Kafkas Kürtlerinden Redkan Aşireti.
Makale / Nihat Öner.
Tarihin akışı içerisinde Kürt tarihi tam anlamıyla yazılmamıştır. Kürt tarihi ile ilgili var olan kaynakların büyük çoğunluğu da Kürtler tarafından yazılmamıştır. Bize göre Kürt tarihini ayrıntıları ile ortaya çıkarmanın yolu, Kürt aşiretlerinin kendi tarihlerini yazmaları ile mümkündür. Her Kürt aşiretinde, kendi tarihleri ile ilgili anlatılan onlarca olay vardır. Şayet Kürtler, Kürt halkının değeri olan aşiretleri çok kötü bir şeymiş gibi görmekten vazgeçip, aşiret yaşlılarının ve sözlü tarihçilerin kendileri hakkında anlattıkları tarihi olayları yazıya kavuşturursa, yazılı Kürt tarihine büyük katkı sunacaklarını düşünüyorum. Biz de bu bilinç ile hareket edip gerek yazılı kaynaklar gerekse sözlü tarih anlatımlarından faydalanıp Redkan aşiretini yazmaya çalışacağız.
$I) Redkan İsminin Kökeni$
Günümüzde Erivan Kürtlerinin kadim bir aşireti olarak kabul edilen Redkan aşiretinin tarihi ismi Zilla aşiretidir. Zilla aşiretine, Türkçe Zilan aşireti denilmektedir. Serhad bölgesi dışındaki Kürtler, Zilan aşireti denilince Zil ve Mil isimli iki ana bentten biri olan Zil ile Zilan’ı aynı sanır ama Zilla aşireti, Zilan çatısı altında ona tarih boyunca liderlik etmiş bir aşirettir.
Redki aşiretinin daha eski ismi Zilan olduğundan, Osmanlı arşiv belgelerinde Redki aşiretinden bahsedilirken zaman zaman ‘Redki’, zaman zaman da ‘Zilan’ ifadesi kullanılmıştır. Örnek vermek gerekirse 1781 yılına ait bir Osmanlı belgesinde Hüseyin Ağa Çongdeve’nin babası Büyük Şemdin Ağa’ya ‘Redki lideri Şemdin’ denilirken (BOA, 305/15208), Şemdin Ağa’dan sonra Redkanlıların liderliğine geçen oğlu Hüseyin Ağa için ‘Zilan aşireti lideri’ denilmiştir (BOA, 452/22392). Yine aynı belgede Hüseyin Ağa’nın Rewan’dan Van bölgesine gittiği belirtilir ama konu ile ilgili başka belgelerde bu kez ‘Redki’ ifadesi kullanılmıştır (BOA, 782/36609; BOA, 827/37457; BOA, 824/37401). Aynı şekilde Şemdin Ağa’nın torunu Cafer Ağa (Guli Cewer Ağa/Cafer Ağa Şemsedinov) ve onun oğlu Ali Eşref Bey’den bahsedilirken, genelde ‘Redki’ ifadesi kullanılmıştır. Ayrıca bazı yazarlar Zilan (Redki) aşireti ile Zilan Aşiretler Konfederasyonunu karıştırıp, Bıruki aşiretinin de Zilan aşiretinden olduklarını söylerler ama hiçbir kaynakta Bırukiler Zilan aşireti olarak geçmez. Birkaç örnek vermek gerekirse Iğdır Rus hakimiyeti altındayken, bölgedeki bütün Kürtlerin resmi temsilciliğini Redkan aşireti Torına Mala Kosa ailesinden Ali Eşref Bey yapardı. Bıruki aşiretinden Ali Ağa, Rus yöneticilere mektup yazıp Bırukilerin ayrı bir aşiret olduğunu ve bu aşiretten birisinin Bıruki aşireti bölgesinde yöneticilik yapmasını ister (Hun, 2022, ss. 230-231). Yine Bırukiler, Redki aşiretinden bahsederken onlar da Zilan aşireti ifadesini kullanırlar. Bıruki aşiretinden Ahmet