Çatak’ta köylülerin helikopterden atılmasının üzerinden iki yıl geçti, ancak soruşturma açılmadı. Katledilen Servet Turgut’un kardeşi Naif Turgut, savcının cevap bile vermediğini söyledi.
Van’ın Çatak ilçesinde askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra helikopterden atılan ve Servet Turgut’un hayatını kaybettiği, Osman Şiban’ın ağır yaralandığı olayın üzerinden iki yıl geçti, ancak ortada soruşturma yok. Dosyaya gizlilik kararı getirilirken, #Mezopotamya Ajansı#’nın (MA) ortaya çıkardığı belge ve görgü tanıklarının ifadelerine rağmen hukuki süreç işlemiyor.
Turgut’un kardeşi Naif Turgut, iki yıllık süreci MA'dan Adnan Bilen ve Mukadder Akyol'a anlattı. Büyük bir zulüm yaşatıldığını dile getiren Turgut, “Bu olayı Mezopotamya Ajansı yazmasaydı, hiçbir şey bilinmeyecekti. En başından beri Mezopotamya Ajansı bunu tüm dünyaya duyurdu. Çok iyi biliyoruz ki insanlık tarihinde böyle bir vahşet çok az vardır. Devlet bize büyük vahşet yaşattı. Hep soruyoruz; acaba Kürt olduğumuz için mi bu bize yaşatıldı? Ağabeyim köylüydü, emekçiydi, işinin başındaydı ama bu zulmü, işkenceyi ona yaşattılar. İki yıl geçti ama halen hiçbir karar verilmedi, çünkü ortada devlet, hak, hukuk, adalet yok. Dosyada halen gizlilik kararı var. Ne bize ne de avukatlarımıza bilgi veriliyor” dedi.
Savcılık cevap vermedi
Tüm girişim ve başvurularına rağmen dosyada bir ilerleme kaydedemediklerini kaydeden Turgut, şöyle devam etti: “Birkaç kez savcılığa dilekçe verdik ama dönüş bile olmadı. Karşımızda devlet var, bu nedenle ses çıkmıyor. Neden bunu yaptıklarına ilişkin bir açıklama bekliyoruz. Bunu öğrenmek bizim hakkımız. Şunu da çok iyi biliyoruz ki; işin içinde askerler olduğu için verecek cevapları yok. Ne hukuk var ne de adalet. Bu iki insanın nasıl götürüldüğü, ne yapıldığına ilişkin bilgiler var ama kimse dosyayı açmaya cesaret edemiyor.”
Türk medyası da görmedi
Tüm bedelin gazetecilere ödetildiğini vurgulayan Turgut, şöyle devam etti: “Bu olayın haberini yapan gazeteciler doğruyu, hakikati yazdıkları için cezaevine girdiler. Herkes biliyor ki onlar hakikati yazdığı için cezaevine girdiler. Çünkü onlar olmasaydı, bunların hiçbiri ortaya çıkmayacaktı. Herkesin bu zulme ses çıkarmasını istiyoruz. Zulme ses çıkarmazsan yarın sen de zulme uğrayacaksın. Mesela Türkiye medyası bir gün olsun bu konuyu dile getirmedi. Dünya medyası yazdı ama ülkedeki medya bu olayı görmedi bile. Bir insan öldürüldü ama bir kez bile haber yapmadılar. Tüm kamuoyuna çağrım; bu davayı takip edelim ki diğer davalar gibi üstü örtülmesin.”
Helikopterli cinayetin kronolojisi
* 11 Eylül 2020: Askerler, 7 çocuk babası Servet Turgut (55) ve 8 çocuk babası Osman Şiban’ı (50) gözaltına aldı. İki yurttaş, önce köy meydanında çok sayıda askerin işkencesine maruz kaldıktan sonra helikoptere bindirildi. İki gün sonra Turgut ve Şiban’ın Van Bölge ve Eğitim Araştırma Hastanesi yoğun bakımında olduklarını öğrenildi. Askerler tarafından hastaneye getirilen iki yurttaşın, ağrı yaralı oldukları hastane yetkilileri tarafından aileye iletilirken, hastane kayıtlarına iki yurttaşın durumuna “orta kötü” notu düşüldü. Raporda, Şiban'ın her iki gözünde morluk, baş, boyun ve yüz bölgesinde travmaya bağlı şişlik olduğu belirlenirken, ayrıca Şiban'ın kanlı kustuğu da yer aldı. Şiban, raporda yoğun bakım ihtiyacı olduğunun belirlenmesi üzerine Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.
* 14 Eylül 2020: Hastane yetkilileri tarafından kendilerine bilgi verilen Servet Turgut ve Osman Şiban’ın aileleri, üç gün sonra yakınlarının Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde olduğunu öğrendi. Hastane önüne gelen Osman Şiban’ın kardeşi Cengiz Şiban, Kardeşimi gözaltına aldıklarında hiçbir şeyi yoktu dedi.
