Başkale’de askeri cismin patlaması sonucu sağ eli kopan ve bir gözünde görme yetisini kaybeden 12 yaşındaki H.E., kopan elini istiyor.
#Van#’ın Başkale ilçesine bağlı Kiratî Mahallesi'nde Türk ordusunun ait mühimmat patlaması sonucu ağır yaralanan 12 yaşındaki H.E., tedavi gördüğü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezi’nden taburcu edildi. Patlama nedeniyle sağ eli kopan, kafasının hasar gören bölümü alınan ve bir gözünde görme yetisini tamamen kaybeden H.E.’nin tedavisi, vücudunda şarapnel parçaları nedeniyle oluşan yaraların kapanması için üç ay daha tedavisi sürecek.
Yaşadıklarını hatırlamakta güçlük çeken H.E., “Orada mayının olduğunu bilmiyorduk. Sabah koyunları meraya götürdüm. Sonrasında hiçbir şey hatırlamıyorum” dedi. H.E., kopan eline kavuşmanın tek istediği olduğunu belirtti.
Torunu H.E.’nin tedavisi için kent merkezinde kiraladıkları evde kalan Hatem E., patlama günü yaşananları anlattı. Hatem E. şunları söyledi: “Muhtar bizi aradı ve patlamanın olduğunu söyledi. Büyük bir telaşla dışarı çıktık ve olay yerine gitmeye çalıştık. Oraya varanlar, torunumun yerde kanlar içerisinde olduğunu görmüş. Biz öldüğünü düşündük. Çok kan kaybettiği için kimse sırtını alamamış. O arada çocuğun annesi tülbentini havaya kaldırıp askerlere yardım etmeleri ya da bir araç göndermeleri için yalvarmış ama cevap alamamış. Sonra oraya gidenler torunumu sırtına alarak köye getirdiler. Oradan Başkale’ye götürdüler.”
Yeni dönemin mayınları
Torunun durumunun iyiye gittiğini aktaran Hatem E., “Sürekli kafası ve karnı ağrıyor. Kopan elinin yaraları kaşınıyor. Bana sürekli ‘Elim nerede?’ diye soruyor, ağlıyor. Tek isteğimiz elinin bir şekilde tedavi edilmesidir. Ekonomik durumumuz yok onun için bir şey yapamıyoruz. Anne babası mecburen köyde kalıyor. Maddi durumumuz olsaydı böyle bir durumda olmazdık. Köyümüzde mayın yoktu. Tüm köylüler, bu mayınların yeni bırakıldığını biliyor” şeklinde konuştu.
Van’ın Başkale ilçesine bağlı Kiratî Mahallesi'nde askeri cismin patlaması sonucu 12 yaşındaki H.E. ağır yaralanmıştı. Askerler, köylülerin tüm çağrılarına rağmen H.E.’nin hastaneye taşınması için yardım etmemişti. Bunun üzerine köylüler, H.E.’yi sırtlarına alarak köye ulaştırmıştı. Olayın ardından Güllük Jandarma Karakolu tarafından olay yerine dair tutanak hazırlanmıştı. Tutanakta, 360 derece kayıt alabilen karakol kamerasının patlamanın yaşandığı anı çekmediği, olayın yaşandığı yerin ikinci derecede askeri yasak bölge olduğu, arazinin mayınlı olduğuna dair tabelaların bulunduğu iddia edilmişti. Ancak söz konusu iddiaların gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkmıştı. H.E.’nin aile avukatları, bunun üzerine sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. [1]