Ben Türkiye’deki islami siyasi hareketine ilişkin bilgi toplarken, Necmettin Erbakan’ın ismi her tarafta önüme çıkmaya başladı… İster istemez Erbakan’ın başında bulunduğu partinin veya yan kuruluşlarının Necmettin Erbakan’ın biyografisi hakkında verdikleri bilgiler dikkatimi çekmeye başlıyordu.. Verilen bilgiler içinde hemen hemen her tarafta : “Necmettin Erbakan Kozanoğulları soyundadır.. 1800’lü yılların son dönemlerinde Adana’nın Kozan ve Saimbeyli bölgelerinde asırlarca hüküm süren Kozanoğulları Beyliği’nden gelip İstanbul’a yerleşen ve Sultan Abdülhamid’e yakınlığı ile bilinen Hüseyin Bey’in torunudur” deniliyor..Aslında Kozanoğlu hikayesi bu kadar basit değil.. Kozanoğulları kendiliğinden İstanbul’a gidip yerleşmemişlerdir. Kozanoğulları da bir çok Kürd Beyliği gibi Osmanlı devletine karşı başkaldırmış, Osmanlı devletini tanımamış olduklarından Osmanlı devleti “Fırka –i İslahiye” komutanı Derviş Paşa’nın önderliğinde gönderdiği askeri güçlerin hışmına uğramışlardır… Kozanoğlu Beyliği’nin siyasal varlığı sona erdirildikten sonra liderleri sürgüne gönderilmişlerdir.
Aslında Kürdistan’da Avdalê Zeynikê’nin klamlarını dinleyenler “Wey Xozanê wey Xozanê” adlı klamı bilirler..Çünkü, Avdalê Zeynikê de Xozan ayaklanması bastırıldığı zaman oradaydı.. Avdalê Zeynikê, Osmanlı Sultanı’nın fermanına uyarak Kürdistan’ın Serhad bölgesinde Xozan giden Sürmeli Mehmed Paşa’nın dengbêjiydi… Gelişmeleri yakında yaşamış, ama ne yazık ki Xozanoğlu’nun etnik kimliği hakkında hiç bir bilgi vermemiştir, olsada ben bilmiyorum..Ama, bugüne kadar resmi Türk tarihi ve yazıcıları her zaman yaptıkları gibi Xozanoğlu ayaklanmasını “bir Türkmen ayaklanması” ve “Xozanoğlu’nu bir Türkmen” olarak lanse ediyor.. Bir çok konuda olduğu gibi Türk tarih çarpıtıcıları “Xozanoğlu Beyliğini” de Türklere mal etmişlerdi.. Bu konuda “ortak, genel bir düşünce birliğini” yaratabilmişlerdi.. Türk devletinin resmi tarih ideologları bilinçli olarak çarpıttıkları tarihi gerçekleri Kürdlere de empoze edebilmiş ve istedikleri sonucu elde etmişlerdi. Hatta, Türk resmi tarih yaratıcıları bırakın Xozanoğlu’nun Kürd olup olmamasını, söz konusu olan ayaklanmada Kürdlerin oynadıkları rolu tümden inkar etmişlerdi..Ben burada Xozanoğlu ayaklanması ve tarihçesi hakkında bilgi vermeyeceğim… Zaten amacımda bu değil. (Bu konuda bir dizi kaynak var) Burada esas olarak üzerine kısaca duracağım bu Beyliğin Kürd boyutudur..Fazla bu meseleyi uzatmadan elde bulunan bir kaç belgeyi sunmak istiyorum…Vital Cuinet 1891 yılında Paris’te bastığı “La Turquie D’Asie” adlı kitabının ikinci baskısının 6. ve 7.sayfalarında Kürdlerin Karduklar’dan geldiğini, Kürdistan’ın yerlileri olduklarını; Türkmenlerin ise Tükmenistan’dan geldiğini vurguladıktan sonra, bu iki yapılanmanmaya bağlı aşiretlerin birlikte hareket ettiklerini söylüyor… Ayrıca Vital Cuinet Adana çevresinde, Çebel-i Bereket ve Kozan’da bulanan ve çadırlarda yaşıyan aşiretlerden Berbes Aşireti, Türkmen Sirkintili aşireti, Cerid Kurd, Karsant aşireti ve Menemenci aşireti gibi aşiret isimlerini verdikten sonra: “Kürdler yazın dağlara çıkardıkları ve kışın ovalara indirdikleri büyük hayvan sürülerine sahipler.. Bu aşiretler 20 yıl önce bağımsız bir şekilde yaşarlardı ve Bey unvanını alan kendi şeflerinin dışında hiç bir otoriteyi kabul etmiyorlardı.. 1865 yılında kolera salgını bunların üzerine çöktü ve onları hafifte olsa zayıflatı.. Hükümet bu durumdan yararlanarak bunları ittihat altına almaya ve toprağa bağlamaya çalıştı.. Bu ise öyle direnişsiz olmadı.. En büyük ve güçlü iki Beyleri olan Kozanoğlu ve Küçük Alioğlu üzün süre boyun eğmeyi reddettiler.. Adana valisi Cevdet Paşa tarafından düzenli ordular bunların üzerine gönderildi ve ……. daha sonra iki şef yakalanıp sürgüne gönderildi” diye yazıyor…Yine Vital Cuinet değerlendirmesinin devamında “ o günden beri Kürd aşiretleri devletin otoritesi altına alındılar…….. toprağa bağlanmaya ve hayvanları için ahır yapmaya zorlandılar, ama onlar hâlâ eski yaşam biçimlerinden diretiyorlar” diye ekliyor..
