#Batman#’da 6 kilogram metamfetamin bağımlı iki genç tarafından çalındığı düşünülüyordu. Gençler boş arazilere çekilip kafalarına silah dayandı, öldüresiye dövüldü. Uyuşturucunun sahipleri ise çiftçilik, oto yıkama, esnaflık yapan 14 kişiydi.
Uyuşturucu sahiplerinin iş kollarına bakıldığında tacirlerin aramızda olduğu, alışveriş yaptığımız herhangi bir esnafın tezgâh altından gençlere ve çocuklara ölüm satıyor olabileceği ürkütücü bir gerçeklik olarak beliriyor.
Kuzey #Kürdistan# kentlerinde uyuşturucu kullanımı, bağımlılık oranı artıyor. Yoksulluk, göç ve savaş da madde kullanımını arttıran faktörler. Ölüme en çok sebep olan uyuşturucu maddelerin başında gelen metamfetamin (kristal) kullanımında ise gözle görülür artış var.
Yaklaşık 2 yıl önce Batman’da 6 kilogram metamfetamin, kullanıcılar arasında bilinen adıyla kristal kayboldu. Bahçelievler mahallesindeki bir inşaatta bir çuval içine saklanan uyuşturucunun bağımlı iki genç tarafından çalındığı düşünülüyordu. Güvenlik kamerası görüntülerinde gece yarısı inşaata girip elinde bir çuvalla çıkan iki genç görünüyordu. Çalınan da çalan da yasa dışı olduğu için görüntüler ne kamuoyuna yansıdı ne de polis karıştı olaya.
Kimi esnaf kimi çiftçi
Çalınan uyuşturucunun sahipleri kendi ilişki ağları ve yöntemleriyle, tüm şehirde hırsızları arıyordu. Uyuşturucuyu çaldığı düşünülen birçok genç boş arazilere, tepelere çekilip kafalarına silah dayandı, öldüresiye dövüldü. Bu uyuşturucunun sahipleri çiftçilik, oto yıkama, esnaflık gibi farklı iş kollarından 14 kişiydi. Aralarında şehrin en işlek yerinde oto yıkamacılık yapan da, kentin bir merkez köyünde çiftçilik yapan da vardı. Kimi görünürde kendi halinde esnaflar, kimisi de yaşadığı mahallede saygı gören insanlardı. Sonunda, ortaklardan birinin uyuşturucuya çalıntı süsü verip kendi evinde sakladığı ortaya çıktı.
Uyuşturucu bir o kadar aleni
Tüm bunlar, konunun muhataplarının kanunsuzluğu, devletin teşviki ve insanların can güvenliği sebebiyle hiçbir zaman basına yansımadı, kayıtlara geçmedi, soruşturulmadı. Ama bu olay Kürdistan’da uyuşturucunun yaygınlığını ve ne kadar aleni olduğunu gösteriyordu.
Zira bu konu Amed ve Mardin’den de uyuşturucu tacirlerinin Batman’a gelmesine sebep olmuş, şehrin karanlığında gençleri öldürme pahasına olayların yaşanmasına sebep olmuştu. Neyse ki kimse ölmedi. Kimsenin ölmeme sebebi muhtemelen sahiplerinin mallarını bulamama endişesiydi. Çünkü biri ölürse işin içine polis ve basın girecekti. Uyuşturucu birkaç hafta sonra bulundu ve bulunduktan sonra ortaklar bir şekilde aralarında anlaşıp konuyu kapattılar.
İbretlik olayın gösterdikleri
2020 yılının sonbaharında yaşanan bu olay, birçok sonuç çıkarmamızı sağlıyor. Bunlardan birkaçı şöyle sıralanabilir:
* Miligram olarak kullanıldığında bile ölümcül olabilen bu uyuşturucunun, Kürdistan’ın tek bir kentindeki dolaşımının kilolarla ifade edilmesi, piyasanın büyüklüğünü, kullanımın yoğunluğunu gösteriyor.
