$SEVR ANTLAŞMASI$
Sevr Antlaşması, (Fransızca: Le Traité de Sèvres), I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükümeti arasında 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın başkenti Paris'in 3 km batısındaki Sevr (Sèvres) banliyösünde bulunan Seramik Müzesi'nde (Musée National de Céramique) imzalanmış antlaşmadır. Antlaşma imzalandığı dönemde devam eden Türk Kurtuluş Savaşı'nın sonucunda Türklerin galibiyetiyle, bu antlaşma yerine 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanıp, uygulamaya konduğundan Sevr Antlaşması geçerliliğini kaybetmiştir. Sevr Antlaşması 433 maddeden oluşmaktaydı.
$ÖNEMLİ MADDELER$
1-Sınırlar (madde 27-36): Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya'nın büyük bölümü Yunanistan'a, Ceyhan, Antep, Urfa, Mardin ve Cizre kent merkezleri Suriye'ye bırakılacak, İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti olarak kalacak;
2-Boğazlar (madde 37-61): İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlar'da deniz trafiği on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek; komisyon gerekli gördüğü zaman Müttefik Devletler'in donanmalarını yardıma çağırabilecek;
3-Kürt Bölgesi (madde 62-64): İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne bağımsızlık için başvurabilecek
4-İzmir (madde 65-83): Yaklaşık olarak bugünkü İzmir ili ile sınırlı alanda Osmanlı İmparatorluğu egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan'a bırakacak; bu sürenin sonunda bölgenin Osmanlı veya Yunanistan'a katılması için plebisit yapılacak;
5-Ermenistan (madde 88-93): Osmanlı Ermenistan Cumhuriyeti'ni tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek (Başkan Wilson 22 Kasım 1920'de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan'a verdi.)
6-Arap ülkeleri ve Adalar (madde 94-122): Osmanlı savaşta veya daha önce kaybettiği Arap ülkeleri, Kıbrıs ve Ege Adaları üzerinde hiçbir hak iddia etmeyecek;
7-Azınlık Hakları (madde 140-151): Osmanlı din ve dil ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit haklar verecek, tehcir edilen gayrimüslimlerin malları iade edilecek, azınlıklar her seviyede okul ve dini kurumlar kurmakta serbest olacak, Osmanlı'nın bu konulardaki uygulamaları gerekirse Müttefik Devletler tarafından denetlenecek;
8-Askeri Konular (madde 152-207): Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri kuvveti, jandarma dahil 50.700 kişiyle sınırlı olacak ve ağır silahları bulunmayacaktı. Türk donanması tasfiye edilecek,
Marmara Bölgesi'nde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek;
9-Savaş Suçları (madde 226-230): Savaş döneminde katliam ve tehcir suçları işlemekle suçlananlar yargılanacak;
10-Borçlar ve Savaş Tazminatı (madde 231-260): Osmanlı İmparatorluğu'nun mali durumundan ötürü savaş tazminatı istenmeyecek, Türkiye'nin Almanya ve müttefiklerine olan borçları silinecek; ancak Türk maliyesi müttefiklerarası mali komisyonun denetimine alınacak;
11-Kapitülasyonlar (madde 260-268): Osmanlı'nın 1914'te tek taraflı olarak fesh ettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacak;
12-Ticaret ve Özel Hukuk (madde 269-414): Türk hukuku ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletler arasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecek; iş ve işçi hakları düzenlenecek hükümlerini içeren bir antlaşmadır.
$Sevr Antlaşması’na imza atan devletler$
Osmanlı Devleti, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Belçika, Ermenistan, Yunanistan, Polonya, Hicaz, Romanya, Çekoslovakya ve Sırp-Hırvat-Sloven Devleti.
$İtilaf Devletlerinin Osmanlı ile yapacakları antlaşmayı geciktiren sebepler$
1- İtilaf Devletlerinin Osmanlı Devleti’ni kendi aralarında nasıl paylaşacakları konusunda tam karar verememeleri.
2- İzmir’in Yunanlılara verilmesi sebebiyle İngiltere ile İtalya arasında çıkan anlaşmazlık.
3- Türk milletinin işgal kuvvetlerine karşı gösterdiği tepki.
4- I.Dünya Savaşı sırasında İtilaf Devletleri arasında gizli paylaşım antlaşmaları yapılmıştı. Antlaşmaya göre, Boğazlar ve çevresi ile Doğu Anadolu Rusya'ya verilmişti. Ancak Rusya'nın savaştan çekilmesi ve İtilaf Devletlerine cephe alması. Boğazların yeni durumunun belirlenmesi.
Yukarıdaki nedenlerden dolayı kesin barış anlaşmasının imzalanması gecikmiştir. Ancak Milli Mücadele'nin organize olmaya başlaması ve TBMM'nin açılması antlaşmanın hazırlanmasını hızlandırmıştır.
Hazırlanan antlaşmanın metni, İtalya'nın San Remo kentinde yapılan konferansta sonra son şeklini aldı. İtilaf Devletleri antlaşma şartlarını bildirmek için Osmanlı Devleti'ni Paris yakınlarında yapılan barış konferansına davet ettiler (22 Nisan 1920).
Sevr Antlaşmasını imzalayan Osmanlı heyeti: Rıza Tevfik, Damat Ferid Paşa, Hadi Paşa ve Reşid Halis.
Çok ağır şartlar içeren bir antlaşma taslağı hazırlanmıştı. Konferansa katılan Osmanlı heyeti antlaşma şartlarını görünce dehşete kapıldı. Antlaşma şartlarına itiraz ettiler. Ancak İtilaf Devletleri antlaşma şartlarını değiştirmeyi kabul etmediler.
$Osmanlı Devleti'ni barış antlaşmasını imzalamaya zorlamak için;$
1 - Yunanlılar; Bursa, Balıkesir ve Edirne’yi işgal etti.
2 - İngilizler; Bandırma ve Mudanya'ya asker çıkardı.
Bunun üzerine Osmanlı Devleti antlaşmayı kabul etmek zorunda kaldı. Paris'e gönderilen Osmanlı Heyeti Sevr Antlaşması'nı imzaladı (10 Ağustos 1920).
$Sevr Antlaşması'nın Maddeleri$
1.Sınırlar (madde 27-36): Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya'nın büyük bölümü Yunanistan'a, Ceyhan, Antep, Urfa, Mardin ve Cizre kent merkezleri Suriye'ye bırakılacak, İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti olarak kalacak;
2.Boğazlar (madde 37-61): İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlar'da deniz trafiği on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek; komisyon gerekli gördüğü zaman Müttefik Devletler'in donanmalarını yardıma çağırabilecek;
3.Kürt Bölgesi (madde 62-64): İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne bağımsızlık için başvurabilecek
4.İzmir (madde 65-83): Yaklaşık olarak bugünkü İzmir ili ile sınırlı alanda Osmanlı İmparatorluğu egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan'a bırakacak; bu sürenin sonunda bölgenin Osmanlı veya Yunanistan'a katılması için plebisit yapılacak;
5.Ermenistan (madde 88-93): Osmanlı Ermenistan Cumhuriyeti'ni tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek (Başkan Wilson 22 Kasım 1920'de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan'a verdi.
6.Arap ülkeleri ve Adalar (madde 94-122): Osmanlı savaşta veya daha önce kaybettiği Arap ülkeleri, Kıbrıs ve Ege Adaları üzerinde hiçbir hak iddia etmeyecek;
7.Azınlık Hakları (madde 140-151): Osmanlı din ve dil ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit haklar verecek, tehcir edilen gayrimüslimlerin malları iade edilecek, azınlıklar her seviyede okul ve dini kurumlar kurmakta serbest olacak, Osmanlı'nın bu konulardaki uygulamaları gerekirse Müttefik Devletler tarafından denetlenecek;
8.Askeri Konular (madde 152-207): Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri kuvveti, 15.000'i jandarma olmak üzere 55.000 personelle sınırlı olacak, Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesi'nde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek;
9.Savaş Suçları (madde 226-230): Savaş döneminde katliam ve tehcir suçları işlemekle suçlananlar yargılanacak;
10.Borçlar ve Savaş Tazminatı (madde 231-260): Osmanlı İmparatorluğu'nun mali durumundan ötürü savaş tazminatı istenmeyecek, Türkiye'nin Almanya ve müttefiklerine olan borçları silinecek; ancak Türk maliyesi müttefiklerarası mali komisyonun denetimine alınacak;
11.Kapitülasyonlar (madde 260-268): Osmanlı'nın 1914'te tek taraflı olarak fesh ettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacak;
12.Ticaret ve Özel Hukuk (269-414): Türk hukuku ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletler arasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecek; iş ve işçi hakları düzenlenecek.
$Sevr Antlaşması’nın Önemi$
1- Osmanlı Devleti’nin imzalamış olduğu son antlaşmadır.
2- Mebuslar Meclisinin onayından geçmediği için hukuken geçersiz bir anlaşmadır.
3- Misak-ı Milli’ye aykırı olması ve Türk milletinin bağımsızlığını tamamen ortadan kaldıran bir anlaşma olması nedeniyle TBMM tarafından tanınmamıştır.
4- Türk halkıda bu antlaşmaya hiçbir zaman onay vermemiş, düşmanla savaşarak işgalcileri Anadolu’dan atıp Sevr’in uygulanmasını engellemiştir.
5- Sevr Antlaşması, imzalandığı halde hiçbir zaman yürürlüğe girmemiştir.
6- Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir.
$Sevr Antlaşması’nın Sonuçları$
1- Sevr Antlaşması, Türk milletini asla umutsuzluğa sürüklemedi. Bilakis mücadele gücünü ve kararlılığını artırdı.
2- Sevr Antlaşması, Mebuslar Meclisi’nde onaylanmadığı için yasal dayanaktan yoksun kalmıştır.
3- 19 Ağustos 1920 tarihinde toplanan TBMM, Sevr Antlaşması’nı imzalayanların ve onaylayanların vatan haini sayılmalarını kabul etti.
4- TBMM, Sevr Antlaşması’nı tanımadığını ilan etti.
5- Sevr Antlaşması Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra uygulamaya konulamayan tek antlaşmadır.
Sevr Antlaşması uygulamaya konulamaması bakımından hangi antlaşma ile benzerlik gösterir.
Sevr Antlaşması, 93 Harbi’nden (Osmanlı-Rus savaşı) sonra 1878’de imzalanan Ayastefanos Antlaşması ile uygulamaya konulamaması bakımından benzerlik gösterir.
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ GENELKURMAY BAŞKANLIĞINDA SEVR ANTLAŞMASI
Damat Ferit Paşa hükümetinin bakanlarından Cemil, Reşit ve Fahrettin Beylerden oluşan bir Osmanlı heyeti Ahmet Tevfik Paşa başkanlığında, San Remo kararlarını almak üzere 11 Mayıs 1920'de Paris'e doğru yola çıktı. Osmanlı heyetine sunulan San Remo kararları Tevfik Paşa tarafından İstanbul hükümetine ulaştırıldığında Yunanlar Batı cephesinde 22 Haziran 1920'de taarruza başlamışlardı. Yunan taarruzu kısa bir süre içinde öyle büyük bir başarıya ulaştı ki 7 Temmuz 1920'de Spa (Belçika) Konferansı'nda İngiliz başbakanı Lloyd George Artık Türkiye bitti. dedi. Dolayısıyla umutların çok yoğun olduğu İtilaf cephesinde San Remo barış şartlarının yumuşatılması yolundaki talebin kabul edilmesine imkan yoktu ve Türk talepleri reddedildi ve Türklere 27 Temmuz 1920'ye kadar cevap verme süresi tanındı.
