Yarsan araştırmacı yazar Nimet Zehmetkêş, dünyada sadece Kürtlerin yaşadığı belli bir coğrafyada seslendirilen “Hore” makamının geçmişinin Paleolitik Çağa dayandığını söyledi. Zehmetkêş, daha sonra bu makamın dini ve hamasi söyleve konu olduğunu belirtti.
Hore, Kürt müziğinin belki de en az bilinen makamı. Rojhılat’ın (Doğu Kürdistan) Kirmaşan ve İlam bölgelerinde yaşayan Kürtlerin seslendirdiği bu makam, tamamıyla gırtlaktan okunan bir makam.
Hore hakkında kapsamlı araştırmaları bulunan Yarsan araştırmacı yazar Nimet Zehmetkêş, Hore’yi ve geçmişini Rûdaw’dan Fuad Heqiqi’ye anlattı.
Özel bir coğrafyası var.
Hore’nin özel bir coğrafyası var. Sadece bu coğrafya içerisindeki insanlar tarafından söyleniyor.
Nimet Zehmetkêş, “Kirmaşan ile İlam arasındaki Kamêran kenti Hore’nin merkezi olarak biliniyor. Komşusu Pawe kentinde ise Horebêj (Hore okuyan) yok. Fakat Hore severlerin coğrafyası daha geniş. Mesela Süleymaniye’nin güneyi, Germiyan’da da Hore sevenler, dinleyenler var” diyor.
Yarsan inancı, orjinal makam ve müziğe oldukça önem veriyor. Zehmetkêş, “Bu yüzden Yarsanlar için Hore önemli. Çünkü bu makamla dini mersiyeler, ilahiler okunmuş” diye belirtiyor.
Tarihi çok eski çağlara dayanıyor
Hore’nin geçmişi hakkında sınırlı araştırmalar var. Zehmetkêş, Hore’nin çok eski zamanlarda seslendirildiğine dair Yarsan metinleri olduğunu söylüyor ve geçmişinin daha da öteye dayandığını savunuyor:
“Bir müzik aletinin belirli bir gemişe ait olduğunu gösteren belgeler var. Ancak makamlar, müzik çeşitleri sesten ibaret oldukları için geçmişleri hakkında pek bir şey bilinmiyor. Ne var ki biz bin yıl öncesine dayanan eski Yarsan metinlerinde Hore’den bahsedilmekte ve vurgu yapıldığına rastlıyoruz. Bazı araştırmalar geçmişinin 7 hatta 10 bin yıl öncesine dayandığını söylüyor. Ancak Hore’nin tarihi Eski Taş Çağına (Paleolitik Çağa) dayanıyor. Mağaralarda yaşayan insanlar ruh hallerini, duygularını ifade edebilmek için bu makamda sesler çıkarmış, daha sonra dilin de gelişmesi ile bir kalıp almış, yazılan şiirler, mersiyeler bu makamla seslendirilmiş.”
İlk Hore’ler insanın doğaya aşkını anlatıyor
Yarsan araştırmacı, “İlk Hore’ler insanın doğaya olan aşkını anlatıyor. Hore aslen insanın doğaya olan sevgisinin sese dönüşmesidir, o yüzden ilkin insanla doğa arasında bir şeydi. Mağaralarda yaşarken doğanın güzelliklerini bu makamla seslendirmiş. Daha sonra din ve inanç şekillendiğinde ise Hora dinin hizmetine girmiştir. Hora'nın etkisini hala görebilirsiniz. Yarsanlar veya diğer tarikatların Hore ile pirlerini vasfettiklerini görüyoruz” diyor.
Zehmetkêş’e göre, bu makam dünyada sadece Kürtlerde var:
“Eski zamanlarda Zerdüştler de söylemiş olabilir ama şimdi Zerdüştler arasında yok. Hora Kürt halkına ait ve sadece Kürtler arasında var.”
Hore Kürtçe şivelere de hizmet etti
Nimet Zehmetkêş, “Hore’nin sadece Yarsan inancına değil, Kürtçe’nin üç ayrı lehçe ve şivesine de hizmet etti. Öğrenin Horebêjler Sorani lehçesinden şiirler okumuş. Yada Gorani bir beyti seslendirmiş. Veya Kürdistan’ın en güneyinde, İlam’da Kelhur ve Feyli şiveleri ile yazılan şiirler okunmuş. İşte aşağı Kürdistan’da (İlam ve çevresi) Kürtçenin hala hayatta kalmasının bir nedeni de Hore’dir. Hore, eski Kürt şiirlerinin hepsinin ezberde kalmasını sağlamış” diye belirtiyor.
Hiç bir enstrümana uymuyor
Hore’yi diğer müzik çeşitleri ve makamlarından ayıran en önemli özelliği ise hiç bir enstrüman veya çalgıyla uyum ve ahenk sağlamaması.
Zehmetkêş, “ Hore çok farklı bir makam. Örneğin ona yakın olan Siyaçemane var. Siyaçemane müzikli veya müziksiz, alkış eşliğinde söylenebilir. Ancak Hore sadece sestir ve hiçbir müzik enstrümanı veya ahenk ile uyumlu değil” diye tarif ediyor.
Yaşadığı bölgede Horebêjliğin bir gelenek olduğunu anlatan Nimet Zehmetkêş, buna rağmen zamanla unutulan bir çok Hore makamının olduğunu da dile getiriyor.[1]