyor. Albay Aziz Yamulki Bağdat’ta görevli olduğundan dolayı Gûzîde Xanim okul müdürlüğünü bırakıp Bağdat’ta gidiyor.
Gûzîde Xanim Bağdat’a gittikten sonra okul müdürlüğü görevini bir başka Yamulki üstlendi. Bu sefer Mustafa Paşa Yamulkî’nin kızı Zehra Zêrîntac okul müdürlüğünü üstleniyor. Zehra Zêrîntac‚da yaklaşık olarak 3 yıl boyunca okul müdürlüğünü yapıyor. Daha sonra okul müdürlüğünü Fatima Xanim üstleniyor.
Kürd şairi PÎREMÊRD bu okulun en destekleyicilerden biriydi.
PÎREMÊRD bu okul için “ Aferîn!!! Hezar car aferîn!! We serê me bilind kir” diye övgüler yağdırıyordu.
1919 yılında İstanbul’da kurulan “Kürd Kadınları Teali Cemiyeti”ne de aktif olarak katılan Gûzîde Xanim’ın etnik kimliği hakkında farklı bilgiler var. Bir çok Kürd yazarı “Gûzîde Xanim’ın Kuzey Kürdistanlı olduğunu” yazıyor. Bazıları ise “Kürd asılı olmadığını” söylüyorlar.
Gûzîde Xanim’ın ailesi Kırklareli de oturuyordu. Bu aile hakkında bugüne kadar tek bir araştırmaya yapılmış değil. Belki de sürgün edilen Kürd ailelerinden biridir.
Gûzîde Xanim ve kızı Perixan 1935 yılının ortalarında Kırklareli’ye gidiyorlar. Türk devleti hemen harekette geçiyor ve Gûzîde Xanim’ın gelişi hakkında bilgi toplamaya çalışıyor. Bu konu Kırklareli Emniyet Memurluğu Siyasi- Kısmı ile Trakya Ümmi Müfettişliği arasında yapılan yazışmalarda açık bir şekilde görülmektedir.
Bu yazışmada “ Aslen Kırklarelili olup burada anası bulunan ve 150 liklerden Nemrut Mustafa’nın oğlu Aziz ile evlendiği için Bağdat’ta oturan ve anasını görmek için Kırıkkale’ye geldiği evvelce bildirilmiş olan Naciye Güzide ile kızı Perihan’ın evlerinden pek seyrek dışarı çıktıklarını ve şimdiye kadar yalnız eskiden tanımış oldukları yerli bir kaç kadının evlerine gittiklerini ve bunların gerek muhabere ve gerek durumlarının hususi memurla gözlettiridiği ve sonunun ayrıca bildirileceği saygı ile bildiririm” diyor.( Ferudun Ata, Süleymaniyeli Nemrud Mustafa Paşa- Bir İşbirlikçi’nin Portresi, sayfa 122, Macid Saleh, Mustafa Paşa Yamulki- Portreti Xebatkareki Kurd, sayfa 305)
Güzide Xanim’ın Kırklareli de yaptığı tüm görüşmeler takip ediliyor. Fakat şimdiye kadar sonuca dair rapor elimizde yok. Türkler Mustafa Paşa Yamulki’yi öldüğü güne kadar düzenli bir şekilde takip ettiler..
Keşke bizim Kürdlerden biri Güzide Xanim’ın Kırklareli’deki akrabaları hakkında bir araştırmaya girip bazı şeyleri gün ışığına çıkarsa!!!!
Gûzîde Xanim’ın kadınlara ilişkin makalesini “Kürd Gazetecileri Günü” olan 22 Nisan 1926 tarihinde yayınlaması dikkat çekicidir.
Kürd basın ve yayın çalışanlarının bayramını kutluyorum!![1]