Kürt tiyatrosu umut veriyor. Bu kadar seyircisi ve takipçisi varken daha büyük salonları hak ediyor. Kamusal alanları hak ediyor. Tüm tiyatroların kullandığı olanakları Kürt tiyatrosunun da kullanması gerekiyor.
Gölge Kültür Sanat Merkezi'ne (GKSM) bağlı Sî Tiyatro, Aziz Nesin'in yazdığı ve Tu Ne Gara yî adıyla Kürtçeye çevrilen Sen Gara Değilsin adlı oyunu 24-27 Nisan tarihlerinde Van, Batman ve Amed'de sahneledi. [1]
Amed Şehir Tiyatrosu’nda 27 Nisan günü sahneye konulan oyun ardından bir araya geldiğimiz Rewşan Apaydın, “Kürtçe tiyatro umut veriyor. Gösterilen ilgi çok kıymetli. Bu kadar seyircisi ve takipçisi varken daha büyük salonları hak ediyor” dedi.
Neden Kürtçe oynamayalım?
“Tu Ne Gara yî”, Sî Tiyatro’nun ilk Kürtçe oyunu. Gölge Tiyatro topluluğunun kurucularından olan yönetmen Rewşan Apaydın, iki yıl önce Türkçe tiyatro yaparken tiyatro ekibinin yüzde 75'inin Kürt oyunculardan oluştuğunu fark ettiklerini ve bir masa etrafında otururken, “Ana dilimizde neden tiyatro yapmıyoruz” diyerek Sî tiyatroyu kurduklarını söyledi.
Sî Tiyatro atölyeye dönüştü
Önce çeviri konusunda zorlandıklarını, daha sonra ise Sî Tiyatro’nun bir atölyeye dönüştüğünü ifade eden Apaydın, Provalarda Kürtçe konuşuyorduk. Hem dili öğreniyor hem oyunu oynuyor hem de oyunculuk çalışıyorduk. 1,5 yıllık çalışmadan sonra oyunun ilk prömiyerini yaptık. Beklediğimizin üzerinde ilgiyle karşılandık. Diyarbakır, Van ve Batman’da da davet gelince Kürt illerinde oyunumuzu sergilemeye başladık dedi.
Van seyircisi eğlendi, eğlendirdi
Kürtçe, Tu ne Gara yî oyununun üç kentte de ilgiyle karşılandığını anlatan Apaydın, En çok eğlendiğimiz yer Van seyircisi oldu. Oyunda çok eğlendiler. Kendilerini oyuna çok dahil ettiler. Çok eğlenen seyircisi vardı Van'ın” diye belirtti. Apaydın, “Yeni bir Kürtçe tiyatro ekibiyiz. Ama kimsenin grubun yeni ya da eski olup olmadığına bakmadan, Kürtçe oyunu izlemeye gelmiş olması, sahiplenmesi, bizler için çok kıymetli oldu. Heyecanlandık, çok mutlu olduk’’ diye ekledi.
Kürt tiyatrosu umut veriyor
“İki yıllık bir ekip olmamıza rağmen turne yapıp salonları doldurabiliyorsak, yarın için Kürt seyircisi ve Kürt tiyatrosu için güçlü umudun olduğunu gösteriyor” diyen Apaydın sözlerine şöyle devam etti: “Kürt tiyatrosu umut veriyor. Bu kadar seyircisi ve takipçisi varken daha büyük salonları hak ediyor. Kamusal alanları hak ediyor. Tüm tiyatroların kullandığı olanakları Kürt tiyatrosunun da kullanması gerekiyor. Bu olanaklara sahip olduğu takdirde yelpazesi daha genişleyecektir.”
Sembolik olmaktan çıkmalı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendilerinden Kürtçe oyun istediğini belirten Apaydın, “Festival yapmayı düşünüyorlar. Görüşmelerimiz sürüyor. Umarım her ilde tüm yapılan festivallerde sembolik olmanın ötesinde Kürtçe tiyatro oyunları da eşit sayıda olur, hatta tüm dillerin ortak olacağı festivaller yapılabilir diyerek eleştirilerini dile getirdi.
Yasakların içinde doğduk!
Apaydın, Tiyatro Sî'nin yasakların içinde doğduğunun da altını çizerek şunları söyledi: Kürt oyunlarının yasaklandığı, sahnelerin kapatıldığı, pandemi bahanesiyle sanatsal alanların daraldığı bir alanda doğdu Tiyatro Sî. 'Oynarsak yasaklanır mı? Keyfi müdahalelerle karşılaşır mıyız?' diye düşündük. Biraz bizi kaygılandırdı ve korkuttu. 'Her şeye rağmen devam edeceğiz' dedik ve buralara geldik. Önümüzde Kürtçe bir çocuk oyunu projemiz var. Yeni yazdık. Çok taze. Kısa zamanda sahnelemeyi düşünüyoruz.[2]
Gara ile birlikte gerçek de öldü
Aziz Nesin'in ironili öyküsü Sen Gara Değilsin oyunu 20. yüzyılın kahramanlık sıfatları ve ince ironilerle günümüz iktidarlarına eleştirileriyle dikkat çekiyor. Aslında savaş konusunda siyasal, sosyal hiçbir bilgisi olmayan Gara, ortalıkta dolaşan söylentiler yüzünden halk tarafından kahraman ilan edilir ve doğduğu kent olan Yuntabur'a heykeli dikilir. Dönemin politikacıları ise Gara'nın bu asılsız kahramanlığını kullanarak, yönetici olurlar. Ancak Gara, batan savaş gemisinden sağ kurtulup, Yuntabur'a geri gelir ve heykeliyle karşılaşır. Gara'nın kahramanlığı sayesinde rant elde eden iktidarın oyunu; Gara'nın sağ kurtulup doğduğu kent olan Yuntabur'a dönüşüyle ortaya çıkar. Gara'nın aslı olmayan bu kahramanlığını kullanarak iktidara gelmiş olan yöneticiler, halkın gerçekleri anlamaması için Gara'ya başka bir kimlik teklif edilir, ancak Gara bunu reddeder ve iktidara kurban gider. Gara ile birlikte gerçek de öldürülür.