9 boyut üzerinden Rojava Devrimi’nin 10 yılı: Hukuk ve Adalet
Kuzey ve Doğu Suriye’de kurulan hukuk ve adalet sistemi demokratik hukuk temeli üzerinde kurumsallaştı. Toplumsal Adalet Meclis’inden Nesra Xelîl, Demokratik Ulus modeli içinde hukuksal yapı ve önemini anlattı.
#Kobanê# - #Kürt# Lider Abdullah Öcalan’ın ideolojisine dayanan Demokratik Ulus modeli, kültür, varlık ve tarih hakikatinin anlamını özüne dönüş olarak değerlendiriliyor. Bundan dolayı Demokratik Ulus projesinin hayata geçirilmesi özüne dönüş ve tarih hakikatinin canlı kılınması anlamına geliyor. Dokuz boyut üzerinde belirlenen Demokratik Ulus modeli, günümüzde yani 21. yüzyılda Rojava #Kürdistan#’ında 19 Temmuz 2012 devrimi ile birlikte hayata geçirildi. İnsanlık beşiği olan Mezopotamya topraklarının Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye’de bölgelerinde yaşayan toplumlar, 10 yıldır Demokratik Ulus’un temel boyutları üzerinde özgürlük devrimi, değişim ve dönüşümü gerçekleştirmeye başladılar.
Hukuk özünden uzaklaştırıldı
Demokratik Ulus’un en önemli boyutlarından biri olan hukukun günümüzde en fazla özünden uzaklaştırılan boyuttur. Demokratik ulus içinde toplumların temel yapı taşı olan politik ve ahlakı, hukuk üzerinden düzenleme yapılmak isteniliyor. Doğa toplumun gerçekliğinde çıkan sorun ve çelişkiler politik ve ahlak yoluyla çözüme kavuşturulur. Ancak bu kapitalist modernitenin çıkışıyla birlikte ulus-devlet sistemi ortaya çıkan sorun ve çelişkileri hukuk yoluyla çözmek ve böylece kendi sistemini meşrulaştırmak istiyor. Kapitalizm zihniyeti hakikat ve tarih, evren ve doğa dengesini özünden uzaklaştırılan hukuk kavramı yoluyla toplum hakikatini tersyüz etmek ve böylece kendi çıkarların hizmetine sokmak istiyor. Kapitalist sistem toplumu ahlaki ve politik ölçüleri ile toplumu yönetme yerine, kanunları kullanarak toplum gerçekliğini inkar ediyor.
Kürtlerin varlığı inkar edildi
Tarih sürecinde Kürt ve Kürdistan varlığı ve hakikati inkar edilmiştir. Türkiye, İran, Irak ve Suriye sistemlerinde Kürtlere özgün bir hukuk oluşturulmadı. Bundan kaynaklı Kürt halkı öncülüğünde günümüzde Kuzey ve Doğu Suriye’de özellikle hukuk yapısında Demokratik Ulus şemsiyesi altında eşitlik ve adalet, topluma dayanan politik ve ahlak sistemi ile işliyor. Kanun çerçevede Kuzey ve Doğu Suriye toplumların hukuk ve statülerini garanti altına almak için yerel yönetim ile demokratik modernite yönetimi kurulmak istenmektedir.
Fırat Bölgesi Toplumsal Adalet Meclis Üyesi Nesra Xelîl, Demokratik Ulus modeli içinde hukuksal yapı ve önemi ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
Siz hukukçu bir kadın olarak 19 Temmuz Devrimini nasıl görüyorsunuz?
İlk kıvılcımı Kobanê’de atılan 19 Temmuz Devrimini değişim, dönüşüm ve büyük bir gelişim devrimi olarak tanımlayabiliriz. Toplumun daha önce buna hazırlandığı kitlesel bir devrimdir. Rojava Kürdistan halkı böylesi bir devrimi bekliyordu ve toplumumuz büyük bir aşkla özgürlük devrimini bekliyordu. Devrimin ilk gününden bugüne kadar siyasi, diplomasi, ekonomik ve toplumsal hizmet vb. yönüyle hala sorun ve sıkıntı çekiyor. O dönemde Suriye geneli baskı ve zor süreçten geçiyordu ancak Rojava olarak özellikle Suriye rejimi iktidarı tarafından gözardı edilmişti. Birçok zor süreçten geçtik, önce Suriye rejimi güçlerini bölgeden çekti, sonra da Cebhet El Nusra çeteleri bölgemize saldırdı, ardından da DAIŞ çeteleri saldırdı ve şimdi de işgalci Türk devletinin tehdit ve saldırıları var. Halkımız ve savaşçıları bu 10 yıllık devrim sürecinde yapılan birçok saldırıya büyük bir direniş gösterdi. Bununla da halkımız büyük bir devrim ve proje sahibi olduğunu gösterdi. Tarihte toplumun ihtiyaçlarına cevap olabilecek devrimler oldu, bizim devrimimiz de başarıya kilitlenmiş o devrimlerden biridir. Bununla biz Kürt halkı olarak tüm insanlığa Kürtlerin büyük devrim sahibi olabileceğini gösterdik.
“Yaşamın tüm alanlarında örgütlendik”
Devrimimiz proje ve ideolojik temelleri üzerine yola çıktı ve bu model sayesinde de yaşamın tüm alanlarında politika, eğitim ve ekonomik alanlarından tutalım öz savunmaya kadar örgütleme yapabildik. Bu ideolojik ve proje Demokratik Ulus modelinindir. Tüm her şeyin zemin ve temeli olan meclis ve komün sistemi kuruldu. Yine eğitim ve öğrenim açısından da her toplum kendi dil ve kültürünü kendi anadili ile görebiliyor. Biz kadınlar için en önemli olan da kadın özgürlüğüdür. Kadınlar olarak da bu noktada birçok kazanım elde edebildik ve şimdi eş başkanlık düzeyinde yer alıyoruz ve özgün kurumlarımızda mevcuttur. Devrim ve sistemler içinde kadınların varlığı ve önemi bu devrim ile açığa çıktı.
