Kürdistan Ulusal Kongresi- KNKʼnin çağrısı üzerine, bizler onlarca Kürdistani parti, örgüt ve kurumların temsilcileri ve değişik mesleklerden yüzlerce şahsiyetler (yazar, sanatçı, aydın, akademisyen, gazeteci, siyasetçi, farklı etnik, inanç, din ve mezhep temsilcileri) olarak, ki kendimizi ulusal ve yurtsever vicdanın sesi olarak görüyoruz, Türkiye devletinin saldırı ve işgaline karşı tutum alma ve Kürdistan savunma güçlerinin direnişine sahip çıkma konulu düzenlediğimiz geniş kapsamlı telekonferansın sonucunda, aşağıdaki çağrıyı kamuoyuna sunuyoruz.
Türkiye devleti 24.04.2021 günü Güney Kürdistan’ın Metina, Zap ve Avaşin bölgelerinde geniş kapsamlı bir operasyon başlattı. Şimdi o bölgelerde çok ağır çatışmalar yaşanıyor. Gerilla Güçleri büyük bir fedakarlıkla, kahramanca direnmektedir. Bu büyük saldırılar sadece HPG güçlerine karşı değil aynı zamanda bütün Kürt kazanımlarını hedef alıyor ve olay özellikle de Güney Kürdistan’ın işgalidir. 24 Nisan Ermeni soykırımının yıldönümüdür. Operasyonların bugüne denk getirilmesi tesadüf değil, açıkça yeni bir soykırım mesajıdır.
Bu konuda amaçları açık ve nettir. Türkiye devleti, Kürt ve Kürdistan’daki tüm halkların (Asuri-Süryani-Kıldani ve diğeri) kendi topraklarında özgür olmalarını istemiyor ve ülkelerini işgal ederek onları esaret altına tutmak istiyor. Türk devleti, Türk uluslaşmasını başka halkların yok edilmesi üzerinde inşa ediyor.
Türkiye devleti, Kürt ve Kürdistan’ın varlığına karşıdır ve bu niyetini gizlemeyerek, bunu kültürel, siyasi ve askeri eylemleriyle de gösteriyor. Türk devleti saldırı ve operasyonlarında bilinçli ve planlı bir şekilde, Kürdistan’ın doğasını tahrip ediyor ve demografik yapısını değiştiriyor.
Türkiye devleti 2017 yılında, Irak devletinin Kerkük, Xurmatû, Xaniqîn, Şingal ve diğer kürdistani bölgelerin işgalinde, Bağdat hükümetini destekledi.
Türkiye, İŞİDʼin Kürdistan’a saldırıları ve işgalinde, özellikle de Kobanê ye saldırısında başrol oynayarak İŞİD ile iş birliği yaptı.
Türkiye devleti ta baştan şimdiye kadar Kürdistan’ın Rojava Kantonları ve Kuzey-Doğu Suriye Özerk yönetimine karşı sürekli saldırgan bir pozisyondadır. Ayni zamanda Güney Kürdistan’da da onlarca askeri ve istihbarat karargahları kurmuşlar ve bu karargahları halkımızın kazanımlarına karşı kullanmaktadır.
Şimdi de Metîna, Zap ve Avaşîn de büyük bir saldırıya geçmiştir. Bu büyük operasyona karşı şimdiye kadar ulusal ve uluslararası alanda istenilen düzeyde karşı bir ses yükselmemiş, verilen tepkiler yetersizdir. Bu sessizlik kırılmalı ve işgalciliğe karşı büyük tepkiler ortaya çıkmalıdır. Direnişçi güçler kendilerine yönelik tutum ve dayanışmamızı görmelidirler. Güçlü bir birlik ve dostlarımızın desteği ile bu saldırıları geri püskürtebiliriz. Türk devleti o kadar da güçlü değildir, Garê başarısının örneği gözler önündedir. Ulusal bir direnişle, biz onları yenebiliriz.
En başta güçlü ulusal ve yurtsever bir tavrın ortaya çıkması gerekir. Bunun için tüm Kürdistani güçlerin işgalciliğe karşı en üst düzeyde tavır alarak, yurtsever ve ulusal savunma etrafında büyük ve güçlü bir direnişin sergilenmesi gerekiyor. Ortak bir tavır, uluslararası siyasi aktörlerin sessizliğini de değiştirecektir.
