Rusya’nın Ukrayna’ya işgal saldırısı dünya tarafından endişe ile izleniyor.
Putin “özel askeri harekat” diye tanımladığı Ukrayna saldırısını geçen perşembe sabaha karşı başlattı.
Rusya cumhurbaşkanı aylarca işgal niyeti olduğu iddialarını yalanlayarak Rusya ve Belarus’un Ukrayna sınırına sevk edilen Rus birliklerini ve silahlarını ortaya çıkaran ABD ve AB’yi savaş kışkırtıcılığıyla suçladı.
Birçok siyasi yorumcu Rusya’nın Ukrayna saldırısı sonrasında artık eski dünya düzenin kalmayacağı yönünde.
Rusya’nın saldırısı, dünyanın Rusya’ya karşı aldığı yaptırımlar ve olası gelişmeler hakkında Rusya uzmanı Dr. Ekrem Önen ile konuştuk.
Dr. Ekrem Önen Rusya-Ukrayna çelişkisi gibi görünen sorunun aslında yeni dünya düzeni şekillendirilmesinin bir yansıması olarak yorumluyor.
Önen Rusya’nın bu girişiminin tüm dünyayı olduğu kadar Kürtleri de doğrudan veya dolaylı etkileyeceğini bu nedenle Kürtlerin bu süreci doğru okuması gerektiğini ve hızla kendini sürece hazırlaması gerektiğini belirtiyor. Putin'in Lugansk ve Donestk'i tanımasının önemine dikkat çeken Dr. Önen Putin'in bu kararı Rojava Kürdistanı ve Güney Kürdistanı etkileyecek bir karardır dedi.
-Rusya neden Ukrayna’ya saldırdı? Başlıca sebepleri neler?
Bu mesele aslında Ukrayna ile Rusya’nın meselesi değildir. Dünyada yeni bir düzen gelişiyor. Biliyorsunuz iki kez 1916 yılında Sykes-Picot Anlaşması, ikinci olarak 1945 yılında Yalta Anlaşması ile dünya düzeni oluşturuldu. Yalta Anlaşması sonrası oluşturulan dünya düzeni Sovyetlerin yıkılışı ile birlikte son buldu. Sovyetlerin yıkılışından sonra soğuk savaş döneminde oluşturulan uluslararası hukuk ile kurumların da artık etkisizleştiğini görüyoruz.
Bunu şunun için söylüyorum. Putin’in uluslararası hukuku ihlal ettiği söyleniyor. Ancak daha 15 yıl önce Avrupa Birliği ülkeleri Birleşmiş Milletler’in kararı olmaksızın ve uluslararası hukuku hiçe sayarak Yugoslavya’ya saldırdı, Belgrad’a girdiler. Yine aynı ülkeler BM’nin kararı olmaksızın Libya’ya saldırdılar. Yani Putin’in şu anda yaptığını Batılı ülkeler ve ABD daha önce defalarca yaptı.
Bundan dolayı tartışma Ukrayna’dan ziyade, dünyada kurulacak yeni dünya düzenin nasıl şekilleneceği konusunda olmalı.
Ne bu sorun yeni ne de Putin ilk kez böyle bir şey yapıyor. Putin 3 hafta öncesinden eğer bu sorun diplomatik yollarla çözülmez ise kendi yöntemlerimiz ile çözeceğiz demişti. AB ve batılı ülkeler diplomatik alanda bir çözüm gelişmeyince Putin’in sorunları kendi yöntemiyle çözmeye giriştiğini görüyoruz.
-Sizce,Ukrayna saldırısı ve sözkonusu yaptırımlar Rusya’yı nasıl etkileyecek?
Putin’nin, ABD ve Batı’nın tüm yaptırımlarına karşı hazırlıklı olduğu tahmin ediliyor. Abhazya ve Kırım sorununda Avrupa, Rusya’ya yaptırımlar uyguladı. 2008-2014 yılında askeri yaptırımları olmasına rağmen Rusya silah teknolojisini çok geliştirdi hatta askeri alanda Batı’nın çok önüne geçti. Ayrıca 2014-2022 yılları arasında gıda alanında uygulanan yaptırımlarında Rusya’yı fazla etkilemediğini tam tersine bu alanda da güçlenerek çıktığını görmekteyiz. Rusya bu yıl şeker, buğday, yağ ve benzeri gıda ürünlerinin ihracatından 22 milyar dolar kâr etmiştir.