Ayrıca Vahé Tachjan “La France en Cilicie et en Haute- Mesoptamie” adlı çalışmasında dönemin Fransız kaynaklarına dayanarak Osmanlı devletinin ““ Derviş Paşa ve Cevdet Paşa komutasındaki “Fırka –i İslahiye” ile 1865’de itaat etmeyen Beylere karşı harekete geçtiğini, Osmanlı güçleri ilk önce tam bir bağımsızlığa sahip olan Gavur Dağ Kürdlerine karşı bir harekat düzenlediğini ve ardından Sis Kozan’a Kozanoğlu’na karşı harekete geçip boyun eğdirdiğini” yazıyor.( Fransız Dışişler Bakanlığı arşivi, Halep Konsolosluğunun 12 Kasım 1865 tarihli raporu) Yine söz konusu olan raporda Kozanoğlu Yusuf kaçmaya çalışırken Osmanlı güçleriyle bu saldırıya katılan 3000 Ermeni’den biri olan Ekmekçi Mardiros tarafından yakalandığını yazıyor…Kozanoğullarından biri sürgünden kaçıp yeniden hareketi başlatıyor, ama, yenilgiye uğruyor… Bu konuda Celilê Celil V. Meliksetian’nın 1960’da Erivan’da yayınlanan “Zeytuni Erocamarter” adlı eserine dayanarak : “Ancak harpten sonra büyük bir askeri gücünden istifade eden Türk hükümeti, Kozanoğlu Kürdlerini ve komşuları olan Zeytun Ermenilerinin ayaklanmasını bastırabilmiştir” diye yazıyor..1778’den 1865 yılına kadar yarı bağımsız veya bağımsız bir şekilde yaşıyan Kozanoğulları, aslen Antepliler… Kozanoğlu ailesinden geldiğini söyleyenler de dahil tüm resmi tarihçiler bu tezi destekliyorlar…O dönemler Antep Halep vilayetin bir sancağıydı… Vital Cuinet aynı kitabının 126 sayfasında gözlemciler tarafından Kürdlerle Türkmenlerin bazen karıştırıldığını ve “Halep vilayetinde çok az Türkmene rastlandığını ve bunlarında bir yılın içinde bir kaç defa büyük deve sürüleriyle geçiş güzergahı olarak bölgeyi kullandığını” söylüyor..Ayrıca yine bir Fransız olan M. Baptistin Poujoulat 1840 yılında Paris’te basıma verdiği “Voyage Dans L’Asie Mineure” adlı eserinin 2. sayfasında Antep’in nüfus yapılanması hakkında şu bilgileri vermektedir: “Antep nüfusu Kürd kökenli 12 bin müslümandan ve 3 bin Ermeniden oluşuyor” diyor..Ayrıca hepimiz Kürd Canpolatların 7. yüzyıldan itibaren bugünkü Kilis ve Antep mıntıkasında oynadığı rolu biliyoruz.. Daha sonra Osmanlı’ya başkaldıran Canpolatlarda tüm diğer Kürd Beyliklerin akibetine (Bu konuda yakında bir yazı yayınlayacağım) uğruyorlar..Antep’te Türkmenlerin öyle ciddi bir varlığı olmadı… Bir Aşiret olarak bölgede varlık göstermiş olsaydılar , bugüne kadar resmi tarih yazıcıları çarşaf çarşaf yayınlamaya kalkarlardı…Sonuç olarak burada benim amacım Erbakan’ın ulusal kimliğini yada kökenini ortaya çıkarmak değil, esas amacım tarihte yaşanan Xozanoğlu Beyliğinin bir bütün olarak Türkmenlere mal edilmesine soru işareti koymak ve bu yapılanma hakkında Kürd cephesinde bir bilimsel araştırmanın yolunu açmaktır..Çünkü, Kürdistan tarihi ve Kürdlere ilişkin tüm gerçekler çarpıtılmış, Kürdler yok sayıldığından dolayı var olan her şeyine sahip çıkılmıştır..[1]