=KTML_Bold=Fransız senatör: #Rojava#'nın egemenliğine saygı gösterilmeli=KTML_End=
Fransız Senatör Rémi Féraud, Kürtlerin Suriye’de yeni inşa sürecine katılması gerektiğini belirterek, “Rojava Özerk Yönetimi'nin egemenliğine ve demokratik deneyimine saygı duyulması gerekiyor. DSG, Suriye'deki siyasi müzakerelere katılmalı” dedi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean Noel Barrot ve Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock dün Şam'daydı ve Suriye Yönetimi Başkanı Ahmed Şera ile görüştü. İki bakan ortak açıklamasında Suriye’deki Kürt güçlerine yönelik saldırılanın durdurulması ve Rojava’nın yeniden inşa sürecine dahil edilmesi çağrısında bulundu.
Rûdaw TV'de Muhammed İzzeddin'in sunduğu bültene katılan Fransız Senatör Rémi Féraud, Fransa ve Almanya dışişleri bakanlarının Şam ziyaretini değerlendirdi.
Fransız senatör, iki bakanın ziyaretinin Suriye halkına destek, özellikle Kürt, Hristiyan, Alevi, Dürzi gibi grupların haklarının korunmasına yönelik olduğunu belirtti.
“Rojava’ya ciddi bir destek var”
Rémi Féraud iki bakanın Suriye ziyaretine ilişkin şunları söyledi:
Fransa Dışişleri Bakanı ziyaretinden önce Demokratik Suriye Güçleri ile temaslarda bulunmuştu. Bu çok önemli. Fransa kendisi ile birlikte Almanya ve Avrupa'yı da getirdi. Orada Demokratik Suriye Güçleri'ne ve Rojava'ya yardım etmeye kararlı olduklarını ve bu yönlü hazırlıklarının olduğunu belirtti.
Şimdi Fransa'dan Kürtlere ciddi bir destek var. Ayrıca Türkiye kuvvetlerinin özellikle Kobani'ye yönelik saldırılarını önlemek amacıyla Amerika kuvvetleri bölgedeki varlığını güçlendirdi.
Kürtlerin egemenliğine saygı duyulmalı
DSG'nin başarısı onların hem askeri açıdan yetenekli olduklarını hem de desteğe sahip olduklarını gösteriyor. Batı, Şam yetkililerine açıkça Rojava’nın Suriye’nin inşa sürecine katılması konusunda görüşlerini belirtti. Ne olacağını, nasıl olacağını bilmiyoruz ama Rojava Özerk Yönetimi'nin egemenliğine ve demokratik deneyimine saygı duyulması gerekiyor. DSG, Suriye'deki siyasi müzakerelere katılmalı.
Fransız senatör, konuşmasının devamında Fransa'nın Suriyeli Kürtleri desteklediğini yineledi.
Rémi Féraud, Fransa'nın Suriye'de demokrasiyi ve çeşitliliği desteklediğini belirterek, Suriye toplumunun tüm bileşenlerinin meşru haklarına kavuşmasını umduğunu sözlerine ekledi.
Fransız Senatör Rémi Féraud'un Rûdaw'ın sorularına verdiği yanıtlar şu şekilde:
Rûdaw: Fransa Dışişleri Bakanı'nın Şam'a yaptığı ziyaretini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rémi Féraud: Fransa ve Almanya bakanlarının birlikte Suriye'ye gitmeleri, öncelikle Esad rejiminin düşmesinden sonra Suriye ile ilişkilerin yeniden kurulması yönünde bir isteğin olduğunu gösteren çok olumlu bir girişimdir. Ancak bu, özellikle demokrasinin korunması, Suriye'de çoğulculuk ve kadın-erkek eşitliği gibi ilkeler temelinde, bilinçli bir şekilde yapılmalıdır. Bunların uygulanması, Avrupalıların, özellikle de Fransa ve Almanya'nın yeni Suriye'nin durumu üzerinde olumlu bir etkiye sahip olma isteği için teşvik edici ve önemli olacaktır.
Rûdaw: Ahmed Şera ve HTŞ hala terör listesinde olmasına rağmen Fransa Dışişleri Bakanı bu görüşmeyi gerçekleştirmesi ne anlama geliyor?
Rémi Féraud: Öncelikle, gerçekçi olmamız gerekiyor. Esad rejiminin düşmesinden memnunuz ve Suriye ve yeni yönetimiyle ilişkilerimizi yeniden kurmak istiyoruz. Bu, dikkatli bir şekilde, hatta biraz şüpheyle yapılmalı; ancak özellikle Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kürtlerin korunması, Suriye Hristiyanlarının korunması, intikam olaylarının yaşanmaması, Suriye'nin tüm bileşenlerinin ülkenin yeniden inşasına katılması ve Lübnan'ın bağımsızlık ve egemenliğinin korunması gibi şart ve talepleri ortaya koyabilmek için bu diyaloğun kurulması önemlidir.