San Remo Barış projesini görüşmek üzere 22 Temmuz 1920'de padişahın başkanlığında bir Şûray-ı Devlet (Saltanat Şurası) toplandı. Katılan üyelerden Rıza Paşa dışında herkes antlaşmanın imzalanması yönünde görüş bildirdi. Bunun üzerine Hadi Paşa, Rıza Tevfik(Bölükbaşı), Reşat Halis'ten oluşan bir heyet Paris'e giderek 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması'nı imzaladı.
Osmanlı Devleti ile İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, ABD, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı(Yugoslavya), Japonya, Bulgaristan, Rusya, Ukrayna ve Gürcistan devletleri arasında imzalanan 433 $maddelik Sevr Antlaşması'na göre;$
1. İstanbul Türklerde kalacak; ancak azınlıkların hakları gözetilmezse Türklerden geri alınacaktı.
2. İstanbul ve Çanakkale Boğazlar'ı savaşta ve barışta tüm dünya gemilerine açık tutulacak ve boğazların denetimi uluslararası bir Boğazlar Komisyonu tarafından yönetilecekti. Bu komisyonun ayrı bayrağı, bütçesi ve özel bir polis gücü olacaktı.
3. Osmanlı gelirlerinin, Osmanlı savaş tazminatı ödeyebilecek duruma getirilebilmesi için uluslararası bir Mali Komisyon oluşturulacaktı. Osmanlı bütçesi bile bu komisyona sunulacaktı. Komisyonun izni olmadan iç ve dış borçlanma yapılmayacaktı. Osmanlı gelirleri önce İtilaf askerlerinin giderlerine, daha sonra İtilaf Devletleri'nin mütareke süresince yaptıkları masraflara ve en sonunda Osmanlı ihtiyaçlarına harcanacaktı. Kapitülasyonlar tüm devletler için uygulanacaktı. Osmanlı'nın kara ve denizlerinden tüm devletler yararlanacaktı. Gümrükler Mali Komisyon'un denetiminde olacaktı ve Türk topraklarından geçen araçlardan vergi alınmayacaktı.
4. Sınırları İngiltere, Fransa ve İtalya temsilcileri tarafından çizilecek olan İzmir Türklerde kalacak, ancak egemenlik hakkı Yunanların olacaktı ve Yunanlar şehri özel bir kurul aracılığıyla yönetecekti. Karadeniz'in kıyısında Midye'nin doğusundaki Podime'den, Marmara Denizi kıyısındaki Kalikratya'ya kadar uzanan çizginin batısında kalan topraklarla Bozcaada ve İmroz(Gökçeada) Yunanlara verilecekti.
5. Antlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren 6 ay içinde İstanbul'da toplanacak İngiltere, Fransa, İtalya temsilcilerinden oluşan bir kurul Fırat Nehrinin doğusunda Ermenistan'ın güneyinde Suriye, Irak ve Türkiye arasında bir Kürt devleti oluşumunu saptayacaktı ve Osmanlı Devleti bu ilkeleri üç ay içinde yürürlüğe koyacaktı.
6. Türkiye, Ermenistan'ı bağımsız bir devlet olarak tanıyacak ve bu ülkenin sınırlarını ABD başkanı Woodrow Wilson çizecekti.
7. Adana ve Maraş üzerinden Mardin'e kadar uzanan çizgi güney sınırımızı oluşturacak bu sınırın güneyinde kalan topraklarla, Suriye Fransızlara verilecekti.
8. Osmanlı ordusu jandarma gücü de dahil 50.700 kişi olacaktı ve ordunun ağır silahları bulunmayacaktı.
9. Türkiye'de yaşayan her topluluk bir dil, din ve mezhep özgürlüğünü kullanabilecek ve azınlıklar her dereceden okul açabilecekti.
10. Osmanlı hükümeti geçerli neden olmaksızın hiçbir ulusun araştırmacılarını kazı çalışmalarında bulunmaktan yoksun bırakamayacaktı.
Sevr Antlaşması'nın yürürlüğe girebilmesi için taraf devletlerin yetkili kurullarınca onaylanması gerekiyordu. İşgal ve baskılar sebebiyle, Meclis-i Mebusan'ın faaliyetlerine 18 Mart 1920'de son verilmişti. Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi ise antlaşmaya daha başından karşı çıktığı için Sevr Antlaşması onaylanmadı.
EN ÖNEMLİ KISIMLARDAN BİRİSİDE KURDİSTAN KISMI OLARAK YAZILAN MADDE 62-64 KISIMLARIDIR.
$Üçüncü Kısım Kürdistan$
Madde 62 — Fırat'ın şarkında, müstakbelde tayin edilecek olan Ermenistan hudud-ı cenubiyesinin cenubunda ve 27 inci maddenin ikinci kısmının ikinci ve üçüncü fıkralarının tasvirine tevfikan taayyün ve Türkiye'yi Suriye ve Elcezire'den tefrik eden hat-tı hududun şimalinde kâin kürt unsurunun adeden faik bulunduğu havalinin muhtariyet-i mahalliyesi işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren altı ay zarfında istanbul'da inikat edip İngiltere, Fransa ve İtalya devletlerinden her birinin bir murahhasından teşekkül edecek olan bir komisyon tarafından ihzar edilecektir. Bazı mesail hakkında ittihad-ı tam hasıl olmadığı takdirde bu mesail komisyon âzası taraflarmdan mensup oldukları hükümetlere havale olunacaktır. Bu plân Süryani-Gildaniler ile havali-i mezkûre içerilerinde bulunan sair ırkî veya dinî ekaliyetlerin himayesine dair taahhüdat-ı katiyeyi şamil bulunacak ve bu maksadla İngiltere, Fransız, İtalyan, İran ve Kürt mümessillerinden müteşekkil bir komisyon mahallerinde icra-yı tetkikat ederek işbu muahede mucibince Türkiye'yi İran'dan ayıran hudut hattında icap ederse ne gibi tashihat icrası lâzım geldiğini taht-ı karara alacaktır.
Madde 63 — Hükûmet-i Osmaniye 62 inci maddede mevzu-i bahis komisyonlardan birinin veya diğerinin kararlarını ve kendisine iblâğ edildiği günden itibaren üç ay zarfında icra edeceğini şimdiden taahhüt eyler.
Madde 64 — İşbu muahedenin mevki-i meriyete vazından bir sene sonra 62 inci maddede zikredilen havalideki kürtler, bu havali kürtlerinin ekseriyeti Türkiye'den ayrılarak müstakil olmak arzu ettiğini ispat ederek Cemiyet-i Akvam Meclisine müracaat ederler ve Meclis de ahali-i mezkûreyi bu istiklâle lâyık görür ve onlara istiklâl bahşetmesini Türkiye'ye tavsiye eyler ise Türkiye işbu tavsiyeye muvafakat ve bu havali üzerindeki bilcümle hukukundan feragat etmeği şimdiden taahhüt eder. Bu feragatin teferruatı başlıca müttefik hükümetlerle Türkiye arasında akdedilecek bir mukavelename-i mahsus ile tesbit edilecektir.
Bu feragat vukua gelmiş veya vukua gelecek olursa Kürdistan'ın şimdiye kadar Musul vilâyetinde kalmış olan kısmında mütemekkin kürtlerin bu müstakil Kürt devletine ihtiyarî iltihaklarına karşı müttefik hükümetler tarafından hiç bir itiraz dermeyen edilmeyecektir.
MADDE 62-Fırat’ın doğusunda, ileride saptanacak Ermenistan’ın güney sınırının güneyinde ve 27. Maddenin II/2. ve 3. fıkralarındaki tanıma uygun olarak saptanan Suriye ve Irak38 ile Türkiye sınırının kuzeyinde, Kürtlerin sayıca üstün bulunduğu bölgelerin yerel özerkliğini, işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından başlayarak altı ay içinde, İstanbul’da39 toplanan ve İngiliz, Fransız ve İtalyan Hükümetlerinden her birinin atadığı üç üyeden oluşan bir Komisyon hazırlayacaktır. Herhangi bir sorun üzerinde oybirliği oluşamazsa, bu sorun, Komisyon üyelerince, bağlı oldukları Hükümetlerine götürülecektir. Bu plân, Süryani-Geldaniler40 ile, bu bölgelerin içindeki öteki etnik ve dinsel azınlıkların korunmasına ilişkin tam güvenceler de kapsayacaktır; bu amaçla, İngiliz, Fransız, İtalyan, İranlı ve Kürt temsilcilerden oluşan bir Komisyon incelemelerde bulunmak ve işbu Andlaşma uyarınca, Türkiye sınırının İran sınırı ile birleşmesi durumlarında, Türkiye sınırında yapılması gerekebilecek düzeltmeleri kararlaştırmak üzere bu yerleri ziyaret edecektir.
MADDE 63.Osmanlı Hükümeti, 62. Maddede öngörülen komisyonlardan birinin ya da ötekinin kararlarını, kendisine bildirildiğinden başlayarak üç ay içinde kabul etmeği ve yürürlüğe koymağı şimdiden yükümlenir.
MADDE 64.İşbu Andlaşmanın yürürlüğe konuşundan bir yıl sonra, 62. Maddede belirtilen bölgelerdeki Kürtler, bu bölgelerdeki nüfusun çoğunluğunun Türkiye’den bağımsız olmak istediklerini kanıtlayarak Milletler Cemiyeti Konseyine başvururlarsa ve Konsey de bu nüfusun bu bağımsızlığa yetenekli olduğu görüşüne varırsa ve bu bağımsızlığı onlara tanımayı Türkiye’ye 38) Fransızca metinde “Mesopotamie”, İngilizce ve İtalyanca metinlerde “Mesopotamia”. Matbaa-i Amire, Konya ve Erim metinlerinde “Elcezire”; Vakit ve Peyam-ı Sabah metinlerinde “Irak”. (Çevirenler) 39) Fransızca ve İngilizce metinlerde “Constantinople”, İtalyanca metinde “Constantinopoli”. 1920 çevirilerinde “İstanbul”. (Çevirenler) 40) Fransızca metinde “Assyro-Chaldeens”, İngilizce metinde “Assyro-Chaldeans”, İtalyanca metinde “Assiro-Caldei”. 1920 çevirilerinde “Süryani-Gildaniler”. (Çevirenler) 36 salık verirse, Türkiye, bu öğütlemeye [tavsiyeye] uymağı ve bu bölgeler üzerinde bütün haklarından ve sıfatlarından vazgeçmeği, şimdiden yükümlenir. Bu vazgeçmenin ayrıntıları Başlıca Müttefik Devletlerle Türkiye arasında yapılacak özel bir sözleşmeye konu olacaktır. Bu vazgeçme gerçekleşirse ve gerçekleşeceği zaman, Kürdistan’ın şimdiye dek Musul İlinde [Vilâyetinde]41 kalmış kesiminde oturan Kürtlerin, bu bağımsız Kürt Devletine kendi istekleriyle katılmalarına, Başlıca Müttefik Devletlerce hiçbir karşı çıkışta bulunulmayacaktır.
