$Halepçe katliamının üzerinden 34 yıl geçti$. 16 Mart 1988’de Güney Kürdistan’ın Halepçe ilçesinde dünyanın gözleri önünde bir soykırım saldırısı gerçekleşti.
Irak savaş uçaklarının kimyasal saldırısı sonucunda kadın ve çocukların çoğunlukta olduğu 5 bin #Kürt# hayatını kaybetti.
7 bini aşkın da insanımız yaralandı ve bunların bir çoğu da zaten zaman içerisinde aldıkları zehir nedeniyle hayatlarını kaybettiler…
Halepçe Katliamı Irak’ın devrik diktatörü Saddam’ın emriyle gerçekleşti. Saddam’ın kuzeni Kimyasal Ali lakaplı general Ali Hasan el Macid saldırıyı bizaat yönetti.
Irak’ın Amerika tarafından işgal edilmesinden sonra Kimyasal Ali de Saddam Hüseyin de işledikleri suçların cezasını hayatlarıyla ödediler ancak, Halepçe yarası da bir türlü kapanmadı; yara kanamaya devam ediyor.
Yaranın kapanması için Saddam’a silah satan şahısların, şirketlerin ve devletlerin de adalet önünde hesap vermeleri, Halepçe’de işlenen suçun soykırım olarak kabul edilmesi, kurbanlardan özür dilenmesi ve tazminat ödenmesi gerekiyor.
Bunun için de her şeyden önce Halepçe’yi unutmamak, unutturmamak gerekiyor.
Öte yandan Halepçe katliamının 34. yılında Kürt halkının yeni katliamlarla karşı karşıya olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Irak ordusu Kürtlere karşı Halepçe’de kimyasal silah kullanmıştı ve dünya o zaman gerekeni yapmamıştı. Şimdi Türk ordusu Avaşin, Zap, Metina’da kimyasal silah kullanıyor ve bütün çağrılara rağmen yine de gereken yapılmıyor.
Ayrıca Şengal’de daha yakın zamanda IŞİD korkunç bir katliam gerçekleştirdi ve Şengal’e dönük katliam tehditleri halen devam ediyor. Hastaneler, meclis binaları, yerleşkeler savaş uçakları tarafından bombalanıyor ancak, yine yeterli tepki verilmiyor.
Yine Rojava’da, Afrin, Serekaniye ve Geri Spi’de Kürtlere dönük soykırım politikaları uygulanıyor.
Dünyanın gözleri önünde Türk devleti ve cihadist çeteler bu bölgelerde ağır insanlık suçları işleniyor, bunlara karşı da dünya üç maymunları oynuyor.
Güney Kürdistan’ın Başkenti Erbil’e füze yağdıran İran da yeni dönemde Kürtleri katliamla tehdit ediyor.
Ukrayna savaşından sonra Irak ve Suriye’nin karışacağı; Türkiye ve İran’ın Kürtlere karşı harekete geçeceği bekleniyordu ve süreç bu yönde ilerliyor.
Dolayısıyla Halepçe’yi hatırlarken ve kurbanları anarken bunları, bugün olanları da unutmamak gerekiyor.
Son olarak;
Kürtler de yeni Halepçelerin yaşanmasını istemiyorlarsa, aralarındaki sorunları bir kenara bırakmalı, kendi varlıklarına yönelik bu tehditlere karşı birlik ve dayanışma içinde olmaları gerekiyor…
Umudum yok ama, Halepçe kurbanlarını andığımız bugün bunu da bir kez daha söylemem gerekiyor…[1]