Özer, ‘Doğu’da Aşiret Düzeni ve Bırukanlar’ isimli kitabında şöyle der: “...Ruslar bu alaylardan birini Zilan aşiretinden Güneş ailesine, diğerini ise Kafkasya’daki Brukan aşiretine kurdurmuştur.” Benzer tanımlamalara 1919 yılına ait bir Osmanlıca belgede de tesadüf edilmektedir: “Kafkasya’daki Ermeni mezâliminden kaçarak Bayezid’e gelen Bıruki ve Zilan aşiretlerine mensup ailelerin iskân edilmek üzere Van’a sevk edildikleri...” (BOA, 2877). Yine 1959 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın talimatı ile hazırlanan Kürt Raporu’nda 38 Kürt ileri geleninin ismi, Kürtçü oldukları gerekçesiyle yazılmıştır. Bunlardan ikisi Bıruki aşiretinden Kinyas Kartal ve Redki aşiretinden Naci Güneş’tir. Kinyas Kartal’ın aşireti “Bıruki”, Naci Güneş’in aşireti “Zilan” olarak geçmektedir (https://haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/725769-celal-bayarin-1959da-hazirlattigi-kurt-raporunda-bakin-kimler-var).
Konuyu daha da iyi açıklamak gerekirse Zilan Aşiretler Konfederasyonu, özünde Zilan aşiretidir. Celali, Bıruki, Cemaldini, Heyderi vb. aşiretler bu aşiret ile birlik oluşturunca Zilan aşireti, Zilan Aşiretler Konfederasyonu adı ile anılır olmuş. Aynı şekilde Milan Konfederasyonu’nun ana kaynağı olan aşiret de Milan aşiretidir. Zilan ve Milan konfederasyonları, 1840’lardan önce iki aşiretti. Örneğin Kürtlerin tarihine dair kadim bir kitap olan Şerefname’de, Zilan (Redkan) bir aşirettir. Şerefname’de konfederasyon diye bir kavram yoktur. Mesela Sılêmani Kürt beyliğini kuran aşiretlerden bahsedilirken -ki bunlardan biri de Redki’dir- akraba oldukları belirtiliyor. Beyliği kuran sekiz aşiret şöyledir: “Berazi, Zilan (Redki), Bojiyan (Botan), Bêski (Besiyan), Dılxêri, Banoki, Zikziyan ve Hewêdi.” (Şeref Han, 1971, s. 294). Bu sekiz aşiret haricinde Celali, Bıruki ve Heyderi gibi aşiretler Redki aşireti ile akraba olabilirler. 1972 ve 1976 yılları arasında Ağrı ve Kars çevrelerine gidip, Kürt aşiretleri üzerine araştırma yapan Recep Albayrak, “Türklerin İran’ı” isimli kitabında Bıruki aşiretinin asıl isminin Memani, Redki aşiretinin eski isminin Zilan olduğunu belirtip bu iki aşiretin kardeş olduğunu, onların Celali ve Heyderi aşiretleri ile de üvey kardeş olduklarını yazar (Albayrak, 2013, s. 694). İhsan Nuri Paşa ise 1946 yılında İran’da Huzistan dergisinde bir yazı dizisi olarak yayınlanan, daha sonra 1955 yılında “Kürtlerin Kökeni” ismi ile basılan kitabında Celali, Heyderi ve Memani aşiretlerinin Zilan (Redki) aşiretinden kopup farklı isimler aldığını belirtir. Bu iki kaynak haricinde, bir başka kaynak da bunlara benzer ifadeler kullanmaktadır. Ünlü Rus tarihçi P.İ. Averyanov, 1900 yılında yazdığı ‘Osmanlı, İran ve Rus Savaşlarında Kürtler’ adlı kitabında, Badılli (Memani) aşiretinin Zilan (Redki) aşiretinden koptuğunu yazar.