Bu tür yaptırımlar ilişkileri iç içe geçmiş Global dünya sistemi içerisinde Rusya kadar Avrupa ülkelerini de etkiliyor. Ukrayna meselesinin başlaması ile birlikte gaz bin doları aştı, petrol dünya genelinde 100 dolara ulaşarak son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. Avrupa ülkeleri genelde Rus enerji kaynaklarına bağımlı ve bu tür gerilimlerin pahalı faturaları doğrudan vatandaşa yansıyor. Öte yandan fiyat artışı kısa vadede Rusya’nın çıkarına gibi görünüyor.
Batının birçok ülkeye yönelik yaptırımları oluyor. Ancak bu tür yaptırımlar o ülkelerin ekonomilerini etkilese de siyasi tavırlarını değiştirmeleri yönünde caydırıcı olamıyor.
Ayrıca Avrupa ülkeleri, son günlerde farklı sinyaller gelse bile; hem ekomomik sorunları hem de ortak karara alamadıkları için çok kapsamlı bir yaptırım uygulayacak durumda değiller.
Almanya, Rusya ile arasındaki Mavi Akım projesini durdurdu, ancak bunu uzun süreli sürdürebileceğini sanmıyorum. Eğer Rusya gazına alternatif bir gaz projesi bulabilselerdi, şüphesiz yaptırımları başarılı olabilirdi. Rusya gaz tüm Avrupa’nın enerji ihtiyacını karşılayacak bir kapasiteye sahip. Rusya Avrupa’ya aylık 50 milyar metre küp gaz ihraç ediyor. İngiltere’yi bunun dışında tutarsak, İngilizlerin gaz ihtiyacının yaklaşık yüzde beşi Rusya’dan geliyor.
Gaz dışında, gıda krizi de dünyada büyük bir sorun haline gelmeye başladı. Rusya bu yıl buğday ticaretinde ABD’nin önüne geçmiş durumda. Avrupa ülkeleri gıda konusunda da dışa bağımlı.
Yani kısacası Avrupa ve ABD’nin sadece Rusya’nın zarar görebileceği yaptırımlar uygulaması olası değil, çünkü karşılıklı bir bağımlılık söz konusu. Bu riski ne kadar göze alabilirler bilemiyorum. Yaptırımlar; Rus iş insanlarına, siyasetçilerine yönelik vize verilmemesi, mal varlıklarının dondurulması ve sair uygulamalarla sınırlı kalacak gibi görünüyor. Zaten, Avrupa gazetelerindeki yorumlarda Batı ülkelerinin Rusya'ya yönelik yaptırımlarının ne kadar caydırıcı olduğu sorgulanıyor.
-Avrupa bu krizden nasıl etkilenecek?
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ile birlikte dünya yeni bir sürece girmiştir. Yeni bir dünya düzenin başlangıcıdır diyebiliriz.
ABD ve Avrupa’nın ekonomik yaptırımlarının Rusya’yı etkileyeceğini ama yola getirebileceğini düşünmeyenlerdenim.
-ABD ve NATO Ukrayna saldırısına askeri alanda bir cevap verecek mi? NATO Ukrayna’ya asker göndermeyeceklerini açıkladı. Peki askeri alanda bir destek olmayacaksa NATO ne yapacak sizce?
Birincisi; Putin açıklamalarında Ukrayna’ya yönelik harekâtı bir savaş olarak değil “özel bir askeri operasyon” olarak tanımlıyor. İkincisi; Putin yine açıklamalarında çok açık olarak “Dışardan askeri bir müdahaleye asla izin vermeyeceğiz. Eğer böyle bir müdahale olursa Rusya’nın cevabı tarihte görülmemiş bir düzeyde olacaktır” şeklinde tehdit etti.
Benim kanaatime göre ne NATO ne ABD ne de AB, askeri bir müdahale yapmayı düşünmüyor. Rusya’ya karşı herhangi bir askeri müdahalesi, nükleer bir savaşa dönüşme ve dünyanın sonunu getirme riski taşıyor.
-Rusya’nın Ukrayna’daki amacı nedir, başka ülkelere karşı da benzeri müdahaleler olabilir mi?
Bana göre Rusya Ukrayna’nın tamamını işgal etmeyecek. Rusya’ya kendince 2014 yılında Batı’nın desteği ile darbe sonucunda başa gelen “neo-nasyonalist” diye adlandırdığı hükümeti değiştirmek istiyor.
