$Şengal Direnişi ve Ezidi Toplumunun Yeniden Dirilişi – 3$
Fermandan en fazla olumsuz etkilenenler kadınlar olmuştur. Toplumdaki yeri ve yaşama katılmalarında istenilen düzeyde olamayışları, Şengal ölçeğinde ele alındığında iş imkanlarının olmayışı ve tümüyle erkeğe bağlı bir yaşam içinde olması kadınlar açıdan sıkıntılı bir durumu ifade eder. Kadının toplumdaki konumu istenen durumda değildir. Fermanda DAİŞ’in eline geçen kadınlara fiyat biçilerek köle olarak pazarlarda satılması, kanayan bir yaranın oluşmasına yol açmıştır. Bu nedenle kadınların gelişmeye daha yatkın olmalarına rağmen yerleşik yaşam kurallarının yeterince ön açıcı olmaması nedeniyle istenen çıkışı yapamamaktadır. Buna rağmen silahlanması ve kurumsal kimliğe kavuşmaları önemlidir. Kadın çalışmaları kadın meclisi bünyesinde örgütlenerek ve diğer kurumlarda kendi temsilini yaparak eş başkanlık sistemi içinde yönetimlere katılmaları da bir ilki ifade etmektedir. Kadınlarda ki gelişme, kadınlarla sınırlı kalan bir gelişme değildir. Kendisiyle birlikte toplumsal dönüşümde de önemli bir rol oynamaktadır.
Gençlik çalışması Şengal gençliği için önemli fırsatlar yaratmaktadır. İçe büzülmüş toplumun dışa en fazla açılan kategorisidir. Bu nedenle başkalaşıma uğrayarak çarpık gelişmeye eğilimlidir. Kendini bulan, toplumun dinamik gücü olarak rol üstlenen, toplumu değiştirip harekete geçiren motor konumundan yoksundur. Eğitimsizlik ve işsizlik en temel sorunları olmaktadır. Ferman öncesi bu konumları, ya peşmerge olmak yada ucuz iş gücü olarak güneyde çalışmak tek çıkar yol olmuştur. Gençliğin bu yazgısı kısmen yıkılmıştır. Artık kendi savunma birliklerinde ve diğer kurumlarda çalışarak yeni çalışma alanlarına kavuşmuş durumdadır. Toplumsal sorunlara ilgi giderek daha fazla artmıştır. Yetenekleri, becerileri ve bilinçlenmelerinde mesafe alınmıştır. Ezidi gençliğinin gücü ve enerjisi toplumun hizmetine girdiği oranda gelişmeler sağlanmaktadır. Ferman sonrası bu yaşanan bu gelişmeler gençlik cephesine yansımış beli bir potansiyeli ortaya çıkarmıştır.
Fermandan sonrası Şengal dağından ayrılmayan ve doğaya yerleşen kitle, kendi yönetimlerini oluşturmaya başlamış ve bu konuda ilk adımlarını atmışlardır. İnşa meclisi olarak kurulan halk meclisi deneyimsizlik ve tecrübesizliklere rağmen meclis çalışmalarını sürdürülmüştür. Kendi iradelerini ilk kez ortaya çıkaran, temsil kabiliyetini geliştiren öz yönetimlerini oluşturma anlamında önemli bir rol oynamıştır. Kendilerini temsil eder duruma gelmiş ve geçen zaman içinde yetkin işleyen bir mekanizmaya dönüşmüştür. Eş başkan sisteminin uygulandığı meclis çalışmalarında önemli bir kadın temsili de oluşturulmuştur. Genel meclis çalışmalarının faaliyet alanları giderek genişlemiştir. Kendisini kurumsal bir kimliğe kavuşturmuş, kendileri hakkında karar alabilecek ve halkı temsil gücüne ve yetkisine kavuşturulmuş bulunmaktadır.
Şengal’den ayrılan halkın geri dönüşlerle birlikte kitle yoğunluğunun oluştuğu merkezlerde de köy meclisleri temelinde yerel meclislerin kurulduğu bir aşamaya gelinmiştir. Artık her yerleşim yeri kendi sorunlarını kendi meclisleri araçlığıyla çözmeye çalışmaktadır. Alışık olmadıkları öz yönetim organlarının içinde yer alarak kendilerini yönetir duruma gelmeleri toplumdaki dirilmenin bariz bir örneğidir. Sadece kendisini yönetmekle kalmıyor her konuda öz güvenlerinin farkına varma açısında da önemli bir rol oynuyor. Genel meclis ve yerel köy meclisleri zaman içinde daha da yetkinleşerek beli bir gelişme sağlamıştır.