Sözlü anlatım olarak Zilla aşiretinin Redkan ismini alması hakkında, Redkanlıların anlattığına göre Mervaniler zamanında Silvan sınırlarında yaşayan Zilla aşiretinden bir kızın yolu, Mervan kralı ya da kralın oğlu tarafından kesilir. Kral ya da kralın oğlu, başına odun vurulması suretiyle bu kız tarafından öldürülür. Bunun üzerine Mervani askerleri, Kelê isimli köyde Zilla aşiretine saldırır ve tüm askerler bu savaşta öldürülür. Bütün askerler öldürülünce, dönemin insanları “gişt red kirin” yani “hepsini yok ettiler/bitirdiler” der ve aşiret o olaydan sonra Redki (yok eden/bitiren) ismi ile tanınmaya başlar. Yukarıda anlattığım olay, Redkanlılar tarafından tarih boyunca günümüze kadar sözlü olarak anlatılagelmiştir. Şimdi konu hakkında yazılı bir kaynağa da bakalım. Ağrı Direnişi liderlerinden İhsan Nuri Paşa, yukarıda zikrettiğimiz ‘Kürtlerin Kökeni’ isimli kitabında şöyle der: “Mervani hükümeti döneminde, Mervan hükümdarlarının zulmünden kaçan Zilan aşireti arasında, Huxşter’in (Hugş-ter) Sekkaların reisleri için yaptığı yapılıyor. Yani itaatsizlikten dolayı aşirete gelen 80 süvari evlere dağıtıldı. Gece, önceden aralarında kararlaştırdıkları üzere damın arkasında aşiret reisi bir yorganı hint yağına bulayıp ateşe vererek etrafı aydınlattı. Onu gören herkes bu ateşle verilen işaret üzerine misafirini öldürdü. Üçüncü ateşte hepsi göç edip kuzeye gitti. Aşiret reisinin evindeki başkan öldürülmek istenince, o, yiyecek ambarına kaçtı. Orada onu yakalayıp öldürdüler. Bu nedenle Zilan reislerinin ailelerine bugün de Kulin bı Xûn (yuvası kanlı/yuvaları kanlı-N.Ö.) deniyor” (Nuri, 1977, ss. 66-67). Redkanlılarda İhsan Nuri Paşa’nın anlattığı gibi anlatanlar da var. Ama biz daha çok birinci varyantı tercih ettik.
$II) Redkan Aşiretinin Göç Serüveni$
Redkan aşireti Diyarbakır'ın Silvan ilçesi ile Cizre arasındaki bölgeye XI. yüzyılda göç etmiştir. Silvan çevresine yerleştikten sonra, bugünkü Geliyê Zilla’ya (Zilan Vadisi) yazları yaylacı olarak geldiklerinden, bu vadi onların ismi ile anılmaya başlamıştır. Kürt coğrafyasında belirli aşiretlerin yayla olarak kullandıkları vadiler, onların isimlerini almıştır. Örneğin Geliyê Zilla, Geliyê Beraza, Geliyê Goya, Geliyê Xerza vb.
Redkanlıların Silvan’a göç ettikleri dönemde, 1071 yılında Selçuklular ile Bizans arasında ‘Malazgirt Savaşı’ meydana gelir. Bu savaşa Kürtler de Mervanilerin çatısı altında girerler. Mervaniler içinde Redkanlılar da yer aldıklarından, Malazgirt Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasından sonra Muş’ta Redkan aşiretine Têxut (günümüzde Balotu), Kızılağaç, Kotanlı ve Qeremêşe köyleri verilir. Böylece Redkanlıların bir kısmı Silvan’da, bir kısmı ise Muş’un söz konusu dört köyünde yaşamaya başlar. Muş’un bu dört köyüne yerleştikten sonra, Kulla Muşê isimli bir salgın çıkar. Bu salgında Redkanlıların çoğu ölür. Aşiretin yaşlılarından biri olan Mıhê Sılêmin rüyasında melekleri görür ve melekler ona aşiretini alıp, Muş’tan gitmesini söyler. Bu rüyadan dolayı Redkanlılar oradan göç edip, önce yaylaları olan Geliyê Zilla’ya ve oradan da Kars’a göç ederler (Kulla Muşê için bkz.; Öner, 2021, s. 44).