“Demokratik hukuku kurduk”
Hukuksal yapı daha önce nasıldı ve devrim ile birlikte hangi aşamalardan geçti?
Ben kadın olarak hukukçu ve Toplumsal Adalet Meclis üyesiyim. Ben bu sistemin hukuksal yanını değerlendirebilirim. Böyle bir karşılaştırma yaparsak şöyle bir sonuca ulaşırız; bölgemizdeki yargı sistemi çok zorlu geçiyordu. Bir yargı ve mahkeme vardı ancak çok zayıftı. Tüm davalara bir tek bakış açısıyla bakılıyordu ve katı kanunlar ile çözülmeye çalışılıyordu. Ama hak ve adaletin yerine getirilme açısından konulan çerçeveye göre yapılmıyordu. 19 Temmuz devriminden sonra Suriye rejimin yargısına alternatif olabilecek Demokratik Ulus modeline dayanan demokratik hukuku kurduk. İlk başta biz Sulh Komitelerin örgütlemesine gittik. O dönemde daha bölgenin hukuksal ve yargısal sistemi çok iyi belirlenmemişti, o nedenle 1015 yıllında küçük bir Adalet Divanı kuruldu. Daha sonra da Toplumsal Adalet Meclisi tüzüğü hazırlandı ve buna göre kadroları da Demokratik Ulus akademilerinde eğitimini aldı ve profesyonel bir şekilde çalışmalara başlandı. Bu adımla birlikte 2017 yılında Toplumsal Adalet temeli atılmış oldu. Adım adım bu sistem oturtulmaya başlandı.
Demokratik Ulus modelinde hukuk yapısının anlamı ve önemi hangi düzeydedir?
Adalet Meclisi olarak sorun ve sıkıntıları sulh ile çözmeye çalışıyoruz. 2017 ve 2022 yılları arasında faaliyet raporlarımıza bakıldığında hukuksal açıdan iyi bir çalışma yürütüldüğü görülecektir. Demokratik Ulus çerçevesinde hukuk istediğimiz düzeyde değil ama yine de kısa bir süre içinde olumlu adımlar atıldığını söyleyebiliriz. Çünkü önümüzdeki 10 yıl içinde doğru bir hukuk sistemini toplum içinde kuracağımıza inanıyoruz. Biz Toplumsal ve Adalet kurumları olarak toplum ile birlikte hareket ederek var olan sorunları eşit, adalet ve hak savunuculuğunu çözüme kavuşacaktır. Biz hukuk ve adalet alanını da bu şekliyle ele alıyoruz ve hukukun eğitim kadar öneme sahip olduğunu belirtiyoruz. İçinde Demokratik hukuk ve politikanın olduğu bir toplumda başarı kaçınılmazdır. Eğer demokratik ve doğru bir hukuku geliştirebilirsek Demokratik Ulus projesini başarıya götürecek ve özgür bir toplumu yaratacaktır.
“Kurumlar Toplumsal Meclis’in çatısı altında kuruldu”
Hukuk ve adalet sisteminin çalışmaları nasıl, Demokratik Ulusa dayalı demokratik hukuk ile ulus-devlet hukuku arasındaki fark nelerdir?
Başta belirtiğimiz gibi ilk önce Sulh Komitesini oluşturduk yine Mala Jin Sulh Komitesi olarak da biliniyor. Bunun yanı sıra içinde Soruşturma Komisyonu, Adalet Divanı, temyiz ve uygulamaları barındıran Toplumsal Adalet Divanı var. Saydığımız tüm bu kurumlar Toplumsal Adalet Meclisi çatısı altındadır. Adalet Meclisi doğru yol ve yöntemlerin kullanımını bu kurumlara sunuyor. Aile, sivil ve kadın davaları Sulh Komitesi’nden, Mala Jin ve Adalet Divanı’ndan geçmeden meclis kuruluna gitmez. Bu kurumlar davalarla ilgilenirler ve sulh-barıştırma yöntemine sahiptirler. Tabi ki Adalet Divanı’na geçen tüm davalar Sulh Komitesi ve Mala Jin’e de açıktırlar. Bazı davalar sadece bir tarafın iknasıyla çözülmediğinden diğer bir taraf rapor hazırlar ve Adalet Meclisi’ne sunulur, bizde yol ve yöntemlerimizle davayı çözmeye çalışıyoruz. Toplumsal Adalet Meclisi’nin sisteminde de Sulh Komite yönetimi, Fırat Bölgesi savcılık yönetimi ve Yargı Soruşturma ve İnceleme Komitesi de yer alıyor. İnşa Komitesi de var ancak bu komite daha çok merkezi düzeyde adalet meclisinin kadrolarını oluşturma ve akademileri yürütüyor.
“Karar divan üyeleri tarafından alınır”
Sistemimizin farkı budur. Bizde sadece tek bir bakış açısıyla davalara bakan ve karar alan bir mahkeme ve yargı yerine, Adalet Divanı ve onun komiteleri var. Bunun için karar toplu bir şekilde tüm divan üyeleri tarafından alınır. Çünkü karar sadece bir hakim tarafından alınırsa o karar kabul görülmüyor ve komite yeniden toplanıyor. Bu şekilde denendi ancak olumsuz bir durum yarattığı için o karar iptal edilmek zorunda kalındı. Yani ulus devlet hukuku ile bizim hukuk sistemi arasındaki fark budur.[1]