Başlangıtçtan 20. yüzyılın başlarına kadar #Kürd# dili alanındaki çalışmalara dair kısa bir hatırlatma
#Kürd dili ve grameri# alanındaki ilk çalışmalar, elimizdeki mevcut bilgilere göre yaklaşık üç yüz yıllık bir geçmişe dayanmaktadır. Bu çalışmaların bir kısmı Batılı araştırmacılar, seyyahlar, misyonerler ve şarkiyatçılar tarafanıdan farklı dönemlerde ve farklı amaçlarlar doğrultusunda çoğunlukla İtalyanca, Rusça, İngilizce, Almanca ve Fransızca dilleriyle yapılmıştır. Diğer bir kısmı da, Mehmed Mihri Hilav’ın da belirtiği gibi Kürd münevverleri ve alimlerini de içine alan “Şark”lı âlimler tarafından yapılmış çalışmalar ve üretilmiş eserlerdir.
Kürd dili üzerine çalışmalarıyla bilinen Kürd aydınları ve yazarları sözkonusu Batılı kaynaklar ve özellikle de çalışma metodlarına oldukça önem vermekle birlikte yine de bu tür çalışmaları yeterince derinlikli olmamaları nedeniyle ihtiyatla karşılamışlardır. Kurdîyê Bitlisî adıyla dönemin Kürd dergi ve gazetelerinde çok sayıda makalesi yayımlanmış olan Bitlisli Yüzbaşı Mehmed Emîn Bey, Kürdler ve Kürd dili çalışmalarına dair Batılı kaynakları değerlendirirken içeriklerine ihtiyatla yaklaşmakla birlikte, inceleme usulü ve karşılaştırmalı araştırma yöntemi açısından örnek alınmaları gerektiğini belirtir. Çünkü dilbilim, ancak dillerin karşılaştırılmasıyla varolabilir. “Birçok lehçeye sahip olan #Kürdçe#mizin bazı bölümlerine ilişkin Rusça, İngilizce, Almanca ve Fransızcada birkaç inceleme, bir-iki ufak sözlük ve dilbilgisi kitabı yayınlanmışsa da, Kürdistan gibi bir bölgede ve Kürdler gibi bir millet arasında, dili ya hiç bilmeyen ya da pek az anlayabilen Batılılar tarafından pek yüzeysel incelemelere dayanılarak yazılan bu eserlere büyük önem vermek doğru değildir. Böyle olmakla birlikte, şurası inkâr edilemez ki bu eserler, sağlıklı bir inceleme usulünü ve araştırma yöntemini ve herhangi bir araştırma ürününün en esaslı ve inceden inceye sıralanıp düzenlenmesini göstermek gibi özel üstün nitelikler taşımaları bakımından, benzeri çalışmalarda örnek alınmaya lâyıktırlar. Bu yönleriyle ve ayrıca birçok karşılaştırmaları içermeleriyle, dil alanındaki çalışmalarımıza çok değerli katkılarda bulunabilirler fakat hiç bir zaman esas olamazlar. Yine asker kökenli bir araştırmacı, yazar ve şair olan Süleymaniyeli Emin Feyzi Bey de Batılı kaynakların önemini vurgulamakla beraber, bugün asıl önemli olanın Kürd bilim adamları ve fikir erbablarının yapacağı çalışmalar olduğunu belirtir. “Avrupalılar, Kürdçenin lügat ve kaidelerini imkan dâhilinde zapt ve o konuda kendi dillerine tercüme etmişlerdir. Bu yolda İtalyanca yazılmış ve bundan iki yüz sene evvel Roma’da basılmış bir kitap mevcut olup iki nüshası Musul’da bulunan Fransız kütüphanesinde görmüştüm. Şark dillerinde henüz bu dilin kurallarına dair kitap neşredilememiş ise de bugün bilim erbabı ve fikir sahipleri tarafından bu yöne dair nazarı dikkat olunmakta.”
