Stalin döneminde tehcir politikaları.
Ajansa Nûçeyan a Firatê, 2012.08.22.
ANJELİKA POBEDONOSTSEVA –KAYA
MOSKOVA - Rusya İmparatorluğunun 20 yüzyılın başında yaşadıkları sadece hükümet ve devlet aygıtında kalıcı rejim değişikliklerine yol açmadı aynı zamanda Rusya halklarının kaderini de etkiledi.
1953 yılına kadar Sovyet politikası iki döneme ayrılır: birinci dönem ulusal özerklik ve yerel yönetimlerin kurulması ve ulusal personelin yetiştirilmesidir. İkinci dönem ise ulusal soruna yönelik tutum değişikliği ve tümden ortadan kaldırılmasıdır. Bu 1930’larda toplu göçertme ve zorunlu iskana kadar vardırılmıştır.
O dönem bu siyasi baskının özel formları dünyanın çeşitli yerlerinde görülmektedir; ABD Japonları zorla göçertti; Britanya Almanları kendi kolonilerinden sürdü; Doğu Avrupa ise savaştan sonra Almanları sürmüş yine Türkler Yunanlıları, Yunanlılar ise Türkleri yerlerinden etmişti. Sovyetler ise göçertme 1920’de başlamış 1955’in ortalarına kadar (güven duyulmayan unsurlar) ın sınırlardan uzaklaştırılması planıyla uygulanmıştı.
Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacıkistan sınırları başta olmak üzere 40 sınır bölgesinden göçertmeler yapıldı.
Stalin’in baskılarının araştırılması ve totaliter ve otoriter diktatörlüğün işlediği suçların ortaya çıkarılması; o dönem yapılanların üzerinden yarım yüz yıl (yani Sovyet Komünist Partisinin 1956 da yapılan 20 kongresine kadar ) geçmesine rağmen kişisel diktatörler ve tarihteki izleri Rusya toplumunun modernizasyon ve yenilenme çalışmalarına bağlantılı olarak bugün hala günceldir. Kürt otonomisi ve Kürtlerin tehciri güncel ve tarihsel nedenlerini ve yapılanların sonuçlarını aktif olarak araştırılması o dönemde yapılanlara net bir örnek teşkil edecektir. [1]