AK Parti MKYK üyesi 25 ve 26. Dönem Mardin Milletvekili ve “Yeniyüzyıl, Kürtler ve Bağımsızlık” kitabının yazarı Orhan Miroğlu, Zeynep Cager’in Gündem Özel programında, ‘Türkiye’deki son gelişmeler ve Kürt meselesi’ hakkındaki soruları yanıtladı.
Kürtlerin talep ettiği statü ve haklar ile Kürt milliyetçiliği konusuna temas eden Orhan Miroğlu şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’de 27 milyon Kürt var. Bugün 15 milyondan fazlası metropollerde yaşıyor. Kürtlere ilişkin statü ve hakları hangi açıdan sağlayacağız bunu tartışmamız gerekir. Bu meselenin Türkiye’de bir demokrasi meselesinin olduğunu düşünenlerdenim. Kürt milliyetçiliği, Türkiye’de bir hakikattir. Bu aslında Orta Doğu’nun bir gerçeğidir. Kürtler haklı talepleri konusunda bu yüzyılda nasıl mutlu olacaklarsa liderliği, sivilliği, demokratik siyaseti o oranda düşünmek zorundalar. Kürtler, Türkiye’de iş birliği yapacak partileri de iyi seçmeliler.”
Türkiye’deki siyaset şu an hangi noktada? Gelinen süreç hangi etkenleri beraberinde getirdi?
“Bugün hem iktidar hem muhalefet cenahında 20 yıl içerisinde ne oldu ne bitti görebiliyoruz. 2023 yılı seçimlerinde bu 20 yıllık süreç sandıklara nasıl yansıyacak, bunu göreceğiz. Özellikle dış politikada Ukrayna-Rusya savaşında Türkiye’nin jeopolitik konumu ortaya çıktı.
Bu coğrafya Orta Çağ’dan beri yaşananlar sebebiyle jeopolitik bir konumda. Savaşın tarafları ile rahat konuşan bir bölgede. Bugün iç kamuoyunun dikkati dış politikaya yönelmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretinde Diyarbakır Cezaevi’nin bir açık müze haline getirilmesi gündemde.”
Gelinen son süreçte Kürtler nasıl bir statü elde edebilir. Ve bu durum seçimlere nasıl bir etki sağlayacak?
“İstenilen statü mecliste bir çoğunluk oluşturmak mı, yok bir anayasa değişikliği ile bir statü kazandırılması mı sorusuna birçok Kürt partisinde farklı değerlendiriliyor. Bu statüden anlaşılan şey bir anayasa değişikliği talebidir. Kürt seçmenlerin siyasi temsilcileri büyük oranda AK Parti ve HDP’de görünecek.
HDP’nin Kandil ile iletişiminin nasıl bir seyir alacağı konusunda bir yorum yapamıyorum.
Mersin’de yaşanan olayla ilgili Selahattin Demirtaş ve PKK arasında sert bir iklim yaşanıyor. Mersin olayı nedeniyle Selahattin Bey, hoş olmayan kelimelerle itham edildi. Bunun sonucunun neye everileceğini az çok görebiliyoruz. Bu derin hal Millet İttifakı’nı olumsuz etkileyecektir diye düşünüyorum.”
Erdoğan’ın ‘çözüm süreci bozlukta bekliyor sözleri’ var. Kürtlerin ne yapması gerekiyor ki; çözüm süreci yeniden ortaya çıkarılsın?
“Çözüm sürecinin yeniden yaşanması koşulları bugün Türkiye’de yok. Bu süreçte PKK’nin dağdan indirilmesi hedeflenmişti. PKK ise başka beklentilerle masaya oturmuştu. Bu beklentiler Suriye süreci ile birlikte büyük oranda Suriye’ye dönünce bu bir istismar olarak ortaya çıktı.
AK Parti vekilleri arasında konuştuğumuzda, işte Kürtlerin 100 yıllık sorunları ve talepleri var, bir kısmı çözüm bekliyor, bir kısmı çözüldü.
Ama bir şey çözülecekse bizzat Kürt halkının muhatap alınması en doğrusudur diyoruz.”
Türkiye’deki Kürtlerin anayasal hakları denildiğinde PKK ve HDP konusu gündeme getiriliyor. Kürtler bunlardan önce de bu topraklarda idi. Kürtler, anayasal haklarını nasıl kazanabilir?
“Bu Kürtlerin hangi hakları talep ettiğine bağlı. Bugün Türkiye’de 27 milyon Kürt var. Kürt halkı için şuna uygun buna uygun haklar gerekli diye bir şey yok. Bugün 15 milyondan fazlası metropollerde yaşıyor.
Bunun çoğunluğunu ise gençlerden oluşuyor. Bu statü ve hakları hangi açıdan sağlayacağız bunu tartışmamız gerekir. Bu meselenin Türkiye’de bir demokrasi meselesinin olduğunu düşünenlerdenim.”
Siz bir aydın ve yazar olarak Türkiye’deki görevinizi ne kadar yaptınız veya yapabildiğinize inanıyor musunuz?
Evet yapabildiğime inanıyorum. 25 yıl boyunca yazdım söyledim, 57 yıllık siyasi hayatımda sığdırdığım çok şey var.
Peki, AK Parti’nin Kürtlere bakışı ve son dönemde artan Kürt milliyetçiliği hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Kürt Milliyetçiliği Türkiye’de bir hakikattir. Bu aslında Orta Doğu’nun bir gerçeğidir. Kürt milliyetçilik damarının sonuç aldığı yer Irak Kürdistan’ıdır. Suriye ve İran’da da belli mücadeleler var. Ancak Türkiye’de şartlar farklı gelişti. Ana akım bir ideolojisidir Kürt Milliyetçiliği. Devletin kurumlarını belirlemiş bir milliyetçiliktir. AK Parti de bir dönem bu milliyetçi akımlardan da etkilenmedi dersen yanılabiliriz. Bu etkilenme hala var.
Kürt halkının en doğal hakkıdır, “Ben gelecekte ne kazanacağım” demesi.
Kürtler haklı talepleri konusunda bu yüzyılda nasıl mutlu olacaklarsa, liderliği, sivilliği, demokratik siyaseti o oranda düşünmek zorundalar. Kürtler, Türkiye’de iş birliği yapacak partileri de iyi seçmeliler.”
Önümüzde bir seçim var. AKP’nin Kürt seçmene yönelik nasıl bir planı var?
“Mutlaka olacaktır. 28 Ekim’de bir deklarasyon yayınlayacağız.
Orada hem Alevi meselesi ve hem Kürtlerin çözüm beklediği sorunlara dair konular yer alacak.”[1]