Bütün bu çalışmaların daha kalıcı hale gelmesi için, halk eğitimleri ve kurum çalışmalarında yer alanların eğitim çalışmaları da imkanlar dahilinde sürdürülmeye özen gösterilmiştir. Eğitim faaliyetleri Şengal’de ki genel çalışmalar açısından oldukça önemlidir. Değişim ve dönüşümün ancak eğitimle sağlanabileceği açığa çıkmıştır. Ezidi halkı ilk kez zihniyet değişimini yaşamaktadır. Tarihlerinde ilk kez eğitimle tanışıyorlar. Eğitim faaliyetleri kısmı bir uyanışı sağlamıştır. Halk eğitimi, özgün kadın eğitimleri, kadro eğitimleri, askeri eğitimler toplumun çehresini kısmen değiştirmiştir.
Önemli bir diğer çalışma alanı da siyasi parti çalışmasının başlatılması ve sürdürülmesidir. PADE (Partiye Azadiya Demokrasi Ezidiyan) kurulmuş ve resmi kimliğine kavuşturularak yasallaşmıştır. Irak genelinde seçimlere girmeye hak kazanmış durumdadır. Ezidiler için kendileri adına siyaset yapmalarının önü açılmış ve Ezidi toplumunun olduğu her alanda örgütlenmenin yasal olanakları oluşmuş durumdadır. Ezidi halkını siyasi çalışmaların içine çekilmesi açısından önemli bir rol oynamaktadır. Daha da yetkinleşmeye ve profesyonelce çalışmaya ve kurumsallaşmaya ihtiyaç duyulan bir çalışmadır. Bir yıllık geçmişe sahip olan PADE Ezidi toplumunu siyasi platformlarda temsil etme ve iradesini Irak parlamentosuna yansıtma açısından da rol sahibidir. Daha şimdiden birçok yerleşim biriminde şubelerini açarak örgütleme faaliyetlerine hız vermiştir. Kadrosunu oluşturduğu oranda diğer alanlardaki Ezidi yerleşimlerinde bürolarını açarak kapsayıcı bir faaliyet içine girmesi bekleniyor.
Ezidxan Asayişi olarak örgütlenen asayiş kurumu halkın iç güvenliği açısında oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Nicel ve nitel bir gelişme sağlanmıştır. Şengal alanı Ezidilerin yerleşim alanı olduğundan beri ilk kez kendi toprakları üzerinde ve kendi halkı için güvenlik birimlerini örgütlemiş oldular. Asayiş kurumu bu nedenle önem arz etmektedir. Kendi iç güvenliklerini kendilerinin sağlaması ve kurumsallaşması beli bir süreden beri devam eden bir faaliyettir. Zamanla daha fazla yetkinleşme, deneyim ve tecrübe kazanmış bir konuma gelmiştir. Sayısal ve niteliksel büyümeye ihtiyaç duyan bir çalışmadır. Bu nedenle Asayiş akademisi kurularak bu boşluğu gidermeye dönük önemli bir adım atılmış bulunmaktadır.
Savaş koşullarında olmasına rağmen çocukların eğitimlerine öne verilmiş ve okullar açılarak bu alan çalışmaları devam ettirilmiştir. Kendi imkanları ölçüsünde öğretmen yetiştirme ve okul temin etme faaliyetleri iç içe sürdürülmüştür. Bu çalışmalar aksatılmadan devam ettirilmiş ve beli bir düzey de yakalamıştır. Savaş riskinin tümüyle ortadan kalkmadığı bir zeminde asgari düzeydeki imkanlarla eğitim faaliyetleri aralıksız devam ettirilmiştir.
Halk sağlığı için kurulan hastanelerde halkın sağlık ihtiyaçları karşılanmaktadır. KDP’nin yolları kapatması nedeniyle ilaç temin etmede zorluklar yaşanmış olsa da sağlık kurumunun çalışmaları devam etmiştir.
Ezidi toplumu, Anka kuşu misali kendi küllerinden kendisini yeniden yaratmıştır. Katliamdan kurtulmuş küçük bir insan topluluğunun başlatmış olduğu çalışmalar bugün meyvesini vermiş durumdadır. Şengal’de gerekli olan ve ihtiyaç duyulan temel kurumlar oluşturulmuştur. Bunun alt yapısı oluşturulmuştur. Bütün bunlar yeniden bir toplumsal dirilme anlamına gelmektedir. Kendi ayakları üzerinde durabilen ve kendisine güvenen, kendisini yönetebilen, savunabilen, siyaset yürüten bir topluluk durumuna gelmesi sevindirici bir kazanımdır. Ama yetersidir. Yaşamlarına daha fazlasını sığdırmaları gerekmektedir. Çünkü Şengal her zaman tehlikelere açık bir coğrafyadır. Küçük bir inanç topluluğunun etrafı Arap toplumuyla çevrili bir adayı andırmaktadır. Radikal İslami hareketlerin, selefi gurupların her zaman hedefi durumundadır.
