Kürtler ve Ulusal-Demokratik Mücadeleleri
Mehmet Bayrak
Ankara
Yayınları; Özge
1993
[1]
Başta Cumhuriyet dönemi olmak üzere bu topraklarda yaşayan halkların tarihlerinin yeniden yazılması gerektiği, öteden beri halklar olgusunu, Türkiye ve Kürdistan gerçeğini doğru algılayan aydınlarca söylenegelmektedir.
Irkçı-sömürgeci anlayışın cevaz verdiği doğrultuda resmi tarihçiler projektörlerini Osmanlı toplumuna çevirdiler ama Cumhuriyet tarihini de kendi dünya görüşlerine göre belirleyip tabulaşhrdılar. Resmi ideolojinin daha ilkokuldan başlayarak insanlarımızı şartlandırdığı önemli konuların başında Kürt sorunu ve Kürtler'in ulusal-demokratik mücadeleleri geliyor. Resmi ideoloji, Kürt sorununda red ve inkâr politikasına yaslanıp bilimdışı tezler ürettiğinden, sürekli olarak tarihsel ve toplumsal gerçeklikle çelişmiştir. Başka bir söyleyişle gizli planda kabulcü, resmi planda inkârcı bir yol izlemiştir. İşte çalışmamızın omurgasını oluşturan bu türden gizli belgeler ve araştırma raporları, sözkonusu resmi tutumun ilginç örneklerini sergilemektedir.
Bu çalışmanın ortaya koyduğu iki temel gerçeklik var: Birisi, Kürt halkının demokratik mücadeleyi her zaman yeğleyip, ancak demokratik mücadele kanallarının tıkandığı zaman silahlı mücedeleye başvurduğu; İkincisiyse tüm gizli arşivleri elinde bulunduran T.C. Devleti'nin Kürt ve Kürdistan gerçeğini kimi yönleriyle Kürt aydınlarından daha da iyi bildiğidir. Esasen bundan dolayıdır ki, resmi politikada red ve inkârcı, gizli politikada itirafçı ve kabulcü dür.
Büyük bölümü ilk kez günyüzüne çıkan bilgi ve belgelerle bu çalışmanın; araştırmacılar için bir kaynak eser olacağı kuşkusuzdur. Böylelikle, resmi ideolojinin sunduğu gerçekler ve birinci elden belgelerle, bir bakıma Cumhuriyet Dönemi Kürt Tarihinin temelleri atılmaktadır. İnanıyoruz ki, yeni çalışmalarla konunun altyapısı daha da donatılacak, düşünceler daha da temellendirilecek, yakın dönem Kürt tarihinin yazım süreci daha da hızlanacak ve Kürt sorununun demokratik çözümü daha da kolaylaşacaktır.