Ünlü Kürt şair Hêjar Mukrîyanî ölümünün üzerinden 31 yıl geçti.
Asıl adı Abdulrahman Şerefkendi olan Hêjar Mukrîyanî, Kürt ulusunun en önemli şairleri arasında yer alıyor. 5 Nisan 1921’de dünyaya gelen Mukrîyanî, Mahabad’da kurulan Kürdistan Cumhuriyeti’nde de adından söz ettirdi.
1946’da kurulan “Mahabad Kürt Cumhuriyeti”nin milli marşını yakın şair arkadaşı Hêmin Mûkrî ile birlikte yazdı.
Hejâr, kendi ifadesine göre başka hiçbir teşkilâta üye olmasa da Mela Burhân Hankahı’ndan ders arkadaşı olan şair Hêmin ile birlikte Qazi Muhammed’in siyasî mücadelesinde onun yakın çevresinde bulundu. Zulüm ve haksızlığa karşı yazdığı şiirlerde “zavallı, fakir” anlamına gelen “Hejâr” mahlasını kullandı.
Nîştimân ve Hilâle gibi dergilerde, partinin Kürdistan adlı gazetesinde çıkan yurtseverlik, bağımsızlık ve aşkla ilgili şiirleri büyük yankı uyandırdı ve daha yirmi dört yaşında iken Qazi Muhammed tarafından kendisine Kürt millî şairi unvanı verildi.
Bu sırada Mahabad’a gelen Mela Mustafa Barzani ile tanıştı. Onun yardımıyla Âle Kok adlı divanı basıldı (1945) ve Âzerî Türkçesi’ne çevrildi. Telif hakkı olarak kendisine verilen 4000 tümeni kabul etmedi. Qazi Muhammed, daha sonra Sovyetler Birliği’nin telkin ve desteğiyle Mahabad’da Hizb-i Demokrat-ı Kürdistân-ı Îrân adlı partiyi kurdu ve Barzani’den askerî destek alıp on bir ay kadar sürecek olan Bağımsız Kürdistan Cumhuriyeti’ni ilân etti (Ocak 1946). Hejâr bu sırada aktif rolünü sürdürdü. Muhammed Rızâ Şah Pehlevî idaresi, Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti’ne son verip Qazi Muhammed ve bazı yakın adamları idam edilince (Mart 1947) Hejâr Sakız’da tutuklandı. İki ay sonra Mahabad’a götürülürken firar ederek önce Güney Kürdistan’da Şêx Mahmûd-ı Berzencî’nin oğlu Şêx Latîf’in yanına gitti, oradan Bağdat’a geçti. Buradaki hayatı tamamen mahrumiyet içinde geçti, geçimini sağlamak için amelelik ve hizmetçiliğe varıncaya kadar her işte çalıştı. Bu şartlar altında da kendini yetiştirmeye devam etti. Ancak ağır işlerde çalışması ve yeterince beslenememesi yüzünden vereme yakalanınca (1948) Cebelilübnan’daki bir hastahaneye yatırıldı. İki yılı aşkın bir süre kaldığı hastahanede sağlığına kavuştu. Bu arada hastahanenin zengin kütüphanesinden faydalanma imkânı buldu; Arap edebiyatı, tarih ve din üzerine çok sayıda kitap okudu.
Bağdat’a döndüğünde aydınlar arasında önemli yer edinen Hejâr şiir ve makaleleri çeşitli dergilerde yayımlandı. Sol eğilimli bir örgüt olan Dünya Demokratik Gençlik Federasyonu tarafından 1953’te Bükreş’te düzenlenen IV. Dünya Gençlik ve Öğrenci Festivali’ne katılması uluslararası alanda adını duyurmasına vesile oldu. Bu sırada Irak Başbakanı Nûrî Saîd’in baskıcı yönetimine muhalefeti sebebiyle Irak polisi tarafından sıkıştırılınca eşini ve iki kardeşini bir dostunun yanına bırakıp gizlice Rojava Kürdistanı’na gitti (1956); ertesi yıl ailesini de yanına getirtti.