Batılı araştımacıların haricinde bir de Kürd ve Şark alimleri ve münevverlerinin Kürdçeye dair yaptığı çalışmalar vardır. Bu çalışmaların başında Elîyê Termaxî’nin 1591-1592’de yayımlanan dilbilgisi kuralları gelir. “Kürdçe olarak hazırladığı “Kürdçe ve Farsça Nümunelerle Arap Dilinin Düsturu” adlı eseri bu alanda yapılmış çalışmaların ilklerinden sayılır. Mele Mehmûdê Bazidî, Hicri takvimine göre 1274 (1857-1858)’de adı geçen esere bir önsöz yazıp elyazması olarak o zaman Rusya’nın Erzurum Konsolosu olan Alexandre Jaba’ya teslim etmiş. Marûf Xeznedar da Sovyet Bilimler Akademisi’ne bağlı Şarkbilimleri Enstitüsü Kitaplığı’nda C1958 numarayla kayıtlı olan bu kitabın bir kopyasını elde etmiş ve 1971’de Bağdat’ta “Destûra Zimanê Erebî Bi Kurdî: Elîyê Termûxî” adıyla yayınlamış. Elîyê Termaxî’den sonra, Kürd diline dair ve ağırlıklı olarak farklı lehçelere ait kelimeleri içeren Evliya Çelbi’nin Seyhatname’deki “Kürdçe Lûgatçe”si, yaklaşık doksan kelime kaydetmekle berebar bu alandaki önemli kaynaklardan biri olarak kabul edilir. “Evliya, muhtemelen böyle bir Kürtçe lügatçe hazırlamış ilk kişiydi.” Ondan sonra, “İsmail Bazîdî (1654-1709)’nin Gulzar adlı Kurmanci-Arapça-Farsça lügatçesı” da bu alandaki ilkler arasında hatırlatılamsı gereken önemli bir çalışmadır.
Bu dönem içerisinde bir Kürd tarafından Kürd dili alanında yapılmış önemli çalışmalardan biri de Mele Mehmudê Bazîdî’nin Tûhafetu’l Xullan Fî Zimanê Kurdan (Kürd Diline Dair Dostların Hediyesidir) adıyla Kurmancî lehçesiyle hazırlamış olduğu kitaptır. Elyazması Alexandre Jaba’nın koleksiyonunda olan bu kitap üç bölümden oluşmuştur: Kavaid, sözlükçe ve diyaloglar. Mele Mehmûd’un kendisi Alexsandre Jaba’nın Kürdçe öğretmeni ve adı geçen kitabı üzerinde yazılmış bir tarih olmamakla birlikte, ilişkiler ve olaylar kronolojisini gözönünde bulundurduğumuzda bu kitabın büyük ihtimalle 1860’lı yıllarda yazıldığı söylenebilir. Bu eserin yakın dönemdeki yeni bir baskısı da Dr. Hêmin Omar tarafından hazırlanmış ve Soran Üniversitesi yayınları arasında 2019’da Hewlêr’de yayınlanmıştır. Bundan sora İran Kürdistanı’nda “Nasrullah Kurdistanî’nin 1278 (1870) yılında yazdığı “Ferhenga Kurdistanî” (Kürdistanî Sözlük) adlı eser geliyor. Yine İran Kürdistan’ında, yazılışı bu yılara denk gelen başka bir eserden de Mehmet Mihri Hilav söz ediyor ancak sözkonusu eserin herhangi bir kaydına ulaşamadım. “İran Maliye Nazırı Hacı Fahrû’l Memalîk tarafından Kürd dilinin kaideleri ve dilbilgisine dair mükemmel bir kitap yazılmış ve basılmıştır. Bu kitap doğumumdan (1885) otuz sene evvel tab edildiği için Kürdistan’da tek bir nüshasına bile tesadüf edemedim.” Amedê Xanî’nin 1682-1683 yıllarında yazdığı “Nûbihara Biçukân” (Çocukların Turfandası), yeni okumaya başlayan çocuklar için manzum şeklinde Kürtçe-Arapça olarak hazırlanmış bir lügat. Bu lügat, zamanla bölgedeki tüm medreselerde Arapça eserlerin okunmasına geçmeden önce, okunması zorunlu olan temel bir eser olmuştur. Bundan başka, Kadiri tarikatının şefi Şêx Marif Nodeyî Berzencî’nin (1752-1838) “Ehmedîye” adıyla 1795’te Kürdçe-Arapça ve 1500 kelime civarında olan bir “lûgatçe” hazırlamış. Mele Mistefa’nın Rahênanên Zimanê Kurdî, kurmanciyi öğretmek için arap alfabesiyle hazırlanmış ve toplam 104 sayfadan ibaret olup 1860’ta bir nüshası istinsah edilerek A. Jaba’ya sunulmuştur.