SEVR ANTLAŞMASI (10 ağustos 1920) TAM METİN
AÇIKLAMA:
Sevr Andlaşması metni Sevr - Devlet-i Aliye ile Sulh Muahedesi - 10 Ağustos 1920 başlığı altında ilk defa Konya'da Öğüt Matbaası'nda 1336 - 1920 de basılmıştır. (Türkiye Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi; Es. No. 1339-153 ; Remi S. M. 130).
Daha sonra eski başbakanlardan terör kurbanı rahmetli Prof.. Dr. Nihat Erim tarafından hazırlanan nüsha basılmıştır.
Ancak, bu vesika tasdik edilip Takvim-i Vekayi veya Düstur'da yayınlanmadığı için, eldeki Türkçe basılı metin asıl olan Fransızca metinle karşılaştırılmıştır.
Büyük Millet Meclisi kitaplığındaki nüsha Traite de Paix entre les Puissances Alliees et Associees et la Turquie signe le 10 août 1920 â Sevres (Texte Français, Anşjlais et İtalien) başlığını taşımakta ve Esas No, 1932-1308, Remiz: S. M. 543'de kavıtlı bulunmaktadır.
Antlaşma'da enteresan olan husus; 1. Bâb'taki 25 maddenin TÜRKİYE ve SULH ile değil; C EMİYET-İ AKVAM, yani ilk BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TEŞKİLÂTI'nın kuruluşu ile ilgili olmasıdır.
Ne alâkası var? diye sormadan edemedik! kel alâka, 5. Fasıl, 369. Madde'den itibâren anlaşılmakta!.. Emperyalist zalim hıristiyan Batılılar önce Cemiyet-i Akvam'ı kurduruyor, sonra da anlaşmazlıkları sözümona bu milletlerarası kuruluşa çözdürüyor!.. Nitekim biz Musul'u üyesi bile olmadığımız Cemiyet-i Akvam kararı ile kaybettik. Cemiyet-i Aakvam kuralları 413. Madde'ye kadar sürüyor!
Sevr Antlaşması Yunanistan dışında hiç bir ülke tarafından tasdik edilmemiş, bu açıdan kadük olmuştur. Lozan Antlaşmasının bazı maddeleri de Sevr'den aynen alınmıştır. (Misal Lozan 38'den 44. Madde'ye kadar olan olan kısım Sevr'in 140. Maddesi'dir.)
SEVR ANTLAŞMASI
Bir taraftan işbu muahedede başlıca düvel-i müttefika olarak zikredilen Britanya imperatorluğu, Fransa ve italya ve Japonya ve işbu başlıca devletlerle birlikte düvel-i müttefikayı teşkil eden Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz, Lehistan, Portekiz, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven ve Çekoslovakya :
Diğer taraftan Türkiye;
Bir sulh muahedenamesi akdedebilmek üzere hükûmet-i seniyenin talebine binaen, bastıca düvel-i müttefika tarafından 30 teşrinievvel 1918 tarihinde Türkiye'ye bir mütareke bahsedildiğine düvel-i müttefika içlerinden bazılarının Türkiye'ye karşı doğrudan doğruya veya dolayısiyle sürüklendikleri ve menşe-i sabık Avusturya-Macaristan hükûmet-i imperatoriye ve kıraliyesinin 28 temmuz 1914 tarihinde Sırbistan'a vukubulan ilân-ı harbi ile Türkiye tarafından 29 teşrinievvel 1914 tarihinde düvel-i müttefikaya karşı açılan ve Türkiye'nin müttefiki Almanya tarafından idare olunan muhasamatı teşkil eden harbin muhkem ve müstahkem bir sulhe münkalip olmasını arzu ettiklerine binaen bu hususta düvel-i müteakide kendi murahhasları olmak üzere :
Rıza Tevfik Bey, Âyân üyesi,
Reşad Halis Bey, Türkiye'nin Bern fevkalâde temsilcisi ve murahhas elçisi.
Tayin etmişlerdir.
Murahhasin-i müşarünileyhim usulüne muvafık olan ruhsatnamelerini teati ettikten sonra ahkâm-ı âtiyeyi kararlaştırmışlardır.
İşbu muahedenin mevki-i icraya vaz'ı tarihinden itibaren hal-i harp hitam bulacaktır.
Bu andan itibaren işbu muahedede münderiç kuyut tahtında düvel-i müttefika ile Türkiye arasında münasebat-ı resmiye başlıyacaktır.
BİRİNCİ BÂB
Cemiyet-i Akvam Ahidnamesi
Düvel-i müteakide, beynelmilel iştirak-i mesainin inkişafı ve milletlere sulh ve meniyetin temini için harbe tevessül etmemek üzere bazı taahhüdatın kabulü adil ve namus üzerine müesses münasebat-ı beynelmilelin alenen icrası badema hükûmatça bilfiil rehber-i hareket ittihaz olunacak kavaid-i hukuk-ı düvelin tamamile meriyeti, akvam-ı müteazzıvenin münasebat-ı müte-kabilelerinde adlin hükümranı ve muahedattan münbeis kâffe-i tahhüdatın harfiyen meriyeti muktazi olduğuna binaen Cemiyet-i Akvamı tesis eden işbu ahidnameyi kabul eylemişlerdir.
Madde 1 — Cemiyetin âza-yı asliyesi, işbu ahidnameye vazı-ül imza olanlardan muahedeye merbut cevtelde esamisi muharrer olanlar ile kezalik melfufta esamisi mezkûr olup da ahidnamenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren iki mah zarfında kitabete tevdi ve cemiyetin diğer azasına tebliğ edilecek olan bir beyanname ile hiç bir kayd-ı ihtirazı tahtında olmayarak işbu ahidnameye iştiraki kabul eden hükümetlerdir. Kendini serbestçe idare eden ve melfuf cetvelde zikir edilmeyen her hangi bir devlet, dominyon yahut müstemleke, heyetin sülüsanı tarafından Cemiyete kabulüne karar verildiği takdirde taahhüdat-ı beynelmileliyeye samimî bir surette riayat edeceğine dair teminat-ı hakikiye vermek ve kuva-yı harbiye, bahriye ve havaiyesi hakkında cemiyetin nizamatını kabul eylemek şartile Cemiyete dahil olabilir. Cemiyetin her bir âzası iki sene evvel malûmat vererek Cemiyetten çekilebilir. Ancak hin-i müfarekatında işbu ahidnamenin tahmileylediği taahhüdat da dahil olmak üzere bilcümle taahhüdat-ı beynelmileliyeyi ifa eylemiş olmak şarttır.
Madde 2 — Cemiyet, maiyetinde daimî bir Daire-i Kitabet bulunan bir heyet ve bir Meclis vasıtasile işbu ahidnamede tayin edildiği veçhile icra-yı vazife eder.
Madde 3 — Heyet, âza-yı Cemiyetin mümessillerinden müteşekkildir. Evkat-ı muayyenede ahvalin icabettirdiği diğer her zaman Cemiyetin merkezinde yahut tayin olunabilecek diğer bir mahalde içtima eder. Heyet Cemiyet-i Akvam'm saha-i faaliyetine dahil olan veyahut sulh-ı âleme tesir eden kâffe-i me-sail hakkında ita-yı hükme salâhiyettardır. Cemiyet-i Akvam'ın her âzası heyette üçten fazla mümessil bulunduramaz. Ve ancak bir reye maliktir.
Madde 4 — Meclis, başlıca düvel-i müttefika ve müşarikenin ve Cemiyetin diğer dört azasının mümessillerinden mürekkeptir. Cemiyetin işbu dört âzası heyet tarafmdan serbestçe ve her istediği zamanlarda tayin olunur. Meclis tarafından ilk tayin vaki oluncaya kadar Belçika, Brezilya, ispanya ve Yunanistan murahhasları meclis âzasından bulunurlar. Ekseriyet-i heyetin tasvibile Meclis Cemiyetin diğer azasını tayin edebilecek ve bu âza Mecliste suret-i daimede hazır bulunacaktır. Meclis yine ekseriyet-i heyetin tasvibile Mecliste temsil edilmek için Heyet tarafından intihap olunacak Cemiyet azasının adedini tezyit edebilir. Meclis, icabettikçe ve laekal senede bir defa Cemiyetin merkezinde veya irade olunacak sair bir mahalde içtima eder. Meclis, Cemiyetin saha-i faaliyetine dahil olan ve sulh-ı âleme icra-yı tesir eden kâffe-i mesail hakkında ita-yı hükme salâhiyettardır. Mecliste temsil edilmeyen âza-yı Cemiyetten herhangisi hassatan kendisini alâkadar eden bir mesele Meclise arzo-lunduğu zaman Meclise bir mümessil izamına davet olunur. Mecliste temsil edilen Cemiyetin her bir azasının bir reyi ve bir mümessili bulunur.
Madde 5 — îşbu ahidname veyahut işbu muahedename ahkâmına sarahaten muhalif ahkâm bulunmadığı takdirde Heyetin veya Meclisin kararları içtimada temsil edilen Cemiyet azasının ittifak-ı ârâsı ile ittihaz olunur. Nokta-ı hususiye hakkında icra-yı tahkikata memur komisyonların tayini hususu da dahil olduğu halde Heyet veya Meclisin içtimalarında mevzuu-bahis olan usule ait mesail Heyet veya Meclis tarafından hal ve faslolunur ve içtimada hazır bulunan Cemiyet azasının ekseriyeti tarafından karara rabtolunur. Gerek Heyetin ve gerek Meclisin birinci içtimai Amerika Hükûmat-ı Müttefikası Reisinin daveti üzrine vaki olacaktır.
Madde 6 — Daimî Kitabet Dairesi cemiyetin merkezinde bulunur. Bu Kitabet Dairesi, bir Kâtib-i Umumî ve lüzumu kadar kâtipler ve heyet-i müstahdiminden mürekkeptir. îlk Kâtib-i Umumî muahedeye merbut varakada gösterilmiştir. Bunu istihlâf edecek Kâtib-i Umumî, heyetin ekseriyetinin tasvibi ile Meclis tarafından tayin olunacaktır. Daire-i Kitabet ketebesile heyet-i müstahdimin Meclisin tasvibi ile Kâtib-i Umumî tarafından tayin olunur. Cemiyetin Kâtib-i Umumisi aynı zamanda Heyetin ve Meclisin de Kâtibi Umumisidir. Heyet-i tahririyenin masarifi Umumî Posta ittihadı Beynelmilel Kalemi için muayyen nisbet dahilinde âza-yi Cemiyet tarafından tesviye olunur.
