Kitap Adı: Kürt Sorunu için Barış İnisyatifi
Yazar: 1.Helsinki Yurttaşlar Meclisi, 2. Taciser Belge
Basım Yeri: İstanbul
Yayınevi: Helsinki Citizens Assembly
Yayın Tarihi: 1992
Türkiye'de demokrasiyi destekleyenler önemli bir güç oluştursa da, politik ve toplumsal hayatta her türlü şiddetin üstesinden gelinmesi için yurttaşların daha etkin katılımına ihtiyaç vardır. Osmanlı-Cumhuriyet siyasal geleneği, toplumu, bağımsız yurttaşları, ordu, polis önünde güçsüz bırakmış, parlamentoyu, Milli Güvenlik Kurulu gibi organlarda ifadesini bulan devlet otoritesine bağımlı kılmıştır. Bizzat seçilmiş hükümetin çalışabilmesi için dahi yasaların üstünlügünün sağlanması gereklidir. Günümüzde demokratikleşme, Evrensel İnsan Hakları Bildirisi ve çeşitli başka uluslararası antlaşmalarla teminat altına alınan uluslararası insan haklarına uyulmasıyla ölçülüyor. Türkiye'de bu alanda bazı olumlu adımlar atıldı. İnsan Hakları Vakfı'nın, insan Hakları Derneği'nin çalışmaları, bir İnsan Hakları Devlet Bakanlığı'nın kuruluşu, Türkiye'de İnsan Haklarını savunmaya gönüllü insanların hem varlığının kanıtı hem de elde ettikleri başarılardır. Bu potansiyel, insanların sorunları şiddetle değil, diyalogla çözme isteğinin de göstergesidir. Demokrasinin niteliğini belirleyen, devlete karşı hükümet otoritesi, yasaların üstünlüğü ve uluslararası hukukla bağdaşması, sivil toplumun demokratikleşme girişimlerinin olumlu karşılanması ve şiddetin devlet ve muhalefet tarafından reddedilmesidir. Kürt sorunu açısından bugün gelinen aşamada Türkiye karanlık bir bulutun gölgesi altındadır. Bu sorunun şiddetle mi diyalogla mı çözüleceği konusunda bir hassas denge oluşmuştur. Şu hayati soruyla karşı karşıyayız: Demokrasi mi ağır basacak demokrasi karşıtı güçler mi? Ağırlığımızı demokrasiden yana koymalıyız.
Helsinki Yurttaşlar Meclisi, Avrupa'nın Doğu'su ve Batı'sında oluşmuş, sivil girişimlerin, barış ve insan hakları savunucularının, çevreci grupların bir koalisyonudur 1980'lerde Batı Avrupa sivil girişimleri ile Doğu Avrupa rejim muhaliflerinin diyalogu sonucu oluşan HYM, aşağıdan yukarıya bir süreçtir ve hükümetlere fobi yapmaktan çok, sivil toplum eylemleri üzerinde yoğunlaşarak bir demokratik kültür yaratılmasını amaçlar. HYM politikası, askerden arındırma ve silahsızlanma, demokratikleşme ve insan hakları konularını birleştirmektir.
[1]