1900’lerin başlarına kadar Kürd alimleri tarafında yapılmış bu çalışmalardan başka, 19. yüzyıl Osmanlısında, Mutki Kaymakâmı olan Kudüslü ve aslen Arap olan Yusuf Ziyâüddin Paşa’nın 1310’de (1894) yayınlanmış olan “El-Hediyyetu”l-Hamîdiyye Fi”l-Lugati”l-Kurdiyye” adlı ünlü eseri vardır. İngilizce, Fransızca, Arapça, Türkçe ve Kürdçe bilen Yusuf Ziyâüddin Paşa, Osmanlı döneminde siyasi ve idari görevlerde bulunmuş, yaklaşık bir yıl (1877-1878) da mebusluk yapmış, bilime ve edebiyata ilgi duyan dönemin bilinen az sayıdaki aydın kişilerden biridir. 1890 yılında kaymakam olarak tayin edildiği Bitlis’in Mutki ilçesinde üç yıl süreyle görev yapmış, burada Kürdçe öğrenmiş ve sözkonusu lugatını da bu üç yıllık süre içerisinde yöredeki alim ve ulemanın desteğiyle hazırlamıştır. Bu eser ilk baskıdan sonra, 1978’de Mehmed Emîn Bozarslan tarafından Arapçadan Türkçeye çevirilerek “Kürdçe-Türkçe Sözlük” adıyla Çıra Yayınları tarafından yeni baskısı yapılmış. Kürd diline dair çalışmaları elinizdeki bu eserin ana konusu olan Mehmed Mihri Hilav’ın, 1920’de Kurdistan dergisinde, Paşa’nın “El-Hediyyetu”l-Hamîdiyye Fi”l-Lugati”l-Kurdiyye” kitabıyla ilgili oldukça ayrıntılı bir değerlendirmesi vardır.
20. yüzyılın başlarına geldiğimizde ve özellikle de Birinci Dünya Savaşı’ından sonra, gerek batılı yabancı araştırmacılar ve gerekse de Şarklı ve Kürd araştırmacılar tarafından Kürdler ve Kürd dili üzerine yapılan genel ve spesifik çalışmalar oldukça artmıştır. Bu dönemden sonraki araştırma ve incelemeler, özellikle Martin Hartmann, Oskar Mann, Karl Hadank gibi önlü Şarkiyatçılar ve arkeolog Albert Von Le Coq’dan sonra, M. E. B. Soane, C. J. Edmonds, Vladimir Minorski (1877-1966), Bazil Nikitin (1885-1960) ve diğer bazı değerli bilim admalarının birçok yönüyle Kürdler üzerine yaptıkları inceleme ve araştırmalar, onları modern Kürdolojinin öncüleri konumuna getirdiği genel bir kabuldür.
Burada modern Kürdoloji dönemi olarak adlandırılan zaman diliminde yapılmış Kürd dili çalışmalarına değinmeyeceğim, çünkü elinizdeki çalışmanın yoğunlaştığı dönem, esas olarak 20. yüzyılın ilk çeyreği veya Osmanlı son dönemi, 1900-1923 yılları arası yani Cumhuriyetin kuruluşuna kadar olan dönemle sınırlandığı için, yukarıda adları geçen değerli araştırmacıların Kürdler ve Kürdçeyle ilgili çok değerli çalışmalarından bahsetmeyeceğim, sadece onları hatırlatmak istedim. Hususen yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde Kürd yazar ve araştırmacılar tarafından yapılmış, dönemin süreli veya süresiz Kürd yayın organlarında tartışmaya açılmış ve yayınlanmış çalışmalardan bahsedeceğim.