Madde 7 — Cemiyetin merkezi Cenevre'de tesis olunmuştur. Meclis her zaman merkezini diğer herhangi mahalde tesis için bir karar verebilir. Kitabet dairesi de dahil olduğu halde Cemiyetin bilcümle vazaifine veyahut hidematına erkek ve kadın alesseviye kabul olunur. Cemiyet azasının mümessilleri ve memurları ifa-yı vazife halinde diplomasi imtiyazat ve muafiyattan müstefit olurlar. Cemiyet tarafından ve Cemiyete ait hidemat ve içtimaattan dolayı işgal olunan mebani ve arazi tecavüzden masundur.
Madde 8 — Teslihat-ı milelin asayiş-i millî ve bir hareket-i müşterekenin icap ettireceği taahhüdat-ı düveliye icrası ile kabili telif olacak bir hadd-i asgariye tenzili sulh ve müsalemetin muhafazası için muktazi olduğu Cemiyet âzası tarafından tasdik edilir.
Meclis her devletin mevki-i coğrafisini ve ahval-i hususiyesini nazarı itibare alarak hükûmat-i muhtelife tarafından tetkik ve ittihaz-ı karar olunmak üzere bu tenzile ait plânları ihzar eyler. Mezkûr plânların yeniden tetkiki ve indelhace lâekal on senede bir defa tekrar tetkiki icap eder.
Plânların hükûmat-ı muhtelife tarafından kabulünden sonra bu suretle haddi tayin edilen teslihat mikdarı Meclisin rizası olmaksızın tecavüz edilmeyecektir. Cemiyetin âzası mühimmat ve levazım-ı harbiyenin hususî surette imalinin itirazat-ı vahimeye bâis olduğunu nazar-ı dikkate alarak bu husustaki netayic-i müessifeden tevekkiye hadim tedabire tevessül vazifesini, emniyetleri için muktazi mühimmat ve levazımatı imal edemeyen âza-yı Cemiyetin ihtiyacatı nazar-ı itibare alınmak şartile Meclise tevdi ederler. Cemiyetin âzası teslihatlarının mikyasına, berrî ve bahrî ve havaî programlarına ve harpte istimale salih sanayilerinin mikdarına müteallik kâffe-i malûmatı begayet samimî ve tam bir surette teati etmeği taahhüt ederler.
Madde 9 — 1 ve 8 inci maddelerin ahkâmının icrası ve suret-i umumiyede askerî ve bahrî ve havaî mesail hakkında mütalâasını Meclise beyan etmek üzere daimî bir komisyon teşkil olunacaktır.
Madde 10 — Cemiyetin âzası bilumum âza-yı Cemiyetin Cemiyete tamamiyet-i mülkiyelerile hal-i hazırdaki istiklâl-i siyasilerine riayet ve bunları her türlü tecavüzat-ı hariciyeye karşı muhafaza eylemeği taahhüt ederler. Bir tecavüz vukuu veya tecavüz tehdidi veyahut tehlikesi mevcut olduğu takdirde Meclis işbu taahhüdün icrasını temin vasaitine tevessül eder.
Madde 11 — Cemiyet âzasından birine gerek doğrudan doğruya taalûk etsin gerek etmesin her bir harp veya tehlike-i harp bütün Cemiyeti alâkadar edeceği ve Cemiyetin sulh-ı mileli suret-i müessirede muhafazaya hadim tedabiri ittihaz eylemesi lâzım geleceği sarahaten beyan olunur. Bu gibi ahvalde Kâtib-i Umumî cemiyet âzasından herhangi birinin talebi üzerine Meclisi derhal içtimaa davet eder. Bundan maada münasebat-ı düveliyeye icra-yı tesir etmek mahiyetini haiz olan ve binnetice sulh ve müsalemeti veyahut bu sulh ve müsalemetin mevkuf-ı aleyhi olup beynelakvam hüsn-i amizişi ihlâl edecek olan kâffe-i vekayi hakkında Heyetin veyahut Meclisin nazar-ı dikkatini bir suret-i dostanede celbetmeğe Cemiyet âzasından her birinin hakkı olduğu dahi beyan olunur.
Madde 12 — Bütün âza-yı Cemiyet, aralarında inkita-ı münasebatı tevlit edecek mahiyette bir ihtilâfın tahaddüsü halinde ıhtilâf-ı mezkûru ya hakeme veyahut Meclisin tetkikine tevdi etmeği müttefikan kararlaştırırlar. Kezalik hiç bir veçhile hakemlerin kararının veyahut Meclisin raporunun itasından itibaren üç ay mühletin inkizasından evvel harbe müracaat eylememek hususunu dahi kararlaştırırlar. Bu maddede mezkûr bilcümle ahvalde hakemlerin kararının münasip bir müddet zarfında itası ve Meclis raporunun ihtilâfın Meclise tevdi-i gününden itibaren altı mah zarfında tanzimi iktiza eder.
Madde 13 — Âzâ-yı Cemiyet, beyinlerinde kendi itikatlarına göre hakem marifetile kabil-i tesviye olan bir ihtilâf zuhur eder ve bu ihtilâf, diplomasi tarikile mucib-i memnuniyet bir surette hal ve tesviye edilemezse bu meselenin tamamile hakeme havalesini kararlaştırırlar. Bir muahedenin hukuk-ı düvelin her nokta-i nazarından tefsirine ve subutu takdirinde bir taahhüd-ı düvelinin inkitaını mucip olacak her nevi hâdisatın tahakkukuna veyahut böyle bir inkıtaın istilzam eyleyeceği tamirin vüsat veya mahiyetine taallûk eden bu gibi ihtilâfatın suret-i umumiyede hakem vasıtasile kabil-i hal ihtilâfat meyanında bulunduğu beyan olunur. Davanın tevdi olunduğu hakem mahkemesi tarafeynce tayin edilen veya mukavelât-ı mütekaddimede musarrah bulunan bir mahkemedir. Cemiyet âzâsı ita olunan hükümleri hüsn-i niyetle icra eylemeği ve bu hükümlere tevfik-i hareket eden Cemiyet âzâsından herhangi birine karşı harbe müracaat etmemeği taahhüt ederler. Hükmün adem-i icrası halinde Meclis hükmün temin-i icrasına sâlih tedabiri teklif eder.
Madde 14 — Meclis, beynelmilel daimî bir Mahkeme-i Adliye lâyihasını ihzar ve âza-yı Cemiyete tevdie memurdur. Bu mahkeme bir mahiyet-i beynelmileliyeye haiz olup tarafinin kendisine tevdi edeceği kâffe-i ihtilâfatı rüyet edecektir. Meclis veya Heyet tarafından kendisine havale olunacak her nevi ihtilâfat ve nokat hakkında da istişarî mütalâatı beyan eyleyecektir.
Madde 15 — Âzâ-yı Cemiyet arasında inkita-ı münasebatı tevlit edecek bir ihtilâf tahaddüs eder ve işbu ihtilâf 13üncü maddede musarrah hake'me havale edilmezse ihtilâf-ı mezkûrun Meclise tevdii âzâ-yı Cemiyetçe mukarrerdir. Bu hususta âzâdan birinin bu ihtilâftan tahkikat ve tetkikat-ı mükemmele icrası zımnında kâffe-i tedabire tevessül edecek olan Kâtib-i Umumiyi haberdar etmesi kâfidir. Tarafin müddet-i kalile-i mümküne zarfında davalarının bilcümle vaka-yi müteferriası ve evrak-ı müsbitesini cami bir fezlekeyi Kâtib-i Umumiye tevdi eylemelidirer. Meclis bu fezlekenin hemen neşrini emir edebilir. Meclis ihtilâfın hal ve tesviyesini temine sarf-ı mesai eder ve husul-i muvaffakiyet halinde vekayi-i ve bunlara ait izahat-ı muktaziyeyi ve suver-i tesviyeyi mübeyyin bir fezlekeyi münasib gördüğü veçhile neşreder. İhtilâf hal edilemediği takdirde ihtilâfın esbabını ve bu işte en münasib ve en mukarin-i adalet gördüğü suret-i tesviyeyi bildirmek üzere ister ittifak-ı ârâ veya ekseriyet-i ârâ ile kararlaştırdığı raporu tanzim ve neşreder.
Mecliste bulunan Cemiyet âzasından her biri esbab-ı ihtilâf ve mukarrerat-ı zatiyesini mübeyyin bir rapor neşredebilir. Meclisin raporu, tarafin mümessillerinin reyi hariç olduğu halde müttefikan kabul olunduğu takdirde Cemiyet âzâsı mezkûr rapor ahkâmına tevfik-i hareket eden taraf aleyhine harbe girişmemeği taahhüt ederler. Meclis tarafin-i münaziünfihadan her birinin mümessillerinden maada diğer umum âzâsına raporunu kabul ettiremediği takdirde Cemiyet âzası hak ve adaletin muhafazası emrinde münasib görecekleri veçhile hareket etmek hakkını muhafaza ederler. Tarafinden biri ihtilâfın, hukuk-ı düvelin tamamile kendi salâhiyetine terk ettiği bir meseleye taallûk ettiğini iddia eder ve bu iddia Meclis tarafından kabul edilecek olursa meclis bu keyfiyeti bir raporda bast ve temhit eylemekle beraber bir gûna suret-i tesviyeyi tavsiye eylemez. Meclis işbu maddede tasrih olunan ahvalin kâffesinde ihtilâfı Heyete havale edebilir. Kezalik Heyet tarafînden birinin istidası üzerine ihtilâfı tetkik edebilecektir. îşbu istida ihtilâfın Meclise tevdi olunduğu günden itibaren 14 gün zarfında takdim olunmalıdır. Heyete tevdi olunan her meselede Meclisin fiil-i hareket ve salâhiyetine taallûk eden bu madde ile 12 inci maddenin ahkâmı Heyetin fiil ve hareket ve salâhiyetin de tatbik olunur. Her meselede tarafın mümessilleri hariç olmak üzere Mecliste bulunan âzâ-yı cemiyet mümessillerinin tasvibi ve diğer âzâ-yı cemiyetin ekseriyet-i ârâsı ile heyet tarafından tanzim olunan rapor tarafın mümessillerinden gayri diğer âzâsının itti-fak-ı ârâsı ile Meclis tarafından tanzim olunan raporun hüküm ve kuvveti gibi bir hüküm ve kuvveti haizdir.
Madde 16 — Âzâ-yı Cemiyetten biri 12inci, 13üncü veyahut 15inci maddelerdeki taahhüdat hilâfına olarak muharebeye müracaat ettiği takdirde Cemiyetin diğer bütün âzâsı aleyhine bilfiil harp ika eylemiş addolunur. Bunlar derhal kendisile bütün münasebat-ı ticariye ve maliyelerini kat ve kendi tebealeriyle ahidnameyi nakzeden hükümet tebeası arasındaki kâffe-i müna-sebatı men etmeği ve bu hükümet tebeası ile Cemiyet-i Akvam'a dahil bulunan ve bulunmayan diğer devletlerin her birinin beyninde bilcümle münasebat-ı maliye, ticariye veyahut şahsiyeyi men etmeği taahhüt ederler.
