Rûdaw yayınına Muğla'dan online olarak katılan Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek, Suriye ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Perinçek, Suriye ziyareti öncesinde hükümetten de fikir alacaklarını belirterek “Beşar Esad’la görüşeceğiz. Karşılıklı görüş alışverişi yapacağız” dedi. Perinçek ayrıca Suriye’de #Kürtler#in statü elde etmesine karşı olmadıklarını kaydetti ve “Niye karşı çıkalım? Eğer Suriye devleti ve milleti bu yönde bir karar verirse biz niye karşı çıkalım? Suriye devleti ve milletinin kararına saygı gösterilir” ifadesini kullandı.
Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve AK Parti'den ayrılarak Vatan Partisi’ne katılan Ethem Sancak’ın Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad'la görüşeceğini bildirmişti.
Rûdaw’ın Rojava bültenine katılarak Dilbixwin Dara’nın sorularını yanıtlayan Doğu Perinçek, görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulundu.
Dara'nın Perinçek'le röportajı şöyle:
Rûdaw: Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bugün Muğla’dan bize konuk oluyor. Sayın Perinçek, yayınımıza hoş geldiniz. Ne zaman Şam’a gideceksiniz ve Şam’da kiminle görüşeceksiniz?
Doğu Perinçek: Önümüzdeki Eylül ayında bir heyet halinde Şam’a gidiyoruz.
Şam’a bizi davet eden sayın Cumhurbaşkanı Beşar Esad’dır. Onun da önümüzdeki zaman diliminde birtakım gezi ve görüşmeleri var. O yüzden bizim takvimimizle onun takvimini onunla uydurmaya çalışıyoruz.”
Rûdaw: Esad’tan ne isteyeceksiniz?
“Beşar Esad’la görüşeceğiz. Karşılıklı görüş alışverişi yapacağız. Suriye’nin kuzeyinde hem PKK, YPG var hem de birtakım İslam adı altında sahte İslamcı terör örgütleri var.
Bu terör örgütlerinin temizlenmesi sayesinde misafirimiz olan Suriyeli vatandaşların tekrar dönmelerini konuşacağız.
Rûdaw: Sayın Perinçek siz YPG’yi terörist olarak görüyorsunuz. Kürtler, YPG'yi terör örgütü olarak görmüyor. Üstelik Türkiye'ye yönelik herhangi bir saldırıları ve terör eylemi de yok. Neden YPG’yi sürekli terörle ilişkilendiriyorsunuz? YPG sürekli olarak Türkiye ile iyi komşuluk ilişkisi içinde olmak istediğini söylüyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bölücü örgütlere karşıyız. YPG, PYD, PKK; bunlar aynı örgüt. PKK Birleşmiş Milletler ve dünya tarafından ve en önemlisi Türkiye ve Kürt halkı tarafından terör örgütü olarak kabul edilmektedir. PYD ve YPG de tamamen PKK’nin kontrolünde olan örgütlerdir.
Bunlar Suriye’nin toprak bütünlüğüne karşı olan ve Suriye’yi bölen örgütler. En önemlisi de bunlar ABD emperyalizmi ve İsrail ile ilişkileri olan örgütlerdir. Dolayısıyla bölge halklarına ve bölge devletlerine karşılar.
Bu örgütler Kürt halkına ve geleceğine de çok büyük zarar veriyor. ABD’nin bölgedeki çıkarlarına hizmet eden örgütler ve ABD bunlardan benim kara kuvvetim diye bahsediyor.
ABD subayları bunları eğitiyorlar. Kürt halkı da dahil tüm halklar bunlardan zarar görüyor.”
Rûdaw: Bu sizin bakış açınız. Türkiye Hükümeti, sizin Şam ziyaretinden haberdar mı? Hükümetin resmi olarak yaklaşımı nasıl?
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin de bilgisi var ama biz hükümetin yönettiği bir parti değiliz. Biz bağımsız, hükümetten emir almayan Vatan Partisi’yiz.
Kararlarımızı kendimiz veririz. 2 kez Suriye’yi ziyaret ettim. Ziyaretlerimde de hükümetten izin almış değilim. Bu sefer de hükümetten izin almadık.