Ortadoğu’nun dogmatik düşünce kalıpları her zaman Ezidi inancı ve Ezidi topluluğu için tehdit oluşturmaktadır. Ezidiler komşu halklarla ve birlikte kaldığı kesimlerle diyalog kapılarını aralayarak ortak yaşam düşüncesi perspektifiyle hareket etmeleri gerekmektedir. Şengal coğrafyasında Ezidiler dışında Suni ve Şii Araplar, Suni ve Şii Kürtler, Türkmenler, Hristiyan inancına mensup Asuri ve Süryani topluluklarının varlığı göz önüne alındığında ortak bir irade ve idare oluşturmaları kaçınılmazdır. Mevcut durumda bu farklı inanç ve etnik farklılıklara düşünce düzeyinde öncülük edebilecek tek güç Ezdilerdir. Ezidiler bunu başarmak zorundadır. Bir yandan kendi iç örgütlemelerini ve kurumlarını geliştirirken diğer yandan da diğer topluluklarla sağlam bağlar ve kalıcı ilişkiler kurmaları kaçınılmazdır. Kendi güvenlikleri açısından da gerekli bir husustur.
Şengal’de oluşacak idari yönetimin bütün farklılıkları kapsayacak şekilde geniş tutulması bu temelde bir konsensüs sağlanması oldukça önemlidir. Irak anayasasının el verdiği haklar temelinde sorunlu bölge kapsamındaki Şengal özgünlüğüne uygun bir statüye kavuşturmak mümkündür. Bu nedenle bütün kesimlerin bu düşünceler temelinde bir zihniyet değişimine gitmeleri kaçınılmazdır. Bunun en iyi adımını atan şimdilik sadece Ezidilerdir. Ezidi toplumu Şengal’de bir başlangıç yapmıştır. Ve bunların hepsi Şengal özgülünde ilktir. Başlangıçları yapılan bu çalışmalar daha da genişletilerek herkesi kapsaması Şengalin geleceğini inşa etmesi açısından da gereklidir.
Gerek Ezidilerin kendi aralarındaki birliği ve gerekse de diğer topluluklarla birliğin sağlanması her açıdan önemlidir. Aksi taktirde bu coğrafya düşman üreten elverişli zemine sahiptir. Kutuplaşmaları için dini ve etnik kimliklerin zihniyet yapılanması buna uygun ortam sunmaktadır. Bu tehlikeyi bertaraf etmek için demokratik, ahlaki politik toplumun inşası için gerekli bilinç donanımını ve zihniyet değişimini mutlaka sağlamak gerekiyor.
Şengal’de yaşayan Ezidi topluluğu elde ettiği kazanımları koruması açısından ilişki ve ittifaklara gereken ağırlığı vermesi kaçınılmazdır. Yaşanan ferman böylesi bir sonucu doğurmuştur. Fermandan çıkarılması gereken en önemli derslerin başında kendi aralarında birlik sağlamaları, çıkarlarını koruyabilecekleri ve geliştirebilecekleri bir düşünce etrafında kenetlenmeleridir. Bir diğer çıkarılması gereken ders ise savunma tedbirlerini geliştirerek farklılıkları bir arada tutun bir siyaset yürütmeleridir. Dışlanmışlıklar her zaman husumetlere yol açan zeminler yaratır. İstikrarsızlığın sürdüğü ve savaş riskinin halen devam ettiği bu coğrafyada halkın savaş koşullarına göre örgütlenmesi bir zorunluluktur. Ertelenemez ve devredilemez bir görevdir.
Şengal’de bir direniş destanı yazılmıştır. En acımasız terörü estiren DAİŞ çetelerine karşı durulmuş ve mutlak bir katliam önlenmiştir. Şengal Ezidi toplumunun tarihten silinmesinin önü alınmıştır. Bu direnmenin kalıcı ve sürekli hale getirilmesi için zemini ve zamanı iyi kullanarak Ezidi toplumunun dirilmesine imkan ve fırsat yaratmak, eğitmek ve örgütlemek, geleceklerini bu temelde inşa etmek en temel görevdir. Bu görevlere kilitlenmek ve mutlaka başarmak gerekiyor. Şengal direnişini toplumsal dirilişle taçlandırmak ve kalıcı hale getirmek devrimci sorumluluk ve Apocu militanlığın bir gereğidir.[1]
Rauf KARAKOÇAN