Uygarlığın Doğuşunda Kültür Ve Kürtler
M.Sait Yıldırım
Aramayinevi
Diyarbakir
2014
[1]
Uygarlık serüveninin şafağı nerede atmıştır ilkin? Belki de tam olarak bir yerde değil. Çizgisel bir tarih ilerlemeciliği gereği bir kaynak gösterip uygarlığın doğuşunu bir yerde sabitleyebiliriz. Ama bu kime ne gibi bir kimlik kazandıracak. Oysa tarihin inşa ediliş biçimlerinden biri ne yazık ki böyle oldu. Bu nedenle ulusların, insanlık ve toplumlar tarihinin uygarlaşma süreçlerini kendi ırkları üzerinden başlatma çabalarına kuşkulu yaklaşmak durumundayız. Tersi durumda bütün bu uygarlaşma süreci tek bir kaynaktan beslenmiş olup aradaki farklar yine bu tekliğin etrafında tarihin dışına itilmekten kurtulamayacak.
Kürdistan uygarlık şafağına beşiklik etmiş hem coğrafik hem de kültürel dokusuyla bu hazinenin ev sahiplerinden biridir. Oysa tek boyutlu tarih ilerlemeciliği ve anlayışı onu bu haktan mahrum ettiği gibi bugün de ondaki bütün zenginlikleri yok ederek hakikatleri telafi edilemez bir şekilde silmek istiyor. Nehirler etrafına inşa edilmiş uygarlıklar, yapılan barajlarla sulara gömülecek. Sadece kalıntılar silinmeyecek, aynı şekilde, günümüzdeki yaşam alanları yok edilerek yeni kültürel gelişmelerin önü alınmış olacak. Bu kitapta, yazar, tehlikeyi öngörüp Kürdistan’daki uygarlıksal hakikatlere ilişkin bulguları, yorumları, ipuçlarını tartışarak, birçok yerde ısrarlı bir şekilde ‘Kürdistan-merkezli’ düşünme risklerini göze alarak çağrı yapıyor.