El Colani öncülüğündeki HTŞ çeteleri uluslararası alanda terör listesinde yer almasına rağmen Haleb’in kuzeyinde, İdlib ve Hama’da yayıldıktan sonra #Efrin# başta olmak üzere Türk devletinin işgal ettiği sözde güvenli bölgelere yerleşiyor.
Uluslararası alanda ve Türk devletinin de sözde terör örgütü olarak gördüğü El Kaide uzantısı #DAİŞ# çeteleri isim değiştirerek meşruiyet kazanmaya çalışırken işgalci Türk devletinin sözde güvenli bölgelerinde HTŞ ve uzantısı Ehrar El Şam adı altında konumlanıyor.
Türk devletinin işgali altındaki bölgelerde çeteler arasında çatışmalar derinleşirken MİT’in devreye koyduğu küçük balıkları büyük balıklara yutturma planı ekseninde HTŞ eliyle Cephe El Şamiye ve ÖSO çeteleri tasfiye ediliyor.
İşgalci Türk devletinin Rojava’ya yönelik işgal tehditleri devam etmekle birlikte, işgal zeminini meşrulaştırmak için çalmadığı kapı kalmazken, MİT direktifleriyle işgal bölgelerine yönelik yeni planını devreye koydu.
Rojava’ya yönelik işgal tehditleriyle eş zamanlı olarak Efrin başta olmak üzere Marê, Ezaz, El Bab gibi Türk işgal bölgelerinde tüm çete grupları harekete geçti. İşgal bölgelerindeki ayaklanmaların fitili, MİT’in Ceys El İslam çetelerinin elindeki zırhlı araç ve ağır silahları HTŞ çetelerine teslim etmelerini ve Efrin Merkezindeki noktaları HTŞ çetelerine bırakmalarını istemesiyle ateşlenmişti. Sonrasında HTŞ çeteleri Ehrar El Şam adıyla adım adım Efrin ve kırsalına yerleşmeye başladı.
Olayların gelişim seyrini daha ayrıntılı ele alacağımız dosyamızda MİT perspektifleriyle isim değiştiren HTŞ’nin işgalci Türk devletinin sözde güvenli bölgelerine nasıl yerleştirildiğini ve bölgelere girmesindeki amacını mercek altına aldık.
MİT’in İşgal bölgelerine yönelik yeni planına ilişkin atılan son adıma bakacak olursak;
Güvenilir kaynaklardan edindiğimiz son bilgilere göre, 24 Eylül 2022 tarihinde İdlib’e bağlı Atme köyünde El Hemzat çete başları ile HTŞ ve kendi kanadı Ehrar El Şam çete başları arasında gizli bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda HTŞ çetebaşı Ebu Muhemmed El Colani ve HTŞ komutanlarından Ebu El Fetif kod adlı El Ferxelî hazır bulundu. Yine Ehrar El Şam çete grubundan Şêx Haşim El Şêx, El Hemzat çete grubundan da Hemzat Seyf Ebû Bekir toplantıya katılanlar arasındaydı.
CEPHE EL ŞAMİYE ÇETELERİNİ TASFİYE KARARI ALINDI
HTŞ eliyle işgal bölgelerindeki hakimiyetini güçlendirmek isteyen işgalci Türk devleti, MİT direktifleriyle yapılan toplantıda Cephe el Şamiye çetelerinin tasfiye kararı alındı.
Edindiğimiz bilgilere göre MİT’in işgal bölgelerinde devreye koyduğu yeni plan çerçevesinde yapılan toplantıda şu kararlar alındı:
-Cephe El Şamiye’nin özellikle de 3. Firqa’dan Husem Yasin çetebaşının tasfiye edilmesi
– HTŞ’nin Efrin başta olmak üzere Ezaz ve Bab bölgelerindeki hakimiyetinin arttırılması
– Yine sınır kapılarının Cephe El Şamiye çete grubunun elinden alınıp HTŞ güdümünde hareket eden diğer çete gruplarına teslim edilmesi
– Ayrıca 3. Firqaya karşı El Îslam, Feyleq El Mecîd, Lîwa El îslam, 51.Firqa , Siqûr El Şam ve El Emşat çeteleri arasında ortak birimlerin oluşturulması.