Silvan’dakiler ise -Şerefname’de yazıldığında göre- Mervani devleti dağıldıktan sonra Mervanilerle akraba olan sekiz aşiret ile bir araya gelip Sılêmani Kürt beyliğini kurarlar. Söz konusu sekiz aşiretin ismini yukarıda vermiştik (Şeref Han, 1971, s. 294). Bilindiği üzere 1515 yılında Diyarbakır, Osmanlı hakimiyeti altına girer. Redkan aşireti yaşlılarının anlatımlarına göre Kurmanc Kürtler, Osmanlı tarafından Diyarbakır’dan göç ettirilir, yerlerine Elazığ, Dersim, Bingöl bölgelerinden Zaza Kürtler ve Ermeniler iskân edilir. Redkanlılara göre şu an Diyarbakır’da yaşayan Zaza Kürtler, o dönem iskân edilenlerdir. Redkanlılar Silvan’dayken pirinç ekip, değirmen işi yaparlar. Ancak bölge Osmanlı hakimiyeti altına girdikten sonra, hayat şartları zorlaşmaya başlar. Sılêmani beyliği, Osmanlı hakimiyeti altına girince, sık sık kendisinden savaşçı ve vergi istenir.
$III) Diyarbakır’dan Erivan Çevresine Göç$
1570 yılında Osmanlı Padişahı II. Selim, Kıbrıs'a sefer düzenler. Bir emirle Besyan (Bêski), Bucyan ve Redkan aşiretinden iyi ok kullanan bin kavvas (okçu) ister. Bu üç aşiret verilen emre uymayınca, 12 Nisan 1571 tarihli bir kararla kendilerine bin filori (Avrupa menşeli altın para) ceza kesilir (BOA, 12/48).
27 Haziran 1570 tarihinde 400 gemi ve 100 bin askerle Kıbrıs Adasına saldıran Osmanlı, 3 Temmuz günü Larnaka'yı alıp, Lefkoşa'ya doğru ilerler. Yedi hafta süren savaş boyunca, Venedikli askerler ve yerel halktan 56 bin kişi ölür. Osmanlı'nın ise asker kaybı 50 bin kişidir. Adanın imar ve iskânı için, 21 Eylül 1571 tarihli bir ferman ile İç Anadolu'nun (Karaman vilayeti) belli şehir ve köylerinden adaya mecburi iskân yapılması kararlaştırıldı ve Türkler yerleştirilmeye başlandı. 7 Mart 1573’te bir antlaşma ile Kıbrıs Osmanlı'da kaldı.
5 Temmuz 1573 tarihinde Besyan, Bucyan ve Redkan aşiretlerinden sorumlu sancak beyi Behlül Bey bir rapor gönderip, bin kavvas hazırladığını ama ücretlerini ödemediklerinden bazılarının firar ettiğini ve bundan dolayı savaşa katılamadıklarını söyleyip, devlete yalnızca 5 yüz filori verebileceğini söylüyor (BOA, 22/458).
2 Şubat 1580 (Hicri 15.12.987) tarihinde Besyan, Bucyan ve Redkan aşiretleri Sancak Beyi Behlül Bey'in ağır vergilerinden dolayı, Mollazade Ebubekir önderliğinde Ardahan’a Yusuf Bey’in yanına göç ederler. Bu üç aşiret, vergi için kendilerini geri getirmeye gelen Behlül Bey’i ve adamlarını öldürür (BOA, 39/313). Osmanlı'nın hakimiyeti ile zayıflayan Sılêmani Kürt beyliği, bu üç aşiretin göçü ve beyliğin lideri Behlül Bey'in ölümü ile gücünü iyice kaybedip ortadan kalkar.