2. 1900’ün başında yazılmış ilk Kürdçe gramer kitabı: “Kavaid-i Lisanı Kürdî” ve Harputlu Ömer Avni Efendi
Bugünkü bilgilerimize göre “Kavaid-i Lisanı Kürdî”, 1900’ün başında yazılmış ilk Kürdçe dilbilgisi kitabıdır. “Kavaid-i Lisanı Kürdî”nin yazarı Ömer Avni Efendi, bugünkü adıyla Elazığ olan tarihi Harput şehrinde doğmuştur. İstanbul Müftülüğü Meşahiyat arşivinde kayıtlı evraklara göre, “Ömer Avni Efendi, Hicri 1281 yılında Harput’ta doğmuş. Babasının ismi Hacı Osman Ağa ve anasının ismi de Ayşe Hanım’dır.” Ailesi aslen Elazığ Baskil kazasının Kulîyana Jêrî (Aşağı Kuliyan) köyündendir. Öğrencisi olan İshak Sungurluoğlu’nun aktarımına göre, Ömer Avni Efendi Hicri 1277 (1860)’ta Harput’ta doğmuştur, babası Baskil kazasının Aşağı Kıluşağı köyünden Osman Keya olarak bilinirdi. Ramazan Yetik’in aktarımına göre ise Ömer Avni, “3 Muharrem 1282’de (29 Mayıs 1865’te) Elazığ Alacameslis’te doğmuştur.”
Ömer Avni, “Ölköğrenimini Harput’ta Kamil Paşa Medrese’sinde görür. 1883 yılında Harput Rüştiyesi’ni (Harput Ortaokulu) pekiyi derece ile bitirir ancak diploma alamadan ve ayrıca Harput’ta devam ettiği medrese eğitimine ara vererek İstanbul’a gider. İstanbul’un Fatih semtinde Harputi Ebubekir Efendi’den ders alarak eğitimine devam eder ve diplomasını alır.” İcazetnamesini aldıktan sonra Harput’a döner. “Eylül 1308 (1892)’de vekaleten Dersim Çarsancak Rüştiyesi’nde öğretmeniliğe başlamış. Mayıs 1309 (1893)’te asil öğretmen olarak tasdiki geldikten sonra, mecburen rüştiye öğretmenliğini bırakarak birkaç aylık aradan sonra 10 Haziran 1309 (1894)’te Dersim’in Pah nahiyesine tayin olur. Aynı yıl terfi için katıldığı sınavda iyi bir dercede başarı elde ederek muallim-i sani olarak Arapgir Rüştiyesi’ne tayin edilir.” Arapgir’de çalışırken maaşından kesinti yapılır, o da maaşiyet makamına başvurarak ilgili yetkililerden bunun nedenini öğrenmek ister. Maaşiyet makamı tarafından verilen cevapta: “Terfi için İstanbul’a gelmesi istendiğinden istifa ederek İstanbul’a gider. Bir sene kadar medreselerde dersle meşgul olduktan sonra, Darûlmualim sınavını iyi dereceyle geçerek Türkçe Kavaid öğretmeni olarak Elazığ Askeri Rüşdiyesi’ne tayini yapılır. Bu gelişi takribi olarak 1318 (M. 1902/1903) yıllarına tesadüf eder. Aynı dönemde Elazığ Askeri Rüşdiyesi Mektebi Kavaid-i Osmani muallimliğine atanır.” Ömer Avni, anadili Kürdçenin yanı sıra iyi derecede Türkçe, Farsça ve Arapça da biliyordu. O dönemdeki akranlarının aktardığına göre, uzun boylu, karagözlü ve esmer biriymiş. Öğrencisi olan İshak Sunguroğlu, “Sakin, mütevazı bir zat olduğunu, yalnız rahmetlinin yüzünün güldüğünü kimse görmemiştir. Uzun boylu, siyah sivri ve uzun bir sakalı vardı, daima siyah cübbe giydiğini.” söyler.
Ömer Avni, “Kavaid-i Lisan-ı Kürdî” adlı kitabının yazımını 1900’ün hemen başında tamamlamıştır. Kitabın 1900’ün başında ya da öncesinde yazıldığını ortaya koyan iki temel arguman vardır: Birincisi, Harputlu Kemaleddin Efendi’nin kitaba yazdığı önsözün tarihi; ikincisi de, Ömer Avni’nin kitabın basımı için Elazığ Maarif Müdürlüğüne yaptığı başvuru tarihinden ortaya çıkmaktadır.
