AİHM, eski Eşbaşkan Yüksekdağ ve 13 milletvekilinin tutuklanmasıyla ifade özgürlüğü, seçme ve seçilme haklarının gasp; AİHS'nin 18. maddesinin ihlal edildiğine karar vererek, Türkiye'yi mahkum etti. Avukat Ezgi Güngördü, “Müvekkillerimiz siyasi rehinedir. AİHM kararı da bunun ispatıdır” dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eşbaşkanı #Figen Yüksekdağ# ile 13 milletvekili hakkındaki başvuruyu karara bağladı. AİHM, Yüksekdağ ve milletvekillerinin 4 Kasım 2016’da tutuklanmasıyla ifade özgürlüğü, seçme ve seçilme haklarının engellendiğine hükmetti. #Selahattin Demirtaş# kararında da olduğu gibi, tutuklanmalarının siyasi saikle olduğuna ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 18. maddesinin ihlal edildiğine karar verdi; Türkiye’yi 184 bin 600 Euro manevi tazminat ödemeye mahkum etti. Başvuruda haklarında karar alınan siyasetçiler şöyle: Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Besime Konca, Abdullah Zeydan, Nihat Akdoğan, Selma Irmak, Ferhat Encü, Gülser Yıldırım, Nursel Aydoğan, Çağlar Demirel, Burcu Çelik, Leyla Birlik ve tutuklanınca HDP'den kopup istifa eden Ayhan Bilgen.
Tahliye edilmeleri gerekir
AİHM kararını MA'ya değerlendiren avukat Ezgi Güngördü, Yüksekdağ’ın 2016’dan beri süren tutuklu yargılandığı dosya ile Ankara 16 ve 22. Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen dosyaların birleştiğini anımsatarak, şunları söyledi: “Birleştirilme halinden ötürü iki tutukluluk açısından da bir değerlendirme olduğu söylenebilir. Bu anlamda devam eden #Kobanê# dosyasını da ilgilendiren bir karar olduğunu düşünüyoruz. Hem Figen Yüksekdağ hem de tutuklu bulunan tüm milletvekillerinin bu kararla beraber tahliye edilmesi gerekir.”
Siyasi saiklerle geç açıklandı
Kararı “gecikmeli” olarak değerlendiren Güngördü, şunları söyledi: “Kararın bu kadar geç verilmesinin bazı siyasi nedenleri vardır diye düşünüyoruz. Önümüzde Demirtaş kararı gibi öncü bir karar hazırken, bu kadar geç bir karar verildi. Demirtaş kararına çok benzer, metni hazır bir karar. Dolayısıyla siyasi nedenler ile geç açıklandığını düşünüyoruz.”
Müvekkillerimiz siyasi rehinedir
Yüksekdağ’ın tutukluğunun 6 yıldır sürdüğüne dikkat çeken Güngördü, bu tutukluluğun yerel, ulusal ve evrensel hukuk normlarına aykırı olduğunun daha önceki kararlarla da ortaya çıktığını söyledi. Güngördü, şöyle devam etti: “AİHM bir kez daha HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasından tutuklanmasına ve haklarında uygulanan tüm hukuki süreci değerlendirmiş ve HDP’li milletvekillerinin tutukluluk halinin devamı, tutuklanması ve haklarında soruşturma başlatılmasının herhangi bir hukuki gerekçeye dayandırılamayacağını değerlendirdi. Müvekkillerimiz siyasi rehinedir. Bu karar bunun ispatıdır. Müvekkillerimizin acilen tahliye edilmesi gerekiyor.”
4 Kasım operasyonu çöktü
Kararı, bianet'ten Ayça Söylemez'e değerlendiren avukat Ramazan Demir de bu kararın, HDP’li milletvekillerinin iktidarın talimatı doğrultusunda siyasi saikle tutuklandıkları anlamına geldiğini söyledi. Demir, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala ile ilgili kararların ardından Türkiye’nin 3. kez 18. maddeden mahkum edildiğini hatırlattı. Avukat Demir, “AİHM’in bu kararıyla 4 Kasım 2016 operasyonu çökmüş oldu, hukuken de siyasi amaçlarla yapıldığı ortaya kondu. Kararda, siyasetçilerin seçim meydanlarındaki konuşmalarının ve diğer suçlama konusu olan tüm beyanlarının, ifade özgürlüğü kapsamında olduğu belirtiliyor” dedi.
Kobanê davasını da etkilemeli
Türkiye’nin bugün açıklanan karara itiraz hakkının bulunduğunu, ancak AİHM Büyük Daire’ye taşınsa da değişiklik olmayacağını kaydeden Av. Demir bu kararın ardından, haklarında yargılama devam eden tüm milletvekillerinin derhal tahliye edilmesi ve haklarındaki tüm suçlamaların tek tek düşürülmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, tutuklu yargılandıkları dava dosyalarında suçlama konusu yapılan bazı beyanlarının Kobanê davasında da yer aldığını anımsatan Demir, bu sebeple suçlamaların o davada da düşürülmesi gerektiğini ekledi. [1]