Redkanlılar, Yusuf Bey’in yanına göç ettikten sonra Ani bölgesine yerleşirler. Oradan da Erivan’a dağılmaya başlarlar. IV. Murad, 1635 yılında Rewan (Erivan) Seferi'ni düzenlediğinde, Bêski ve Redkan aşiretleri de yardım eder. Bundan dolayı Bêski aşiretinden Çolak Abdi Paşa ailesine Bayezid kalesinin hakimiyeti, Redkan aşiretinden Mıhemed Ağa'ya (Digor Yağlıca köyünden Hasan Kara’nın soy ağacında bu şekilde yazılmaktadır) ise top ve ferman verilir. Günümüzde bazı Türk kaynakları Çolak Abdi Paşa ailesinden, torunu İshak Paşa’dan bahsederken bunların Türk olduklarını iddia ederler. Fakat IV. Murad ile beraber Rewan Seferi’ne katılan Kâtib Çelebi, Cihannüma adlı eserinde Bayezid kalesini ve kaleyi yöneten aileyi şu şekilde tasvir etmektedir: “Kal‘a-i Bayezid, Kotur şimalinde bir kal‘a ve livadır ve serhad-ı Acemdir. İki kal‘a dahi buna tabidir. Biri Diyadin kal‘ası ve biri Hamur kal‘ası. Bu livayı Behlül Bey ocaklık tarikiyle zabt ider. Bunlar dahi tevaif-i Ekraddan (Kürt) Besyan (Bêski) aşiretinden gâyet şeci‘ taifelerdir. Kızılbaşlar bunlardan gâyet havf iderlerdi. Bayezid ovasından nehr-i Murad geçer ve yere batar ve dört saatlik mesafeden tekrar çıkar, oradan akar gider. Bu livaya Ağrı dağı nazırdır ve burada ibtida-i sahra-i Çaldıran vâkidir.” (Çelebi, 2009, s. 326).
1639 yılında Erivan bölgesi tekrar Safevilerin eline geçti. O yıl yapılan Kasr-ı Şirin Antlaşması ile hem Kürt coğrafyası ikiye bölündü, hem de Erivan resmi olarak Safevilerin toprağı oldu. 1724’te ise Osmanlı bir kez daha Erivan’ı ilhak etti. 1727’de imzalanan Hemedan Antlaşması ile Erivan resmen Osmanlı tarafına geçti. 1735 Arpaçay Savaşı’nda Safevi devleti, Osmanlı devletini yenince Erivan, Gence ve Tiflis’i ele geçirdi. Safeviler, 1747’de Rewan hanlığını kurup Mir Mehdi’yi han olarak atadı. Rusya ile Gürcü krallığı arasında 1783’te Georgievsk Antlaşması’nın imzalanmasının ardından bölgedeki Rus nüfuzunun artması üzerine Osmanlı devleti hanlıkla irtibat kurmaya başladı. Buna karşılık Rewan hanlığındaki Ermeniler de Ruslardan yardım talep etti. Sonuçta hanlığa tekrar müdahale eden II. İrakli, kendi yandaşı Hüseyin Han’ın oğlu Gulâm Ali’yi tahta geçirdi. Gulâm Ali'nin annesi, Redkan aşireti lideri Şemdin Ağa'nın kızıydı. Gulâm Ali, annesi Kürt olduğu için öldürülmüş, yerine Hüseyin Han’ın annesi Gürcü olan diğer oğlu Muhammed tahta çıkarılmıştı. Hanlıktaki bu son gelişmelerle Gürcü ağırlığının giderek artması üzerine Osmanlılar müdahale etmiş ve hanlığa Hoylu Ahmed Han’ın torunu Ahmed’i getirmişti. 1795’te ise Ağa Muhammed Xan Qeçar kardeşi Ali Kulı’yı 20.000 kişilik bir ordu ile Rewan’a gönderdi ve burayı aldı (https://redkani.blogspot.com/p/rewan-sehrinin-tarihi.html).
