$Çaldıran Meydan savaşı$
Osmanlı devleti ile İran'da hüküm süren Safeviler arasında meydan savaşı (23 ağustos 1514).
Bayezit ll'nin şehzadeleri arasındaki taht kavgasından yararlanan Şah İsmail, halife adıyla gönderdiği casusları aracılığıyla osmanlı ülkesinde yaşayan alevileri padişaha karşı kışkırttı; şehzade Ahmet’in İran’a sığınan oğlu Murat'ı da koruması altına aldı. Bu durumu Anadolu birliği bakımından sakıncalı gören Selim I (Yavuz), Safeviler’e savaş açmaya karar verdi; Anadolu'daki Şah İsmail yanlısı alevi Türkler’ı büyük bir kırım ve kıyımla yok ettirdikten sonra İran üzerine yürüdü. Tebriz yolu üzerinde Makû ile Hoy arasındaki Çaldıran ovasında Şah İsmail'in kuvvetleri ile karşılaşan Selim I, dinlenmeksizin savaş buyruğu verdi (23 ağustos 1514).
Sağ kanatta Anadolu beylerbeyi Hadım Sinan Paşa ile Zeynel Paşa komutasında Anadolu ve Karaman kuvvetleri; sol kanatta Rumeli beylerbeyi Haşan Paşa komutasında Rumeli kuvvetleri; merkezde padişah, sadrazam Hersekzade Ahmet Paşa, vezir Mustafa Paşa, vezir Dukakinzade Ahmet Paşa, Ferhat Paşa, Karaca Paşa ile 12 000 tüfekçi yeniçeri, sipahi, silahtar, ulufeci ve gureba bölükleri yer alıyordu. Zincirlerle birbirine bağlanmış 500 topun önünde sağ kolda 10 000, sol kolda 8 000 Anadolu ve Rumeli azabı sıralanmıştı. Çoğunluğunu Dulkadırlı Türkmenler'in oluşturduğu öncüler Şehsuvaroğlu Ali Bey’in, artçılar da Şadi Paşa’nın komutası altındaydı. Şah İsmail, Ustaclu, Avşar, Varsak, Dulkadırlı, Kaçar ve Karamanlı Türkmenleri’nden oluşan ordusunun sol kanadını Mehmet Han Ustaclu'nun buyruğuna verirken, kendisi de 40 000 seçkin atlıyla sağ kanadın başına geçti.
Yeniçerileri arkadan vurmak amacıyla Rumeli kuvvetlerinin üstüne var gücüyle saldıran Şah İsmail, başlangıçta başarılı oldu; Rumeli beylerbeyi Haşan Paşa ve birçok sancak beyi şehit düştü. OsmanlI ordusunun sağ kanadına saldıran Mehmet Han Ustaclu’nun kuvvetleriyse Hadım Sinan Paşa'nın ustalıklı manevraları sonunda etkili topçu ateşi altında kalarak ağır kayıplara uğradı. Bu arada, Mehmet Han Ustaclu da ölünce, savaşın yazgısı Osman'ı ordusu lehine değişti. Şah İsmail yönetimindeki İran kuvvetleri de bozularak çekilmeye başladı. Yaralanan Şah İsmail güçlükle Tebriz'e kaçtı, kendisini orada da güvende görmediğinden Dergüzin'e çekildi. Tebriz, osmanlı kuvvetlerinin eline geçti (6 eylül 1514).
Çaldıran zaferi, Osmanlı devletine Doğu Anadolu'yu kazandırdığı gibi, ilk kez Azerbaycan'a girilmesine yol açtı ve Anadolu üzerindeki safevi-şii tehlikesi önemli ölçüde geriledi. İran-Mısır yakınlaşması önlendi.[1]