KARAR PRATİĞE KONULMAYA BAŞLANDI
Eylül’ün son haftasında yapılan toplantıyla birlikte hazırlık yapmaya başlayan HTŞ çeteleri iki gün önce El Hemzat çeteleri eliyle saldırının startını vermiş oldu. Çatışmaları ateşleyen kıvılcım, bir medya aktivisti olan Muhammed Abdüllatif ve eşinin 9 Ekim’de işgalci Türk devletinin denetimindeki El Bab şehir merkezinde ÖSO’nun El Hemzat tümenine bağlı çeteler tarafından öldürülmesi oldu.
Efrin, El Bab, Ezaz ve Efrin’de Cephe El-Şamiye ile El Hemzat Tümeni çete grupları arasında iki gündür başlayan çatışmalar şiddetlenerek devam etmekte. El Bab’ın Baza’a kasabası yakınlarındaki El Hemzat Tümeni çete grubunun bir “askeri okulu” Cephe El Şamiye çeteleri tarafından ele geçirildi. Bunun fırsat bilen HTŞ çeteleri yüzlerce ağır silahlı zırhlı araç ve tanklarla El Bab sonrasında Efrin merkezine doğru ilerledi.
Toplantıda Cephe El Şamiye’nin tasfiyesi kararı alınmıştı ama yaşanan çatışmaların seyri baz alındığında HTŞ’nin El Hemzat çeteleri eliyle Cephe El Şamiye çetelerini tasfiyesi sanıldığı kadar kolay olmayacak.
Bundan kısa bir süre önce Efrin merkezinde Firqet El Hemzat çete grubu ile HTŞ çeteleri arasında gizli bir toplantının yapıldığı diğer çete gruplarına bağlı sitelerde yayınlanmıştı. Toplantıda iki çete grubunun güvenlik konusunda ortak hareket edecekleri ve birbirlerini esas alacakları kararı alınmıştı. Elbette ki HTŞ ve Firqet el Hemzat çete grubu Türk devletinin işgali altındaki bölgelerdeki çıkarlarını göz önünde bulundurarak böyle bir adım attı. İki çete grubunun birbirine yakınlaşması Cephe El Şamiye çeteleri arasında derin bir kaygı oluşturmaya başladı.
Yine geçtiğimiz ayın 8’inde Cephe El Şamiye Ezaz’ın Bab El Selam kapısı yakınlarında Sairun ve Firqet El Hemzat çete gruplarıyla özel bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda Cephe El Şamiye çetebaşları diğer iki çete grubundan HTŞ’ye karşı oluşturulacak blokta yer almalarını istedi. Fakat toplantıda alınan bu karar Firqet el Hemzat çeteleri tarafından ret edildi.
Yapılan gizli toplantılarda alınan kararlar ve sonrasında yaşanan gelişmeler HTŞ ve El Hemzat çeteleri arasındaki güvenlik anlaşmalarının MİT’in direktifleriyle yeni bir evreye girdiğini söylemek mümkün.
Son bir aydır Türk işgali altındaki bölgelerde çete grupları arasındaki yoğun askeri ve görüşme trafiği artmış olmakla birlikte her çete grubu bölgedeki hakimiyetini koruma çabası içerisinde. Bu çerçevede de birçok çete grubu HTŞ’ye yakınlaşmaya çalışmakta. Çete gruplarının hareketliliğiyle eş zamanlı olarak MİT’in bölgedeki endamları da harekete geçti. İşgalci Türk devleti MİT perspektifleri çerçevesinde 2. Feylaq çete grubunu özelde de El Hemzat çete grubunu HTŞ ile ortak güvenlik birimleri oluşturmasını söyledi.
NELER OLMUŞTU
En başında da belirttiğim gibi işgal bölgelerindeki hareketliliğin fitilini MİT’in bizzat kendisi ateşlemişti. İşgalci Türk devletinin denetimdeki bölgelerde halkın ve güdümündeki çete gruplarının ayaklanmaya başlaması, resmi binaları ateşe vermesi üzerine 19 Haziran günü El Kaide artığı Heyet Tahrir El Şam çeteleri Halep’in kuzeybatı kırsalına ve Efrin’deki bölgelere girerek gösterilerin arkasındaki çete gruplarıyla silahlı çatışmaya girdi.