Safevi devletinin Rewan Hanı Ağa Muhammed Xan Qeçar, 1785 yılında Maku'da yaşayan Sipki aşiretinden Mirze Ağa ve Rewan’da yaşayan Redkan aşiretinden Ahmed Xan'a resmi olarak nişan veren handır (Dîma, 2011, s. 170).
$IV) Erivan'ın Rus Hâkimiyetine Girmesi$
Ruslar 1804 ve 1808 yıllarında iki kez Erivan’ı almaya çalıştılar ama başarısız oldular. 1826 yılında bir sefer daha düzenlediler ve nihayet 13 Ekim 1827’de ele geçirdiler. 1828 yılında imzalanan Türkmençay Antlaşması ile Erivan resmen Ruslara verildi. Bunu müteakip Ruslar bölgede yaşayan bütün Kürtlere ve diğer halklara vatandaşlık verip, kimliklerine Kürt-Müslüman, Êzdi ise Kürt-Êzdi, Azeri ise Tacik-Şii şeklinde yazdılar.
Ruslar Erivan'ı aldıktan sonra Kürtlerden oluşan dört alay kurdular (çoğunluğu Müslüman Kürttü). Bu alaylardan biri Kars'taydı ve 400 kişiden oluşuyordu (Redkanlılar öncülüğünde). Maku çevresinde yaşayan Celalilerin bir kısmı ve Êzdi lider Hasan Ağa'nın emri altındaki 400 savaşçı da bu dört alaya katıldı. Rus devleti nezdinde bölgedeki bütün Müslüman Kürtleri Redkanlılar, Êzdi Kürtleri ise Êzdi Hesıni aşireti temsil ederdi. Redkanlılar istedikleri yaylayı kullanır, vergi vermez, askerlik yapmazlardı ama büyük savaşlarda Kürt birlikleri ile devlete yardım ederlerdi. Bu onlarla, devlet arasındaki anlaşmaydı.
Erivan’ın Rus toprağı olmasıyla birlikte buraya her taraftan Ermeni getirilir. Çarlık Rusya Müslüman Kürtlere karşı Hıristiyan Ermenilerin bölgede çoğunluk olması için elinden gelen her şeyi yapar. Kısa zamanda Erivan'ın ismini Ermeni vilayeti olarak değiştirir. Rusların bu tavrı karşısında rahatsız olan Redkan aşiretinin o dönemki lideri Çongdeve Hüseyin Ağa, 1828 yılında Kars Muhafızı Osman Paşa'ya bir mektup gönderip Kars çevresinde kendisine ve aşiretine bir yer verilmesini rica eder. Hüseyin Ağa, aşiretin bir kısmını alarak Kars'a yerleşir. Erivan’da kalan Redkanlıların yeni lideri ise Hüseyin Ağa’nın yeğeni Guli Cewer Ağa (Cafer Ağa Şemsedinov) olur. Cewer Ağa, Kırım Savaşı’nda emrindeki birliklerin başarısı sayesinde yüzbaşılıktan, generalliğe yükselmişti. Oğlu Ali Eşref Bey (Eleşref Beg) da aynı şekilde general rütbesine terfi etmişti (https://redkani.blogspot.com/p/rewan-sehrinin-tarihi.html).
Kars’ta yani Osmanlı sınırındaki Redkanlılara Hüseyin Ağa liderlik yapar. (https://ararat-welat.blogspot.com/2020/09/erivan-bolgesinde-kurtlerin-akbeti.html). Hüseyin Ağa’dan sonra Guli Cewer Ağa’nın diğer oğlu Eyüp Paşa, 18 Ekim 1877’de 600 hane ile beraber Erivan’dan gelip Bayezid sancağı köylerine yerleşir (BOA, 1322/59).