Halihazırda askeri saldırılarında Ukrayna’nın askeri savunması sistemini çökertmeye çalışıyor, Odessa, Kharkow yine Kiev’e yapılan saldırılar ile savunma sistemini çökerterek, Rusya yanlısı bir hükümeti başa getirmeye çalışıyor.
Rusya, Ukrayna sorununu kendi istediği temelde çözer, Rus yanlısı bir hükümeti başa getirirse, AB ve ABD ile yeni bir dünya düzeni için müzakerelere başlaması kuvvetle muhtemel.
Ancak, eğer AB ve ABD, Rusya ile masaya oturmaz ya da anlaşma sağlanamaz ise Rusya durmayacak, başka yerleri de işgal girişiminde bulunabilir.
Rusya, Ortadoğu’da Yakın Doğu’da Asya’da ABD’ye karşı hep bir hamle içerisinde. Rusya dünyanın yeniden paylaşılmasını istiyor ve bazı yerlerden pay istiyor. Putin mevcut sistemi kabul etmiyor. Rusya şimdilik Ukrayna ile sınırlı kalacak gibi. Ancak batı ile anlaşamazlar ise farklı girişimleri de olabilir.
-Dünya yeni bir sürece girdiğinden bahsettiniz. Peki dünyada dengeler yeniden kurulurken Kürtler ne yapmalı, kendini nasıl konumlandırmalı?
Kürtlerin bu sürece çok iyi hazırlanması gerekiyor. Dünya dengeleri çok hızlı değişiyor, dün dost olan ertesi gün düşman, düşman olan dost olabiliyor. Birçok ülke hangi tarafta çıkarı olduğuna, kendini nasıl konumlandıracağına çok çabuk adapte ediyor, buradaki ölçüler alt-üst olmuş durumda. Kürtlerin en büyük şansı taraf tutmak zorunda olmamalarıdır. Kürtler çıkarı hangi taraftaysa; ABD ile ise ABD’yle, Rusya ile ise Rusya’yla hareket etmeli. Bizim demokrasi, adalet ve hukuk gibi söylemler üzerinden taraf belirleme gibi bir lüksümüz olamaz. Dünyanın karnı bu tür laflara doymuş durumda; Kürtler sadece kendi ulusal çıkarlarını esas almalı.
-Putin’in Donbass ve Lugans’ı tanımasının Suriye’ye ve Kürtlere etkisi nasıl olacak?
Kesinlikle Rojava Kürdistanı ve Güney Kürdistanı etkileyecek bir karar. Dediğim gibi sorun Ukrayna değildir, Ukrayna bir nedendir. Yukarıda işaret ettiğim gibi, bu yeni dünya düzenin başlangıcıdır ve global bir sorundur.
Bu durum Suriye’yi Güney Kürdistanı ve Rojavayı da etkileyecektir elbette. Hatta şunu ekleyeyim. Irak Federal Mahkemesi’nin Kürdistan Bölgesi gaz ve petrol yasasının iptal kararını bile bu küresel siyasetin bir parçası olarak yorumlamak gerekir. Bu Irak’ta Rusya ve İngiltere arasındaki rekabetin sonucu olarak alınan bir karardır. İngiliz ve Rusların çatışmasına Kürdistan Bölgesi kurban ediliyor. Bu karar İngiltere’nin etkisi altında alınmıştır ve Kürtlere “Kürdistan gaz ve petrolünü Ruslara vermenizi kabul etmiyoruz” mesajı veriliyor.
Yani Kürtler son gelişmeleri iyi okuyamaz ise birçok kazanımı kaybedebilirler. Eğer iyi okurlar ve hazırlık yaparlarsa bunun tersi olabilir.
Elbette Lugansk ve Donestk’in tanınması Rusya veya ABD’nin bu türden atacakları her türlü adım Kürtlerin çıkarınadır. Çünkü, doğrudan olmasa da dolaylı olarak Kürdistan’ın bağımsızlık yolunu açmaktadır.
-Ancak Türkiye bu iki bölgenin tanınmasına karşı çıktı?
Türkiye yeni ülkelerin tanınmasından tedirgin oluyor. Çünkü Türkiye’nin en temel sorunu Kürt sorunu, yeni devletlerin kurulması ve tanınmasının ileride Kürtler için de emsal olacağı ve bazı ülkelerce tanınacağı endişesi taşıyorlar. Sadece Türkiye değil, İran’ın da en büyük korkusu Kürdistan’ın bir gün bağımsızlığını ilan etmesi ve dünya ülkelerince tanınması diye ezeli bir paranoyası var, diye düşünüyorum[1]