Kavaid-i Lisanı Kürdi’nin yazılışı ve basımıyla ilgili farklı görüşler vardır. Osman Aydın’a göre, “Bu eser 1890-1900 yılları arasında yazılmış.” Ramazan Yetik’e göre, “Kavaid-i Lisan-ı Kürdi adlı kitap toplam 48 sayıfadan ibaret olup 1299’da (M. 1900-1901) yazılmış ve 1328 (M. 1910)’da Elazığ’da Hacı Hurşid Efendi matbaasında basılmıştır. Yazarın kendisi eserin basımıyla ilgili Vilayet Maarif Müdürlüğü’ne yaptığı başvuruda, “Kavaid-i Lisan-ı Kürdi adlı risalem Maarif Encümeni tarafından incelenerek 26 Teşrin-i Sani 1317 (9 Aralık 1901)’de 2849 sayılı kararla basım izni verilerek, bir an önce basım rushatı verilmesi için Yüksek Maarif Encümenliği’ne günderilmiştir…. Elazığ Rüşdiyesi Kavaid-i Osmani muallimi: Ömer Avni.” Dönemin Vilayet Maarif Müdürlüğü’nce verilen karara rağmen, bilinmeyen nedenlerle kitabın basımı gecikmiştir. Ömer Avni bu eserin bir kopyasını da İstanbul’da yayınlanmakta olan Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi’ne gündermiş ve gazete yöneticilerini de bir telgrafla bu konuda bilgilendirmiştir. Gazete yöneticilerinin yazarın telgrafına verdiği cevapta: “Kavaid-i Lisanı Kürdî ve Edebî Tatbikat Nümûnesi” adındaki eserleriniz henüz gelmedi. Himmetinize teşekkür ve gazetemizde tefrika, sonra da kitap biçiminde basılmak üzere hemen göndermenizi diler ve bekleriz.” Bu telgraftan öyle anlaşılmaktadır ki yazar, “Kavaid-i Lisan-ı Kürdi”nin yanında bir de “Edebi Tatbik Nümûnesi” adıyla ikinci bir kitap hazırlamıştır ki verilen cevapta “eserleriniz” denilmektedir. Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi (KTTG) yöneticileri tarafından yazara verilen bu cevap, gazetenin 27 Kanun-i Evvel 1324 (9 Ocak 1909) tarihli 6. sayısında yayımlandığına göre, öyle anlaşılıyor ki 1909’un birinci ayına kadar da adı geçen eser henüz basılmamıştır.
2.1. Kemaleddin Harputî’nin Kavaid-i Lisanı Kürdi’ye yazdığı önsöz
Kavaid-i Lisanı Kürdi’nin “Mukaddimesi”nde yazar eseriyle ilgili şu temel hususları belirtmiştir: “Kürt lisanı kavaidi; Arapça, Farsça ve Kürtçe olarak üç dilden oluşmakla, bu risalenin eğitim ve öğretimde yayılmasıyla, Kürt çocukları Türk dilini öğrenecekleri gibi, Türk çocuklarının da Kürt diline vakıf olacakları beklenmektedir.
Tenbih (Hatırlatma): Bu dilde kullanılan Arapça, Farsça harflerden fazla iki harf görülür ki, biri (qaf) ile (kâf) sesleri arasındadır yani g harfi. İncelendiğinde, bunun Arapça (kâf)a yakın olduğu görülür. İkincisi (waw) ile (fâ) sesleri arasında bir harftir ki, buna işaret olarak (waw) üzerine nokta konulmuştur.”
Ömer Avni Efendi’nin, Kavaid-i Lisanı Kürdi adlı eserinin “önsöz”ünü de dostu ve arkadaşı olan Kemaleddin Harputî (Harputlu Kemaleddin Efendi) yazmış. Harputlu Kemaleddin, alim, edip, yazar ve Harput’un faziletli şahsiyetlerinden olup aile “Efendizade”ler olarak bilinirdi ki bugün de Elazığ’da “Efendigil”ler olarak tanınırlar. Kemaleddin Harputî, 25 Eylül 1317 (8 Ekim 1901)’de Kavaid-i Lisani Kürdi’ye yazdığı önsözde, “Allah’ın yüce kitabı buyurmaktadır ki; çeşitli milliyetlere ve binlerce dile bölünmüş olan insanlardan her bir kesimin; ancak dinsel, dünyasal her türlü ilerlemenin esası demek olan dile ettiği hizmet nispetinde eğitim ve uygarlık âleminde mesafe alacağı şüphesizdir.
Şu halde, aydınlanma ocakları ve sınırsız ilerlemenin kaynağı olan Sultan’ın ülkesinin her bölümünde parıldayan eğitimin şimşekleriyle Kürdistan âlemini de gereği gibi aydınlatacağı; soyut şehirlilerinkinden farklı bir dil kullanan ve bir bölümü göçer olarak yaşayan Kürtler ve aşiretler, genellikle eğitimden yoksun oldukları halde, başka dilleri de bilmediklerinden istenen düzeye yetişememekle birlikte, adeta yüzyılın uygarlık emri olduğu halde, her nedense Kürt dilinin şimdiye kadar hiç kimse tarafından diğer diller gibi kuralları ortaya konmamıştı (grameri yazılmamıştı).
