$Sevr Antlaşmasına BÜYÜK TEPKİ'$
Sevr Antlaşması 10 Ağustos 1920’de imzalandı.
Ankara/TBMM’nce tepkiyle karşılandı.
$KARABEKİR PAŞA’DAN AYNI GÜN TELGRAF$
Kazım Karabekir aynı gün harekete geçti; Ankara Hükümeti’ne bir mesaj çekti. Bu antlaşmayı imzalayanların ‘vatana ihanet’ suçuyla itham edilmesini, gıyaplarında karar verilerek ‘vatan haini’ sayılmalarını ve bunların isimlerinin her yerde lanetle anılmasını talep ediyordu.
$SEVR ANTLAŞMASINI İMZALAYANLAR VATAN HAİNİ İLAN EDİLDİ$
Bu gündemle Ankara Hükümeti 19 Ağustos’ta toplandı.
Sevr Antlaşması’nın kabul edilmesi için oy kullanan 42 kişi ile bu antlaşmayı imzalayan Hadi Paşa, Rıza Tevfik Bey ve Reşat Halis Bey ‘vatan haini’ ilan edildi(Karar sayı 37).
Bugüne baktığımızda…
$AYRILIKÇI SİYASİ KÜRTÇÜLÜK SEVR’İ DESTEKLİYOR$
Günümüzde siyasi Kürt hareketinin sözcüleri, şaşırtıcı bir biçimde, Seyit Abdulkadir’in başkanı olduğu Kürdistan Teali Cemiyeti’nin Osmanlı Devleti topraklarında bir Kürdistan kurulması amacıyla işgal güçleriyle yaptığı işbirlikçiliğini görmezden geliyor.
Yine bu zihniyet sahipleri, Ermeni, Yahudi ve Nesturilerin siyasi Kürtçülüğe bu Üst Akıl ekseninde verdiği desteği de dile getirmekten ısrarla kaçınıyor. İngiltere ve Rusya’nın bu siyasi Kürtçüleri küresel Üst Akıl doğrultusunda nasıl sürüklemiş olduğu konusu ise hiç ele alınmıyor.
Tıpkı bugünkü gibi o dönemde de ‘ayrılıkçılığa karşıyız’ diyerek söze başlayanların, aslında Anadolu’yu parçalamak pahasına düşmanla nasıl bir işbirliği içine girmiş oldukları da hiç anlatılmıyor…
$SEVR NEDİR?$
Sevr Anlaşması’nın stratejik siyasi ana fikri şudur:
‘Doğu Anadolu’da kurulacak bir ErmenistanKürdistan gibi tampon devletlerle Anadolu’daki Türk varlığının Asya’dan fiziken koparılması;
Batı ve Güney Anadolu’nun Yunan, İtalyan ve Fransız hakimiyetine bırakılmasıyla Anadolu’daki Türk varlığının üç cepheden kuşatılması;
Ankara dolaylarına sıkıştırılmış ve kuşatılmış olan Türk Milleti’nin, Sevr sonrası yapılacak ileri bir harekatla tarihten silinerek Anadolu’nun ele geçirilmesi…’
Bakınız Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu konuda ne diyor:
$‘LOZAN ANTLAŞMASIYLA SEVR PROJESİ YIKILMIŞTIR’$
“10 Ağustos 1920 tarihli Sevr’de alınan karar şuydu: Fırat’ın doğusunda ve Ermenistan, Irak, Suriye arasında kalan bölge için İtilaf Devletleri temsilcilerinden kurulacak bir komisyon özerk bir yönetim şekli hazırlayacaktı.
Antlaşmanın imzalanmasından bir yıl sonra bu bölgenin Kürt halkı Birleşmiş Milletler Cemiyeti Meclisi’ne başvurarak Kürtlerin çoğunluğunun Türkiye’den ayrı bağımsız bir devlet kurmak istediklerini ispat ederse ve Meclis de bunu kabul ederse, Türkiye bu bölgedeki her türlü haklarından vazgeçecekti.
24 Temmuz 1923 tarihli Lozan’da, Ermenistan gündeme getirilmediği gibi, Kürdistan dosyası söz konusu dahi ettirilmemiştir’.
$BÜYÜK SUİKAST SONUÇSUZ KALIYOR$
Yine bu noktada, Mustafa Kemal Atatürk’ün Lozan hakkındaki düşüncelerini dikkatle okuyalım(2):
‘Saygıdeğer efendiler,
Lozan Barış Antlaşması’ndaki hükümleri öteki barış teklifleriyle daha fazla karşılaştırmanın yersiz olduğu düşüncesindeyim. Bu antlaşma, Türk Milleti’ne karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış Büyük Suikast’ın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş siyasi bir zaferdir’.
$MALAZGİRT’TEN GÜNÜMÜZE$
Burada Mustafa Kemal’in ‘Türk Milleti’ne karşı yüzyıllardır hazırlanmış Büyük Suikast’ ifadesinin altını çizmek gerekmektedir. Buradan anladığımız Malazgirt’tir; Malazgirt sonrası Türk yurdu ve ulusuna karşı başlatılmış olan Haçlı seferleridir; II. Viyana kuşatmasından 1922 Sakarya’ya kadar geri çekiliştir ve nihayetinde Başkomutanlık Meydan Savaşı’yla sonuçsuz bırakılmış olan suikasttır.
Kimin neden Lozan'a karşı olduğu, kimin neden Sevr çığlıkları şimdi daha iyi anlaşılıyor...[1]
Erdal Sarızeybek