İKTİDARLARIN TOPLUMA KARŞI GİZLİ SİLAHI: UYUŞTURUCU-5
Uyuşturucuyu topluma nasıl yayıyorlar, kimleri hedef alıyorlar?
CÎHAN BÎLGÎN-EHMED SEMÎR
#08-06-2023#
Kuzey ve Doğu Suriye’deki uyuşturucu şebekeleri, uyuşturucu maddelerini okullarda, parklarda, restoranlarda, kafeteryalarda ve Özerk Yönetim kurumlarında yaymaya çalışıyor. Eczaneleri kullanan uyuşturucu şebekeleri en çok çocukları, kadınları ve gençleri hedef alıyor.
Son yıllarda Kuzey ve Doğu Suriye’deki halklara yönelik saldırılarda temel araç olarak kullanılmaya başlanan zehir ağları, “Hedef al, öğret, kullandır ve ağ kur” anlayışıyla hareket ediyor. Özellikle toplumsal hareketlerin çok fazla olduğu yerler hedef alınıyor.
Özerk Yönetim’e bağlı güvenlik güçlerinin yaptığı soruşturma, araştırma ve yakalanan kişilerin ifadelerine göre, şebeke üyeleri Şam, Lübnan, Suudi Arabistan ve Türk devletinin işgali altındaki bölgelerden Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine geçiyor. Bu kişilerden bazılarının aileleri işgal altındaki bölgelerden Özerk Yönetim bölgelerine geçmiş, ancak Özerk Bölge sınırları içinde bunların haklarında arama kararı olduğu için resmi olarak gelemediklerinden dolayı ya yasa dışı yollardan ya da sahte kimliklerle geliyorlar.Bunların bir kısmı kendilerini göçmen gibi gösteriyor, bir kısmı ise ticaret ya da yardım eşyalarını geçirme adı altında bölgeye ulaşıyor.
ZEHİR AĞLARININ KURULMASI
Aileleri bölgede bulunan kişiler çoğunlukla Til Hemîs ve Til Koçer bölgesindeki köylere, Şam hükümetinin hala asker bulundurduğu Qamişlo ve Hesekê gibi yerler ile işgal edilen bölgelere yakın köylere yerleşiyor.
Tüccarlar ve yardım kuruluşları aracığıyla bölgeye geçen kişiler de ilçelere ve şehirlere yerleşerek kendi ağlarını kurmaya çalışıyor. Ayrıca Türk devletine bağlı çete grupları ve ajan ağlarıyla anlaşmalar yaparak birlikte çalışıyorlar.
Cizre Bölgesi İç Güvenlik Güçleri Yürütme Üyesi Zozan Selma, şebeke üyelerinin aileleri aracılığıyla mazot, sigara, telefon, gıda maddeleri ve sağlık maddelerinin teslim edilmesiyle ticari ilişki sağladıklarını, ayrıca park, lokanta ve kafeterya gibi yerlerde örgütlendiklerini belirterek, “Her kişinin yanında çok sayıda sahte kimlik var, her şehirde farklı bir kimlik gösteriyorlar. Tutuklananların bu türden çok sayıda kimliğine el konuldu” dedi.
ÖZERK YÖNETİM KURUMLARI DA HEDEFTE
Uyuşturucu şebekelerinin Özerk Yönetim kurumları içine de üyelerini yerleştirmeye çalıştığına dikkat çeken Zozan Selma, “Yargı ve güvenlik güçleri kurumlarına şebeke üyelerini yerleştirmeye, bu alanda istihbarat ağı kurmaya çalıştılar. 13 kişi güçlerimiz tarafından yakalandı” ifadelerini kullandı.
