Özerklik deneyimlerinde on yılı geride bırakan #Suriyeli #Kürtler#’in#, Şam ile Türk hükümeti arasındaki yakınlaşmanın, zor kazandıkları yaşam tarzlarına mal olmasından korktuğu belirtiliyor.
Çatışmalar başlamadan önce Suriye’de yaşayan yaklaşık iki milyon Kürt'ün okullarda Kürtçe öğrenmesine ya da kültürel etkinliklerini kutlamasına izin verilmiyordu.
Ülkede 2011'de ayaklanmanın başlamasından bir yıl sonra hükümet güçleri kuzeydeki bölgelerden çekildi ve Kürtler’in liderliğindeki özerk yönetimin Kürtçe'nin öğretildiği okullar dahil kendi kurumlarını idare etmesinin önü açıldı.
Ancak Reuters haber ajansının haberine göre, özerk olarak adlandırılan yönetimdeki pek çok kişi, Suriye hükümetinin, 2011'den bu yana Cumhurbaşkanı Beşar Esat'a karşı isyancıları destekleyen ve Kürtler’in yönetimindeki Suriye bölgelerine saldıran Türkiye ile uzlaşması halinde, yeni elde ettikleri hakları kaybedebileceklerini söylüyor.
Özerk bölgede yaşayan ve Reuters’a konuşan 55 yaşındaki Süleyman Ebu Bekir, Bu anlaşmanın gerçekleştiğini varsayarsak, eşitlik, demokrasi ve özgürlük sistemi üzerine inşa edilen özerk yönetime son darbe vurulmuş olacak dedi.
Dört kaynağın geçen hafta Reuters'a verdiği bilgiye göre, Şam ile Ankara arasındaki ilişkilerde Moskova'nın teşvikiyle gözle görülür bir yumuşama yaşanması bu korkuları arttırıyor. Ankara ile Şam arasında yaşanacak herhangi bir normalleşme, 10 yıldır süren Suriye savaşını yeniden şekillendirebilir.
Reuters’a göre Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan’ın bu ay Şam'da gizli görüşmeler yaptı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu isyancı savaşçılarla hükümet arasında uzlaşmayı teşvik etti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta Semerkant'taki Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinde ‘’Keşke Esat Özbekistan'a gelseydi, görüşürdüm’’ dedi.
Türkiye ile Suriye arasında yapılacak herhangi bir görüşme muhtemelen halen Türkiye'de ikamet eden 3,6 milyon Suriyeli mülteciyle de ilgilendirecek. Erdoğan gelecek yıl yeniden seçime girmeden önce bu mültecilerin evlerine dönmeye başladığını görmek istiyor. Görüşmeler ayrıca, Suriye’nin kuzeyindeki güvenlik ve yönetim ile ilgili anlaşmaları da içerebilir.
Reuters’ın konuştuğu 45 yaşındaki Delal Muhammed'e göre hem Ankara hem de Şam, Kürtçe’nin okullarda öğretilmesine karşı çıktıkları için Kürtçe dili ilk gözden çıkarılacaklardan biri olabilir.
Muhammed, Türkiye ile Suriye arasındaki yakınlaşmanın, son on yılda başardıklarımızdan sonra Kürt kültürü ve anadilinin silinmesi dahil bu bölgedeki bazı demografik grupların baskı altına alınmasına yol açabileceğinden korkuyoruz diye konuştu.
Türkiye özerk yönetime göre açık bir düşmanı olsa da, Suriye'deki Kürtler Şam'la gergin bir diyalog kurarken, Suriye'deki cihatçılarla savaşan ABD liderliğindeki koalisyonla ve Rusya ile iyi ilişkilerini sürdürüyordu.
Ancak özerk bölgenin ana partisi Demokratik Birlik Partisi'nin eş başkanı Salih Müslim, Rusya'nın bile artık Kürtler’e sırtını dönmüş olabileceğini söyledi.
Müslim, Tüm bunlar, bu yakınlaşmayı teşvik eden Rusya'nın daveti üzerine gerçekleşiyor dedi.
Reuters’ın konuştuğu bir esnaf olan Dilvin'e göre iki rakip arasında varılacak bir anlaşma, kızının Suriye'nin kuzeyindeki Kobani'de yaşadığı kısa süreli özerkliğin tadını çıkaramayacağı anlamına geliyor.
Soyadını paylaşmayan Dilvin, Özerk yönetim ortadan kalkacak ve bu durumda bizim için her şey değişecek. Çalışma şeklimiz, çocuklarımıza öğrettiğimiz dil, para birimi’’ dedi ve Türkiye'nin tüm çabalarının özerk yönetimden kurtulmaya yönelik olduğunu düşündüklerini söyledi.[1]