* Şehrin ortasında silahlı olayların yaşanıp, gencecik insanların şüphe üzerine bile öldüresiye dövülmesi, kafalarına silah dayanması, uyuşturucu tacirlerinin ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor.
* Uyuşturucu sahiplerinin iş kollarına bakıldığında tacirlerin aramızda olduğu, alışveriş yaptığımız herhangi bir esnafın tezgâh altından gençlere ve çocuklara ölüm satıyor olabileceği ürkütücü bir gerçeklik olarak beliriyor.
* Ortak sayısı ve görünen iş kollarına baktığımızda, bu işi çeviren insanların ne kadar organize olduğunu görüyoruz.
* Belki de en önemli soru bu: Bütün yaygınlığı ve aleniyetiyle ortada duran bu tehlikeye karşı toplum neden bu kadar ürkek?
Aylardır bu metin için görüş verecek bağımlı, bağımlı ailesi, tanık veya uzman bulamayışımız da bu ürkekliğin bir ispatı olarak karşımızda duruyor.
YDG-H’ı hatırlamak
Bu sorulara herkesin kendince bir cevabı olabileceği gibi cevapların en belirgini de “Kimi kime şikayet edeceksin, bu işler zaten devlet eliyle yürütülüyor. İtiraz eden insanları kim koruyacak?” olacaktır. Tam da burada uyuşturucu, fuhuş ve hırsızlığa karşı net ve katı bir tavır gösteren ve bunun mücadelesini veren YDG-H’ı hatırlamak, onlara haklarını bir kez daha vermek gerek.
Göç, savaş ve yoksulluk
Yukarıda anlatılan olayın yaşandığı Batman’da bağımlılık oranını ve kimyasal uyuşturucunun etkilerini Batman Tabip Odası psikiyatr ve hekimlerine sorduk. Yazılı olarak ilettiğimiz sorulara hekimler, isimsiz yanıt vermeyi uygun gördüler. Hekimler, kimyasal uyuşturucu kullanımının günden güne katlanarak arttığına vurgu yapıyor. Son yıllarda bağımlılık oranının artmasını, maddeye erişimin kolaylığına ve tedavi kurumlarının yetersizliğine bağlıyorlar. Görüşülen hastaların sosyo-ekonomik düzeyi ve toplum içerisindeki profillerine dair sorumuzu, “Hastaların genel profili, düşük sosyo-kültürel düzeydedir. Eğitim seviyeleri yetersizdir. Toplumda dışlanmış ve ötekileştirilmiş bir profil çizerler” diye yanıtladılar.
Hekimler, madde kullanımını arttıran en önemli gerekçeler olarak yoksulluk, göç ve savaşa işaret ediyorlar. Batman Tabip Odası hekimleri,“Madde satın alabilmek için aile fertlerini yaralayan, kendi evindeki eşyaları çalıp satan hastalar olduğu biliniyor. Bağımlılar sadece kendisini değil, ailesini ve toplumu da olumsuz etkileyerek, maddi ve manevi yıkıma sebep oluyor diyorlar.
Metamfetamin 1. sırada
Kendilerine gelen hastaların çoğunlukla hangi maddeleri kullandığını sorduğumuzda da şu yanıtı alıyoruz: Metamfetamin. “Batman’daki pek çok başvuruda metamfetamin (kristal) kullanımında gözle görülür artış gözlemlenmiştir” diyen hekimler, bunun yanında eroin ve çakmak gazı kullanımının da oldukça yaygın olduğunu vurguluyorlar.
Madde bağımlılığının yalnızca bir veya birkaç kurumun çabalarıyla engellenemeyeceğini belirten Batman Tabip Odası hekimleri, “Kimyasal madde bağımlılığı topyekun savaşılması gereken bir halk sağlığı sorunudur” diyor.[1]