Dolayısıyla Şam'ı ziyaret etmek gerekliydi. Birçok başka ülke de bunu yapt. Fransa ve Almanya olarak bunu birlikte yapmamız önemliydi. Bu, Avrupa'nın kararlılığının, birliğinin ve gücünün bir göstergesidir. Naif olmadan şunu da çok iyi biliyorum ki, Suriye'nin yeni yönetiminde bulunanların bir kısmı 10 yıl önce Paris saldırılarını kutlamışlardı.
13 Kasım 2015'teki Paris saldırılarının IŞİD tarafından Suriye'den yönetildiğini çok iyi biliyorum. IŞİD'in hala Suriye topraklarında varlığını sürdürdüğünü de çok iyi biliyorum. Son günlerde Fransa ve ABD tarafından bombardıman ve askeri operasyonlar gerçekleştirildi. Elbette durum hassas ve Suriye'nin yeni yönetimine beyaz bir çek verilmemeli, ancak yarının Suriye'sine desteğimiz için koşullarımızın ne olduğunu söyleyebilmek için onlarla diyalog kurabilmeliyiz.
Rûdaw: Şam'daki mevcut yetkililer ve Ahmed Şera, Alman Dışişleri Bakanı'yla kadın olduğu için tokalaşmayı reddetti. Bu durum Fransız ve genel olarak Avrupalı yetkililerde soru işareti oluşturuyor mu?
Rémi Féraud: Bu görüntü çok izlendi ve üzerine çok yorum yapıldı. Görüntü çok olumsuz ve Suriye'nin bu yeni yönetiminin özünde İslamcıların olduğunu gösteriyor. Ancak burada durmamız mı gerekiyor?
İran'daki resmi heyetlere katılan kadınlar, İran yetkililerinin talebi üzerine başörtüsü takıyorlar.
Elbette tokalaşmama konusunda endişeliyim. Bu bir işarettir; Suriye'nin bu yeni yönetiminin özünde İslamcıların olduğunun bir işaretidir, ancak bu müzakere fırsatına engel olmamalı. Suriye'nin yeni lideri, Alman ve Fransız Dışişleri Bakanlarını ağırlamak istedi. Bu çok net bir işarettir ve (yaşananlar) müzakerelere engel olmamalıdır.
Rûdaw: Fransa Dışişleri Bakanı, DSG Komutanı Mazlum Abdi ile telefon görüşmesi yaptı mı?
Rémi Féraud: Bakanın ekibinde olmadığım için onun adına cevap veremem, ancak Şam'a varmadan önce Demokratik Suriye Güçleri ile iletişim kurduğunu açıkladığını gördük, ama nasıl olduğunu bilmiyorum. Fransa'nın Almanya ve nihayetinde Avrupa ile birlikte hareket etmesi önemli. Fransa oradadır ve Rojava'daki Kürtleri ve Suriye Demokratik Güçlerini desteklemek için orada olmak istiyor. Şam ziyareti öncesinde bu iletişimin var olduğunu biliyorum, çünkü Fransa Dışişleri Bakanı bunu kendisi açıkladı. Bu iletişimin nasıl gerçekleştiğini bilmiyorum.
Rûdaw: Fransa Dışişleri Bakanı, Şam'dan Suriye'deki Kürt meselesine siyasi bir çözüm bulmasını istedi. Fransa, Kürtlere yönelik destekleyici söylemini yeni Suriye'de nasıl pratik bir desteğe dönüştürmek istiyor?
Rémi Féraud: Fransa'nın Rojava'da resmi veya gayri resmi varlığı yoluyla somut bir desteği var. Özellikle Kobani'ye yönelik Türkiye destekli grupların saldırılarını engellemede etkili olan ve güçlendirilmiş bir Amerikan askeri varlığı var. Demokratik Suriye Güçleri'nin elde ettiği, askeri uzmanlığa ve yeteneğe sahip oldu, desteklendiklerini gösteren askeri zaferleri de var. Bu desteğin açıkça ilan edilmesi gerekiyor. Bugün bu ilan edildi.
Rojava'nın Suriye'de siyasi olarak yer alması gerekiyor. Şu anda çözümün nasıl olacağına dair elimizde anahtar yok, ancak Rojava'da şu anda uygulanan öz yönetim ve demokrasi deneyimine saygı gösterilmeli ve DSG Suriye'deki siyasi müzakerelere dahil edilmelidir.
