Kitap Adı: TÜRKIYE 'DE KÜRTLER, BARIŞ SÜRECI IÇIN TEMEL GEREKSINIMLER.
Yazarlar: Abdurrahman Kurt | Adriana Zaharijevic | Akın Birdal | Akın Özçer | Ali Bayramoğlu | Aysel Tuğluk | Baskın Oran | Cengiz Çandar | Clem McCartney | Dilek Kurban | Fehim Işık | Filiz Koçali | Füsun Üstel | Galip Ensarioğlu | Gencay Gürsoy | Jochen Blaschke | Michael M. Gunter | Nebahat Akkoç | Nurcan Baysal | Orhan Miroğlu | Pulat Y. Tacar | Pınar Selek | Robert Olson | Selahattin Demirtaş | Sertaç Bucak | Sezgin Tanrıkulu | Thomas Jeffrey Miley | Ulrike Dufner | Yurdusev Özsökmenler | Şahismail Bedirhanoğlu
Çeviren: Sevil çeviri
Çeviri Dili: ingilizce dili
Basım Yeri: Istanbul
Yayınevi: Heinrich Böll Stiftung
Yayın Tarihi: 2009
Silahlı çatışma ortamından barış ortamına geçmenin ne kadar zor olduğunu yakın tarihteki örneklerden kolaylıkla anlıyoruz.
Türkiye’de Kürt sorunu yüzünden 20 yıldan uzun bir süredir silahlı bir çatışma yaşanıyor. Bugün Türkiye’de, Kürtlerin var olduğunu kimse inkâr edemez. Bir Kürt sorununun var olduğunu da herkes bir şekilde kabul eder. Ama hangi adımların bu sorunun çözümüne katkı sağlayabileceği hâlâ çok tartışılan bir konudur.
İlk olarak, Kürt sorunu derken nelerden bahsettiğimizi açıklamak gerekir. Bazı kesimler için Kürt sorunu bir terör sorunudur. Bu sorun ancak ve ancak silahlı mücadele ile bitirilebilir. Kürt sorununu “bölücülük” sorunu olarak da sıfatlandıranlar var. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarının bölünmek istendiği vurgulanıyor; ve bu nedenle devletin bütünlüğünü savunmak gerekiyor. Bazı kesimler Kürtlerin varlığının vurgulanmasını ve bu kitlenin kültürel haklarının savunulmasını bile bölücülük olarak değerlendiriyorlar. Yani, Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarının değil onun halkının bölünmek istendiği söyleniyor. Popülist ideolojilere göre bir ülkenin halkı ancak bir bütün olarak kabul edilebilir. Aksi takdirde, yani bir halkın etnik, dinsel, sosyal, kültürel kesim ve kitlelerinin var olduğu savunulursa bölücülük yapılmaktadır. Siyasal bilimlerde böyle bir yaklaşım “totaliter” olarak nitelendiriliyor. Çünkü her toplumun çeşitli kesimlerinin var olduğu bilinmektedir. Bu çeşitli kesimlerin barışçıl bir şekilde birlikte yaşayabilmeleri için her kesimin hakları savunulmalı ve her kesim hukukun önünde aynı haklara sahip olmalıdır...
[1]