Burada kaldığı üç yıl boyunca Kuzey Kürdistan Kürtleri ve Celâdet Bedirhan, Ciğerxwin, Osman Sabri gibi şahsiyetlerle tanıştı, Kurmançi lehçesini öğrenerek Ehmed-e Xanî’nin Mem û Zîn adlı eserini Soranî lehçesine çevirdi.
Mela Mustafa Barzani on iki yıl Sovyetler Birliği’nde kaldıktan sonra Irak’a dönünce Hejâr onun yanına gidip Irak Baas yönetimine karşı başlattığı bağımsızlık mücadelesinde en yakın silâh arkadaşlarından ve danışmanlarından biri oldu (1961), millî duyguları uyandıran şiir ve yazılar kaleme aldı.
Kürdistan Demokrat Partisi’nin yayın organı olan Xebat gazetesinde ve Kürdistan’ın Sesi Radyosu’nda çalıştı. 1970’te Barzani ile Irak yönetimi arasında anlaşma yapılınca Kürdistan’dan Bağdat’a döndü ve el-Mecmau’l-ilmiyyü’l-Irâkī’nin bir şubesi mahiyetindeki el-Mecmau’l-ilmiyyü’l-Kürdî’ye katıldı, ilmî ve kültürel faaliyetlerde bulundu, Kürt Yazarlar Birliği’nin başkanlığını yürüttü.
Barzani’nin merkezî yönetimle ilişkileri bozulduğunda tekrar onun yanına gitti. Nihayet 1975’te Amerika, Sovyetler Birliği ve bunların müttefikleri olan İran ve Irak arasındaki antlaşma üzerine Kürt direniş hareketi kırılmış oldu. Barzani’nin aracılığıyla İran yönetimi Hejâr’ın Tahran yakınlarındaki Kerec’de ikametine izin verdi. Burada ilmî faaliyetlerle hayatını sürdürdü. Tahran Üniversitesi kendisinden İbn Sînâ’nın el-Ḳānûn’unu tercüme etmesini istedi; yedi cilt halinde yaptığı tercüme beğenilince İran Dil Kurumu’na üye seçildi. Kürtçe eser ve makaleler yazdı, Arapça bazı eserleri Kürtçe’ye veya Farsça’ya çevirdi, neşirler yaptı, İran Radyosu’nda çalıştı. 1 Şubat 1991 tarihinde Kerec’de vefat etti, cenazesi Mahabad’a götürülerek orada defnedildi.
Hejâr genç yaşından itibaren içinde bulunduğu yoksulluk, hastalık, gurbet ve geçim sıkıntısı gibi olumsuz şartlara rağmen korkusuzca mücadeleden geri kalmaması, inanç ve düşüncelerinden taviz vermemesiyle tanınmıştır. İleri yaşlarda ortaya koyduğu bilimsel ve kültürel çalışmalarla şöhrete kavuştuğu halde hep mütevazi kalmış, dürüstlüğü, dünya malına ve makamlara iltifat etmeyen kişiliğiyle temayüz etmiştir. Siyasî ve fikrî alanda ortaya koyduğu mücadeleci şahsiyeti yanında kaleme aldığı eserler onun Kürtçe ile Arap ve Fars dillerindeki yetkinliğini ispatlayacak niteliktedir. Üstlendiği sosyal misyon sebebiyle şiirlerinde ve düz yazılarında sade ve akıcı bir üslûp kullanmıştır. Kerim Rakhmanovich ile Iraida Anatol’evna Smirnova, Kurdskii Diialekt Mukri adlı çalışmalarında (Leningrad 1968, s. 142-185) Hejâr ve eserlerine geniş yer vermişlerdir. Muhammed Raûf Murâdî, Zindegînâme u Ḫıdemât-ı ʿİlmî u Ferhengî-yi Üstâd ʿAbdurraḥmân Şerefkendî adıyla bir eser kaleme almış (Tahran 1379 hş., 1385 hş.), Şîrîn İbrâhimî’nin Peyâm Nûr Üniversitesi Kerec Şubesi Fars Dili ve Edebiyatı Fakültesi’nde hazırladığı yüksek lisans tezi (1389 hş.) daha sonra basılmıştır (Şerḥ-i Âs̱âr u Aḥvâl-i Üstâd ʿAbdurraḥmân Şerefkendî, Senendec 1391 hş.).
