Yaklaşık 20 bin yıl önce oluştuğu tahmin edilen Cilo Buzulları neredeyse tamamen eridi. Buzulların erimesi her ne kadar küresel ısınmaya bağlı iklim kriziyle açıklansa da #Kürdistan#'ın işgal gerçekliği bu erimenin yalnızca iklim kriziyle açıklanmayacağını fısıldıyor.Tonlarca bombayla vuruldu
Kürdistan'ın en yüksek buzulları olma özelliğini de taşıyan Cilo Buzullarının bulunduğu bölge, Kürdistan'ın işgali ve Kürt halkının imhası temelinde sürdürülen savaşta on yıllarca operasyon bölgesi ilan edildi. Coğrafya, tahrip gücü yüksek bombalarla hedef alındı. Buzullar, on yıllar boyunca tonlarca bombayla tahrip edildi. Söz konusu alanın HPG gerillalarının kış üslenme bölgesi olduğu öne sürülerek buralarda her sene kullanılan tonlarca metreküp zehirli gaz da buzul erimelerini hızlandıran önemli etmenlerden.
Yaklaşık 20 bin yıl önce oluştuğu tahmin edilen Cilo Buzulları neredeyse tamamen eridi. Buzulların erimesi her ne kadar küresel ısınmaya bağlı iklim kriziyle açıklansa da Kürdistan'ın işgal gerçekliği bu erimenin yalnızca iklim kriziyle açıklanmayacağını fısıldıyor. Buzulları eriten sebeplerden en belirgini devletin burada yaptığı askeri operasyonlar ve bu operasyonlarda kullanılan kimyasal gazlar.
Kalekol, maden, HES…
Öte yandan 25 Eylül 2020 tarihinde İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından Milli Park olarak ilan edilen Cilo ve Sat Dağları'nda buna rağmen gerekli koruma tedbirleri uygulanmadı. Cilo Vadisi'ne kurulan hidro-elektrik santralinin buharlaşmayı ve sera gazı emisyonunu arttırdığı da biliniyor. Kalekol inşaatları, maden sahaları ve HES projeleri ise yalnızca buzulları değil, vadideki bütün ekosistem ve doğal dengeyi olumsuz etkiledi. Korunması gereken Cilo Buzullarının bulunduğu alanlarda betondan direkler dikildi. Askeri operasyonlar için bölgenin hassas doğal yapısını hiçe sayan yollar yapıldı. Son olarak bu bölgede Cilo Sat Gölleri Festivali için Sat Buzul Gölü'ne kadar araç yolu yapıldı.
Neredeyse hiçbir şey kalmadı
Cilo Buzulları, Kürdistan'ın en yüksek dağlarından biri olan Cilo'da 4135 rakımda bulunuyor. Son buzul çağından beri varlığını sürdürmesiyle ün kazanan ve yaklaşık 20 bin yıllık bir geçmişi olduğu tahmin edilen buzulların 1948 yılında Prof. Dr. Sırrı Erinç tarafından yapılan ilk ölçümlerinde saha genişliği 4 kilometre olarak tespit edildi. 2017 yılında uzaktan algılama yöntemiyle yapılan ölçümlerde ise buzulun saha genişliği 1300 metreye kadar düşmüştü. Bu ölçümlerde buzulların kalınlığı ise 40 metre olarak tespit edilmişti. Buzullardan geriye artık neredeyse hiçbir şey kalmadı.[1]