1918 yılına gelene kadar başta Redkanlılar olmak üzere Azizi, Bıruki, Celali, Bêski, Banoki, Cemaldini, Dılxêri, Moti, Qaski, Kurdki, Şemski vb. gibi Kürt aşiretleri kadim yurtları olan Erivan ve çevresinden peyderpey göç etmeye devam ederler. Osmanlı sınırlarında 1915 olayları gerçekleştiğinde Ermeniler ve Ağrı, Kars, Iğdır, Van Êzdi Kürtleri kitlesel olarak Erivan bölgesine göç ederler. Patnos Koz köyü Ermeni liderlerinden Kurd Qazo, Ermeni komutan Antranik Paşa, Ermeni lider Xaçatur Ağa ve Van Êzdi Kürtlerinden Cangir Ağa, geldikleri bölgede yaşadıklarının intikamını yerli Müslümanlardan almak için bazı gruplar kurarlar. Her gece birkaç Müslüman köyü basıp birçok kişiyi öldürürler. Silahlı ordulara karşı kendilerini savunamayan Müslüman Kürtler, 1918 yılında Aras nehrinin batısına ve Azerbaycan sınırlarına göç ederler. Göç ederken de mal varlıkları, hayvanları vb. her şeyi orada bırakmak zorunda kalırlar.
Tespit ettiğim kadarıyla Redkan aşiretinin Erivan’daki bazı köyleri şunlardır: Şamiran, Xerabe Vang, Seetıli, Beyremeli, Camuşvan, Kapırtçi, Qatırvan, Sukar, Qecerevat, Hebılkend, Varankso, Camuşvana Mezın (şimdi Elegez), Xalisa, Devexırabe, Şirazli, Çimenliya Jorin, Çimenliya Jêrin, Qantrevat, Qerka, Gilan, Goma Redka, Xırbeli, Şorexav, Kotakli, Ervart, Uca, İlmezli, Okızli, Xerbegli, Necıliya Jêrin, Boqetin, Pirmelek, Qergebazar ve Seredovka.
Redkanlılar Aras nehrinin batısına, yani Osmanlı sınırlarına göç ettikten sonra bir kısmı daha önce gelen akrabalarının köylerine yerleşir. Bir kısmı da boş Ermeni ve Êzdi Kürt köylerine iskân edilir. Bazı aileler de Bayburt köylerine yerleştirilir. Redkanlılar şu an Türkiye’de toplam 359 köye dağılmışlardır. İllere göre yaşadıkları köy sayısı şu şekildedir: Kars 91, Ağrı 85, Iğdır 46, Muş 38, Erzurum 36, Ardahan 11, Van 34, Edirne 2, Bayburt 4, Eskişehir 3, Manisa'da 2, Bitlis, Erzincan, Diyarbakır, Hatay, Maraş, Ankara, Kayseri’de birer köy vardır (https://redkani.blogspot.com/2019/05/redki-asiretinin-yasadg-koyler.html).
Redkan aşireti toplam 13 alt koldan meydana gelmektedir. Bunlar Kumki, Memki, Çekemi, Heciya, Qerki, Bekıri, Kose’yi, Torına Mala Kose, Torına Malbatê, Mala Siso, Katêyi, Qewişi (Elesori) ve Hesepêxas (Sılêmani) şeklindedir. Redkan aşiretinin Bekıri kolu birçok defa Bekiran aşireti ile karıştırılır. Aralarında sadece isim benzerliği var. Herhangi bir akrabalık yoktur.