İşte bu defa, alanında önemli bir eğitim gören değerli eğitimci, Arapgir Rüştiyesi öğretmeni Ömer Avni Efendi, bu gerçeği görerek, esasen kendisi de Kürt olduğu için, yine (Hemcinsi çeker birbirinin gayretini/ Zahm-ı miraza vurur sûzın anınçün merhem) hikmetli sözünde öngörüldüğü üzere, Sultan’a bağlı memleketlerde Kürtler’in yaşadığı yerlerin ilkokullarında ders programlarına alınması düşüncesiyle, Kavaid-i Lisan-ı Kürdi konusunda ilk defa münhasar (özel) bir risale hazırlamıştır.
Bu nedenle, Anadolu yönünde dil konusunda gençliği eğitmek amacıyla hazırlanan bu bağımsız ve özgün kitapçığın, eğitim ve aydınlanma konusunda büyük bir arzu besleyen Kürt insanında büyük bir memnunluk yaratacağına ve eğitimine önemli bir katkı sunacağına olan inancımla, yazarını kutluyorum. 25 Eylül 1317 (8 Ekim 1901).”
Kemaleddin Harputî’nin 9 Teşrinisani 1325 (22 Kasım 1909) yılında Elazığ’da yayınlanan Seda[28] dergisininde de yazıları çıkmış. Elimizde iki sayısı mevcut olan Seda dergisin sahibi ve sorumlu müdürü, Mehmed Abdullah Cevdet idi. Mehmed Abdullah Cevdet, 1919’da Elazığ’da bir şubesi açılan Kürdistan Teali Cemiyeti’nin de şube başkanıydı.
Yazarın Kavaid-i Lisanı Kurdî ve KTTG’de belirtilen Kavaid-i Lisanı Kurdî’nin “Edebi Tatbik Nümûnesi” haricinde, bilebildiğimiz kadarıyla yayımlanmamış iki eseri daha vardır. Elyazması olan bu iki eserden biri “Osamanlıca-Farsça Lugat” ve diğeri de Arapça “İlmihal” dir.
Ben bu çalışmayı yaparken Kavaid-i Lisanı Kurdî’nin yazılışı üzerinden 122 yıl ve basımı üzerinden de 112 yıl geçtiği halde bu değerli eserin ilk baskısını arşivlerde bulabilmek oldukça zahmettir. Bütün girişimlerime rağmen ne dijital ve ne de matbuu olarak bulamadım. Her ne kadar birkaç kişinin arşivinde olduğu söyleniyorsa da, maalesef orijinal kitabı elde etmek mümkün olmadı. Ancak kitapla ilgili gerçek bilgileri Sadık Albayrak’ın “Son Devir Osmanlı Uleması” adlı seri eserlerinin dördüncü cildinde yayınlamış olduğu kitabın “Mukaddime”sinde ve Kemaleddin Harputî’nin “önsöz”ünden edinebildim.