Kendimiz hükümet olacağız, Türkiye’yi yöneteceğiz.
Suriye’ye kendi kararlarımızla gidiyoruz. Türkiye hükümeti de bilgi sahibidir. Giderken hükümet yetkilileri ile de görüşüp onların da fikirlerini alacağız.”
Rûdaw: Sayın Perinçek, Kürtleri yakından tanıyorsunuz. 90’lı yıllarda da Şam’a gitmiştiniz. PKK lideri Abdullah Öcalan ile de görüşmüştünüz. Ben de sizi yakından takip ediyorum. Sürekli olarak Suriye Kürtlerini “düşman” olarak görüyorsunuz. Suriye Kürtleri hiçbir zaman Türkiye’ye yönelik düşmanlık yapmadı ve bunu istemedi de. Neden Rojava Özerk Yönetimi ve Demokratik Suriye Güçleri ile ilişki kurmak istemiyorsunuz? Türkiye bir dönem PYD’nin yöneticilerini de ağırladı. Eskisi gibi neden iyi ilişkileriniz olsun istemiyorsunuz?
“Suriye Kürtleri, Irak Kürtleri, Türkiye Kürtleri bizim halkımız. Kendi halkımızı düşman görmüyoruz. Bizim programımızda şöyle diyor:
Türk de biziz, Kürt de biziz. Hepimiz Türk milletiyiz. Biz Kürt’ü kendimizden farklı görmüyoruz.
Rûdaw: Sayın Perinçek bu nasıl olur? Nasıl olur da Kürtler Türk olur? Bu nasıl mümkün olabilir? Örneğin siz Arap olabilir misiniz? Türk, Arap mıdır? ‘Kürt de Türk’tür’ diyorsunuz. Kürtler kendi başına bir millet, farklı bir millet. Türk Türk’tür, Arap Arap’tır, Alman Alman’dır, Kürt de Kürt’tür. Kürtlerin de Suriye’de hak sahibi olma hakkı vardır. Buna neden engel oluyorsunuz?
“Suriye Kürtleri konusu Suriye’nin kendi anayasasıyla kendi hukukuyla belirlenecek hususlar. Suriye’ye herhangi bir şey dayatamayız.
Türkiye’de çok insanımızın anası Kürt, babası Türk. Babası Kürt anası Kürt. Türkiye’de bir olmuşuz, bizi bölmenin bir manası yok.
Türk kavramı farklı bir kavramdır. Irk değil, siyasi bir kavramdır. Bir devlet içinde toplanan insanların hepsinin birlikteki adıdır Türk. Hatta bizim görüşmelerimiz sırasında Öcalan da bunu böyle kabul ediyordu.
Bizim Vatan Partisi’nde de Kürtlerin oranı yarıya yakındır. Güneydoğu kentlerinde de Kürt vatandaşlarımız Vatan Partisi’ne katılıyorlar. Dolayısıyla Vatan Partisi Kürtlerin, Türklerin partisidir. Biz Kürt’ten bahsederken farklı bir kavimden değil, kendimizden bahsetmiş oluyoruz.”
Rûdaw: Suriye’deki Kürtler Türkiye ile iyi komşu olmak istiyor. Türkiye henüz Kürtlere yeşil ışık yakmış değil. SİHA, drone saldırıları bitecek şekilde Türkiye, Suriye’deki Kürtlerle iyi komşu olmaya hazır mıdır?
“Komşu olarak bizim komşumuz Suriye Arap Cumhuriyeti. İçinde Araplar, Kürtler, Hristiyanlar var. Türkiye, Suriye, Irak gibi ülkelerde farklı milliyet ve mezhepten insanlar var. Ülkelerimiz çok benziyor.
Dolayısıyla komşumuz dendiği zaman devlet olarak Suriye Arap Cumhuriyeti komşumuz ve burada yaşayan tüm insanlar da bizim komşumuzdur. Asırlarca beraber yaşadık. Dolayısıyla bizim onlara sevgimiz sonsuz. Komşuluğumuza Amerika zarar veriyor. Defolup gitmeli bölgemizden. Bizi birbirimize düşürmek istiyor.”