Redkanlılar Ağrı’nın bazı bölgelerinde ve Erciş’te “Zilla”, Muş merkezde birbirlerine “oro” (bir hitap şekli) diye seslendiklerinden dolayı “oroyi”, Bulanık’ta “mıhacır” (muhacir), genel olarak da “mihacirên Rewanê” (Erivan muhacirleri) şeklinde adlandırılmaktadır.
Sonuç olarak bütüncül, sahih, gerçekçi ve özgün bir Kürt tarihinden söz edebilmek için arşiv kayıtları, sözlü tarihçiler, dengbêjler, çirokbêjler ve aşiret hikâyeleri önem arz etmektedir. Mikro anlamda ise aşiretlerle ilgili anlatımların vakit geçmeden yaşlı ve bilge insanlardan dinlenerek kayıt altına alınması elzemdir. Bu doğrultuda Redkan aşiretinin tarihine genel bir bakış attık. Özelde Redkan aşiretinin, genelde ise Kürt ulusunun kadim tarihine küçük de olsa bir katkı sunmaya çalıştık.
$Kaynakça$
Albayrak, Recep, Türklerin İran’ı: Yakın Gelecek, Berikan Yayınevi, Ankara 2013.
Averyanov, P.İ., Osmanlı İran Rus Savaşlarında Kürtler, Çev: İbrahim Kale, Avesta Basın Yayın, İstanbul 2010.
Bardakçı, Murat, “Celâl Bayar’ın 1959’da Hazırlattığı Kürt Raporunda Kimler Var!”, https://haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/725769-celal-bayarin-1959da-hazirlattigi-kurt-raporunda-bakin-kimler-var, Erişim Tarihi: 25-04-2022.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), C. DH., 305/15208.
BOA, DH.HMŞ., Gömlek: 12, Sıra: 48.
BOA, DH.HMŞ., Gömlek: 22, Sıra: 458.
BOA, DH.HMŞ., Gömlek: 39, Sıra: 313.
BOA, DH. MKT., 1322/59.; 1294.L.10.
BOA, HAT., 452/22392.
BOA, HAT., 782/36609.
BOA, HAT., 824/37401.
BOA, HAT., 824/37401-D.
BOA, HAT., 827/37457-B.
BOA, HR. SYS., 2877 – 11.
Çelebi, Kâtip, Kitab-ı Cihannüma li-Kâtip Çelebi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt: I, Ankara 2009.
Dîma, Pîr, Êzdîyen Serhedê: Sedsala XIX - Destpêka Sedsala XX, Werger: Ezîzê Cewo, Weşanên Do, Îstanbul 2011.
“Erivan Bölgesinde Kürtlerin Akıbeti”, https://ararat-welat.blogspot.com/2020/09/erivan-bolgesinde-kurtlerin-akbeti.html
Erişim Tarihi: 15-05-2022.
Hun, Mücahit Özden, Iğdır Sevdası, Alter Yayıncılık, I. Cilt, Ankara 2022.
Öner, Nihat, “Kulla Mûşê”, Pencere Dergisi, Sayı: 5, 2021, s. 44.
Özer, Ahmet, Doğu’da Aşiret Düzeni ve Brukanlar, Elips Kitap, Ankara 2003.
Paşa, İhsan Nuri, Kürtlerin Kökeni, Doz Yayınları, İstanbul 1977.
“Redki Aşiretinin Yaşadığı Köyler”, https://redkani.blogspot.com/2019/05/redki-asiretinin-yasadg-koyler.html, Erişim Tarihi: 02-05-2022.
“Rewan Kalesinin Tarihi”, https://redkani.blogspot.com/p/rewan-sehrinin-tarihi.html
Erişim Tarihi: 14-05-2022.
Şeref Han, Şerefname: Kürt Tarihi, Çev: M.E. Bozarslan, Ant Yayınları, İstanbul 1971.
Şimşek, Erdal, “Ermenistan Kimin Yurdu?” milatgazetesi.com/haber/ermenistan-kimin-yurdu-72111/ Erişim Tarihi: 12-05-2022. [1]