* 17 Eylül 2020: MA, iki kişinin helikopterden atıldıklarına dair önemli belgeler yayınladı. Yoğun bakımda tutulan Turgut’un raporuna doktorlar tarafından; “İsimsiz hasta yüksekten düşme sebebiyle getirildi” notu düşüldü. Aynı gün Osman Şiban'ın gördüğü işkence fotoğraflandı.
* 18-19 Eylül 2020: Fotoğrafın ardından aileler, Van Barosu İnsan Hakları İhlalleri Komisyonu'na başvuruda bulundu. Ailelerin avukatları da sorumlu askerler hakkında suç duyurusunda bulundu. Helikopterle gelen askerlerin yurttaşları meydanda topladığı ve kimlik kontrolü yaptıkları belirtilen dilekçede, o sırada iki yurttaşın askerler tarafından darp edildiği ifade edildi. Askeri yetkilinin sürekli, “Acımız var, öfkemizi sizden çıkarmayıp da kimden çıkaracağız, köyünüzü yakacağız” şeklinde ifadelerde bulunduğu kaydedilen dilekçede, yurttaşların diz üstü çöktürülerek kimlik kontrolü yapıldığı ifade edildi. Aynı gün içerisinde 15 askerin tekrar mahalleye geldiği ve yanlarında başka bir mahallede gözaltına aldıkları Servet Turgut’un da bulunduğu belirtilen dilekçede, askerlerin burada da Osman Şiban’ı gözaltına aldıkları ve sonrasında mahalleden ayrıldıklarına dikkat çekti. Mahalle sakinlerinin iki kişinin gözaltına alınmasına tepki gösterdikleri ve buna karşılık askerlerin silah doğrultarak “Sizi tararız” tehdidinde bulundukları da dilekçede yer aldı.
* 20 Eylül 2020: MA, Van Bölge Araştırma Hastanesi’nin Servet Turgut ve Osman Şiban için hazırladığı raporu yayınladı. Raporda; “Helikopterden düşme sonrası yaralanma” notu düşülürken, devamında ise “Yüksekten düşme sorası emniyet tarafından sağlık ekiplerine bildirilerek 112 tarafından acile getirilmiş” denildi. Bu belgenin yayınlanmasının ardından artık iki yurttaşın helikopterden atıldığına dair iddialar somutlaştı.
* 22 Eylül Eylül 2020: Van Valiliği 11 gün sonra açıklama yapmak zorunda kaldı. Açıklamada, Turgut’un dur ihtarına uymayarak kaçmaya çalıştığı esnada kayalık alanda düştüğü ve bundan kaynaklı yaralandığı ileri sürüldü.
* 23 Eylül 2020: Van Valiliğinin açıklamasının bir gün sonrasında yine MA'ya konuşan görgü tanıkları, helikopterden atılan iki kişinin gözaltına alındığı sırada sağlıklarının yerinde olduğunu ve bu şekilde helikoptere bindirildiği bilgisini verdi. Tanıklar, Van Valiliğinin aksine sözü edilen bölgede hiçbir kayalığın olmadığını da söyleyerek, açıklamayı yalanladı. MA, aynı gün helikopterden atılan Servet Turgut’un yoğun bakımda çekilen fotoğraflarına ulaştı. Fotoğrafta, Turgut’un solunum cihazına bağlı olduğu, yüzünün kan ve morluklar içinde olduğu 30 Eylül 2020: Servet Turgut, yoğun bakım servisinde saat yaşamını yitirdi. Turgut, otopsinin ardından polis ablukasında defnedildi. Van Cumhuriyet Savcılığı soruşturmada gizlilik kararı aldı ve yayın yasağı getirildiğini açıkladı.
* 6-9 Ekim 2020: İki yurttaşın helikopterden atıldıklarını kanıtlayan MA Muhabirleri Adnan Bilen ile Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi ile gazeteci Nazan Sala’nın evleri 6 Ekim'de basıldı. Gözaltına alınan gazeteciler 9 Ekim’de çıkarıldıkları Sulh Ceza Hakimliği tarafından “Devlet aleyhine toplumsal haber yapmak” iddiasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. 6 ay cezaevinde tutulan gazeteciler, 2 Nisan’da çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakıldı. Bir yıl sonra ise yargılandıkları davadan beraat etti.
* 27 Kasım 2020: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, işkence ve kötü muameleye değinmeden her ikisinin de “milis” olduğunu ileri sürdü.
* 11 Haziran 2021: Osman Şiban, 9 ay sonra ifade verdi. Hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla açılan soruşturma kapsamında Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade veren Şiban, olay günü yaşadıklarını anlattı. Daha sonra ise Van Cumhuriyet Başsavcılığı Osman Şiban hakkında, “örgüt üyeliği” iddiasıyla iddianame hazırladı. Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Şiban’ın ikametgahı nedeniyle yetkisizlik kararı vererek, dosyayı Mersin’e gönderdi. [1]