Türkiye Devleti İşgaline Karşı Ulusal Tavır Çalıştayı, özenle ve acil bir şekilde tüm Kürdistan halklarına ve demokratik hümaniter dünyaya şu çağrıyı yapıyor:
1. Ermeni Soykırımı'nın yıl dönümünde (24.04.2021) başlatılan Güney Kürdistan'a yönelik saldırıyla verilen mesaj soykırımın tekrarlanmasıdır. Kürt halkını da soykırımdan geçirmek istiyor. Çalıştay bileşenleri olarak Türk devletinin bu vahşi tutumuna büyük hassasiyetle yaklaşıyor, tüm imkânımız ile karşı duruyor ve Halk Savunma Güçlerinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz.
2. Kürdistanlı güçlerin ittifaktan uzak oluşu hem Kürdistan kazanımlarını zayıflatıyor hem de düşman cephesinin önünü açıyor. Bu durum Kerkük, Xaneqin ile Şengal'in işgali döneminde açıkça görüldü. Ancak Kobanê savunması ve başarısında da görüldüğü üzere Kürtler arası ittifak düşman saldırılarını kırmakla birlikte başarıyı da sağlıyor. Çalıştay, Kürt güçleri arasındaki ittifakı varlık yokluk düzeyinde değerlendirerek, ulusal birliğe tekrar çağrıda bulunuyor.
3. Kürdistan ve ülke dışında Savunma Güçlerine büyük destek sağlanmalı ve Kobanê savunması sıcaklığıyla işgalci Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik saldırısına karşı durulmalı. Bu temelde ülke ve ülke dışında birlik temelinde, yurtsever ve ulusal diplomasi için yoğun çaba sarf edilmelidir.
4. Çalıştay, işgalci Türk devletinin saldırısına karşı yurtsever ve ulusal seferberliğe çağrıda bulunuyor, tüm Kürdistanlıları gece gündüz her türlü yol yöntem ile çalışmaya, eylemlere katılmaya ve direniş güçlerinin yanında durmaya çağırıyor.
5. Çalıştay, Kürdistan Bölgesi Başkanlığı, Parlamento ve hükümetini, Türk devletinin saldırı ve işgaline karşı çıkmaya ve Türk ordu güçlerinin Güney Kürdistan'dan çıkarmaya çağırıyor.
6. Çalıştay Irak federal devletini de, Saddam Hüseyin döneminde Türkiye ile sınırları geçmeye dair yapılan anlaşmaları iptal etmeye, Türk devletinin Güney Kürdistan'daki işgaline karşı itirazını dillendirmeye, Irak hava sahasını Türk savaş uçaklarına yasaklamaya ve Irak federal devlet sınırları içinde bulunan Türk devleti güçlerinin çıkarılması için pratik tedbir almaya çağırıyor.
7. Çalıştay, Arap Birliği devletlerine de Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik işgal ve saldırılarına karşı çıkmaya, tavır takınmaya ve kınamaya çağırıyor.
8. Çalıştay, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ile tüm ilgili güçleri, Türk devletinin Kürt halkına yönelik saldırılarına karşı sessiz kalmamaya ve tutum sergilemeye çağırıyor.
9. Çalıştay, Kürt halkının dostlarına, demokratik kamuoyuna ve vicdan sahibi herkese şu çağrıda bulunuyor: Kobanê, Efrîn, Gire Spi ile Serêkaniyê savaşında iyi bir tutum sergilediniz. Sizden bu tutumu şimdi de göstermenizi bekliyoruz. Kürt halkının sizlerin dayanışmasına ihtiyacı var.
10. Çalıştay, Kürdistanlı ve Kürdistan dostlarından Türkiye ile ekonomik ilişki geliştirmemeleri ve Türkiye turizmini boykot etmeyi bekliyor.
11. Türk devleti işgal ve saldırılarına karşı ortak çalışma yürütülmesi ve alınan kararların pratiğe geçirilmesi amacıyla en üst düzeyde 'Kriz Masası' oluşturuluyor. Masa, ülke ve bölgelerde alt komite ve gruplarını oluşturacak.
12. Biz, bu toplantıda bulunan kişi, kurum ve kuruluşların temsilcileri olarak bir kez daha, Türkiye devletinin saldırı ve işgalciliğine karşı, Savunma Güçlerinin yanında olduğumuzu ve onlara sahip çıktığımızı tekrarlıyor ve diyoruz ki: “Metîna, Zap ve Avaşîn bölgelerinin savunması tüm Kürdistan’ın savunmasıdır. Biz bütün imkanlarımızla bu direnişe sahip çıkacağız. Aynı tutumu bütün Kürdistanlı parti, örgüt, kurum ve şahsiyetlerin de göstermesini ve tüm Kürdistan halkından her türlü imkanları ile bu direnişe sahip çıkmalarını bekliyoruz.”
Türk Devletinin İşgalciliğine Karşı Ulusal Tavır Çalıştayı
15 Mayıs 2021