Bu takdirde Meclis taahhüdat-ı Cemiyetin infazına tahsis olunan kuva-yı müsellehaya cemiyet azasının hangi bahrî ve havaî askerî kuvvetler ile iştirak edeceğini alâkadar olan muhtelif hükümetlere tavsiye etmek vazifesile mükelleftir. Bundan maada âzâ-yı Cemiyet işbu madde mucibince ittihaz olunacak tedabir-i iktisadiye ve maliyenin tatbikatından tahaddüs edecek zayiat ve mehaziri hadd-i asgariye tenzil için yekdiğerine karşı müzaherat-ı mütekabilede bulunmağı kararlaştırır. Âzâ-yı Cemiyet, ahidnameyi nakzeden devlet tarafından kendilerinden biri aleyhine ittihaz olunan bir tedbir-i mahsusa mukavemet için kezalik yekdiğerine mütekabildi zahir olacaktır. Âzâ-yı Cemiyet taahhüdat-ı Cemiyeti tenfiz için icra olunan bir hareketi müşterekeye iştirak eyleyen âzâ-yı cemiyetten her hangi birine ait kuvvetlerin kendi arazilerinden mürurlarını teshil etmek üzere tedabir-i muktaziyeye tevessül ederler. Ahidnameden münbais taahhüdatın nakzından dolayı mesul olan her bir âza Cemiyetten ihraç olunabilir. îhraç keyfiyeti Mecliste bulunan diğer bütün âza-yı Cemiyetin ârâsı ile ittihaz olunur.
Madde 17 — Yalnız biri Cemiyete dahil bulunan veyahut her ikisi de Cemiyetin âzâsından olmayan iki devlet arasında ihtilâf tekevvün ettiği takdirde Cemiyete dahil olmayan devlet veya devletler ihtilâfın tesviyesi için Meclis tarafından tensib olunan şeraite tevfikan kendi âzâsına tahmil olunan taahhüdata tabi olmağa davet olunurlar. Dâvet-i vakıa kabul olunduğu halde 12 ilâ 16ıncı maddeler ahkâmı Meclisçe lüzum görülecek tadilât ile tatbik olunur. Davetname irsal olunur olunmaz Meclis esbab-ı ihtilâf hakkında icra-yı tahkikata mübaderet eder ve hadise-i mahsusada kendisince ahsen ve en müessir görünen tedbiri ittihaz eyler. Davet edilen devlet ihtilâfın halli için Cemiyet âzâsının taah-hüdatını kabulden istinkâf ederek âzâ-yı Cemiyetten biri aleyhine harbe tevessül ederse 16ıncı madde ahkâmı kendi hakkında mabihüttatbik olunur. Davet edilen tarafeyn ihtilâfın halli için Cemiyet azasının taahhüdatını kabulden istinkâf eyledikleri surette Meclis muhasamata mani olacak ve ihtilâfın hallini intaç edecek her gûna teklifat-ı dermeyen her gûna tedabiri ittihaz ve dermeyan edebilir.
Madde 18 — Cemiyet âzâsından biri tarafından atiyen akdolunacak herhangi bir muahedename veya taahhüdame-i düveli Kitabet dairesince derhal kayıt ve tescil ve sür'at-i mümküne ile neşredilmelidir. Bu muahedename veya taahhütname-i düveliden hiç biri kayıt ve tescil olununcaya kadar vacibülicra olmayacaktır.
Madde 19 — Heyet, âzâ-yı Cemiyeti gayr-i kabil-i tatbik bir hal kesbeden ve idameleri sulh ve müsalemet-i âlemi bir muhataraya ilka edebilecek olan muahedenamelerle vaziyat-ı düveli-yeyi arasıra yeniden tetkike davet edebilir.
Madde 20 — Âzâ-yı Cemiyet kendilerine münferiden taallûk eden hususatta işbu ahidnamenin miyanelerinde mevcut olup ahkâmile gayr-i kabil-i telif olan bilumum taahhüdat ve itilâfatı fesh ve ilga ettiğini tasdik eder. Ve üzeride taahhüdat ve iltilâfat-ı mümasile akdetmemeği resmen taahhüt eylerler. Azadan biri Cemiyette duhulundan mukaddem ahidname ahkâmile gayr-i kabil-i telif bir takım taahhüdat deruhde etmiş ise işbu taahhüdatından kurtulmak için derhal tedabir-i lâzıma ittihaz eylemek mecburiyetindedir.
Madde 21 — Hakem ahidnameleri ve Monroe kaidesi gibi bir memlekete mahsus itilâfat misillû sulh ve müsalemetin muhafazasını kâfil bulunan taahhüdat-ı düveliye işbu ahidname ahkâmından hiç birile gayr-i kabil-i telif addedilmeyecektir.
Madde 22 — Usul ve kavaid-i atiye mukaddema kendilerini idare etmiş olan hükûmatın kalemrev-i hükümdarisinden harbi müteakip huruç etmiş olan ve medeniyet-i haziranın bilhassa müşkül bulunan şeraiti dahilinde kendilerini idareye henüz muktedir olamayan milel ve akvamın sakin oldukları müstemlikât ve arazi hakkında tatbik olunur. Bu milel ve akvamın saadet-i hal ve inkişaf ve terakkisi medeniyet için bir vazife-i mukaddese olduğundan bu vazifenin ifası için ahidname-i hazıraya bazı teminat derç ve ithali münasiptir. Bu usul ve kaidenin hayyiz-i fiile isali için ahsen-i tedbir milel ve akvam-ı mezkûrenin vasayetini menabi-i servet ve tercarüb yahut vaziyet-i coğrafiyeleri itibarile işbu mesuliyeti deruhdeye en muktedir olan ve bunu kabul hususunda izhar-ı muvafakat eylemiş olan milel-i müterekkiyeye tevdi edilmekten ibarrettir. Milel-i müterekkiye işbu vasayeti mandater sıfatile ve cemiyet namına ifa edeceklerdir.
Mahiyet-i vesayet milletin derece-i terakkisi ve arazisinin mevki-i coğrafisi ile şerait-i iktisadiyesine ve buna müşabih sair bilcümle ahvale göre tahallüf etmelidir. Mukaddema Devlet-i Aliye'ye tabi bulunmuş olan bazı cemaat bir derece-i terakkiye mazhar olmuşlardır ki milel-i müstakbele halinde mevcudiyetleri muvakkaten tasdik olunabilir. Şu şartla ki bir mandaterin nasayih ve muaveneti kendilerini başlıbaşma harekete muktedir olacakları zamana kadar bunları idareye rehber olsun. Mandater intihabı hususunda cemaatların evvelce arzuları nazarı itibare alınmalıdır. Milel-i saire bulundukları derece-i terakki ile bilhassa vasatı Afrika akvamının derece-i terakkileri esir, esliha ve küul ticareti gibi sui istimalâtın men'i suretile intizam-ı umuminin ve hüsn-i ahlâkın muhafazasını kâfil olabilecek tahdidattan maada sair bir gûna tahdidat icra edilmeksizin serbesti-i vicdan ve mezhebin ve umur-ı inzibatiye yahut müdafaa-i arazi müstesna olduğu halde kılâğ ve istihkâmat veya üssülhareke-i askeriye ve bahriye tesisinin ve yerlilere askerlik taliminin men'ini mutazanımın ve Cemiyetin kezâlik âzâ-yı sairesine mübadelât ve ticaret için şerait-i mütesaviye temin eyleyecek olan şerait tahtında mandaterin orada arazinin idaresini deruhte eylemesini müstelzimdir. Elhasıl Afrika'nın cenub-i garbisi ve cenub-î Okyanosya'da kâin bazı Cezayir gibi yerler vardır ki ahalisinin seyrekliği, mesaha-i sathiyesinin mahdudiyeti, merakiz-i medeniyetten bu'du mandaterin arazisine mülasık olması veyahut ahvali saire dolayısile bâlâda beyan olunduğu veçhile yerli ahalinin nef'ine bir takım teminat itası kayd-ı ihtirazisi tahtında olarak mandaterin ecza-yı mütemmime-i arazisinden bulunuyormuş gibi ancak mandaterin kavanini mucibince idare olunabilir. Her halde mandaterin idaresini deruhde etmiş olduğu arazi hakkında Meclise her sene bir rapor ita etmesi lâzımgelir. Mandaterin derece-i hükm ve nüfuzu ile tarafından icra edilecek murakaba veya idare hakkında âzâ-yı Cemiyet arasında evvelce bir mukavelename mevcut değilse Meclis tarafından bu nokta hakkında bilhassa ita-yı hüküm ve karar edilecektir. Mandaterin her sene vereceği raporları ahız ve tetkik eylemek ve vasayetlerin ifasına mütedair bilcümle mesail hakkında Meclise rey beyan etmek vazifesile mükellef daimî bir komisyon teşkil olunacaktır.
Madde 23 — Kayd-ı ihtirazı tahtında ve elhaletühazihi mevcut olan veyahut bilâhara akdedilecek olan mukavelât-ı düveliye ahkâmına tevfikan Cemiyetin âzâsı :
a) Kendi arazileri ile münasebatı ticariye ve sınaiyelerinin şamil olduğu bilcümle memâlikte erkek, kadın ve çocuklar için hakkaniyet ve insaniyetperverane şerait-i say ve amelin temin ve muhafazasına ve bu maksadla iktiza eden beynelmilel teşkilâtın icra ve idamesine sarf-ı mesai edeceklerdir.
b) Kendi idarelerine mevdu arazisi dahilindeki yerli ahali hakkında âdilâne bir surette muamele icrasının teminini deruhde ederler.
c) Nisvan ve etfal ile afyon ve sair ecza-yı tıbbiye-i muzırra ticaretine müteallik itilâfatın murakabesine Cemiyeti memur ederler.
d) Esliha ve mühimmat ticareti murakabesinin menafi-i umumiye için muktazi bulunduğu memalik ile olacak bu ticareti murakabe-i umumiye tahtında bulundurmağa Cemiyeti memur ederler.
e) Münakalât ve transitin muhafaza-i serbestisini ve bilumum âzâ-yı Cemiyete ait ticaret hakkında muhikkane bir muamele icrasını temin için tedabir-i lâzımeyi ittihaz eyleyeceklerdir. Şu kadar ki 1914 senesinden 1918 senesine kadar esna-yı harbda tahrip edilen memalikin havayic-i mahsusası nazar-ı itibare alınmalıdır.
f) Emrazın önünü almak ve emraza karşı mücadelede bulunmak üzere bir mahiyet-i beynelmileliyeyi haiz bir takım tedavir ittihazına sarf-ı mesai edeceklerdir.
Madde 24 — Müşterek muahedenamelerle mukaddema tesis edilen bilumum beynelmilel kalemler, tarafinin inzimam-ı muvafakati kayd-ı ihtirazisi tahtında Cemiyetin daire-i salâhiyeti altına vazolunacaktır. Menafi-i düveliyeye ait umur ve mesalihin tesviyesi için buhara tesis olunacak olan diğer bilcümle aklam ve heyet Cemiyetin taht-ı idaresine vazedilecektir. Mukavelat-ı umumiye ile bir suret-i tesviyeye rabtedilen ve fakat beynelmilel komisvon veya kalemlerin murakabesine tevdi edilmeyen menafi-i beynelmileliyeye müteallik bilumum mesail Cemiyetin Kitabet Dairesi âkidlerce talep vukubulduğu ve Meclisçe de buna muvafakat edildiği takdirde bilcümle malûmat-ı müfideyi cem ve tevzi eyleyecek ve her gûna muzaheret-i muk-taziye veya matlubeyi ifa edecektir.
