Yönetmenliğini Derya Deniz’in yaptığı Hêza belgeseli Los Angeles Bağımsız Kadın Film Ödülleri Festivali’nde “En İyi Belgesel” ödülünü aldı.
Bu yıl yedincisi düzenlenen Los Angeles (LA) Bağımsız Kadın Film Festivali, dünyanın birçok yerinden kadın yönetmeni bir araya getirdi. Festival ödülleri “En İyi Uzun Metrajlı Anlatı Filmi”, “En İyi Kısa Öykü ve En İyi Montaj”, “En İyi Yönetmen”, “En İyi Aktris”, “En İyi Yapımcı”, “En İyi Sinematografi” ve “En İyi Belgesel” dahil olmak üzere 25 başlık altında verildi.
Üçüncü ödül
Festivale katılan Hêza belgeseli, “En İyi Belgesel” ödülüne layık görüldü. Hêza, Şengal'e yönelik 3 Ağustos 2014’te gerçekleşen DAİŞ çetelerinin saldırısı sonucu yaşanan Êzîdî soykırımı sırasında yaşamı tamamen değişen Êzîdî bir kadının hikayesini konu alıyor. Hêza belgeseli Nisan ayında İsveç Boden Uluslararası Film Festivali’nde “En İyi Belgesel”, Güney Asya’daki Bhutan’da gerçekleşen Druk International Film Festival’inde ise “Üstün Başar” ödülünü almıştı.
Belgeselin yönetmeni ve yapımcısı Derya Deniz, Hêza’nın DAİŞ’den kurtarılan ve DAİŞ’e karşı direnen tüm kadınlara atfen yapıldığını belirterek, “Ödüller onlara aittir” dedi.
Filmin hikayesi [1]
“Hêza”, bir yandan soykırım gerçeğini anlatırken, diğer yandan kendi acıları ve adalet mücadelesinin canlı tanığı olarak izleyicilerin karşısına çıkıyor. Hêza’nın öyküsü, aynı zamanda kaçırılan, köleleştirilen, katledilen, intihara sürüklenen ve özgürlüğe yürüyen tüm kadınları anlatıyor. Belgeselde, Hêza YJŞ’de Kürt Êzîdî bir kadın olarak karşımıza çıkarken bunun bir de öncesi var. Hêza, YJŞ’ye katılmadan önce DAİŞ tarafından kaçırılarak Reqa’ya götürülmüş, burada defalarca intihara kalkışmış ve sonunda kaçmayı başarmış bir direnişçiyi canlandırıyor. Kaçırılıp köleleştirilen Hêza, kurtulduktan bir yıl sonra YJŞ komutanı olarak 2016 yılında Reqa’yı özgürleştirmek için görev[1] alıyor.