Gelelim bizlere, #Kürdistan# dışında yaşayan hekimlere. Performansımız üzücüdür. Korkunç bir sessizlik hakim. Beklemek veya susmak gibi bir lüksümüz yok. Hekimlik görevini yerine getirmek zorundayız.
Hipokrat yemini hekimlerin mesleklerini onurla uygulayacaklarına dair tarih boyunca ettikleri yemindir. Günümüzde tarihi metin aşılmışsa da temel hatları henüz geçerlidir. İnsanları iyileştirmek ve asla kimseye zarar vermemek yeminin temelini oluşturuyor.
18 Ekim'de Fırat Haber Ajansı kimyasal maddeler sonucu yaşamını yitiren #HPG# savaşçılarının görüntülerini yayınladı. Bu görüntüler 90'lı yıllarda yayınlanan, cesetleri paramparça edilmiş gerillaların resimlerini vahşet bakımından geçmektedir.
Görüntüleri izleyen tüm hekimlerin derhal kimyasal madde zehirlenmesi tanısını koyduğundan eminim. Ancak ne yazık ki bunu açık çekilde seslendiren hekimlerin sayısı çok düşük.
Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Şebnem Korur-Fincancı meslek etiği gereği sessiz kalmayan nadir hekimlerdendir. Üstelikte Türkiye gibi bir ülkede yaşayan hekim olarak gerçekleri derhal dile getirmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lider Bahçeli'nin kendisi hakkında söylediklerini burada yazmama gerek yok.
Gelelim bizlere, Kürdistan dışında yaşayan hekimlere. Performansımız üzücüdür. Korkunç bir sessizlik hakim.
Özellikle bu yılın başından beri HPG'ye karşı kimyasal kullanıldığı söylenmektedir, ki bu silahlar Medya Savunma Alanları'na yakın sivil yerleşim yerlerini de etkilemektedir. Uzun süre kanıt yok söylemi hakimdi hekimler arasında. Şimdi ise uzman değilim açıklaması sıkça duyulmaktadır. Ben de kimyasal silahlar uzmanı veya toksikolog (zehirli maddeler / zehirlenmeler uzmanı) değilim. Ancak tüm hekimler üniversite yıllarında zehirlenmeler ile ilgili ders görmektedir. Hatta bir çoğumuz mesleki hayatımızda da zehirlenmeler ile karşılaşmaktayız. Bu konuyu tekrar gözden geçirmek en azından kaba hatlarıyla mümkündür. Konu ile ilgili kurumların işleyişi hakkında bilgi edinmek de zorunluluktur.
Beklemek veya susmak gibi bir lüksümüz yok. Hekimlik görevini yerine getirmek zorundayız. Uluslararası kurumlar, özellikle sağlık alanındakiler ile ilişkilenmek elzemdir. Bunun yanısıra siyasi sorumlulara ulaşmak da görevimizdir.
Sağlık ve yaşam hakkını her yerde savunma görevimiz vardır.[1]