Meclis, Kitabet Dairesinin masarifi meyanına Cemiyetin zir-i idaresine vazedilen herhangi kalemin veya komisyonun masarifini ithale karar verebilir.
Madde 25 — Aza-yı Cemiyet sıhhat-ı umumiyenin ıslahı, emraza karşı tedabir-i mania ittihazı ve dünyada âlâm ve iztirabatın tahfifi hususlarını istihdaf eden ve usul ve nizamı dairesinde haiz-i salâhiyet bulunan Salib-i Ahmer gönüllü teşki-lât-ı milliyesinin tesis ve teşrik-i mesaisini teşvik ve sahabet eylemeği taahhüt eylerler.
Madde 26 — îşbu ahidnamece icra edilecek tadilât, mümessilleri Meclisi teşkil eden âza-yı Cemiyet ile mümessilleri Heyet-i Umumiyeyi teşkil eden azanın ekseriyeti tarafından tasdik edilir edilmez meriyülicra olacaktır. Cemiyetin her âzası ahidnamece yapılacak tadilâtı kabul etmemekte serbest olup bu takdirde Cemiyetin âzâlığından çıkmış olur.
Türkiye'nin Hudutları
Madde 27— Evvelâ Avrupa'da Türkiye hudutları berveçh-i âti tayin edilecektir (Bir numaralı melfuf haritaya müracaat).
1 — Karadeniz: Boğaziçi methalinden itibaren âtide musarrah noktaya kadar;
2 — Yunanistan ile: Podima'nın takriben 7 kilometre şimal-i garbisinde kâin Büyükdere mansabında Karadeniz sahilinde tayin olunacak bir noktadan itibaren cenub-i garbiye doğru ve Istıranca dere havzası hudutlarının münteha-yı şimal-i garbi noktasına kadar (Istranca'nın takriben 8 kilometre şimal-i garbisinde vaki nokta):
Kaplicadağ ve Üçpınar tepesi noktalarından geçmek üzere arazi üzerinde tayin olunacak bir hat;
Oradan itibaren, cenup ve cenub-i şarkî istikametinde ve Sinekli istasyonunun takriben bir kilometre garbinde Çorlu-Çatalca şimendifer hattı üzerinde intihap olunacak bir noktaya kadar;
Istranca dere havzasının garp hududunu mümkün olduğu kadar takip eden bir hat;
Oradan cenub-i şarkiye doğru ve şimal-i şarkî cihetinde Büyükçekmece Gölü'ne akan ırmaklar havzalarile cenub-i garbide doğrudan doğruya Marmara denizine dökülen ırmakların havzası arasındaki taksim-i miyah hattı üzerinde Fener ve Kurfah mevkileri arasında intihap edilecek bir noktaya kadar;
Sinekli'nin cenubundan geçmek üzere arazi üzerinde tayin edilecek bir hat;
Oradan cenub-ı şarkiye doğru ve Kalikratya'nın takriben bir kilometre cenub-i garbisinde Marmara denizi üzerinde intihap edilecek bir noktaya kadar;
Berveçh-i bâlâ tayin olunan taksim-i miyah hattını mümkün mertebe takibeden bir hat;
3 — Marmara Denizi:
Bâlâda tayin olunan noktadan Boğaziçi methaline kadar saniyen Asya'da Türkiye hudutları berveçh-i âti tayin olunacaktır. (Melfuf iki numaralı haritaya müracaat):
1 — Garpta ve cenupta, Marmara denizi üzerinde Boğaziçi methalinden itibaren şarki Bahr-i Sefitte İskenderun körfezi civarında Karataşburnu kurbinde berveçh-i âti tayin olunan bir noktaya kadar :
Marmara denizi, Çanakkale boğazı, şarkî Bahrisefit, Marmara adaları ve Devlet-i Osmaniye'de kalan sevahilde 3 mil bu'du mesafede kâin adalar dördüncü babın ahkâmı ile üçüncü kısmındaki (Ahkâm-ı siyasiye) 84üncü ve 122inci maddelerin ahkâmı mahfuzdur.
2 — Suriye ile :
Şimal-i şarkî cihetinde Hasandede geçidinin sahil-i şarkisi üzerinde ve Karataşburnu'ndan takriben üç kilometre şimal-i garbide intihap edilecek bir noktadan Ceyhan ırmağı üzerinde Babeli'nin takriben bir kilometre şimalinde intihap olunacak bir noktaya kadar Karataşın şimalinden geçmek üzere tayin olunacak bir hat;
oradan Kesikkale'ye kadar Ceyhan ırmağının menba cihetine doğru mecrayı takip edecektir.
Oradan şark-ı şimaliye doğru ve Ceyhan ırmağı üzerinde Karspazar'ın takriben onbeş kilometre şark ve cenub-ı şarkisinde intiha]) olunacak bir noktaya kadar :
Karatepe'nin şimalinden geçmek üzere arazi üzerinde tayin edilecek bir hat; oradan Düldül dağının garbinde kâin Ceyhan ırmağının dirseğine kadar; Ceyhan ırmağının menbaı cihetine doğru mecrasını takip edecektir; hudut bundan sonra cenub-i şarkî istikamet-i umumiyesinde ve Gâvurgölün takriben 15 kilometre cenup ve cenub-i garbisinde Emirmusa dağı üzerinde intihap olunacak bir noktaya kadar şimendifer hattından takriben 18 kilometre mesafeden mürur etmek ve Düldül dağını Suriye'de bırakmak üzere takip edilecek bir hat;
Oradan şarka doğru ve Urfa'nın takriben beş kilometre şimaline kadar Bağçe, Ayıntap, Birecik ve Urfa şehirlerini yekdiğerine rabteden yolların şimalinden geçmek ve bu şehirlerden son üçünü Suriye'de bırakmak üzere garptan şarka bir istikamet-i umumiyede arazi üzerinde ve hissolunacak mertebede müstakim olarak tayin edilecek bir hat;
Oradan şarka doğru Dicle'nin Azeh (Azekh)'in takriben 6 kilometre şimalinde teşkil ettiği dirseğin münteha-yı cenub-i garbisine kadar (Cezire-i ibn-i ömeri'in 10 kilometre garbinde): garptan şaka doğru istikamet-i umumiyede ve Mardin şehrini Suriye'de bırakmak üzere hissolunur derecede müstakim surette tayin edilecek bir hat;
Oradan Habursu ile Dicle'nin telâki ettiği mahal ile bu mahallin takriben 10 kilometre şimalinde Dicle dirseği arasında ve Dicle üzerinde intihap olunacak bir noktaya kadar:
Cezire-i ibn-i Ömer şehrinin kâin olduğu adayı Suriye'ye bırakmak üzere Dicle'nin mansabuıa doğru mecrası.
3 — Elcezire ile :
Oradan garptan şarka doğru bir istikamet-i umumiyede Musul vilâyetinin hudud-ı şarkîsi üzerinde intihap edilecek bir noktaya kadar: Arazi üzerinde tayin edilecek bir hat;
Oradan bu hattın şarka doğru giderek Türkiye ve Iran hududuna tesadüf ettiği noktaya kadar :
Musul vilâyetinin Imadiye'nin cenubundan geçecek bir surette muaddel hudud-ı şimalisi.
4 — Şark ve şimal-i şarkî :
Balâda tayin ve tahdit olunan noktadan Karadeniz'e kadar Türkiye ile Iran arasında hudud-ı hâzıra ve Türkiye ile Rusya arasındaki eski hudut 89 uncu maddenin tayin ettiği kuyut tahtında muhafaza olunacaktır.
5 — Bahr-i Siyah :
Madde 28 — işbu muahede ile tarif edilen hudutlar muahedeye merbut 1.000.000 mukabili haritalarda çizilmiştir. Metin ile harita arasında ihtilâf vukuunda metin muteber olacaktır.
Madde 29 — Teşkilâtı işbu muahede ile tesbit edilen veyahut muahedat-ı mütemmime ile tesbit edilecek olan tahdid-i hudut komisyonları bu hudutları arazi üzerinde işaret eyleyeceklerdir. Bu komisyonlar yalnız arazi üzerinde tayin edilecek hat tabir olunan kısmın tayini değil, fakat lüzum görürlerse taksimat-ı mülkiye hudutları ile diğerlerinin tashihi hususunda dahi salâhiyet-i kâmileyi haiz olacaklardır. Her iki halde de, muahede de beyan olunan tarifatı taksimat-ı mülkiye hudutları ile menafi-i iktisadiyeyi mümkün olduğu kadar nazar-ı dikkate almak şartiyle tamamile tatbik ve takibe bezl-i mesai edeceklerdir. Komisyonların mukarreratı ekseriyet-i ârâ ile ittihaz olunacak ve alâkadaran için mecburiyülkabul olacaktır. Tahdid-i hudut komisyonlarının masarifi bu bapta alâkadar olan iki taraftan deruhde edilecektir.
Madde 30 — Bir su mecrası ile tarif edilen hudutlara gelince işbu muahedenamenin tarifatında istimal olunan mecra veya kanal tabirleri bir taraftan seyr-i sefaine gayr-i salih nehirler için suyun veyahut bunun başlıca kolunun mecrasının hat-tı vasatisini diğer taraftan da seyr-i sefaine salih nehirler için ve seyre müsait olan kanalın hatt- ı vasatisini ifade eder. Her halde hatt-ı hududun, muhtemel olan tebeddülatına nazaran mecra yahut kanalı mı takip edeceği ve yahut mecra veya kanalın muahedenin mevki'i meriyete vaz'ı tarihindeki vaziyete nazaran kat'î olan kısım mı tayin edileceğini tasrih etmek bu muahede de nazarı dikkate alınan tahdid-i hudut komisyonlarına ait olacaktır. İşbu muahedenamede münderiç ahkâm ve şeraite muhalif olmadıkça bahrî hudutlar sahilden itibaren üç milden daha aşağı mesafedeki adacıkları ihtiva ederler.
Madde 31 — Alâkadar bulunan hükûmat-ı muhtelife komisyonlara kendi işleri için lâzım olacak bilcümle vesaiki ve alel-husus hal-i hazırdaki hudutların veya eski hudutların tahdidi hakkında mevcut zabıtnamelerin suret-i musaddakaları ile mevcut büyük mikyastaki tekmil haritaları, taksim-i araziye müteallik malûmatı, icra edilmiş fakat tab edilmemiş mesaha haritalarını, su mecrası olan hudutların tebeddülatı hakkındaki malûmatı ita etmeği taahhüt eder. Memurin-i Osmaniye yedinde bulunan haritalar ile taksim-i araziye müteallik malûmat ve hatta tab ve neşredilmemiş mesaha haritaları istanbul'da muahedenin mevki-i meriyete vaz'ını takip edecek otuz gün zarfında, başlıca düvel-i müttefikanın irae edeceği her hangi bir alâkadar komisyon mümessiline verilecektir. Alâkadar hükümet bundan başka komisyonlara memurin-i mahalliyece bilcümle vesaikin, alelhusus plânlarla kadastro haritalarının ve temellü-kât defterlerinin ita ve tebliğ ettirilmesini ve vaki olacak talepleri üzerine emlâk ve cereyan-ı iktisadî hakkındaki malûmat ile malûmat-ı saire-i lâzimanın itası esbabını temin etmeği taahhüt ederler.