Bunun üzerine Feylaq El Şam çeteleri bölgeden çekilerek, Şerewa’ya bağlı birçok köyü Cephet-El Şamiye çetelerine bıraktı. O süreçte işgalci TC Efrin’deki bazı noktalarından çekilerek Kefer Cene’ye doğru kaydırdı. HTŞ çeteleri Efrin sınırında bulunan Qurzelê köyüne kadar gelmişlerdi. HTŞ’ye bağlı Hurras El din çeteleri Kıbbêşîne ve Basutê köylerine yerleşti. 300’den fazla HTŞ çetesi Fafirtinê, Basufan ve Kibbêşîn köylerine yerleşti. Yine Şex aqîl bölgesine de çok sayıda çeteyi konumlandırdılar.
HTŞ ELİYLE KÊMBERA REŞ(KARA ÇEMBER) OLUŞTURULUYOR
HTŞ çetelerinin harekete geçişinin stratı MİT direktifleriyle İdlib’in Sermedan ve Kefer Texerim şehrinde Efrin’de bulunan çete başlarıyla yapılan 2 gizli toplantıyla verildi. Toplantılara Toplantıda HTŞ’nın Efrine geçiş planlaması yapıldı. Yine toplantıda HTŞ’nın Efrin’den Cerablus’a kadar olan cephe hattına konumlanması kararı alındı. İşgalci Türk devleti Özerk yönetim topraklarını çevreleyen bir Kara Çember (Kêmbera Reş) oluşturmak istedi.
Toplantının ardında bölgedeki hareketlilik artarken Feylaq el Şam çeteleri Efrin’in Şerewa, Basufan, Fafertinê, Kibbêşîn bölgelerinden çekilmeye başladı. Sonrasında da HTŞ çeteleri bu bölgelere askeri noktalar kurup bu köylere giden bütün yolları kendi denetimine aldı.
2022’nin Haziran ayında HTŞ çeteleri Efrin’e saldırmaya başladıktan sonra camilerde halktan dışarı çıkmamalarını ve büyük savaşın başlayacağı anonsları geçiyordu. Sıcak çatışmanın başlamasıyla birlikte Cephe-El Şamiye çeteleri Kefer Cennêdeki cezaevini boşaltarak Ezaz’a doğru götürdüler.
Yine Ehrar- El Şam çeteleri kendi çete gruplarıyla yaptığı toplantılarda tüm çetelerin HTŞ’nın vereceği askeri eğitimlere katılacağı kararı aldı. Katılmayı ret eden çetelerin bir kesimi de Ehrar El Şam çete grubundan ayrıldı.
El Colani öncülüğündeki HTŞ çeteleri uluslararası alanda terör listesinde yer almasına rağmen Haleb’in kuzeyinde, İdlib ve Hama’da yayılmasına karşın kimseden ses çıkmadı. Özellikle son bir yılda HTŞ çeteleri bölgedeki güçlerle çatışarak alanı denetimine almaya çalıştı. Son minvalde de Efrin’e saldırdı ve neredeyse 24 saate birçok yeri denetimine aldı.
Türk devletinin işgali altındaki bölgelerde güdümündeki çeteler arasında çatışmalar derinleşirken küçük balıkları büyük balıklara yutturma politikasıyla varlığını devam ettirmeye çalışmaktadır.
Yaşanan gelişmeleri ve sahaya yansımaları göz önüne aldığımızda çoğu zaman MİT’in perspektifleriyle çete grupları arasında yapılan toplantılarda alınan kararların olduğu gibi pratiğe geçmediğini söylemek mümkün. Özcesi işgalci Türk devletinin bölge halklarını ve bölgesel güçleri hesaba katmadan çeşitli isimlerle oluşturduğu azılı çeteleri eliyle yaptığı kirli anlaşmalar ve yürüttüğü kirli politikalar her an elinde patlamaya hazır bir bombadır.[1]
Militan RÊHAT