Bu tutum #Kürt# halkı kadar biz #Ermeni# halkını da acıtmış ve üzmüştür. Bu hukuk ve insanlık dışı tutum asla halklar arasında bir güven ve inanç kırılmasına yol açmamalıdır.
Unutmamak gerekir ki, hükümet ve temsilcileri geçicidir. Halk, özgürlük ve onur kalıcıdır. Kürt halkının ve diğer mazlum halkların özgürlük isteği ve mücadelesi Ermeni halkının istek ve mücadelesidir. Bu tezin ispatı #Rojava# topraklarıdır.
Henüz Karabağ işgal saldırılarının acısı bitmemiş ve yarası kapanmamışken yanıbaşımızda özgürlüğü ve geleceği için savaşan Kürt halkının acısını büyütmek Ermenistan mevcut hükümetine bir şey kazandırmaz. Mevcut Ermenistan hükümeti iki Kürt ulusal özgürlük gerillasını Türk devletine teslim tutumundan dolayı her iki halktan özür dilemeli ve bu kirli politikasından bir an önce vazgeçmelidir.
Mevcut Ermenistan hükümeti, kendi hukukunu ve yasalarını uygulamayarak bir hukuksuzluğa imza atmıştır. Şimdiye kadar “sınır ihlali” yapan hiç kimse Türk devletine iade edilmemiştir. Bu olay belli ki son süreçte Rusya tarafından geliştirilmek istenen “iyi komşuluk” ilişkilerine bir güven tazelemesi olarak düşünülmüştür. Bu tutum aynı zamanda Türk devletine cesaret verip psikolojik üstünlük sağlamasına fırsat sunmuştur.
Ezenlerin hikayesi hukuksuzluk, yolsuzluk, zulüm ve yalan üzerine yazılırken ezilenlerin hikayesi umut, direniş, özgürlük, kardeşlik üzerine yazılıyor ve yazılacaktır. Devletlerin ilişkileri çıkar ve üstünlükler üzerine yazılırken özgürlük ve onurlu bir gelecek arayan ezilenlerin ilişkileri dürüstlük, dostluk ve dayanışma, paylaşım üzerine yazılır.
Kürt halkı ve Ermeni halkının tarihi yaşamı, kültürü ve acısı o kadar benzer ve ortak iç içe geçmiştir ki, Ermeni halkından bahsederken Kürt halkından bahsedildiğini sanırsınız. Ya da tam tersi Kürt halkının acı ve özgürlüğünden bahsederken sanki Ermeni halkından bahsedilir. Stranlarımız dengbejlerimiz govendlerimiz o kadar ortak yaşamı kültürü yansıtmış ki kaderimizi ve geleceğimizi birbirinden ayırıp koparmak mümkün değildir.
#Arame Dikran#, #Garabede Xaço#, #Ayşe Şan#, #Hovhannes Badalyan# ortak değerlerimiz, dillerimiz ve kültürümüzdür. Yeravan Radyosu yıllarca iki kardeş halkın ortak sesi ve ruhu olmuştur. Bu iki halkın kaderi ve özgürlük davası o kadar ortak ve iç içe geçmiştir ki Masis’le Sis’in yan yana yükselen heybetli duruşu gibidir.
Özgürlüğü için savaşan iki gerillanın (Hüseyin Yıldırım, Atilla Çiçek) hukuksuz bir şekilde soykırımcı ırkçı Türk devletine teslim edilmesi kabul edilemez. Kabul edilmeyecektir. Bu utanç verici teslimiyet politikası asla Ermenistan ve Diaspora da yaşayan Ermeni halkının istek ve kabulü değildir. Ararat ve Sipan dağları, Van’a lic (göl) ve Sevan’a lic (göl) tanıktır ki onur ve vicdan sahibi hiçbir Ermeni bu teslimiyet tutumu kabul etmez. Bu hukuk ve yasa dışılık Ermeni halkının iradesi ve eğilimi değildir.
Unutmamak gerekir ki, hükümet ve temsilcileri geçicidir. Halk, özgürlük ve onur kalıcıdır. Kürt halkının ve diğer mazlum halkların özgürlük isteği ve mücadelesi Ermeni halkının istek ve mücadelesidir. Bu tezin ispatı Rojava topraklarıdır. Ermeni-Süryani-Asuri-Keldani halklar Kürt-Arap-Çeçen-Türkmen halklarıyla birlikte özgürce ve kardeşçe birlikte yaşamaktadırlar. Kuzey-Doğu Özerk topraklarda Kürt halkı kadar Ermeni ve diğer halklar da özgürce yaşamakta ve geleceklerini birlikte kurmaya yaratmaya çalışmaktadırlar.
Mevcut Ermenistan hükümetinin iki ulusal özgürlük gerillasını Türk devletine teslimi hukuksuz ve gayri insanidir. Bu tutum Kürt halkı kadar biz Ermeni halkını da acıtmış ve üzmüştür. Bu hukuk ve insanlık dışı tutum asla halklar arasında bir güven ve inanç kırılmasına yol açmamalıdır. Ermenistan’ın ve Medya Savunma Alanlarının ve Rojava özgür toprakların Türk ordusunun savaş uçakları ve İHA’ları tarafından bombalanmakta, toprakları yakılıp yıkılarak masum insanları katledilmektedir. Aynı faşist Türk kurşunu aynı kimyasal ve gaz bombaları hem Kürt halkını ve hem da Ermeni halkını vurup yok etmeye çalışmaktadır.
Saldırılar ve tehditler, işgal ve yıkımlar aynı ortak merkezden yapılmakta ve sürdürülmektedir. TC ve Azerbaycan devletinin soykırımcı, talancı ve yalancı devleti her iki mazlum halka karşı düşmanlık sürdürürken; biz ezilen mazlum halklar daha fazla birlikte ortak hareket etmek, fikir ve hedeflerimizi birleştirmek zorundayız.
Bize Kemal Pir, Mazlum Doğan, Sakine Cansızlarla Monte Melkonyanların, Leonid Azgaltyanların Nubar Ozanyanların fikri mücadelesi ve hayalleri gerek.[1]
Nubar OZANYAN