Eserleri. Telif: 1. Âle Kok. İlk divanıdır (Tebriz 1324 hş./1945; Hevlêr 2001). 2. Beytê Seremer u Lâsâyî Seg u Mânge Şev. Sosyal içerikli şiirlerini içerir (Dımaşk 1957). 3. Bo Kürdistân. İlk divanından sonraki şiirlerini içerir (Bağdat 1966; Beyrut 1973; Senendec 1383 hş.; Tahran 1389 hş.; Hevlêr 2001). 4. Dîvân-i ʿÂrif-i Rabbânî Şeyḫ Aḥmedê Cezîrî. Cezîrî divanının Sorânî Kürtçesi’yle yapılan şerhidir (Tahran 1361 hş., 1386 hş.). 5. Henbâne Borîne: Ferheng-i Kürdî Fârsî. 70.000 kelimelik Kürtçe-Farsça bir sözlüktür (I-II, Tahran 1369 hş./1990, 1376 hş., 1381 hş., 1384 hş., 1385 hş., 1388 hş., 1389 hş.). 6. Ḳurʾâne Pîroz. Kürtçe Kur’an meâlidir (Tahran 1379 hş., 1380 hş.). 7. Mêjûy-i Erdelân. Erdelân tarihiyle ilgilidir (Tahran 1381 hş.). 8. Çêştî Mejêver. Müellifin otobiyografisidir (ed. Kânî Şerefkendî, Paris 1997). Eser Rızâ Kerîm Mücâvir (Şeelm-i Şurbâ, Mahabad 1380 hş.) ve Bihzâd Hoşhâlî (Çêştî Mejêver, Tahran 1389 hş.) tarafından Farsça’ya tercüme edilmiş, Ali Nâdirî de bir özetini yayımlamıştır (Destegûl: Destegûlêk le Bîreverî u Kıssehûşekânî-yi Mâmosta Hejâr, Mahabad 1385 hş.). 9. Gulbejîrê Şiʿrekânî-yi Hejâr. Divanından seçmelerdir (Senendec 1392 hş.). Hejâr ve Hêmin’in divanlarından bir seçmeyi de Halîl Ahmedî Gülçinî Dîvân-i Hejâr u Hêmin adıyla yayımlamıştır (Senendec 1382 hş.). 10. Be yâdî to deji dilim. Hejâr’ın bazı şiirlerini ihtiva eder (Stockholm 1993). 11. Ferheng-i Fârisî be-Kürdî. Ferheng-i Amîd’in Kürtçe tercümesidir. 12. Veşe-yi Kürdî le ʿArabî dâ. Arapça yazılmış Kürtçe dil bilgisidir.
