26 yıl önce 16 Mart 1988’de #Kurdistan#’ın Güneyindeki #Helepçe# kentinde 6357 #Kürd#, Irak devletinin zehirli gazlarıyla zehirlenerek ve yanarak öldü. ‘Ağır dereceden yaralandı’ denilen 14.765 kişinin yaşamı felç oldu. 1988’de Helepçe nüfusu 57 bindi. Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre, bu kimyasal saldırı, günümüze kadar 43.753 kişinin ölümüne, 61.200 kişinin de sakat kalmasına sebebiyet vermiştir.
1988 katliamından sonra Helepçe’liler sakat doğuyorlar ve ölüyorlar.
1988’de Helepçe nüfusu 57 bindi. 16 Mart günü bunlardan 6357 kişi yaşama veda etti.
Helepçeliler hasta canlarıyla yaşama tutunmaya çalıştılar. Doğdular, arttılar. Nafile! 1988’de 57 bindiler. Arttıkça öldüler, tükendiler.
57 binlik bir nüfusun 43 bin defa cenaze namazı kıldığını, 43 bin defa ‘Bismllahi remani rehim’le başlayan tören düzenlediğini düşünebiliyor musunuz? Bu Allah’sız acının zırnık kadarını hissedebiliyor musunuz?
Kürde ‘Arap kardeş olabilir’, ‘Türkler kardeştir’ nakaratını yutturmaya çalışan ‘Kürt kökenli’ ‘başbilenlerin’ namussuz oğlu namussuz olduklarının ispatıdır Helepçe.
Böyle bakacağız, böyle göreceğiz, böyle bakmak ve görmek zorundayız.
Helepçe’nin yıldönümünde Helepçe’yi meşhur edenleri değil, Helepçe meşhurluğundan 'kardeşlik’ payı çıkaran sözde Kürdlerimizin yedi sülalesini lanetleyeceğiz. Tek çıkış yolu budur.
Çizgiler net olmalı.
Helepçe, Kurdistansızlığın faciasıydı, Roboskî de. Kurdistan haykıran bir halka kimse Roboskî katliamı yaşatamazdı; yaşatanlar cezasını çekerdi. Tek bir insan Roboski katliamından dolayı mahkûm olmadı, olmayacaktır. Irak çökene kadar Helepçe katliamından dolayı da kimsenin burnu kanamamıştı.
Bu işler böyle. Bu halkın özgürlük enerjisini empoze ‘kardeşlik’, ‘demokrasi’ nakaratlarıyla tüketmeyin, lütfen!
Bu kadar aptallık yeter!
Onlar bizim önümüzde diz çökerek ‘kardeş olalım’ diye yalvarmalıdır, biz onların önünde değil.
Onların bize Helepçe, Roboskî, Komuşlo borcu var.
Dünyanın ise bize bir Kurdistan Devleti borcu var.
Yarın 16 Mart’ta, Helepçe Soykırımı’nın 26. yıldönümü günü Kırım Özerk Cumhuriyet’inde referandum olacak ve Kırım yarımadası fiilen Rusya’ya katılacak. BM’nin sahte sınırları değişmez değildir. [1]