Rûdaw: Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump arasındaki ilişkiler çok iyi. Macron, Trump'ı Suriye Kürdistanı'ndaki Kürtlerin haklarını desteklemeye ikna etmeye çalışacak mı?
Rémi Féraud: Öyle olmasını umuyorum. Donald Trump'ın Paris ziyareti sırasında bu konuyu tartışıp tartışmadıklarını bilmiyorum, ama tartıştıklarını düşünüyorum. Şu anda Joe Biden'ın liderliğinde ABD'nin güçlü bir varlığı var. Biliyorsunuz, Donald Trump'ın özelliklerinden biri öngörülemez olması. Ancak bu öngörülemezliğin durumu iyi yöne götürmesini, yani ABD'nin yıllardır Kürtler için temel bir garanti olan Suriye'nin kuzeydoğusundaki varlığının devam etmesini umuyorum. Donald Trump birkaç yıl önce başkanken çekilme ilan etmişti, ancak sonunda Amerikan askerleri kaldı.
Dolayısıyla, bu deneyimle Donald Trump'ın oldukça gerekli olan Amerikan varlığını korumasını umuyorum. Bu, Avrupa Birliği'nin varlığıyla birlikte sadece Kürtler için değil, Avrupa'daki ülkelerimiz ve tüm bölge için önemli bir garantidir.
IŞİD'in yeniden yükselişi ve Kürtlerin ciddi şekilde zayıflaması karşısında, etnik temizlik riski var. Kürtlerin uzun zamandır yaşadıkları bu bölgeleri terk etmek zorunda kalma riski var. Tekrar ediyorum, risk tüm dünya için büyük, çünkü orada IŞİD'in uyuyan hücreleri var.
Görüyoruz ki Kürtlerin bu güçlü varlığı olmadığında, bir boşluk olduğunda, cihatçı gruplar Türkiye tarafından desteklendiğinde, risk çok büyük ve sadece Suriye'nin kuzeydoğu bölgesiyle sınırlı kalmıyor.
Rûdaw: Ahmed Şera'nın kurduğu geçici Suriye hükümetinde, Suriye'nin ikinci büyük ulusu olan Kürtler yer almıyor. Bu Fransa ve Avrupa Birliği için bir eleştiri konusu mu?
Rémi Féraud: Bence öncelikle Fransa ve Avrupa, Rojava'da demokrasi, yönetim ve kamu hizmetleri alanında oluşturulan şeyi desteklemeli. Bu deneyim tüm Suriye için faydalı olacaktır. Geçmiş yıllarda inşa edilen olumlu şeyler bozulmamalı; çok hızlı bir şekilde zayıflatılmamalı. Öncelikle siyasi diyalog olmalı. İşler aşama aşama uygulanır. Uluslararası toplumun garanti etmesi gereken şey, öncelikle Kürtlerin güvenliği ve Suriye'nin çok önemli bir bölgesinde Arap, Kürt, Sünni, Şii ve Hristiyan tüm bileşenlere saygı duyan bir modelin devamlılığıdır.
Rûdaw: Suriye'nin mevcut yetkilileri, görevleri etnik temelde dağıtmaya hazır olmadıklarını söylüyorlar. Hala hiçbir adem-i merkeziyet planını kabul etmiyorlar ve dört yıl daha ne anayasa ne de seçimin olmayacağını söylüyorlar. Bu Fransa ve Avrupa Birliği için kabul edilebilir bir durum mu?
Rémi Féraud: Bu bir başlangıç. Süreç uzun vadeli olacak. Önemli olan bu süreçte Kürtlerin zayıf bir konumda olmaması ve Rojava'nın korunmasıdır. Aslına bakarsanız, bizim tarafımızdan çok şüphe ve ihtiyat var. Ancak uzun vadeli olacak bu müzakerelerin başlaması gerekiyor. Fransa Dışişleri Bakanı'nın anayasal haklar alanında Fransa ve Avrupa Birliği'nin yardımını önerdiğini gördük.
Doğru, ama bu Suriye yetkililerinin kabul edip etmemeyi seçecekleri bir şey. Her halükarda, eğer tüm bileşenleriyle birlikte tüm Suriye'yi yeniden inşa etme isteği varsa, kuşkusuz tüm bileşenlere güvence verecek federal bir bakış açısı olmalı. Suriye'de çok umut ve çok endişe var. Bunu biliyoruz. Bu umudu yeşertmemiz ve bu endişeleri gidermemiz gerekiyor. Suriye'nin yeni yetkilileri konusunda biraz beklenti var. Bu da normal, Esad rejiminin düşüşü hala çok yeni. Bu nedenle, şu anda verilen kesin açıklamalardan çok umut işaretlerine güvenmek istiyorum.[1]