Tercüme: 1. Ḳānûn der Ṭıb. İbn Sînâ’nın meşhur eserinin Farsça’ya tercümesidir (I-VII, Tahran 1362-1368, 1383 hş., 1386 hş., 1389 hş., 1391 hş.). 2. Âs̱ârü’l-bilâd ve aḫbârü’l-ʿibâd. Zekeriyyâ b. Muhammed el-Kazvînî’ye ait eserin Farsça’ya çevirisidir (Tahran 1366 hş.). 3. Mem û Zîn. Şêx Ahmed-i Hânî’ye ait eserin Kurmançi lehçesinden Sorânî lehçesine çevirisidir (Bağdat 1960; Tahran 1389 hş.; Hânî’nin şiirleri ve açıklamalarının ilâvesiyle, Paris 1989). 4. Çârinekânî Ḫayyâm (Ḫayyâm be-Kürdî). Hayyâm’ın Rubâʿiyyât’ının Kürtçe’ye tercümesidir (Tahran 1369 hş., 1370 hş., 1383 hş., 1385 hş.; nşr. Selâhaddin Âştî, Ḫayyâmî Hejârâne: Çârîne-i Fârsî u Kürdiyekânî-i Ḫayyâm u Hejâr, Tahran 1390 hş.). Necîb Pîrân bu tercümeden seçmeleri Gülçînî ez Rubâʿiyyât-i Ḫayyâm Fârsî-Kürdî adıyla yayımlamıştır (Mahabad 1381 hş.; Tebriz 1383 hş.). 5. Şerefnâme: Mîjevî-yi Mâle Mîrân-i Kürdistân. Şeref Han Bitlisî’nin eserinin önemli bir giriş ve notlarla Kürtçe’ye çevirisidir (Necef 1391/1972; Tahran 1360 hş., 1384 hş., 1388 hş.). 6. Hozî le-Bîrgerâvî Gâvân. Mustafa Cevâd’ın “el-Ḳabâʾilü’l-Gâvâniyye” adlı makalesinin Kürtçe’ye çevirisidir (Bağdat 1973). 7. Pînc Engûst Debine Yek Mist. Farsça Penç Engüşt Yek Müşt Est adlı eserin tercümesidir (Tahran 1362 hş., 1380 hş., 1389 hş.). 8. Yek le-Penâyî Ḥâl u Sifra be-Birâneve. Ali Şerîatî’nin Yek Celûş bî-Nihâyeti Seferhâ adlı eserinin Kürtçe’ye tercümesidir (Tahran 1358 hş.). 9. Ârî Berâ u Ârâ Berâ. Ali Şerîatî’nin Ârî İn Çenîn Bud Berâder adlı eserinin Kürtçe’ye çevirisidir (Tahran 1358 hş.). 10. ʿİrfân Berâmberî Âzâdî. Ali Şerîatî’nin ʿİrfân Berâberî Âzâdî adlı eserinin Kürtçe’ye tercümesidir (Tahran 1359 hş.). 11. Dâye Bâve Key Harâve. Ali Şerîatî’nin Peder Mâder Mâ Müttehemîm adlı eserinin Kürtçe’ye çevirisidir (Tahran 1359 hş.). Ali Şerîatî’den yapılan bu dört çeviri Çâr Nâmêlke-yi Doktor ʿAlî Şerîʿatî adıyla bir kitap halinde yayımlanmıştır (Tahran 1389 hş.). 12. Târîḫ-i Süleymâniyye. Arapça’dan Farsça’ya bir tercümedir. 13. Revâbıṭ-i Ferhengî-yi Îrân u Mıṣr. Arapça’dan Farsça’ya bir tercümedir. Müellif ayrıca, Mela Mahmûd Bâyezîdî’nin Âdât u Rasûmetnâme-i Ekrâdiyye adlı eserinin Azîz Muhammedpûr Dâşbendî tarafından yapılan Farsça tercümesine (Âdâb u Rüsûm-i Kürdân, Tahran 1369 hş./1990) giriş ve sonuç bölümü yazmıştır. 14. Mêjûy-i Erdelân. Mah Şeref Han’ın Farsça kaleme aldığı Târîḫ-i Erdelân’ın notları ve ilâvelerle Kürtçe’ye tercümesidir (Hevlîr 2005).
Yazılarında en büyük destekçisi olan eşi Masume Ahmedî, Ağustos 2018’de Erbil’de yaşamını yitirdi[1]