Madde 32 — Alâkadar olan hükûmat-i muhtelife tahdid-i hudut komisyonlarına gerek doğrudan doğruya ve gerek memurin-i mahalliye vasatatile, nakliyat, ikamet, say ve amel, malzeme (kazık, sınır taşı) gibi vazifelerinin ifa ve ikmaline hadim olan bilumum hususatta muavenet etmeği taahhüt ederler. Be-tahsis hükûmet-i Osmaniye tahdid-i hudut komisyonlarının ikmal-i vazife edebilmeleri için muktazi olan başlıca düvel-i müttefikaca lüzum görülen heyet-i fenniyeyi tedarik etmeği taahhüt eder.
Madde 33 — Alâkadar olan hükûmat-ı muhtelife komisyonlar tarafından vazedilen şimdiki noktaları ile işaretlere kazık ve hudut alâmetlerine riayet etmeği taahhüt ederler.
Madde 34 — Hudut işaret taşları biribirinden diğeri görülecek bir mesafede vazedilecek ve üzerine numaralar konacak ve numaraları tarif üzerinden işaret edilecektir.
Madde 35 — Tahdid-i hududa müteallik kat'î zabıtnameler ile bunlara merbut harita ve vesaik üç nüsha olarak tanzim kılınacak ve bunlardan iki nüshası hükûmat-ı mütecavireye üçüncüsü dahi Fransa Hükûmet-i Cumhuriyesine tevdi olunacak ve bu hükümetler işbu muahedenameye vaz'ı imza eden devletlere bunların nüsha-i musaddakalarını teslim eyleyeceklerdir.
ÜÇÜNCÜ BÂB
Mevad-dı Siyasiye
Birinci Kısım istanbul
Madde 36 — Tarafiyn-i akidiyn-i Âliye işbu muahede ahkâmı mahfuz kalmak şartile Osmanlı hükümetinin istanbul üzerindeki hukuk ve tasarrufatına halel iras olunmaması hükûmet-i müşarünileyha ile zat-ı hazret-i padişahînin şehr-i mezkûrda ikamet etmek ve orada Devlet-i Osmaniye payitahtını muhafaza eylemek hususunda serbest bulunduklarında müttefiktirler.
Maamafih Hükûmet-i Osmaniye bu muahede ile muahedat ve mukavelât-ı mütemmime ahkâmına —bilhassa ırkî ve dinî ve lisanî ekaliyetlerin hukukuna sadıkane bir surette riayet etmekte tecviz-i kusur ettiği takdirde düvel-i müttefika anifüz-zikir taahhüdü tadil etmek hakkını sarahatan muhafaza ederler ve Hükûmet-i Osmaniye de bu bapta ittihaz edilecek olan kâffe-i mukarrerata şimdiden mümaşat etmeği taahhüt eyler.
ikinci Kısım Boğazlar
Madde 37 — Çanakkale, Marmara deniz ve boğazını ihtiva eden boğazlarda seyr-i sefain atiyen gerek vakt-ı hazarda ve gerek vakt-ı harpte her hangi sancağı hamil bulunursa bulunsun bilcümle sefain-i ticariye ve harbiyeye ve askerî ve ticarî tayyarelere küşade bulunacaktır. Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından verilen kararın icrası müstesna olmak üzere bu sular ablukaya tabi değildir. Oralarda hukuk-ı harpten hiç biri icra edilemeyecek ve hiç bir hareket-i hasmane ika olunamayacaktır.
Madde 38 — Hükûmet-i Osmaniye 37nci maddede musarrah serbesti-i seyr-i sefaini temin için tedabir-i cedide ittihazı lüzumunu tasdik eder ve binaenaleyh kendine taallûk eden hususda Boğazlar Komisyonu unvanını alacak olan ve zirde komisyon kelimelerile zikredilen bir komisyona 39uncu maddede tasrih edilen suların murakabesini havale eyler.
Yunan Hükümeti kendine ait olan hususta aynı salâhiyeti komisyona havale eder. Ve bu komisyona her hususta aynı teşkilâtı irae etmeği taahhüt eyler. Murakabe mütekabilen Osmanlı ve Yunan Hükümetleri namına ve işbu fasılda taahhüt edildiği veçhile icra olunacaktır.
Madde 39 — Komisyonun daire-i salâhiyet-i Bahr-i Sefit cihetinden Çanakkale Boğazının methali Karadeniz cihetinden, Karadeniz Boğazının methali arasındaki suları bu methallerin her birinden üç mil açıklara kadar ihtiva eyler.
İşbu fasıl ahkâmının ifası icap ettikçe bu salâhiyet sahil üzerinde dahi istimal edilebilecektir.
Madde 40 — Komisyon, Amerika Hükûmet-i Müttehidesi buna iştirak etmek isterse ve iştirak ettiği günden itibaren, hükûmet-i mezkûre tarafından ve İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Cemiyet-i Akvam âzasından olur ise ve olduğu günden itibaren Rusya, Yunanistan ve Romanya ve Cemiyet-i Akvam âzasından olur ise ve olduğu günden itibaren Bulgaristan taraflarından tayin edilecek delegelerden mürekkep olacaktır, her devlet bir mümessil tayin edecektir, Cemahir-i Müttehide-i Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Rusya mümessillerinin her biri iki reye Yunanistan, Romanya ve Bulgaristan mümessillerinin her biri de bir reye sahip olacaktır. Komiserlerden hiç biri kendisini tayin eden hükümetten başkası tarafından memuriyetinden azledilemez.
Madde 41 — Komiserler otuzdokuzuncu maddede tayin edilen hudut dahilinde imtiyazat-ı diplomatikiyelerinden müstefit olacaklardır.
Madde 42 — Komisyon işbu muahedenamenin kendisine bahşettiği salâhiyeti hükûmet-i mahalliyeden tamamile müstakil olarak istimal edecek ve kendine mahsus bir sancağı ve bir bütçesi ve teşkilâtı olacaktır.
Madde 43 — Komisyon otuzdokuzuncu maddede tayin edilen daire-i kazasının hududu dahilinde vazaif-i âtiyenin ifası ile mükellef olacaktır.
a) Geçidlerin ve liman methallerinin İslahı için lüzum görülecek kâffe-i ameliyatın icrası,
b) Geçidlerin tenviri ve sığ ve tehlikeli mahallere nişanlar vaz'ı;
c) Kılavuz ve yedek çekdirme hükümleri hakkında umur-ı inzibatiye,
d) Gemilerin şamandırabent oldukları mahallerin umur-ı inzibatiyesi.
e) İşbu muahedenamenin (limanlar, turuk-i miyah ve turuk- i hadidiye) on bininci kısmının 335'den 344 üncüye kadar olan maddelerinde tayin edilen usul ve muamelerinin İstanbul ve Haydarpaşa limanlarına tatbikini temin için murakabe-i lâzımanın ifası.
f) Kazazade gemiler enkazına ve sefain ile emval-i ticariyenin tahlisine taallûk eden her hususun murakabesi.
g) Mavnalara ait umur-ı inzibatiye.
Madde 44 — Komisyon Boğazlardan serbesti-i mürura ika-ı mevani edildiği itikadında bulunduğu takdirde 178 inci maddede zikrolunan kuva-yı işgaliye-yi bulunduran düvel-i müttefikanın Dersaâdet mümessillerine ihbar-ı keyfiyet edecektir. O vakit bu mümessiller Boğazların muhafaza-i serbestisi için lüzum görülecek tedabir hakkında kuva-yı mezkûrenin bahrî ve berrî kumandanları ile itilâf hasıl edeceklerdir. Haricî bir hareket boğazların serbesti-i mürurunu tehdit edecek olursa bu mümessiller aynı suretle hareket edeceklerdir.
Madde 45 — Komisyon ihtiyaç hissedildikte emlâkin iştirası ve ameliyat-ı daimenin icrası için lüzum göreceği istikrazları akdetmek hakkını haiz olacaktır. Bu istikrazlara, mümkün olduğu kadar 53 üncü maddede tasrih edildiği veçhile boğazlardan geçecek olan sefainden istifa olunacak rüzum karşılık gösterilecektir.
Madde 46 — İstanbul Sıhiye Meclis-i Âlisi ve bu meclisin taht-ı idaresinde bulunan Osmanlı Sıhhiye İdaresi tarafından akdemce ifa olunan vazaifle Karadeniz Boğazındaki sefain-i tahlisiye idare-i milliyesi tarafından ifa kılınan vazaif otuz dokuzuncu maddede tayin edilen hudut dahilinde komisyonun taht-ı murakabasında ve kendisi tarafından tayin edilecek tarzda ifa olunacaktır.
Komisyon emrazın önünü almak ve emraza karşı mücadele etmek üzere Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından kabul edilen herhangi bir siyaset-i müşterekenin hayyiz-i fiile îsali emrinde teşrik-i mesai eyleyecektir.
Madde 47 — Elyevm fenerlere, havuzlara, rıhtımlara ve bunlara mümasil teşebbüsata müteallik imtiyazatı haiz bulunan eşhası ve şirketlerin hukuku, komisyona bahşedilen murakabeye ait salâhiyet-i umumiyesi mahfuz kalmak şartile muhafaza edilecektir. Maamafih komisyon menafi-i umumiyece lüzumlu adettiği takdirde» muahedenin 311 inci maddesinde dokuzuncu kısım (ahkâm-ı iktisadiye) işbu tasrih edilen şeraite tevfikan mezkûr hukuku iştira veya tadil eylemekte veyahut yeni bir imtiyaz deruhte etmekte muhtardır.
Madde 48 — Komisyon işbu faslın kendisine tevdi ettiği vazaifin ifasını teshil zımnında lüzum görülecek heyet-i zabıta-i mahsusa teşkil etmek salâhiyetini haiz olcaktır. Bu heyet-i zabıta Limni, İmroz, Semendirek, Bozcaada ve Midilli adaları müstesna olmak üzere mümkün mertebe, 178 inci maddede beşinci kısım (ahkâm-ı askeriye, bahriye ve havaiye) tasrih edilen boğazlar ve adalar mıntakası ahali-i mahalliyesinden teşkil olunacak ve komisyon tarafından tayin edilecek ecnebi polisi zabitanının kumandası tahtına verilecektir.
Madde 49 — Marmara denizindeki adalar da dahil olduğu halde boğazlar mıntakasımn Osmanlı kalan kısmından 136 ıncı maddede zikredilen Osmanlı Adliye teşkilâtı hakkındaki ıslahatın mevki-i meriyete vaz'ına intizaren kapitülâsyonlardan müstefit olan devletler tebeasından komisyonun vaz'ettiği ahkâm ve nizamat hilâfında hareket edenler düvel-i mezkûre konsoloshaneleri mahakimine sevkolunacaklardır. Düvel-i müttefika kendi konsoloshaneleri mahakimi ile memurinine bu bapta salâhiyet itası emrinde itilâf hasıl eylemişlerdir. Ahkâm ve nizamat-ı mezkûre hilâfında hareket eden tebea-i Osmaniye veyahut kapitülâsyonlardan müstefit olmayan devletler tebeası salâhiyettar Osmanlı devair-i adliyesine sevkedileceklerdir. Mıntaka-i mezkûrenin Yunan hâkimiyetine vaz'olunan kısmında salifüzzikir nizamata muhalif harekât mürtekipleri salâhiyettar Yunan devair-i adliyesine sevkedileceklerdir.