Rûdaw: Suriye’de Kürtler için nasıl biz çözüm istiyorsunuz?
“Biz Suriye’nin sorunlarına karışamayız. Suriye’deki Kürtlerle ilgili çözüm Suriye’nin karar vereceği bir konudur. Biz onların kararına saygı duyarız. Suriye’ye iki kez gittim. Uzun incelemelerde bulundum. Suriye’de devletin hoşgörüsü örnek alınacak bir düzeyde.
Suriye’de insanlar huzur içinde barış içinde yaşıyorlar. Hristiyanlar, Aleviler, Sünniler, hepsine karşı bir saygı var.
Suriye’nin bizim yardımımıza ihtiyacı yok. Suriye’nin kendisi, Kürtlerin geleceği ile ilgili düzenlemeleri kendisi yapar.”
Rûdaw: Sayın Perinçek, Esad’dan ‘Kürtlere statü vermemesi’ yönünde talebiniz olacak mı?
“Sayın Cumhurbaşkanı Esad ile görüşmemizde Suriye anayasasının yine Suriye devleti ve halkı tarafından yapılması gerektiğini söyleyeceğiz. Onun için Suriye’nin dışında Cenevre’de şurada burada Suriye için anayasa yapma girişimlerine kesinlikle karşıyız.
Türkiye’nin de Suriye’nin iç işlerine karışmasına karşıyız. Türkiye hükümetinin de Suriye ile ilgili anayasal çözümlere müdahale etmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz. Bırakalım Suriye kendi anayasasını kendi yapsın. İçindeki milliyetler sorununu kendisi karara bağlasın.”
Rûdaw: Suriye’de Kürtler statü elde ederse buna karşı çıkacak mısınız?
“Niye karşı çıkalım? Eğer Suriye devleti ve milleti bu yönde bir karar verirse biz niye karşı çıkalım? Suriye devleti ve milletinin kararına saygı gösterilir.
Ama biz bölgemizde bölünmeler istemiyoruz. Özerklikler, federasyonlar değil devletlerin birlik halinde hem millet olarak hem devlet olarak birlik olarak çözümlerinin önemli olduğu kanısındayız.
Bölgemizde gelin hep beraber ABD ve İsrail müdahalesine karşı çıkalım. Burada şunu konuşmalıyız:
Suriye’nin kuzeyinde niçin ABD üsleri var. Bu Amerikan üslerinin hepsi temizlenmeli. Niçin İsrail Suriye’yi bombardıman ediyor?
Rûdaw: Sayın Perinçek, Türkiye olarak siz Amerika’nın müttefiki ve ortağısınız. NATO’nun içindesiniz.
“Hayır. Biz Vatan Partisi olarak Türkiye’nin NATO’dan ayrılmasını savunuyoruz. Türkiye’nin NATO’dan çıkmasını savunan tek partiyiz. Amerika’yı müttefik olarak görmüyoruz. Amerika’yı Fars, Kürt, Türk, Arap halkının düşmanı olarak görüyoruz.
ABD’nin Türkiye’deki üslerinin de TSK’nin kontrolüne geçmesini savunuyoruz. Yani yalnızca Suriye’nin kuzeyindeki ABD üslerine karşı değiliz. Biz İncirlik gibi, Kürecik gibi tüm Amerikan üslerinin de tasfiye edilmesini ve TSK’nin kontrolüne geçmesini savunuyoruz.”
Rûdaw: Sayın Perinçek, katıldığınız için çok teşekkür ederim.
“Tüm Irak #Kürdistan# halkına selamlarımı gönderiyorum. Diyarbakır Cezaevi’nde kaldığımda epeyi Kürtçe öğrendim.”
Rûdaw: Birkaç Kürtçe kelime de söyledi. Kuzey Kürdistan’daki Kürtler Türkçe konuşuyor. Madem kardeş ve dostuz diyorsunuz siz de yavaş yavaş Kürtçe öğrenin. Bu iyi bir şeydir.
“Öğreniyorum. Bayağı biliyorum.
Cezaevinden çıkarken veda konuşmalarımı hep Kürtçe yaptım. Epey Kürtçem var.
Kürtçe öğreniyorum.[1]