#Van#’da partisinin toplantısında konuşan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, “Bu iktidarın reddettiği, çözemediği #Kürt meselesi# yakında ayaklarına dolanacak. Biz ise iktidara gelip bunu çözeceğiz” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, dün Van’da partisinin il binasının açılışına katıldı.
“Ağıt sesini adaletle dindireceğiz”
Burada vatandaşlara seslenen Babacan, “Bu iktidarın reddettiği, çözemediği Kürt meselesi yakında ayaklarına dolanacak. Dolanıyor da. Biz ise iktidara gelip inşallah bunu çözeceğiz. Çünkü meseleyi biliyoruz. Demokrasi içinde çözeceğiz. Meşru yollarla çözeceğiz. Siyaset eliyle çözeceğiz” dedi.
Babacan, “Devleti Kürt meselesinin çözümünün bir parçası haline getireceğiz. Ağıt sesini adaletle dindireceğiz. Bu yolda, kandan, gözyaşından beslenen hiç kimseye de geçit vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
“AK Parti’nin ilk yıllarında cezaevindeki koşulların iyileştirilmesi sağlanmıştı. Hep beraber çok gayret gösterdik. Avrupa Birliği’yle müzakerelerde de önemli bir konuydu bu ve insanımız için bunları yaptık” diyen Babanca, “Geldiğimiz noktada bir kadın siyasetçi hastalığının ilerlemesine rağmen cezaevinde tutuluyor. Hastaneler ‘Bu halde hapishanede kalamaz’ diyor. Adli Tıp Kurumu’na gidiliyor, oradan siyasi baskıyla bir rapor çıkıyor ve hâlâ hapiste tutuluyor. Çok ağır bir haksızlık. Çok ciddi insan hakkı ihlali yapılıyor” ifadelerini kullandı.
“Bahçeli’nin yanından ayrılıp Kürt meselesini konuşacak durumu yok”
Babacan, Kürt meselesi konusunda Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrını eleştirerek, şöyle konuştu:
“Sayın Erdoğan ne demişti, ‘2005’te ne dediysem onun arkasındayım’ demişti değil mi, ‘Kürt sorunu benim de sorunumdur’ demişti değil mi? Peki ne oldu 10 sene sonra kendisiyle kavga etmeye başladı. ‘Kardeşim ne Kürt sorunu’ demeye başladı. Peki, Kürt meselesi çözüldü mü? Tam tersine dirildi. Erdoğan, bu bölgeye geldiğinde Dicle’nin kenarındaki kuzuyu hatırlıyor, Ankara’ya dönünce kurdun yanı başında hizaya giriyor. Farkında bile değil. Belli ki Sayın Bahçeli’nin yanından 2 dakika ayrılıp da Kürt meselesini doğrudan insanlarla konuşacak durumu da yok artık. Zaten ne zaman gitti Bahçeliyi, Perinçek’i yanına aldı o gün bugündür bu memleketin sorunları çözülmüyor.”
“Kürtçe iki cümle yazmayı bilmiyor musun?”
Kürtçe’nin Meclis tutanaklarına “X” şeklinde yazılmasını eleştiren Babacan, “TBMM’de insanların konuştuğu dil inkâr ediliyor. Bir insanın annesinden ninni dinlediği dili inkâr edilir mi? Bir milletvekili Meclis’te Kürtçe bazı ifadeler kullanıyor” dedi.
Babacan, “Meclis’in tutanaklarını açın bakın. Ne yazıyor? ‘X’ harfi koyuyorlar. ‘X’, İngilizce bir harf değil mi? Sen Meclis tutanaklarına İngilizceden aldığın bir harfi koymayı biliyorsun da Kürtçe iki cümle yazmayı bilmiyor musun?” diye sordu.
“Kürtçe bu toprakların dili” diye belirten Ali Babacan, “Ülkemizde en çok konuşulan ikinci dil. Meclis zabıtlarına bir ‘Bilinmeyen dil’ diye yazıyorlar bir ‘X’ diye yazıyorlar. Anlaşılan, Kürtler Meclis’e girdi ama daha Kürtçe giremedi” şeklinde konuştu.
Babacan şöyle devam etti:
“Eğer bu ülkede, ana dili hakkı hâlâ tartışılıyorsa, Türkiye’de yılda ancak 1-2 tane Kürtçe öğretmeni atanıyorsa, ülkenin meclisinde, ülkenin en çok konuşulan ikinci diline ‘bilinmeyen dil’ muamelesi yapılıyorsa, bir mesele var. Yoğunlukla Kürt vatandaşlarımızın yaşadığı şehirlerde, belediyelere kayyumlar atanıyorsa, 6 milyon vatandaşımızın oyları yok sayılabiliyorsa, Türkiye dönüp dolaşıp parti kapatmak gibi bir ilkelliği tartışabiliyorsa burada bir mesele var.”
“Uğurlar, Ceylanlar ölüyorsa burada bir mesele var”
Katledilen Uğur Kaymaz ile Ceylan Önkol’u hatırlatan DEVA Partisi lideri Babacan, “Eğer bu ülkede, çocukların oynadığı alanlarda, panzerler geziyorsa, burada bir mesele var. Eğer Ceylanlar, Uğurlar ölüyorsa burada bir mesele var demektir” dedi.
Van’da askerler tarafından işkence edilerek helikopterden atılan Servet Turgut ve Osman Şiban'ın da terörist muamelesi gördüğünün altını çizen Babacan, “Van’da, iki masum vatandaşımız, hayvanlarını otlatırken gözaltına alınıp, terörist muamelesi yapılıp ve işkence sonucu biri vefat ediyor diğeri sakat kalıyorsa ortada bir mesele var. Bu meselenin adı Kürt meselesidir” yorumunu yaptı.
“Kürt meselesi tüm Türkiye’nin meselesidir”
Babacan, “Bizim için Kürt meselesi o partinin, bu partinin değildir. Kürt meselesi tüm Türkiye’nin meselesidir. Doğunun batının, kuzeyin güneyin değil, tüm Türkiye’nin meselesidir. Bizim için bu mesele bir hak meselesidir, hukuk meselesidir, adalet meselesidir. Temel insan haklarının pazarlığı olmaz. Vatandaşlarımızın tüm haklarını koşulsuz, şartsız, pazarlıksız derhal tanınır. Al-ver konusu yapamazsın” diye konuştu.
“Anadilini çatışma konusu olmaktan çıkaracağız”
Ali Babacan, “Geçmişte annelerin cezaevindeki evladıyla anadilinde konuşmayı yasaklayanların bugün nasıl hatırlandığını iyi biliyorsunuz. Onun için ne diyoruz? Ana dili, vatandaşlarımızın analarının ak sütü kadar helâldir. Bu konuyu bir çatışma konusu olmaktan çıkaracağız” şeklinde konuştu.
Kürt meselesini eşit vatandaşlık meselesi olarak gördüklerini vurgulayan Babacan, “Biz öyle kuru kardeşlik sloganları atanlardan değiliz. Biz, eşitlik diyoruz. Eşit vatandaşlığın altını çiziyoruz” dedi.[1]