Kurdîyê Bitlîsî, Kürdçeye Dair-2, Jîn, sayı: 15 30 Mart 1335 (30 Mart 1919)
Emin Feyzi, Bedbaht Kürdistan-2, Kurdistan, Sayı: 11, İstanbul, 19 Temmuz 1335-R (19 Temmuz 1919)
Mamoste Qedrî, Elîyê Teremaxî û dîtinên wî yên li ser rêçikên rêzimana Kurdî li gor pirtûka wî ya bi navê “Destûra Zimanê Erebî bi Kurdî Digel Hinde Nimûneyêd Farisî û Kurdî” Kovara Bîr, hejmar: 1, Bihara 2005, s. 192, 193, Bak. Mc. Carus-Minorsky, Kürtlerin Menşei ve Dürt Dili İncelemeleri, Sönmez Neşriyat, İstanbul, 1963, s. 54
Martîn Bruinessen, Studıa Kurdıca, Onyedinci Yüzyılda Kürtler ve Dilleri: Kürt Lehçeleri Üzerine Evliya Çelebi’nin Notları, Studia Kurdica, Sayı: 1-3, Paris/Franca, Nîsana 1985, s. 22
Mc. Carus-Minorsky, a.g.e., s. 54
Mîkaîl Bilbil & Mistefa Oztirk, Rêzimana Mela Mehmîdê Bazîdîyî Tûhafetu’l Xîlan Fî Zimanê Kurdan (Nirixandin-Metin-Faksîmîle), Weqfa Mezopotamyayê, Stenbol, 2019, s. 1-2
Mela Mehmûdê Bayezîdî, Tûhafetu’l Xullan Fî Zimanê Kurdan, Saxkirdinewe û Lêkolînewe: Hêmin Omar, Çapa Yekem, Soran Üniversitesi Yayınları, Çapxana Hêvî, Hewlêr, 2019
Elî Ekber Kurdistanî, Ferhenga Kurdistanî, Nûbihar Yayınları, 2010, İstanbul, s. 4
M. M., Esas: Kürtçe sarf ve nahiv, Kurdistan, Sayı: 4, Necm-i İstikbal Matbaası, 10 Mart 1335, s. 42
Kadri Yıldırım, Ahmedê Xanî Külliyatı: 1, Avesta yayınları, İstanbul, 2008, s. 73
Joyce Blau, Kürdçe Dilbilim ve Sözlük Çalışmaları, Studia Kurdica, Sayı: 1-3, Yıl: 2, Paris-France, Nisan 1985, s. 62
Mele Mistefayî, Rahênanên Zimanê Kurdî (Nirixandin-Latînîzekirin-Faksîmîle), Amadekar: Mîkaîl Bülbül, Mustafa Öztürk, Weşanên Weqfa Mezopotamya 8, İstanbul, 2021, s. 2
Yusuf Ziyaüddin Paşa el-Halidî el-Mukaddesî; El-Hediyyetü’l-Muhammediyye fi’l-lugati’l-Kürdiyye, (Maarfi Nezaret-i Celilesi’nin ruhsatıyla tabh olmuştur) Dersaadet (İstanbul), 1310
[14] BOA, Yer Bilgisi, 186-55, H-29.12.1281; Ramazan Yetik, Son Devir Harput (Elazığ) Ve Dersim (Tunceli) Uleması, Yüksek Lisans Tezi, Erzincan2018), r. 162-163, (Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı)
Osman Aydın, Bilim ve Sanat Dünyasının Ünlü Kürtleri, Deng Yayınları, Diyarbakır, 2018, s. 127
İshak Sunguroğlu, Harput Yollarında, İkinci Cilt, İstanbul, 1959, s. 415-416
Ramazan Yetik, Son Devir Harput (Elazığ) Ve Dersim (Tunceli) Uleması, Yüksek Lisans Tezi, Erzincan2018), r. 162, 163,
Osman Aydın, a.g.e., s. 127
BOA, Yer Bilgisi, 186-55, H-29.12.1281
İshak Sunguroğlu, a.g.e., s. 415-416
Ramazan Yetik, Son Devir Harput (Elazığ) Ve Dersim (Tunceli) Uleması, Yüksek Lisans Tezi, Erzincan2018), s. 162
Osman Aydın, http://www.rupelanu.org/kurtce-gramer-yazan-ilk-kurt-826h.htm, 11 Eylül 2021
Ramazan Yetik, a.g.e., s. 162
BOA, MF_MKT_ 0184_00074_01_001, Yer Bilgisi: 1084-74
Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi (Kovara Kurdî-Tirkî 1908-1909), sayı: 6 (9ê Kanûna Paşîna 1909), Wergêr: M Emîn Bozarslan, Weşanxana Deng, Sweden, r. 327 (Ji Arşîva Lutfî Baksî)
Sadık Albayrak, Son Devir Osmanlı Uleması, Cilt 4, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Yayınları, İstanbul 1996, r. 207 (Ji arşîva Lutfî Baksî)
Sadık Albayrak, Son Devir Osmanlı Uleması, Cilt 4, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Yayınları, İstanbul 1996, s. 208
Seda, sayı: 1, Mamüratülaziz Vilayeti Matbaası, 9 Zilkade 1327/ 9 Teşrinisani 1325/ (22 Kasım 1909)
Kurdistan, Sayı: 8, 21 Mayıs 1335 (21 Mayıs 1919), s. 2[1]