Kürt Kızı Zenge
yazar: Cemşîd Bender
Istanbul
Yayınları: Berfîn
1994
[1]
Kürt kιzι Zenge’de yer alan öykülar, kürt ve türk emekçilerinin dağlandιklarι acιlarι şiir tadιnda verirken; kimi olaylarι gerçekçi kimi zaman da gerçek üstücü bir doku içerisinde sunuyor.
Ölüm şu garip dünyada boynumuzun borcu; içtiğimiz su, yediğimiz ekmek kadar bize yakın. Gün olur gecelerimize girer; korkulu düş deriz, gün gelir yabani bir ottur dayalı döşeli bahçemizin en güzel çiçekleri arasında açar; süregelen renk, şekil alemini bozar. Bozsun. Hangi çiçek mevsimini aşabildi? Göz zevki için renkler üç dört ay tazeliğini saklar. Saklasın. Dil zevkine, ağız tadına gelince, çayıydı, kahvesiydi, ağızda buruksu bir lezzet bırakır. Bıraksın, kısa an boyunca... Netice, yenilgi! Tek çıkar yol, yokluk. Yokluk alemi ne kadar kaçınılmaz bir gerçek. Yokken var ol; varken yok ol. Şaka değil, nereden geldin; nereye gidiyorsun?
Biz iki kardeştik. Güneşin kavurduğu bir toprak parçasında kerpiçten bir evimiz vardı. Ne de sağlamdı ya! Dedelerden kalma ahır sekisi hayvanlara, avlusu ota, buğdaya yatkındı. İki güleç kuvvetimiz ekine dalınca avlu. dolardı. Aslan gibiydik. Anamız, elleriniz dert görmesin derdi. Dert görmesin yavrularım. Sizin de yükünüzü kaldıranlarınız olsun! Oğullarınız ekinlerinizi savursun.
Babamız da vardı; sağdı o zaman.