Lozan antlaşması 3-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı arasında imzalanan barış antlaşması (24 Temmuz 1923). Antlaşma, bir taraftan Kurtuluş Savaşı'na son verirken, öbür yandan yüzyıllardan beri çeşitli alanlarda Osmanlı Devleti ile Batı devletleri arasında birikmiş olan problemlere bir çözüm getirme amacı güdüyordu.
Yunanistan'ın 15 Mayıs 1919'da başlattığı saldırı, Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının kesin zaferiyle son bulunca, İtilâf Devletleri (İngiltere, Fransa ve İtalya), Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'ne bir nota vererek, barış konferansının 13 Kasım 1922'de İsviçre'nin Lozan Kentinde toplanmasını önerdiler. İtilâf Devletleri, kongreye İstanbul hükümetini de çağırdılar, ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldıran kararıyla Türkiye, yalnızca TBMM Hükümeti tarafından temsil edildi.
Lozan Konferası'na Türkiye adına İsmet Paşa (İnönü), Rıza Nur, Hasan Saka'dan meydana gelen üç kişilik bir heyet katıldı. Ayrıca bu heyetle birlikte, bir uzmanlar heyeti de Lozan'a gitti. Konferansın Boğazlar ile ilgili oturumlarında, SSCB ile Bulgaristan Krallığı'nın temsilcileri de yer aldılar. Konferans, 20 Kasım 1922'de İsviçre Konfederasyonu Başkanı Haab'ın konuşmasıyla açıldı. Aynı gün, İngiltere temsilcisi Lord Curzon da bir konuşma yaptı. Türk temsilcilerineyse söz hakkı vermek istenmedi.
İsmet Paşa, İtilâf Devletleri'nin karşı koymalarına rağmen açılış töreninde konuştu. Konferans, yarı sömürge bir ülkeyken, dünyanın ilk kurtuluş savaşını veren geri bir ülke ile dünyanın en eski ve en büyük sömürgeci devletleri arasında bir hesaplaşma olarak başladı. Lozan Konferansı, zaman bakımından iki ana bölümde incelenebilir. İlk dönemi, 20 Kasım 1922-4 Şubat 1923 tarihleri arasındadır. 4 Şubat ile 22 Nisan tarihleri arasında bir kesinti dönemi geçirdi ve temsilciler ülkelerine döndüler.
Konferans, 23 Nisan 1923'te yeniden toplandı ve bu ikinci dönem, antlaşmanın imzalandığı 24 Temmuz 1924'e kadar devam etti. Konferansın görüştüğü konuları da iki ana bölüme ayırabiliriz: a) Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlar, b) İngiltere, Fransa ve İtalya ile Osmanlı Devleti arasında yüzyıllardan beri birikmiş olan ve çözüm bekleyen sorunlar. Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlar zaten savaş alanında çözülmüş olduğundan, konferansın fazla zamanını almadı. Lozan Konferansı'nın asıl önemli, zor ve tartışmalı geçen bölümüyse, Osmanlı Devleti ile Batılı devletler arasında kalan sorunlar oldu. Konferansın kesintiye uğramasına neden olan konular da bunlardı. Sonunda, 24 Temmuz 1924'te, şartları günümüzde de geçerliliğini sürdüren antlaşma imzalandı.
Lozan Antlaşması 143 madde, asıl antlaşma metnine bağlı 17 sözleşme, protokol, bildiri ve sigortacılıkla ilgili bir etken oluşmaktadır.
Antlaşma maddeleri şöylece özetlenebilir:
Türkiye'nin Trakya sınırı, Mudanya Mütarekesi'ndekararlaştırıldığı biçimde kalacaktır.
İmroz, Bozcaada Türkiye'de; Midilli, Sakız, Sisam Yunanistan'da kalacak ve askerden arındırılacaktır. 3) Batı Trakya'daki Türkler ile İstanbul'daki Rumlar dışında kalan Türkler ve Rumlar, karşılıklı olarak değiştirilecektir.
Yunanistan Karaağaç'ı, savaş tazminatı olarak Türkiye'ye verecektir.
Çanakkale ve İstanbul boğazlarının iki yakasında dar bir bölge askerden arındırılacaktır,
Yabancı savaş gemilerinin boğazlardan geçişleri, Türkiye'nin başkanlığında kurulacak uluslararası Boğazlar Komisyonunca denetlenecektir.
Suriye sınırı, Fransızlar ile önceden yapılan antlaşmadaki gibi kalacak; Türkiye-Irak sınırı, daha sonra Osmanlı borçları konusunda İngilizler ile yapılacak görüşmelerde çözümlenecektir.
Kapitülasyonlar kalkacaktır. 1936 yılında yapılan Montrö Antlaşması ile, egemenlik haklarını kısıtlayıcı nitelikteki Boğazlar maddesi kaldırıldı ve Boğazlar kesin olarak, Türkiye Cumhuriyeti egemenliğine girdi.
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi[1]