HEM YAPIYORLAR HEM DAĞITIYORLAR
Uyuşturucu madde ağları kurulduktan sonra 2 yöntemle dağıtmaya başlanıyor. İlk yöntemde Özerk Yönetim bölgelerinin dışından getirilen maddeler; okullarda, parklarda, restoranlarda, kafeteryalarda ve sokaklarda dağıtılmakta. İkinci yöntem ise zehirli maddelerin yapımı ve dağıtımı. Bunun için eczaneler kullanılıyor. Şebeke üyeleri, doktor izni olmadan verilmemesi gereken birçok ilacı eczanelerden kolayca temin ettikten sonra karıştırıp zehirli maddeler elde ediyor. Ayrıca sadece hastanelerde bulunması gereken ve dağıtımı yasak olan birçok ilaç, bazı eczaneler aracılığıyla bölgeye gayri resmi olarak getiriliyor.
Kuzey ve Doğu Suriye Sağlık Kurulu Eş Başkanı Dr. Ciwan Mistefa, kurula bağlı ilaç izleme komitesinin çalışmalarının sonucunda çok sayıda yasaklı ilacın resmi olmayan yollarla bölgeye getirilip bazı eczanelere dağıtıldığının ortaya çıktığını belirtti.
Yapılan araştırmaların ardından güvenlik güçleri de soruşturma başlattı ve Qamişlo’da hem son kullanım tarihi geçmiş hem de yasaklı ilaçları reçetesiz satan bir eczaneyi kapattı. Aynı şekilde ilaç depolama merkezinde çalışan bir kişi, uyuşturucu şebekesiyle bağlantısı olduğu için tutuklandı.
Minbic güvenlik güçlerinin paylaştığı bilgilere göre, yapılan takip sonucunda uyuşturucu yapımında kullanılan malzemeleri toplayan bir şebeke tutuklandı. Bu şebekenin, Şam hükümetine bağlı Dîfaa El Wetenî adındaki silahlı grup ve diğer çete gruplarıyla ilişkisi olduğu ortaya çıktı. Şebekenin üyeleri ifadelerinde, Lübnan, Türkiye ve işgal altında bulunan bölgelerdeki yöneticilerinin kendilerine ekipman temini için para gönderdiğini itiraf etti.
TEMEL HEDEF: OKUL VE ÇOCUKLAR
Zehir tacirlerinin ana hedefinde çocuklar ve gençler bulunuyor. Bunun için okullar ve park gibi toplanma alanları kullanılıyor. Şebeke üyeleri, bu tarz yerlerde çocuklara uyuşturucu satarak onları alıştırıyor. Yaklaşık 2 ay önce Minbic’de bir okulda uyuşturucu şebekesinin 2 üyesi güvenlik güçleri tarafından yakalandı.
Tutuklanan kişiler ifadelerinde çocuklara kristal hap, captagon ve eroin verip uyuşturucuya alıştırdıklarını itiraf etti. Öncelikle maddeleri ücretsiz olarak verip ardından ise bağımlı hale getiriyorlar. Son olarak bu kişileri artık şebekenin içine sokup üye yapıyorlar.
Aynı kişiler ifadelerinde, çocukları kandırma yöntemlerinden birinin de sınav sürecini kullanmak olduğunu söyledi. Sınav döneminde çocuklar, “Bu hapı alırsan beynin çalışacak ve uykun gelmeyecek” sözleriyle kandırılıyor. Uyuşturucuyu alışan çocuklar, şebeke ağı tarafından ajan, hırsız, uyuşturucu satıcısı ve cinayet olaylarında kullanılıyor.
Güvenlik güçleri tarafından tutuklanan ve Özerk Yönetim’in gözetimindeki çocuk evlerinde kalan çok sayıda çocuk şebekelerin başvurduğu yöntemleri net bir şekilde anlattı.
