Kadın Kurtuluş İdeolojisi 8 Mart 1998 yılında ilan edilen ve #Kürt Kadın# Hareketinin Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlüğü paradigmasının yaşamsallaştırılma mücadelesini yürütürken sahip olduğu temel ideolojisidir.
Tarihte veya dünyada ilkleri bağrında taşıyan Kürt Özgürlük Mücadelesi, Kadın Kurtuluşu toplumların yani bir bütün insanlığın kurtuluşudur diyerek kapitalist modernite güçlerine karşı direniyor.
Bu anlamda mücadeleye öncülük eden Kürt Kadın Hareketi kendini diğer tüm örgütlülüklerden ayıran bir ideolojiye sahiptir.
Kadın Kurtuluş İdeolojisinin ilk bakışta salt kadın cinsini kapsadığı düşünülse de aslında öyle değildir. Ne salt bir cins ideolojisi ne de salt bir feminist yaklaşımdır. Kadın Kurtuluş İdeolojisi kadın rengi, düşüncesi ve bakış açısıyla tüm toplumsal sorunlara çözümleyici bir yaklaşımı içermektedir. Yani sadece kadın sorununu çözmek ile sınırlı kalmayan, savaşlara, ekolojik yıkıma, kâr hırsına dayalı ekonomi politikalara çözüm getiren, özgürlüğe dayalı bir barışı mümkün kılmaya kadar varan büyük bir iddiaya sahiptir.
Şimdiye kadar var olan erkek ağırlıklı ve erkek damgalı tüm ideolojilere alternatiftir. Elbette ki bu ideoloji, sınıflı toplum ideolojileri tarzında varlığını ilan eden bir düşünceler sistemi değil. Kadın Kurtuluş İdeolojisi, tarihin yeniden güncele taşırılması ve neolitik dönemin sonuyla, uygarlığın ve devletleşmenin çıkışıyla beraber baş aşağı ilerleyen insanlık tarihinin yeniden ayakları üzerinde dikilerek geleceğe yönelmesinin öncüsü olma iddiasını taşımaktadır.
Kadın Kurtuluş İdeolojisi’nin beş temel ilkesi bulunmaktadır.
Bu ilkeler şöyledir:
Doğduğu topraklarda yaşamak, yani yurtseverlik
Özgür düşünce, özgür irade
Özgürlüğe dayalı bir yaşam paylaşımı için örgütlülük
Örgütlülükle birlikte mücadele
Yaşamın estetikle, güzellikle olan ilişkisi
Bu ilkeler temelinde bakıldığında Kadın Kurtuluş İdeolojisinin toplumun tüm kesimlerini ve bir bütün olarak toplumsal sorunları hedef aldığı ve bunlara çözüm olmayı amaçladığı görülmektedir. Yani, sınıflar arası çelişkilerden cinsler arası çelişkilere, doğa-toplum sorunlarından toplum-birey sorunlarına kadar yaşanan tüm çelişkileri kadın eksenli olarak çözmeyi esas alıyor. Bu ideolojiyi aynı zamanda tüm toplumun kurtuluş ideolojisi olarak da ele almak doğru bir yaklaşımdır.
Bununla birlikte, Kadın Kurtuluş İdeolojisini, Kopuş Teorisi’nden bağımsız ele almak mümkün değildir.
Kürt Özgürlük Mücadelesi ve özelde Kürt Kadın Hareketinin tarihi incelendiğinde görülecektir ki; Kopuş Teorisi, Kadın Ordulaşması ve bu tarih boyunca kadınların verdiği mücadele ve gösterdiği direniş Kürt kadınını, kadınları Kadın Kurtuluş İdeolojisine taşımıştır. Bu anlamıyla hiç bir şey bir diğerinden bağımsız oluşmaz.
İnsanlığın özgürlük mücadelesi her zaman kendi alternatifini oluşturmuştur. Kadın Kurtuluş İdeolojisi de bunun en açık örneğidir. Dikkat edilirse günümüz dünyasında var olan toplumsal ilişkiler, insanın kendine, kendi özüne yabancılaştığı, mülkiyetçiliğe dayalı ilişkilerdir. Çünkü erkek egemen iktidar anlayışı öncelikle kadını mülkleştirme anlayışını geliştirmiş ve kendi varlığını tamamen bunun üzerine inşa etmiştir. Ataerkil zihniyet kölecidir, otoriterdir ve hiyerarşiktir.
Bu anlamıyla “Kopuş” ise salt erkekten fiziki bir kopuş değil, tüm egemen, iktidarcı zihniyetten, onun sisteminden kopuştur.
Her şeyden önce, cinsler arasındaki özel mülkiyet mantığının sorgulanması ve bununla birlikte her türden hiyerarşik zihniyetin sorgulanmasıdır. Bu sorgulama öz iradeyi ve öz gücü ortaya çıkardığı kadar bağımlılık ilişkilerini de ortadan kaldıracaktır. Bağımlılık ilişkilerinin ortadan kalkması ise kadının ve erkeğin ortak bir paydada eşitlik ve özgürlüğe dayalı yeniden bir yaşam anlayışı ile buluşmasını sağlayacaktır.
Yani “Kopuş”, tüm hiyerarşik, tahakkümcü ve ben merkeziyetçi anlayışlardan arınmaktır. Bu da hakikate ulaşmak, yani kendi özüne dönmektir.
Özetle Kürt Özgürlük Mücadelesi tarihi boyunca bugünkü Kürt Kadın Hareketi, 1970’lerin sonundan 1990’ların başına kadar nicel ve nitel birikimleri olan bir kadın akışıyla #Kürdistan# devriminde yer alan Kürt kadınları, 1987 yılında YJWK (Yekitiya Jinên Welatparezên Kurdistan – Kürdistan Yurtsever Kadınlar Birliği), 1993’le birlikte kadın ordulaşması, 1995 yılında YAJK (Yekitiya Azadiyê Jinên Kurdistan – Kürdistan Özgür Kadınlar Birliği), 1996’da Kopuş Teorisi, 1998’de Kadın Kurtuluş İdeolojisi, Özgür Yaşam ve Erkeği Dönüştürme Projesi, 1999’da partileşme deneyimi, 2000’lerde Toplumsal Sözleşme ve Kadın Konfederalizmi deneyimleri gibi muazzam direniş tecrübeleri ile zamanın ruhuna özgürlüğü işleyen devrimsel süreçleri yaşamışlardır. Bu süreç sosyal, toplumsal sorunlara kalıcı çözüm bulan sosyal ve toplumsal devrimlerin yaşamda özgürlük öğretisi ve yetisiyle bilimsel metodolojik sistem olan jineolojiyi geliştirmiştir. Jineoloji verili sisteme karşı alternatif yaşam arayışı olarak demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmanın izleyeceği yol ve yordamın ana yöntemlerini pratik içinde deneme-sınama yöntemi ile zenginleştirerek, çoğaltarak yoluna devam etmektedir.
Bu nedenle “Kadın Kurtuluş İdeolojisi” Kopuş Teorisi’ni ve bahsedilen deneyimlerin mirasını içine alan, Kürt Kadın Hareketinin temel ideolojilerinden biridir. Bu ideoloji tüm dünya kadınları için kadının yazılmayan kölelik tarihini özgürlük tarihine çevirecek mücadelenin mihenk taşıdır.[1]