Halkın Emek Partisi (HEP) eski milletvekili Mahmut Alınak, Digor Katliamının 29’uncu yılında katliamın gerçekleştirildiği yerde açık hava müzesi kurduklarını duyurdu.
Kürt siyasetçi Mahmut Alınak, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, Digor Katliamı’nın gerçekleştiği yere ağaç dikerek katliamın kurbanlarını andı.
Burada kurbanların anısına açık hava müzesi kurduklarını belirten Alınak, şöyle konuştu:
“Bugün Digor Katliamı’nın 29’uncu yıldönümüdür. Katliam işte burada gerçekleştirildi. Biz bu vahşi katliamı tarihin silinmez belleğine işlemek için ağaç dikerek burada bir açık hava müzesi kurduk.
Kudüs’te nasıl ki Mescidi Aksa camisinden geriye kalan Ağlama Duvarı Yahudiler için kutsal bir tapınak ise burası da artık bizim için kutsal bir mekan olacaktır.
#Koçgiri# ve #Zilan# katliamları ile sonrasında meydana gelen katliamların yerlerinde de gün gelecek benzer müzeler kurulacak ve katliamların yıldönümünde halkın ziyaretine açılacaktır. Tarih unutmuyor, biz de unutmuyoruz ve mutlaka hesabını soracağız.”
Ne olmuştu?
Kars’ın Digor ilçesinde 14 Ağustos 1993’te “koruculuk dayatması, gıda ambargosu, ev baskınlarını” protesto etmek amacıyla bir çok köyde binlerce kişi Kocaköy (Nexşan) köyünde bir araya gelerek Digor’a doğru yürüyüşe geçti.
İki yürüyüş kolu jandarmanın ısrarı sonucu geri döndü. Iğdır tarafından araçlarla gelen 3 bini aşkın kişi ise, ilçe girişinde polisler tarafından durdurularak, araçlardan indirildi.
Aralarında çocuk, yaşlı, kadın ve gencin olduğu kitlenin önü Digor’a 2 kilometre kala özel harekât polisleri tarafından kesildi ve ateş açıldı.
Yaylım ateşi sonucu 6’sı çocuk 17 kişi ölürken, 63 kişi ise yaralandı.
Katliamda hayatını kaybedenlerin isimleri, Gülcan Çağdavul (8), Selvi Çağdavul (14), Yeter Kerenciler (13), Necla Geçener (14), Zarife Boylu (15), Erdal Buğan (17), Zeynep Çağdavul (19), Hacer Hacıoğlu (20), Suna Çidemal (21), Fatma Parlak (22), Faruk Aydın (27), Cemil Özvarış (39), Gıyasettin Çalışçı (41), Hasan Çağdavul (43), Süleyman Taş (47), Nurettin Orun (80), Tütiye Talan (66) olarak açıklandı.
Katliam davası
Katliama sebep olan 8 özel harekât polisi hakkında, “Kasten öldürmek” ve “Kasten öldürmeye teşebbüs etmek” suçlarından açılan davada, sanık polislerin savunmalarında, kitle içinden roketatarla ve silahla ateş edildiği iddia edildi.
Katliam sonrası özel harekâtçıların kullandığı silahlara ait boş kovanların dışında ne roketatar ne de silahın izine rastlandı.
2006 yılında çıkan kararda, polisler hakkında, “meşru müdafaa” yaptıkları gerekçe gösterilerek, beraat kararı verildi. Yaşamını yitiren 7 kişinin ailesi “Yaşam Hakkının ihlali”, “Etkin soruşturma yürütülmemesi” ve “Uzun Yargılama” gerekçeleriyle davayı AİHM’e taşıdı.
Türkiye AİHM’de, dostane çözüm önerdi. Türkiye, olayda polislerin orantısız güç kullandığını kabul etti.
Ölen 7 kişinin ailelerine toplam 350 bin Euro tazminat ödenmesine karar verildi. Diğer 10 kişinin ailesi de AİHM’e başvurdu. AİHM başvurular hakkında henüz bir karar vermedi.[1]