Madde 50 — Komisyonun hudud-ı salâhiyeti dahilinde denizde veya karada ika edilmiş cinayet, cünha veya kabahattan naşi hudud-ı mezkûre dahilinde bulunan her hangi bir sefine-i ticariyenin süvari ve taifeleri karada tevkif edilecek olurlarsa komisyonun zabıtası marifetiyle salâhiyettar devair-i adliyeye sevk olunacaklar ve maznununaleyh komisyon zabıtasından gayri bir kimse tarafından tevkif edilmiş ise bilateahhür bu komisyon zabıtasına teslim olunacaktır.
Madde 51 —• Komisyon deruhte ettiği vazaifi ifa için hidmetine elzem addedeceği zabitan ve madun memurin tayin edecektir.
Madde 52 — Komisyon kendi kazası dahilinde seyr-i sefaine müteallik bilcümle mevadda 37 inci maddede tasrih edilen bilcümle sefain hakkında tamamen müsavi surette muamele edilecektir.
Madde 53 — 47 inci madde ahkâmı mahfuz kalmak üzere komisyonun daire-i kazası dahilinde sefainden veya bu sefain hamulelerinden gerek Hükûmet-i Osmaniye tarafından doğrudan doğruya ve gerek beynelmilel müessesat veya hususî şirketler taraflarından istifa edilmekte bulunan rüsum veya tekâlif-i saire müstenidünileyhi olan ve elyevm mevcut bulunan hukuk, komisyonuna devrolunacaktır. Komisyon bu rüsum ve sefain-i saireyi inşaat masarifine ve seyr-i sefaine edilen hizmete tekabül etmek ve komisyonun masarif-i umumiye-i idarisile bu fasla mülhak zeylin üçüncü fıkrasında musarrah maaşata kifayet eylemek için mutedil bir tarife tayin edecektir.
Komisyon münhasıran berveçh-i bâlâ makasıdı temin etmek üzere evvel beevvel Cemiyet-i Akvamın inzimam-ı muvafakatiyle elyevm mevcut olan rüsum ve tekâliften başka rüsum ve tekâlif vaz ve bunların mikdarını tayin edebilecektir.
Madde 54 — Bilcümle sefainden komisyon tarafından tarhedilen kâffe-i rüsum ve tekâlif hiç bir fark gözetilmeksizin ve bir müsavat-ı tamme esası üzerine menşe, mevrid ve hareket limanları, sancakları veya sahiplerinin tabiiyet ve san'atı ne olur ise olsun istifa edilecektir. îşbu ahkâm komisyonun bu fasılda tasrih edilen rüsumu tayin etmek hakkına halel iras etmez.
Madde 55 — Osmanlı Hükümetiyle Yunan hükümeti, her biri kendine müteallik hususatta komisyonun kendisine tevdi olunan vazaifi müfit bir surette ifa edebilmesi için lüzum göreceği bilcümle arazi ve mebaniyi iştira eylemesini teshil etmeği taahhüt eder.
Madde 56 — 39 uncu maddede tasrih edilen sulardan transit suretile mürur edecek olan sefain-i harbiye bilcümle hususatta seyr-i sefain kavaidile icabat-ı sıhiyeye riayeti teminen komisyon tarafından isdar olunan nizamata tevfiki hareket eyleyeceklerdir.
Madde 57 —
I. Muhariplerin süfün-i harbiyesi boğazlardan mürur etmek ve yanaşabilecekleri en yakın bir limana vasıl olmak için ancak elzem ve zarurî olan mikdarda erzak tedarik edebilirler. Sefain-i mezkûre komisyonun murakabesine tabi sularda erzakını veya malzeme-i harbiyesini, teslihatını ikmal ve tezyit ve mürettebatlarını ikmal edemezler. Bu sefaince yalnız seyr ve sefere salih bir hale getirilebilecek elzem ve zarurî olan tamirat icra edilebilir ve sefain hiç bir veçhile kıymet-i harbiyelerini arttıramazlar. İcap eden tamiratın neden ibaret olduğu komisyon tarafından tayin edilecek ve bu tamirat müddet-i kalile-i mümkine zarfında icra olunacaktır.
II. Muhariplere ait sefain-i harbiyenin komisyonun murakabesine tabi bulunan sulardan transit suretile müruru en kısa bir müddet zarfında icra edilecek ve icabat-ı hizmetten tevellüt edebilecek tevekkuftan maada teahhür vukubulmayacaktır.
III. Sefain-i harbiyenin tevakkufu kaza vukuu müstesna olmak üzere komisyonun murakabesine tabi bulunan limanlarda yirmi dört saati tecavüz etmeyecektir. Sefain-i mezkûre bu gibi ahvalde en kısa bir zamanda hareket mecbur bulunacaklardır. Muharip bir sefine-i harbiyenin komisyonun murakabesine tabi sulardan hurucile diğer muhasım tarafa ait bir geminin hareketi sırasında asgarî olarak daima yirmi dört saatlik bir müddet mürur edecektir.
IV. Vakt-ı harpte komisyonun murakabesine tabi bulunan sulara müteallik ve bilhassa hükûmet-i Osmaniye düşmanlarına mahsus mühimmat-ı harbiye ve kaçak eşyanın müruruna veya mezkûr sularda arzak tedarikine veya tamirata mütedair bilcümle nizamat Cemiyet-i Akvam tarafından tayin edilecektir.
Madde 58 — Muhariplere ait ganaim her veçhile muhariplerin sefain-i harbiyeleri hakkında tatbik edilen şeraite tabi bulunacaktır.
Madde 59 — hiç bir muharip komisyonun murakabesine tabi bulunan sularda kuva-yı askeriye, mühimmat ve malzeme-i harbiye irkâp veya ihraç edemez. Şu kadar ki mürura mâni bir kaza vukuu müstesna olup bu takdirde transit muamelesinin ikmaline sürat-i mümküne ile devam olunacaktır.
Madde 60 — 57, 58, 59 uncu maddeler ahkâmından hiçbiri Cemiyet-i Akvam tarafından müttahaz bir karara tevfikan hareket eden bir veya bir kaç muhasımın harekâtını tahdit edecek mahiyette tefsir olunamayacaktır.
Madde 61 — Bu faslın ahkâmiyle İstanbul ve Haydarpaşa'ya dair olan 335 ilâ 344 üncü maddelerde onbirinci kısım (limanlar turuk-i nehriye ve hadidiye) münderiç ahkâmın tefsir ve tatbiki hakkında devletler arasında zuhur edecek bilcümle ihtilâfat komisyona havale olunacaktır. Komisyonun kararı bir devlet tarafından kabul edilmediği takdirde mesele alâkadar olan herhangi bir devletin talebi üzerine Cemiyet-i Akvam tarafından tayin edilen şekilde hal olunacak ve o zamana kadar komisyonun kararı mevki-i tatbik ve icraya vaz olunacaktır.
Zeyil
-- 1 -- Boğazlar komisyonunun riyaseti iki reye sahip komisyon âzası tarafından iki sene müddetle ve sıra ile ifa edilecektir. Komisyon mukarreratını ekseriyet-i ârâ ile ittihaz edecek ve reisin reyi haiz-i tefevvuk olacaktır.
Her gûna istinkâf, münakaşa edilen teklife muhalif rey gibi telâkki olunacaktır. Komiserlerden her biri isbat-ı vücut edemeyeceği zaman kendisini bir murahhasla temsil ettirmek hakkına maliktir.
— 2 — Komisyon azasının maaşı kendilerini tayin eden hükümet tarafından tesviye edilecek ve bu maaş, komisyonda temsil edilen hükümetler tarafından müttefikan kabul olunup vakit vakit tekrar gözden geçirilecek olan erkam nazar-ı itibare abnmak suretiyle bir tarz-ı adlilânade tayin edilecektir.
— 3 — 48 inci maddede musarrah polis zabitanı maaşı ile 51 inci madde mucibince tayin edilecek olan sair zabitan veya memurinin ve yine mezkûr 48 inci maddede zikir edilen mahallî polis efradının maaşatı seyr-i sefaine mevzu rüsum ve tekâliften tahassül edecek mebaliğden tesviye olunacaktır. Komisyon kendisinin tayin edeceği zabitan ve memurininin şerait-i istihdamına müteallik nizamnameleri ihzar edecektir:
— 4 — Komisyon işbu fasıl ve zeyl ahkâmına tevfikan vazaifini ifa edebilmek için ihtiyaç görülecek sefinelere malik olacaktır.
— 5 — Komisyon işbu fasıl ve zeyl ahkâmının kendisine tahmil ettiği bilcümle vazaifi tayin edilen hudut dahilinde ifa edebilmek için lâzım gelen nizamnameleri ihzar ve neşir ve tatbik etmek salâhiyetini haiz olacaktır. Bu salâhiyet elyevm mevcut olan nizamnameleri icabı takdirinde tadil veya ilga etmek hakkını şamil bulunacaktır.
— 6 — Komisyon taht-ı murakabesine vaz edilen bilcümle hasılat ve bilcümle masarifin hesabatı ne suretle tutulacağına ve bu hesabatın suret-i tetkikine ve bu bapta malûmat-ı mükemmele ve sahihayı havi senelik bir rapor neşrine dair nizamat ihzar edecektir.
BURAYA DİKKAT ETMEKTE FAYDA VARDIR MADDE 62 -64
Üçüncü Kısım Kürdistan
Madde 62 — Fırat'ın şarkında, müstakbelde tayin edilecek olan Ermenistan hudud-ı cenubiyesinin cenubunda ve 27 inci maddenin ikinci kısmının ikinci ve üçüncü fıkralarının tasvirine tevfikan taayyün ve Türkiye'yi Suriye ve Elcezire'den tefrik eden hat-tı hududun şimalinde kâin kürt unsurunun adeden faik bulunduğu havalinin muhtariyet-i mahalliyesi işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren altı ay zarfında istanbul'da inikat edip İngiltere, Fransa ve İtalya devletlerinden her birinin bir murahhasından teşekkül edecek olan bir komisyon tarafından ihzar edilecektir. Bazı mesail hakkında ittihad-ı tam hasıl olmadığı takdirde bu mesail komisyon âzası taraflarmdan mensup oldukları hükümetlere havale olunacaktır. Bu plân Süryani-Gildaniler ile havali-i mezkûre içerilerinde bulunan sair ırkî veya dinî ekaliyetlerin himayesine dair taahhüdat-ı katiyeyi şamil bulunacak ve bu maksadla İngiltere, Fransız, İtalyan, İran ve Kürt mümessillerinden müteşekkil bir komisyon mahallerinde icra-yı tetkikat ederek işbu muahede mucibince Türkiye'yi İran'dan ayıran hudut hattında icap ederse ne gibi tashihat icrası lâzım geldiğini taht-ı karara alacaktır.[1]