#HDP# #Diyarbakır#’da “Çözüm Biz’de Savaşa ve Sömürüye Hayır” mitingini düzenledi. Mitingte konuşan Sancar “Bu ülkeye vereceğimiz en büyük armağan büyük barışı sağlamaktır” dedi.
HDP Diyarbakır’ın İstasyon Meydanı’nda “Çözüm Biz’de Savaşa ve Sömürüye Hayır” mitingini düzenledi. Mitingde hakkında dokunulmazlığının kaldırılması yönünde fezleke bulunan DBP Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz, HDP Eş genel Başkanı #Mithat Sancar# konuştu.
Aydeniz: İktidarın karşısında diz çökmeyen bu halkın duruşunu, iradeyi görün
Bütün zorluklara, olumsuzluklara, engellemelere, sıcak havaya rağmen Diyarbakır halkının meydanları doldurduğunu belirten BDP’li Saliha Aydeniz “Bütün zulümlere, baskılara rağmen her koşulda ve durumda HDP fikriyatına sahip çıkmak için alanları dolduruyor. Görün iktidarın karşısında diz çökmeyen bu halkın duruşunu, iradeyi görün” dedi.
“Bizler her koşulda HDP fikriyatına sahip çıkacağız” diyen Aydeniz “Hiç bir kumpas ve kapatma davasının bu fikriyatı bitirmesine izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
İktidarın “savaştan, baskıdan, kayyumdan” beslendiğini belirten Aydeniz “Bu iktidar yüzyıllık ret, inkar, asimilasyon politikalarından gücünü alıyor. Buradan aldığı güçle her yerde savaş ilan ediyor. Bugün Güney Kürdistan’da yürütülen savaşın tam da sebebi aslında bin bir emekle, bedelle elde edilen Kürt kazanımlarını ilhak etmek için sömürge politikalarını hayata geçirmek için Kürtleri ve Kürdistanı sömürge olarak yönetmek için sonuna kadar savaşa sarıldılar” dedi.
Aydeniz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Güney Kürdistan’da yürütülen ilhak politikalarıdır. Zaho'ya yapılan bombardıman bunun başka bir versiyonudur. Zaho'ya yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Zaho’da yapılmak istenen aslında Güney Kürdistan’ı insansızlaştırmak ve Kürt kazanımlarını ayaklar altına almaktır.”
Şengal’deki Ezidi katliamına da değinen Saliha Aydeniz “Şengal halkının statüsü mutlaka tanınmalıdır” dedi.
Erdoğan’ın Tahran ve Soçi ziyaretlerine atıfta bulunan DBP Diyarbakır Milletvekili “Bugün bu iktidar nereye gidiyorsa heybesinde Kürt düşmanlığı var, Soçi’ye, Madrid’e gidiyor Kürt düşmanlığı, Astana’ya, Tahran’a gidiyor. Eninde sonunda bu Kürt düşmanlığı sizin bitişiniz olacak” ifadelerini kullandı.
Aydeniz, hasta tutuklulara da değinerek “Çevik Bir tahliye edilirken Aysel Tuğluk Kürt olduğu için tahliye edilmedi” şeklinde tepki gösterdi.
“Kürt sorunun çözümünün yolu İmralı'dan geçer, bunu iktidar ve muhalefet böyle bilsin”
İmralı’da tecrit olduğunu ve bunun tüm topluma dayatıldığını öne süren Aydeniz muhalefete de “Öyle Kürdistan’a gelip helalleşeceğim diyerek, demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçiyor diyerek, Ankara’da da sözünü değiştirmeyi Kürt halkı görüyor. Kürt halkının kırmızı çizgisi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür. Cumhuriyetin yüzüncü yılında cumhuriyetin demokratikleşmesi ve Kürt sorunun çözümünün yolu İmralı'dan geçer. Bunu muhalefet de iktidar da bilsin” dedi.
Mithat Sancar: HDP’yi bitireceklerini sananlar bu meydana baksınlar, bu iradeyi görsünler
Ardından mitingte bir konuşma yapan HDP Eş genel Başkanı Mithat Sancar “Bu meydana özgürlüğün sesini, barışın iradesini taşıdınız. Zor şartlara, bu kavurucu sıcağa rağmen buradayız dediniz. Özgürlük için buradayız, barış için buradayız, adalet için buradayız dediniz. İşte HDP’yi bitireceklerini sananlar kumpas davaları kuranlar, her gün operasyonları sürdürenler bu meydana baksınlar, bu iradeyi görsünler” dedi.