RESTORAN, PARK VE KAFETERYA
Zozan Selma’ya göre şebekelerin çok sayıda üyesi, restoran ve kafelerde işçi olarak çalışmaya başladıktan sonra müşterilere uyuşturucu satmaya başlıyor. Bir restoranda çalışan ve adını vermek istemeyen bir yurttaş, “İşe başladığım zaman, orada bir çalışan vardı, bana yaklaşarak benimle arkadaş olmak istedi. Bir süre sonra uyuşturucu kullanmamı tavsiye etti. Bana ‘çok para kazanacağız’ dedi ve onunla birlikte çalışmamı istedi. Bunu kabul etmedim ve restorandan ayrıldım” ifadelerini kullandı.
ÖĞRETMEN, MÜHENDİS VE AVUKATLAR DA BU AĞA DÜŞMÜŞ
Çocuklar ve gençlerin yanı sıra avukatlar, öğretmenler, doktorlar ve mühendisler de bu şebekelerin tuzağına düşüyor.
Dixtor Îsa Hemadî, Minbic’deki Fırat Hastanesi’nde uyuşturucu bağımlılarının tedavisiyle ilgilenen doktorlardan biridir. Îsa Hemadî, şimdiye dek 15 kişiyi uyuşturucu bağımlılığından tamamen kurtardığını belirterek, “Bize başvuran uyuşturucu bağımlıların birçoğu öğretmen, avukat, doktor ve mühendis. Bu kişiler ailevi ve ekonomik sorunlar yaşamış, psikolojik durumları kötüleşmiş, işgalcilerin saldırılarından ve Türk devletinin dizilerinden etkilenmiş veya boşluğa düşerek uyuşturucu kullanmaya başlamış” diye kaydetti.
‘KADINLARI KİRLİ YÖNTEMLERLE TUZAĞA DÜŞÜRÜYORLAR’
Uyuşturucu şebekelerinin ana hedeflerinden biri de kadınlardır. Zozan Selma, başta kız öğrenciler olmak üzere toplumun farklı kesimlerinden genç kadınları takip ettiklerini ve tuzağa düşürdüklerini vurguladı.
Bunun için kadınlardan oluşan bir şebeke ağının kurulduğunu, bu şebeke üyelerinin Şam hükümetinin kontrolü altındaki bölgelerden ve işgal altındaki bölgelerden geldiğini belirten Zozan Selma, çoğunun ajanlık ve fuhuş işleriyle uğraştığını, bu şebeke üyelerinin gizli hücrelere ve MİT’e bağlı olduğunu sahte kimliklerle bölgeye girdiğini kaydetti.
Zozan Selma şebekenin kullandığı kirli yöntemler hakkında şunları paylaştı: “İlk başta toplum içinde kadınlara ‘arkadaşlık’ adı altında yaklaşıyorlar. Sonra uyuşturucu haplarını baş ağrısı ilacı olarak veriyorlar. Kadınlar kendilerinden geçtikten sonra kıyafetlerini çıkarıp fotoğraflarını çekiyorlar. Bu videolar aracılığıyla onları tehdit ederek ajanlık, fuhuş, şebekenin içine çekmeye ve Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerinde uyuşturucu madde tacirliği yapmaya zorluyorlar. 14-24 yaşları arasındaki çocuk ve genç kadınlar bu tuzağa düştü.”
100’E YAKIN KADINI BÖLGE GEÇİRDİLER
Zozan Selma, Şam hükümetinin 2022 yılında fuhuş ve uyuşturucu ticareti yapan 100’e yakın kadını Özerk Yönetim bölgelerine gönderdiğini belirterek, şu bilgileri paylaştı: “Şam hükümetinin Hama, Dera ve Şam gibi bölgelerinde uyuşturucu ve fuhuş tuzağına düşen yaklaşık 100 kadın, Özerk Yönetim bölgelerine gönderildi ve Difa El Wetanî grubunun kontrolündeki bazı bölgelere yerleştirilmişti. Bu kadınlar operasyonlarımız sonucunda tutuklandı ve bölge sakini olmadıkları için geri gönderildiler. Şam hükümeti bu yöntemlerle toplumumuzu yenmeye çalışıyor. Bunun için de bu kadınlar görevlendirilmişti.”
