DİYARBAKIR- Her geçen gün #ekonomi#k hayatta daha fazla görünür olan Diyarbakırlı kadınlar, bu kez bir 'köy' kurdu. 400 dönüm arazi üzerine kurulan ‘Güleç Köy’ün fikir sahibi Diyarbakırlı işkadını Özlem Külahçı, 15 kadınla birlikte burada hem üretiyor, hem işliyor, hem satıyor.
#Diyarbakırlı Kadınlar# Kendi 'Köy'ünü Kurdu
Diyarbakırlı Kadınlar Kendi 'Köy'ünü Kurdu
Gıda sektöründe faaliyet gösteren Özlem Külahçı, hayalini kent merkezine 15 km uzaklıktaki Karabaş Köyü yakınlarında hayata geçirdi. Adı köy olsa da aslında klasik anlamda bir köy değil. Yanına 15 kadını alarak kolları sıvayan Külahçı’nın kurduğu ‘Güleç Köy’de tek bir yapı bulunuyor. Burası Külahçı ve birlikte çalışan kadınların üretim yaptıkları bina. Binanın çevresindeki tarlalarda yazın sebze yetiştiriliyor. Burada yetişen sebzeler, kadınlar tarafından kurutulduktan sonra piyasaya sürülüyor.
Şimdilerde mevsim kış olduğu için sebze bulunmuyor. Ama kadınlar boş durmuyor. Mevsim meyveleri satın alan kadınlar reçel yapıp satıyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Külahçı, ürettikleri ürünlerde katkı maddesi olmadığını söyledi. Amacını kadınları ekonomik hayata katmak olduğunu söyleyen Külahçı, “Bizler burada geleneksel yöntemlerle katkı maddesi içermeyen her mevsim sebze, meyve işlemesini yapıyoruz. Şu anda mevsim gereği ayva ve nar reçeli yapıyoruz. Haziran gibi vişne, çilek, kayısı reçeli yapıyoruz. O mevsimde olabilecek bütün meyve ve sebzeleri işliyoruz. Domates kurutma var, salça üretimimiz var. Taşı verseniz taşı sıkarız. Öncelikle bir kadın olarak kendi işimi kurma çabası içerisindeyim. Üretebildiğim kadar sağlıklı ürün üretip, ulaşabildiğim insanlara sağlıklı gıda ulaştırabilmek çabasındayım. En çok da kadını evinden çıkarıp, ekonomiye kazandırabilmek, kendi ayakları üzerinde durabilmesi için böyle bir proje başlattım” dedi.
3 kadınla başladı, 15 kadına ulaştı
VOA ekibi çekim yaparken kadınlar ayva reçeli yapıyor. Bir grup kadın ayvaları doğrarken, diğer kadınlar da büyük tencerelerde kaynatıyor. Külahçı da kaynayan reçelleri kavanozlarla dolduruyor.
Yaz aylarında çalışan sayısının 200’e kadar çıktığını vurgulayan Külahçı, “Gücümün yettiği oranda başarabildiğimi düşünüyorum 4 yıl önce sadece 3 tane kadın arkadaş olarak başladığımız bu yolda, şu anda kalıcı 15 kadın arkadaşla beraberiz. Fakat bizim domates salçası ve domates kurutması için kullandığımız ürünlerin ekimini biz kendimiz yaptığımız için sezonda nereden bakarsanız 150 ile 200 arasında insan çalışacak” diye konuştu.
‘Güleç Köy’de üretilen ürünler hem yurtiçinde hem yurtdışında alıcı buluyor. Külahçı, ürünlerinin satış serüvenini şöyle anlatıyor: “Domates kurutmada yurtdışına açıldık. Marketlerde, şarküterilerde, e-ticaret kanallarında 50'nin üzerinde il ile çalışıyoruz. Oradaki kadın kooperatifleri ile çalışıyoruz. Bu anlamda kolektif bir davamız var, satışları bu şekilde yapıyoruz. Yurtdışında Avustralya ve İngiltere’ye domates kurutması gönderdik. Bu bölgede iyi bir şekilde domates kurutmalığı yapıyoruz. Küçük çapta başladık, geldiğimiz noktada İzmir ve Manisa bölgesine ciddi anlamda rakip olabildik.”
“Kadının ekonomideki yeri başkadır”
Külahçı’ya göre ekonominin sürdürülebilir olması kadınlara bağlı. Kadın emeğinin ekonomide özel bir yere sahip olduğunu vurgulayan Külahçı, sözlerini şöyle tamamladı: “Ben hep şunu söylüyorum; Bir ülkenin ekonomisinin sürdürebilir olması kadın emeğinin işgücüne yansıması ile mümkündür. Ekonomik ve sosyal yaşamın sürdürülebilirliği, yaşamın yarısını oluşturan biz kadınların yarısını aktif katılımı ile mümkündür. Diğer türlü kalkınmanın sürdürülebilir olacağına inanmıyorum. Bu yüzden kadın emeği ve ekonomideki yeri başkadır.”
Külahçı ile birlikte çalışan kadınlar da memnun. VOA Türkçe’ye konuşan kadınlar, çalışmanın hayatlarını değiştirdiğini vurguladı.[1]