İktidarın “savaş politikalarıyla talan ve sömürü düzenini” yürüttüğünü belirten Sancar, “Biz savaşa karşı çıkarken bu ülkedeki halkların, emekçilerin, alın terini ve ekmeğini savunuyoruz. Savaşa ve sömürüye hayır diyoruz” ifadelerini kullandı.
Kürtlerin iradesini kırmak için kapı kapı dolaşıp savaş izni istiyorlar
AK Parti’nin Kürtlerin iradesini kırmak için savaşa baş vurduğunu belirten HDP Eş Başkanı Sancar “Şimdi de Rojava'ya saldırı planları yapıyorlar. Şimdi de Kürtlerin oradaki iradesini kırmak için kapı kapı dolaşıp savaş izni istiyorlar. Tahran’dan Soç’iye her kapıyı çalıyorlar ama şunu bilsinler bu ülkede savaşı durduracak milyonlar var, bunu biliyoruz. Bu milyonları bir araya getirecek siyasete ve mücadeleye ihtiyaç var. O siyaset bizdedir” dedi.
Rojava’ya yönelik operasyon planlarına ilişkin ise Sancar “Herkese çağrımızdır. Bu iktidarın Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik savaş planları milli güvenlik meselesi değildir. İktidarın varlığın sürdürmesidir. Evet bir beka sorunu varsa o da bu iktidarın beka sorunudur” şeklinde değerlendirdi.
Muhalefette de seslenen Sancar “İktidarın savaş planlarına karşı çıkmayan hiçbir gücün, çevrenin, partinin bu ülkeye demokrasi getirmesi mümkün değil” dedi.
“Bu ülkeye vereceğimiz en büyük armağan büyük barışı sağlamaktır”
İktidarı göndermenin yeterli olmadığını sömürü ve savaş düzenine son verilmesi gerektiğini söyleyen Sancar ittifak çağrısı yaptı. Sancar “Bu ülkenin gelecekte demokrasi ve barışı yaşaması için hayati önemdedir. O nedenle buluşalım, birleşelim, güçlerimizi ortaklaştıralım diyoruz. Bizim bu ülkeye vereceğimiz en büyük armağan büyük barışı sağlamaktır” ifadelerini kullandı.
Barışa cesaret edilmesi gerektiğini ve HDP’nin buna gücü olduğunu belirten Sancar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Arkamızda on yılların birikimi, bugün cezaevinde rehin olarak tutulan arkadaşlarımızın ödediği bedeller, halkımızın büyük fedakarlığı var. Biz buna layık olmaya çalışıyoruz. Başka hiç bir derdimiz, amacımız, beklentimiz, hesabımız yok. Size layık olalım yeter. Bedel ödeyenlere layık olalım yeter. Bu ülkenin halklarına demokratik bir cumhuriyeti kuralım yeter. Bunu yapacak gücümüz var, o nedenle diyoruz ki çözüm biziz, çözüm bizdedir. Savaşın, çatışmanın, silahın, talanın, kanın olmadığı bir geleceği hep birlikte kuracağız.”
“Öcalan'ın rolünü oynayacak şartların oluşması lazım”
“Barışın önündeki engelleri kaldıracağız diyoruz” diyen Sancar “Yüzyıldır süren bir Kürt sorunu var. Kürt sorunun çözümü ve çatışmanın bitirilmesi birbirinin içine girmiş iki önemli ayrılmaz olaydır. Çatışmayı bitirmeden çözüm, çözüm gelmeden barış olmaz. Peki bu çatışmayı nasıl bitireceğiz. 3 yıl önce bugün İmralı'da Öcalan avukatlarıyla görüşürken “bir haftada çatışma durumunu sona erdiririm” demişti, “bu çatışma ihtimalini bitiririm” demişti. 20 yıldır süren tecrit tam da Öcalan’ın çatışmanın bitirilmesindeki önemli rolünü engellemek içindir. Bu tecrit, savaş politikalarını sürdürmek ve çözümsüzlükte ısrar etmektir. Çözüm ve barış için tecridin mutlaka kalkması lazım ve Öcalan'ın rolünü oynayacak şartların oluşması lazım” dedi. [1]