DAIŞ çetelerinin işgali sırasında fuhuş ve uyuşturucuya zorlanan kadınlar da şebekenin içine girdi. DAIŞ çeteleri, kadınları intihar bombacısına çevirmek için maddeye alıştırdı. Çoğunluğu Reqa, Dêrazor, Minbic ve Tebqa’da bulunan bu kadınların bir kısmı şimdi bu şebekelerin tuzağında.
ŞEBEKE ÜYESİ: ŞEHİT YUSUF GÛLO KAVŞAĞI’NDA 200 UYUŞTURUCU HAPI TESLİM ALDIM
İç Güvenlik Güçleri tarafından tutuklanan uyuşturucu şebekesi bir üyesi H.K., Qamişlo’daki Şehit Yusif Gûlo Kavşağı’nda başka bir kişiden 200 captagon hapı, bir miktar kristal ve eroin teslim aldığını belirterek, “Daha sonra otele gidip orada dağıtmaya başladım. Ancak gece saat 02:00’da uyuşturucu haplarıyla birlikte İç Güvenlik Güçleri tarafından yakalandık” dedi.
DEVLET GÜVENLİK’İN ESKİ ÜYESİ: ŞEBEKE ÜYESİNİ EVİME GETİRDİM
Qamişlolu L.E.A., 1993 ile 1997 yılları arasında Şam hükümetine bağlı Devlet Güvenlik bir üyesiydi. L.E.A. şebeke üyelerinin Qamişlo’da bir otelde gözaltına alınmasından 4 gün sonra Kuzey ve Doğu Suriye Uyuşturucu Maddeyle Mücadele Genel Yönetimi tarafından tutuklandı.
L.E.A şu bilgileri paylaşıyor: “Daha önceden tanıdığımı Mîlad adından bir kişi beni aradı ve ‘yanımda çalışan 2 şoförüm var, onları evinize götürün' dedi. Bunları evime getirdim. Eve 4 torba uyuşturucu koydular. Bu maddeyi evde de kullandılar. Halep'teki Asya ilaç fabrikasından Irak'a göndermek üzere bir paket kimyasal aldıklarını söylediler. Paketi evimize getirdiler. Bu ürün 2 gün evimde kaldı. Sonra birileri tekrar gelip malzemeyi aldı.”
ŞERABATÎ İLE BAĞLANTI
L.E.A. Türkiye ile Lübnan arasındaki şebeke hattından sorumlu olan ve Türkiye'de yaşayan Ebdulwahab Şerabati ile ilişkisi olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: Şerabati ile 30 yıl önce Şam hükümetinin güvenlik şubesindeyken tanıştım. 2 kişi evime gelmeden önce Şerabati beni aradı ve şöyle dedi; ‘O insanlar benim elemanlarım, onlara iyi bakın.’ Kömür, yumurta ve sigara ticareti yapan Şerabati'nin kola fabrikası vardı. Şam hükümeti ile çalıştı, yüksek rütbeli subayları ziyaret ederdi. Sonra askeri istihbaratla ilişkileri oldu. Bir süre Şam hükümeti tarafından tutuklandı ancak tekrar serbest bırakıldı. DAIŞ ve tüm taraflarla ilişkisi olduğunu neredeyse biliyorum, Türkiye ve Lübnan arasında seyahat ediyor. Bir keresinde telefonda Lübnan'ın Bekaa bölgesinde Hizbullah’la birlikte olduğunu söylemişti.”
Özerk Yönetim uyuşturucu şebekelerine karşı önlem almaya devam ediyor. Zehir ağına düşen insanları eğitim, bilgilendirme ve tedavi yoluyla kurtarmaya çalışıyor. Bu konu yarın yayınlanacak olan dosyamızın son bölümünde ele alınacak.[1]